KUR'AN'DA NAMAZ

KUR’AN’DA NAMAZ

Kur’an’da mevcut olan namazla ilgili bilgiler Müslümanlar için büyük önem taşır. Eğer namaz Allah’ın emri ise; emri kaynağından almamız gerekir.
Allah dinimizi, O’nun kuralları doğrultusunda yaşamamızı emreder. Birileri de Kur’an anlaşılmaz bahaneleriyle tek müellifin Allah olmadığını sanırlar. Sonra da beşerlerin yazdığı kitaplara yönelirler. Onlarında Allah’tan olduğunu sanırlar.

Bakara 79. Ayet:
O halde, yazıklar olsun onlara ki, kendi elleriyle, ilahî kelâm[dan olduğunu iddia ettikleri hususlar]ı kaydettikten sonra, az bir kazanç elde etmek için, “Bu Allah'tandır!” derler. (Böyle diyerek) kendi elleriyle kaydettiklerinden ötürü yazıklar olsan onlara! Ve yine bütün o kazandıklarından ötürü yazıklar olsun böylelerine!
Zümer 2. Ayet:
Şüphesiz, sana bu Kitabı hak ile indirdik; öyleyse sen de dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet et.

Hiçbir ibadet şeklini kendi kafamıza göre belirleyemeyiz; ancak kafamıza göre yaşamımızı sürdürürüz. Hâlbuki dinin tek kaynağı olan Kur’an’ı hayatımıza taşımamız gerekir. Eğer kıldığımız namaz Kur’an’a ters ise vahye göre kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Kur’an’da namazla ilgili fazla detay yok. Fakat günümüze kadar gelmiş bir namaz mevcut. Kur’an da “kıyam, rükû, secde” der; ancak sağ ayağınızın üzerine oturun, sol ayal parmakları bu esnada kıbleyi göstersin diye bir ibare yoktur. Veya ellerini şöyle bağlayacaksın, kadın şöyle erkek böyle, diye hiçbir kural yok. Öyleyse bu konuda herkes serbesttir. İsteyen istediği şekilde yapabilir anlamına gelir. Şu an günümüze kadar da gelmiş bir şekilde namaz kılınıyorsa da aynı şekilde kılmanın da bir mahsuru olduğunu düşünmüyorum. Ben de aynen günümüzde kılındığı gibi kılmaya çalışıyorum.

Günümüz de namaz adına ciltler dolusu kitaplar yazmışlardır. Hem de Kur’an’ın fazla detaya girmemesine rağmen. Allah’tan daha mı iyi bileceksiniz; Allah’a dininizi mi öğreteceksiniz.
Hucurat 16. Ayet: De ki: "Siz, Allah'a dininizi(n mahiyetini) mi öğret(mek ist)iyorsunuz? Allah göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Allah her şeyin eksiksiz bilgisine sahiptir!"

Kur’an’da geçmeyen hususları farz kabul etmek, çok tehlikelidir. Haddi aşmaktır.
Nebi Muhammed’den önce de namaz vardı.

Meryem 58. Ayet: İşte bunlar, Âdem'in ve Nûh ile beraber (gemiye) bindirdiklerimizin soyundan, İbrahim'in, Yakub'un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin soyundan kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahmân'ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.
Meryem 31. Ayet: (İsa) "Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti."

Sanki namaz Nebi Muhammed döneminde farz oldu. İnsanlarımızın büyük bir bölümünde bir algı var. Yukarıdaki ayetlerde gördüğünüz, aşağıdaki ayetlerde de göreceğiniz gibi bu doğru değildir. Üstelik bu zümre namazın Miraç’ta farz olduğu gibi aslı astarı olmayan, Kur’an’la siyerle çelişen komik bir iddia ortaya atmaktadır. Zerdüşlükten kopyalanan miraç, onlara göre Risalet’in yaklaşık onuncu yılında gerçekleşiyor. Oysa daha risaletin ilk yıllarında inen vahilerde namaz emrediliyor. Müzzembil, Taha, İsra sureleri risaletin ilk yıllarında inmiştir.

İbrahim 40. Ayet: (O halde) Ey Rabbim, beni ve soyumdan gelen insanları namazda devamlı ve duyarlı kıl! "Ve, ey Rabbimiz, bu duamı kabul buyur:

Enbiye 72. Ayet: Ve o'na ayrıca İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u armağan ettik, ve onların hepsinin dürüst ve erdemli insanlar olmalarını sağladık;
Enbiya 73. Ayet: Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.

Kur’an’da Nebi Muhammed’den önceki Nebiler’e de namaz ibadeti bildirilmiştir. Bu ayetlerden anlıyoruz ki, namaz Nebi Muhammed’den önce de farzdı.
Pekiyi ne kadar önce?
Feth 23. Ayet: Allah'ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.

Nebi Âdem’den günümüze Allah’ın yasası tekdir. O gün ne ise bugün de o dur.
Dolayısıyla Hz. Adem’den günümüze kadar namaz kılınıyordu.
Kur’an’da namaz “Essalat” olarak geçer. Salatın başındaki elif-lam takısı bilinirliktir. Yani “Essalat” o bilinen salat (namaz) dır. (Ankebut 45.) Nebi Muhammed’e bilinen, bildiği namazın emri veriliyor.

Sorarlar:
Hadi Kur’an’da gösterin bakalım; namaz nasıl kılınır?
Siz namaz kılmayı nereden öğrendiniz?

Madem ki Kur’an’da namaz yok diyorsunuz; sizin farzlarınızın delili ne?
Benim ilk namazla tanışmam şöyle oldu: Çok küçüktüm. Babam elimden tuttu ve bayram namazına götürdü. Etrafımdakiler ne yapıyorsa ben de onu yapmaya çalıştım. Sonra cuma namazlarına götürmeye başladı. Gide gele öğrendim. Rivayetlerde de Sevgili Nebi Muhammed’imiz dememiş mi “Ben nasıl kılıyorsam öyle kılın” diye…
Rivayetlerle namaz kılmak mümkün değildir. Hiçbir şekilde Hz. Muhammed namazı şöyle kılacaksınız diye bir tarif vermemiştir. Ancak Hz. Muhammed kılarken şunu şöyle yapmıştı, böyle yapmıştı diye rivayetler mevcuttur. O da çelişkilerle doludur. Buna çelişki demezsek şöyle düşünebiliriz. Hz Muhammed rükûda iken bazen ellerini farklı şekilde bağlamış bazen hiç bağlamamıştır. Zaten Kur’an’da bunla ilgili bir hüküm de yoktur.

Eminim yukarda soruyu soranlar da aynen benim gibi namaz kılmayı öğrenmişlerdir.
Ben de ters köşe bir soru sorsam: Siz rivayetlerden delil getirerek bilmeyen bir kişinin namaz kılmasını sağlayabilir misiniz? Desem, kesinlikle cevap bulamazlar, Hiçbir rivayet (hadis) kitaplarında kıyam, rükû, secde şudur; secde de şöyle yapılır diye bir açıklamayla karşılaşamazsınız. Ayrıca bir eylemin farz olabilmesi için ayetle sabit olması gerekir.

Hz Adem’den günümüze kadar gelmiş olan namazın bilinmesine rağmen, Allah Kitabında namazla ilgili bilgiye de yer vermiştir.
En’am 38. Ayet: hâlbuki yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi (Allahın) mahluku olmasın: Biz, buyruğumuzda tek şeyi bile ihmal etmedik. Ve bir kez daha (belirtelim): onlar(ın tümü) Rableri huzurunda toplanacaklardır.
Rivayetlerde ki değişkenlik, ayetlerde olmaz. Allah’ın yasasının tek olduğu gibi; Kur’an’da da tek tip namaz vardır.
Şimdi Kur’an’da anlatılan namazı tanımaya çalışalım:

NAMAZ KILMAYANA UYARI:
Meryem 59. Ayet: Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığını) kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.

EZAN
Maide 58. Ayet: Onları namaza çağırdığınızda onu küçümserler ve alaya alırlar- Çünkü onlar akıllarını kullanmayan bir topluluktur.

ABDEST, GUSUL, TEYEMMÜM
Maide 6. Ayet: Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da. Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

CÜNÜPKEN, SARHOŞKEN VE NE DEDİĞİNİ BİLİNCEYE KADAR NAMAZ KILMA
Ni’sa 43. Ayet: Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahud kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

KIBLE:
Bakara 144-150. Ayet
: Biz, (ey Peygamber) senin sık sık yüzünü (bir kılavuz arayışı içinde) göğe çevirdiğini görüyoruz: ve şimdi seni tam tatmin edecek bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram'a çevir; ve siz, hepiniz, nerede olursanız olun, yüzünüzü (namaz esnasında) o yöne döndürün. Doğrusu, daha önce kendilerine vahiy tevdi edilmiş olanlar, bu emrin Rablerinden gelen bir hakikat olduğunu çok iyi bilirler; ve Allah onların yaptıklarından habersiz değildir. Ama daha önce kendilerine vahiy tevdi edilmiş olanların önüne bütün delilleri koymuş olsaydın bile senin kıblene yönelmezlerdi; ne sen onların kıblelerine yönelirsin, ne de onlar birbirlerinin kıblelerine yönelirler. Ve eğer sana ilim geldikten sonra onların asılsız görüşlerine uysaydın muhakkak ki zalimlerden olurdun. Daha önce kendilerine vahiy verdiklerimiz, onu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar: Ancak bilin ki, onların bazısı hakikati bile bile örtbas eder. Rablerinden gelen hakikati! O halde sen, şüphe edenlerden olma. Çünkü her topluluk, merkezinde O'nun, (Allah'ın) bulunduğu kendisine ait bir istikamete yöneltir. Öyleyse, iyi ve güzel işlerde yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi kendi katında toplayacaktır: çünkü, Allah her şeye kadirdir. Böylece, nereden gelirseniz gelin, (namazda) yüzünüzü Mescid-i Haram'a doğru çevirin. Bilin ki bu (emir) Rabbinizden gelen bir hakikattir; ve Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.
O halde, nereden gelirseniz gelin, (namazda) yüzünüzü Mescid-i Haram'a çevirin ve nerede olursanız olun yüzünüzü ona çevirin ki, zulüm yapmaya şartlanmış olmadıkça insanların size karşı hiçbir bahaneleri kalmasın. Onlardan korkmayın, Ben'den korkun. (Bana itaat edin) ki, size olan nimetimi tamamlayayım ve böylece siz de doğru yolu bulabilesiniz.


NAMAZA BAŞLAMA TEKBİRİ – NAMAZI NORMAL SESLİ KIL
İsra 110, 111. Ayet: De ki: "Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur." Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse. Ve de ki: "Övgü (hamd), çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah'adır." Ve O'nu tekbir edebildikçe tekbir et.
Ala 15. Ayet: Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.

EUZUBESMELE ÇEKMEK:
Nahl 89. Ayet:  Öyleyse Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.

TEKBİR AL:
Ala 15. Ayet:
Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.

FATİHA OKUMAK: (Kur’an’da namazda okuma şartı yok. Okunabilir.)
Hicr 87. Ayet:
Ve gerçek şu ki, Biz sana sık sık tekrarlanan (ayetlerden oluşan) yedili (bir sure) bahşettik ve (böylece senin önüne) yüce Kur'an'ı (açıp serdik):

NAMAZDA HAREKET SIRALAMASI:
Hac 26. Ayet: …………, kıyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut."

KIYAM
Zümer 9. Ayet: Yoksa siz, gece boyunca (namazda) secde ederek yahut ayakta durarak kendini (Allah'a) ibadete adayan, öteki dünyayı gözeten ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (ile kendinizi bir mi tutuyor)sunuz?" De ki: "Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?" (Ancak) yalnızca akıl iz'an sahipleri bunun farkındadır!
Hac 26. Ayet: Hani biz İbrahim'e Evin (Kabe'nin) yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik:) "Bana hiç bir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut."

TİLAVET
Ankebut 45. Ayet: Sana vahyedilen bu ilahi kelamı (başka insanlara) ilet ve namazında dikkatli ve devamlı ol; çünkü namaz (insanı) çirkin fiillerden ve akla ve sağduyuya aykırı olan her türlü şeyden alıkoyar; Allah'ı anmak gerçekten en büyük (erdem ve iyilik)tir. Allah bütün yaptıklarınızı bilir.

RUKU
Bakara 125. Ayet: Hani Evi (Ka'be'yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. "İbrahim'in makamını namaz yeri edinin", İbrahim ve İsmail'e de, "Evimi, tavaf edenler, itikafa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin" diye ahid verdik.

SECDE
Tevbe 112. Ayet: Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü'minleri müjdele

NAMAZDA RÜKUNLARINDA ARA TEKBİRLER:

Ala 15. Ayet: Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.

Vakıa 96. Ayet: Öyleyse kudret sahibi Rabbinin ismini yücelt!

Ala 1. Ayet: Yücelt Rabbinin sınırsız şanını! Yüceler Yücesi(nin şanını),

NAMAZ SONRASI DUA:
Bakara 153. Ayet: Siz ey imana ermiş olanlar! Sarsılmaz bir sabır ve namaz ile yardım arayın; zira, unutmayın, Allah zorluklara karşı sabredenlerle birliktedir.

REKAT SAYISI – NAMAZIN KAZASI YOK

NİSA 101, 102. Ayet: Yeryüzünde (sefere) çıktığınızda, hakikati inkara şartlanmış olanların aniden üzerinize saldırmasından korkarsanız namazlarınızı kısaltmanız günah olmaz: Çünkü o hakikati inkar edenler sizin apaçık düşmanlarınızdır.
O halde sen müminler arasında iken onlara namazda imamlık yapacaksan, (yalnızca) bir bölümünün, silahlarını kuşanmış olarak seninle namaza durmalarına izin ver. Onlar namazlarını bitirdikten sonra, namazlarını eda etmemiş olan diğer gurubun her türlü tehlikeye karşı hazır vaziyette ve silahlarını kuşanmış olarak gelip seninle namaza durmaları sırasında size koruyuculuk yapsınlar; (çünkü) hakikati inkara şartlanmış olanlar sizin silahlarınızı ve teçhizatınızı unutup bırakmanızı isterler ki ani bir baskınla üzerinize saldırabilsinler. Fakat yağmurdan dolayı sıkıntıya düşerseniz yahut hasta iseniz (namaz kılarken) silahlarınızı bırakmanızda bir mahzur yoktur; ama tehlikeye karşı (daima) hazırlıklı olun. Allah, şüphesiz, hakikati inkar edenler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

NAMAZ DA VAKİT ÖNEMLİDİR.

Hud 114. Ayet: Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür.
Öğle (zuhur) namazı: “Gündüzün iki tarafından” ilki olan  “Güneş’in batıya kayması” ile başlayıp, gündüzün ikinci yarısına kadar devam eder.  “Öğle namazı vakti birinci yakasıdır.”

İkindi (asır) namazı: Gündüzün iki tarafından ikincisi de ikindi vaktidir. Gündüzün ikinci yarısından başlayıp akşam gün, batımına kadar devam eder.

Akşam (işa) namazı:
Akşam da gecenin vakitlerindendir. Güneş ışınlarının kaybolmasının hemen ardından gelen vakittir.

Yatsı namazı:
Gecenin yakın saatleri yatsı vaktidir. Güneş ışınlarının kaybolması ve karanlıkla başlar. Karanlık tam çökünceye kadar devam eder. Gece karanlığının iyice çökmesi demek; gecenin yarısı olduğunu düşünüyorum.
 
Fecir (sabah) namazı: da Tanyerinin ağarmasından, Güneş’in doğumuna kadardır.
Taha 130, Hud 114, İsra 78. Ayetler

TEVECCÜT (nafile) NAMAZI:
İsra 79. Ayet: Ve gecenin bir vaktinde kalkıp, kendi isteğinle yaptığın ilave bir eylem olarak namaz kıl: ki böylece Rabbin seni belki (ahirette) övgüye değer bir konuma yükseltir.

CENAZE DUASI (namazı):
Tevbe 84. Ayet: Onlardan ölen birine asla dua etme . Mezarı başında da bulunma. Çünkü onlar, Allah’ı ve elçisini göz ardı etmiş ve yoldan çıkarak fâsık olarak ölmüşlerdir.

Kur’an namazı ikame edin der. Namazı ikame etmek; namaz için gerekli olan esas ve temel unsurları yerine getirmektir. Bu şartlar ışığında namazımızı ikame etmemiz gerekmektedir. Kur’an dışı detaylardan sorumlu değiliz.

Maide 101. Ayet: Siz ey imana ermiş olanlar! (Kesin hukuki kurallar şeklinde) açıklandığı taktirde sizi sıkıntıya sokabilecek olan konular hakkında soru sormayın; zira, Kuran vahyedilirken onlar hakkında soru sorsaydınız, size (hukuki kurallar şeklinde) açıklanabilirlerdi. Allah, bu konuda (sizi her türlü yükümlülükten) azat etmiştir: Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, halimdir.

Zihninde ki bilgileri temizleyip Kur’an’ı açıp baksak, anladığımız dilden okusak, o bilinen namazın nasıl ikame edildiğini göreceğiz. Nebimizin bazen kılıp bazen kılmadığı nafile namazları da “kılmayana Nebi Muhammed’in şefaat etmez” dediler. Ne oldu? Nebiye has bir namaz icat edildi. Bu Allah’a ortak koşmak değil midir?

NAMAZDA YAPILAN HAREKETLER:

Kur’an namazda yapılması gereken ana konulara baktığımızda; bildiğim kadarıyla, namazı farklı kılan her hangi bir grup cemaat yoktur.
Kıyamda durmak: Tabiri caizse Allah karşısında esas duruşta, saygılı bir şekilde durmak.
Rukü etmek: Allah’ın karşısında eğilmek, hareketle karşısında küçülmek.
Secdeye varmak: Toprakla aynı seviyeye gelmek. Toprakla bütünleşmek. Allah’ın önünde paspas olmak. Bu an Allah’a en yakın olduğumuz andır.

Kıyamda dururken ellerimiz aşağıya sarkık olabilir. Önde istediğiniz gibi ellerinizi bağlayabiliriz. Rükûda doksan derece eğilme şartı yoktur. Ne kadar eğilmek istiyorsanız o kadar eğilebilirsiniz. Kısaca artistik jimnastik hareketi yapmıyor; Allah’ın huzurunda ibadet ediyoruz.  
Sol ayağınızın üzerine oturmasanız, sağ ayak parmaklarının kıbleye bakmasa da olur. Ancak bu yaptığınız şekilleri Allah istediği için yaptığınızı sanıyorsanız, orada durun. Allah’ın kitabında böyle bir emir yok. O zaman Allah’tan başka birilerinin söylediğine uyuyorsunuz.
Zümer 3. Ayet: İyi bilin ki saf ve katışıksız din Allah’a aittir. O’ndan başka birtakım evliya/otoriteler edinenler: – Biz onlara, başka bir maksatla değil sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz derler. Allah, onların aralarında tartıştıkları konularda hükmünü verecektir. Zira Allah, hiç bir yalancı nankör kâfiri yoluna kabul etmez.

Rükûa vardığımız da “doksan derece durabildim mi? Yumurta sırtımdan düşer mi?” Secdeye vardığımızda “ayaklarım havaya kalktı mı?” Namazım bozuldu mu? Bozulmadı mı? Gibi düşüncelerden huşu içinde namazı kılamaz duruma geliyoruz. Adeta biz namazı kılmıyoruz. Namaz bizi kılıyor…

Doğrularım Allah’a yanlışlarım bana aittir…                                                       Aydın ORHON

 

 

 

 

 

 

  Kur’an Bütünlüğünde Melek Anlayışı – Derinlemesine İnceleme Bilim insanlarının açıklamalarına göre, evrenin başlangıcı yaklaşık 13.8 mil...