Kur'an'ın Ayetleriyle Uydurulmuş Hadislerin Analizi

Kur'an'ın Ayetleriyle Uydurulmuş Hadislerin Analizi




Kur'an, İslam dininin tek ve tartışmasız kitabı olarak, hem kutsal bir rehber hem de ahlaki değerlerin kaynağıdır. Ancak zamanla, uydurulmuş hadisler aracılığıyla gerçek dini anlayışın çarpıtılması yaşanmıştır. Bu makalede, Kur'an ayetleri ışığında uydurulmuş hadis meselesine bir bakış sunarak, dinin özüne yönelik tehditleri değerlendireceğiz.

1. İsra Suresi, 73-75. Ayetler:

İsra Suresi'nin bu ayetleri, inananların yanıltılmasını ve yalanların etkisine kapılmasını anlatırken, sahih bilgilerin önemini vurgular. Gerçek bilgiye değer vererek, sapkınlık ve uydurmalardan korunmanın yollarını sunar.

Ayetler:

  1. "Şüphesiz, çok geçmeden sana yine gerçek bilgi gelecek; fakat sen bu sözü işlersen, bunun için kendine bir sorumluluk üstlenmiş olursun."
  2. "İşte bu yüzden, senin için verdikleri vaadi sorgulayacaklardır."
  3. "Sabah akşam dünyevi işlerin zıddına düşme!"

2. Necm Suresi, 2-4. Ayetler

Necm Suresi, vahiylerin kaynağının Allah olduğunu belirtir. Uydurulmuş hadislerin kaynağı ile gerçeği birbirinden ayırmanın önemine dikkat çeker.

Ayetler:

  1. "O, yalnızca bir vahiydir."
  2. "O, kendi hevasından (isteğinden) konuşmaz."
  3. "O, kendisine vahyedilendir."

3. Al-i İmran Suresi, 78-79. Ayetler

Bu ayetler, bazı kişilerin uydurulmuş sözler yaydığını ifade eder. Gerçek bilgiye sahip olmak önemliyken, yalana karşı uyanık olmak gerekir.

Ayetler:

  1. "İçlerinden bir kısmı, diliyle kitap (Kur'an) yazdıklarını zannederek gerçekleri gizler."
  2. "Allah'ın kitabında olmayan şeyleri kendisine ilave eden, bu zalimler hakkında size bir şey söyleyecek değilim."

4. Hakka Suresi, 44-47. Ayetler

Bu ayetler, doğruyu söyleyenlerin ve yalan söyleyenlerin birbirinden ayrılacağını vurgular. Uydurulmuş hadislerin din için ne denli zararlı olduğunu ifade eder.

Ayetler:

  1. "Eğer bu söz (Kur'an) Allah katından olmaksızın, kendi sözüdür diye söyleseydi,"
  2. "Biz de onu muhakkak zor bir cezaya çarptırırdık."
  3. "Sonra ona kesinlikle sağlam bir şeyle ondan intikam alırdık."
  4. "Çünkü o, hüküm, yücelik ve diriltenin katındadır."

5. Furkan Suresi, 33; Hud Suresi, 1-2; ve Fussilet Suresi, 3. Ayetler

Bu ayetler, hak ile batıl arasındaki ayrımı net bir şekilde ortaya koyar. Din adına söylenen her sözün doğruluğu sorgulanmalıdır.

Ayetler:

Furkan 33: "Onların sana karşı getirdikleri her türlü itirazdan şüphe etme!"
Hud 1-2: "Hâkimiyet yalnızca Allah'a aittir; o, dilediği gibi yapar."
Fussilet 3: "Kur'an, aklı selimle kabul edeceğiniz gerçekleri taşıyandır."

6. Yunus Suresi, 15. Ayet

Bu ayette, uydurulmuş sözlerin etkisine dikkat çekilir ve kişilerin bu tür yanıltmalara karşı uyanık olmaları gerektiği ifade edilir.

Ayet:

  1. "Onlar, kendilerine vahyedileni gördüğünde: 'Bu bir uydurmadır.' dediler."

7. Araf Suresi, 203. Ayet

Uydurulmuş hadislerin doğruluğu sorgulanmalıdır. Kişilere zarar veren uydurmaların, dinin özüne aykırı olduğunun altını çizer.

Ayet:

  1. "Onlara daima yalan uydurulmakta, gerçeklerin üstü kapatılmaktadır."

8. Yusuf Suresi, 111. Ayet

Yusuf kıssası, gerçek bilgi ve hikmetin yalnızca Allah tarafından verildiğini vurgular. Bu durum, dinin özünü anlamak için önemlidir.

Ayet:

  1. "Doğrusu, bu kıssada akıl sahipleri için çok dersler vardır."

9. Enfal Suresi, 30. Ayet

Bu ayet, inananların düşmanlıklarla ve yalanlarla karşı karşıya kalmalarının kaçınılmaz olduğunu vurgular. Uydurulmuş bilgilerin arkasındaki niyetler sorgulanmalıdır.

Ayet:

  1. "Hani kâfirler, seni tuzağa düşürmek, seni öldürmek veya sürgün etmek için birbirleriyle yardımlaşmaya başladılar. Onlar, bu planlarını yapıyorlardı; fakat Allah, onların planlarını boşa çıkardı."

10. Kasas Suresi, 47. Ayet

Bu ayet, elçilerin gönderilmesinin, toplulukları doğru yola yönlendirmek için olduğunu ifade eder. Uydurulmuş hadisler, bu mesajı gölgede bırakabilir.

Ayet:

  1. "O, seni de elçilerinden biri olarak gönderdiği zaman, halkına gerçekleri inkar edenlerle, destekleyenleri birbirinden ayıracaktım."

Kur'an, doğru ve sahih bilgileri taşıyan yegâne kaynaktır. Uydurulmuş hadisler, dinin özünü zayıflatabilir ve inananları yanıltabilir. Bu nedenle, gerçek bilgiye ulaşmak ve uydurmalara karşı dikkatli olmak her Müslümanın sorumluluğudur. Kur'an ayetleri, her zaman sahih bilgiye yönlendirir ve toplumu bu tür yanlışlıklardan korur. Unutulmamalıdır ki, dinin esaslarıyla çelişen her türlü bilgi sorgulanmalıdır.



Doğrularım Allah'ın yanlışlarım benimdir.                                                 


Aydın Orhon




 


Allah'ın İnsanlara Müdahalesi yok!



Kur’an’ı bütünsel olarak düşündüğümüzde, Yüce Allah’ın insanların yaşamındaki her olayda "Ben yaptım" dediğine şahit oluyoruz. Tabii ki O istemezse yaprak bile düşmez (6:59). Yüce Allah, doğuşta takva ve buluğ çağında fısk-fücur yüklediği insana iki yol belirler.

76 İnsan Suresi 3. Ayet:
Gerçek şu ki, Biz ona yolu/yöntemi gösterdik; şükredici ya da nankör (olması artık kendisine kalmıştır).

Bu ayet, insanın seçme özgürlüğünü vurgulamaktadır. Yüce Allah, insana iki yol sunarak, onun tercihine bağlı olarak şükredici ya da nankör olabileceğini belirtir. İnsan, bu yollar arasından hangisini seçeceğine kendisi karar verir. Eğer kişinin nankör tarafı ağır basarsa, yasağı ve haramı kapıdan içeri sokabilir; eğer takva yönü ağır basarsa, Allah’a olan görevlerini yerine getirmiş olur.

Dua ederken "Boğazımdan haram lokmayı geçirme" dememiz hiçbir şey ifade etmez. Çünkü Allah kimsenin boğazından haram lokma geçirmez. Geçirmek isteğinde olanlara sadece onayını verir. Zaten bizim imtihanımız da bu değil midir? Unutmayalım, Allah’ın istememesi durumunda, yaprak bile düşmez. İyi veya kötü yolda gitsek de Yüce Allah bize ön onayını veriyor diye düşünebiliriz. Dünya’yı isteyene dünya; ahireti isteyene ise ahiret verilmektedir. Kısaca, dünyada Allah’ın bize müdahalesi yoktur. Çünkü müdahale olsa, imtihan olmazdı.

3 Al-i İmran Suresi 165. Ayet:
(Bedir'de düşmanınızın) başına iki katını getirdiğiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza geldiği için mi "Bu nasıl oluyor?" demiştiniz? De ki: "O kendi (kusuru)nuzdandır. Şüphesiz ki Allah her şeye gücü yetendir."

Bu ayette, insanların karşılaştığı zorlukların kendi hataları ve seçimleri sonucu gerçekleştiğine dikkat çekilmektedir. Allah, her şeyin yaratıcısı olsa da, olayların arka planında insanın kendi davranışlarının etkisi bulunmaktadır. Bu, Allah’ın adaletini ve insanın sorumluluğunu vurgulamaktadır.

6 Enam Suresi 165. Ayet:
Sizi yeryüzünün halifeleri (sorumluları olarak) görevlendiren ve verdiği (nimetler) hakkında sizi denemek için kimi kimi zden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz ki Rabbin, cezası hızlı olandır. Şüphesiz ki O, çok bağışlayandır, çok merhametlidir. Rahmet kaynağıdır.

Yüce Allah, insanları yeryüzünde halife olarak yaratmış ve onları çeşitli nimetler ile denemektedir. Bu ayet, insanların birbirleriyle nasıl bir sınav verdiklerini ve Yüce Allah’ın merhametini hatırlatmaktadır. Halifelik görevi, insanlara verilen büyük bir sorumluluktur ve başarılı olmaları durumunda Yüce Allah’ın rahmetine mazhar olurlar.

10 Yunus Suresi 11. Ayet:
Eğer Allah, insanlara onların hemen hayra kavuşmayı istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, elbette onların ecellerine hükmolunurdu. İşte biz, bize kavuşmayı ummayanları, kendi azgınlıkları içinde bocalar hâlde bırakırız.

Bu ayet, Allah’ın adaleti ve insan hayatındaki dengeyi ifade eder. Eğer insanlar anında hayır ve şerri görseydi, kendi sonlarını hazırlardılar. Ancak Allah, insanların azgınlıklarını göstermelerine ve kendi doğru yolda olmayan davranışlarını ortaya koymalarına fırsat tanır.

13 Rad Suresi 11. Ayet:
İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.

Burada, insanların değişim için kendi iradelerine sahip olmaları gerektiği vurgulanıyor. Allah, bir toplumun durumu hakkında karar verirken, onların kendi davranışlarını dikkate alır. İnsanların kendi tercihlerinin sonuçlarını yaşaması gerektiği belirtilmektedir.

37 Saffat Suresi 5. Ayet:
Hani Mûsâ kavmine, "Ey kavmim! Allah'ın size gönderdiği resulü olduğumu bilip durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?" demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

Bu ayette, Allah’ın insanlara gönderdiği elçilere karşı olumsuz tutum içinde olanların sonunun ne olacağı ifade edilmektedir. Yoldan sapmış olan bir topluluğa, Allah hidayet vermemektedir. Burada, insanların doğru yolu seçmeleri gerektiğine dair bir uyarı bulunmaktadır.

42 Şura Suresi 21. Ayet:
Yoksa, Allah'ın izin vermediği bir dini kendilerine tutulacak yol kılan ortakları mı var? Eğer (cezaların ertelenmesine dair) kesin hükmü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz, zâlimler için elem dolu bir azap vardır.

Bu ayet, dinin ve inancın Allah’ın izni ve iradesi doğrultusunda şekillendiğini ortaya koyar. Eğer Allah, bir topluluğun orantısızlıkları ve zalimlikleri konusunda hükmünü hemen verseydi, korkunç sonuçlar doğurabilirdi. Bu durum, Yüce Allah’ın merhametini ve insanların fırsat elde ettikleri süreci gözler önüne serer.

67 Mülk Suresi 2. Ayet
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.

Bu ayette, hayat ve ölümün yaratılış amacı açıklanır. Yüce Allah, insanların amellerini görmek ve hangi yönlerinin daha güzel olduğunu sınamak için hayatı yaratmıştır. Bu, insanların niyetleri ve davranışları hakkında bir test olduğunu ortaya koyar.

76 İnsan Suresi 29,30. Ayet:
İşte bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar. Allah'ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Sonuç olarak, insanın iradesi ve seçimini etkilemede Allah’ın iradesi belirleyicidir. İnsanın dilediği ve seçmesi, Allah’ın iznine bağlıdır. İmtihan eden Yüce Allah, her şeyi en iyi bilen, iyi veya kötüyü dileyeni dilediği yöne yönlendiren olarak tanımlamalıyız. Aksi halde imtihan olmaz



 Yüce Allah, "Sen ok atmadın; O oku ben attım. Sen o adamları öldürmedin; ben öldürdüm" (8:7) buyurur. Bu ayet, Allah’ın iradesinin her şeyde etkili olduğunu göstermektedir. Bizim en küçük hareketlerimizden, örneğin kirpiklerimizi kırpmamız bile, Yaratıcı'nın isteği doğrultusunda gerçekleşir. İsteklerimiz doğrultusunda yaptığımız her eylemin Allah'ın ön onayıyla vuku bulduğunu düşünüyorum. Böylece yukarıda belirtilen ayetlerden de Yüce Allah’ın müdahale etmediği açıkça anlaşılmaktadır. Doğrusunu yalnızca Allah bilir.


Doğrularım Allah'ın yanlışlarım benimdir.                                                    Aydın Orhon
aydinorhon.com






 

 

 

 



  Kur’an Bütünlüğünde Melek Anlayışı – Derinlemesine İnceleme Bilim insanlarının açıklamalarına göre, evrenin başlangıcı yaklaşık 13.8 mil...