HİKMET NEDİR?

                                                           HİKMET NEDİR?
            Sünnetullaha uygun,  dünya ve ahiret için menfaat sağlayıcı tarzda kendini geliştirmektir. Hikmet sahibine hakîm denir. Yüce Allah’ın Hâkim oluşu O’nun bütün sözlerinin olabileceğin de üst derecesinde adalete, ilme ve akla uygun olması demektir.
            Hikmet; gerek kendisini, gerek çevresindekilerini işi sağlama almak, sağlamlaştırmak, sıhhatli inşa, ıslah, ihya eden, söz, davranış ve duruşun adıdır. Hakemlik etmek, yargılamak, yargıda bulunmaktır. Hikmet; engellemek, alıkoymak, sağlam olmak,  gem vurmak, sakındırmak gibi anlamlar taşır. Zira bu deyimle kastedilen şey; insanı iyi olana yönlendiren, çirkin ve kötü olandan alıkoyan sözdür. Böyle ahlâkî muhtevalı özlü sözlere, hikmetin oluşumunun kaynağı hüküm, hükmün kaynağı da vahiydir.  Hikmetin hükmedici özelliği bilgidir. Bilginin kaynağı da yine hikmet dolu olan Kur’an’dır. Şeriatta hikmetsiz kural yoktur.
Al-i İmran Suresi 58. Ayet;
(Ey Muhammed!) Bunu (bildirdiklerimizi) biz sana âyetlerden ve hikmet dolu Kur'an'dan okuyoruz.

            Kur’an’ı Kerimdeki bilgi ve hükümleri okuyup anlayıp hayata taşınmasına hikmet diyoruz. Elimizde ki Kitabı bize Yüce Allah teorik olarak gönderdi. Biz bu kitabı pratiğe yani uygulamaya sokmamız hikmete kavuşmamız anlamına gelmektedir.
Duhan suresi 4. Ayet;
O (gece)de, bütün (iyi ve kötü) şeyler arasındaki farklılık, hikmetle ortaya konmuştur,

            Hikmet, Kur’an’da ki hükümlerin hayata tecellisidir. Kitabı ve hikmeti öğretmesi Resullerin doğru hükümleri bizlere aktarmaları demektir.
Bakara Suresi 231. Ayet;
“…Sakın Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitap’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.”

            Hikmet “hukm” sözcüğünden türetilmiş olan; “hâkim, hakem, muhkem,  tahakküm, hâkimiyet, tahkim, mahkeme, muhakeme, ihkam ve hükümet” gibi birçok sözcük Türkçe ’ye geçmiştir. Hikmet, bilgi güç ve kudretle bağlantılıdır. 
            Al-i İmran Suresi 58. Ayette; hikmetin kaynağının Kur’an olduğu belirtilmektedir. Fakat Allah’ın Kur’an’ı dışında hikmetinde ayrıca indirildiğine inanlarda yok değildir. Hikmetin anlamını iyi bildiğimizde, ayrı bir bilgi kaynağı olmadığını da anlarız.
            Hükmü yaldız Allah koyar. (12:40) Nebi Muhammed vahyedilene uyan uyarıcıdır. (46/9) Nebinin hüküm koymasını kabullenmek şirktir.
Maide Suresi 50. Ayet;
Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir?

            İnsanın içinde de hikmet becerisi vardır. Kur’an’da detaylarıyla Yüce Allah tarafından açıklanmış bir kitaptır. İnsanlar de hikmet becerisiyle, Kur’an’da ki belge ve ilkelere vakıf olup, uygulamaya uygularlar. Yani hayatlarına taşırlar. İşte kısaca Sünnetullahı hayata taşımak hikmettir. Hikmeti kazanan her birey, kendisini tüm kötülüklerden temizler arındırır.
            Hikmet, Kur’an da sıfatken aynı zamanda da elçinin vasfıdır. Yüce Allah, o vasfı resulüne vermiştir.
Bakara Suresi 129. Ayet:
"Rabbimiz! İçlerinden onlara bir resul gönder; onlara âyetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin."
Bakara Suresi 151. Ayet;
Nitekim kendi aranızdan, size âyetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir resul gönderdik.

            Nebiler, vahyi okuyup inceleyerek hikmet sayesinde doğru hükümler verirler. İnsanlar da doğru hüküm verebilirler. Resulün yolunda gidenler, gerekli çalışmayı yaparak hikmete ulaşırlar. Bu hareket kişinin doğru hüküm vermesine vesile olur. Doğru hüküm verebilmek; birçok kişiyi yanlış karardan geri çevirmeye vesile olur. Nebilerin öğrettikleri hikmet; kendilerine inen kitabın uygulanmasından ibarettir. Nebilere verilen hikmet, Kur’an’ın ta kendisidir; çünkü hikmet onun içindedir. (3/58)
Bakara Suresi 269. Âyet;
Dilediğine hikmet bağışlar ve her kime hikmet bağışlanmışsa doğrusu ona en büyük servet verilmiş demektir. Ama derin kavrayış sahipleri dışında kimse bunu düşünüp anlayamaz.

            Şimdi hikmetle ilgili bazı mealleri inceleyelim.
Kamer Suresi 3-5. Âyet:
Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi. (Ki her biri) Doruğunda, olgunlaşmış hikmettir. Fakat uyarmalar bir yarar sağlamıyor. Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.'
Bakara Suresi 129. Âyet:
Ey Rabbimiz! Onlara kendilerinden bir elçi gönder ki üzerlerine Senin âyetlerini okusun, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, onları (her türlü şirk ve isyandan) temizlesin. Şüphesiz ki Sen çok üstün çok güçlü ve yegâne hikmet sahibisin.

            Her ayetin bir hikmeti vardır. Onları daha önceki yanlış düşüncelerden arındırmak üzere onlara öğüt dolu haberler gelmiştir. Bu bilgiler insanlık için hikmetli/aydınlatıcı bilgilerdir. Hikmet; insanları kötülüklerden engeller. Kötülüklerine gem vurur. Bundan dolayı hikmette hayır vardır.
Bakara Suresi 269. Âyet:
Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar.
           
Allah hikmeti, doğruyu yanlıştan ayırt edebilme yeteneğini kalben isteyene, çalışana hak edene verir. Yüce Allah, Bunu hak eden kişi veya kişilere, çok büyük bir ayrıcalık tanımış demektir. Bu ayrıcalığın kıymetini bilmek, insanlığı yararına kullanmak düşünüp akıl etmesini bilen, tekâmül aşamasına gelmiş olandan başkası değildir.

İsra Suresi 39. Âyet:
Bunlar, Rabbinin sana hikmet olarak vahyettiği şeylerdir. Rabbin ile beraber başka ilahlar kılma, yoksa yerilmiş, kovulmuş olarak cehenneme bırakılırsın.

Lokman Suresi 2. Âyet:
Bunlar, ilahi fermanın hikmet dolu mesajlarıdır,

Yunus Suresi 1. Âyet:
Elif-Lam-Ra. Bunlar, hikmetle dolu olan ilahi kitabın Âyetleridir.

Al-i İmran 58. Âyet:
Bu bildirdiklerimiz, sana ilettiğimiz mesajlardan ve hikmet yüklü haberlerdendir.
            Âyetlere göre Şirke veya her türlü kötülüklere gem vurma, engelleme olgusuna “Hikmet” deniliyor. Hikmet, Kur’an dışı herhangi bir unsur değildir.

Ali-imran Suresi 80. Âyet:
O, melekleri ve nebileri Rabler edinmenizi emretmez. Siz, Müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek?
           
Nebi Muhammed’e Kur’an dışı vahiy verilmesi mümkün değildir. Böyle bir şey olsaydı, Kur’an dışı söylemlerini yazanlara karşı çıkmazdı.  Hatta Kur’an’a verilen önem kadar onlara da verilirdi. Kur’an dışı Kur’an’a paralel binlerce kitap, Nebi Muhammed’in ölümünden 200-250 yıl sonra gerçekleşmiştir.
           
Resul Muhammed, gelen vahyin bir kelimesini dahi değiştirmemiştir. Değiştiremez de… Öyle bir şey yapsaydı şah damarı koparılırdı. (69:44-47) Oysa kalbinden bile geçirmesi karşısında ikaz alıyor. Vahiy sadece Kur’an değilse diğerleri de korunmalıydı. Sonradan uydurulanlar vahiy niteliği taşıyamaz.
İsra  Suresi 73. Âyet:
Onlar, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için az kalsın seni ondan şaşırtacaklardı. (Eğer böyle yapabilselerdi) işte o zaman seni dost edinirlerdi.
           
Nebi Muhammed kitap yazacak durumda olsaydı, kimse ona inanmazdı.
Ankebut Suresi 48. Âyet:
çünkü, (ey Muhammed,) sen bu (vahyin gelmesi)nden önce herhangi bir ilahi kelamı okumuş ya da onu kendi ellerinle yazmış değildin; öyle olsaydı, (sana vahyetmiş olduğumuz) hakikati çürütmeye çalışanlar, insanları (onun hakkında) kuşkuya sevk edebilirlerdi.
           
Nebi Muhammed Kur’an’a göre yaşadı ve yaşatmaya çalıştı. Kendisinin tek rehberi Kur’an’dır.
Nahl Suresi 89. Âyet:
(Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.
           
Nebi Muhammed Kur’an ile öğüt verdi.
Kaf Suresi 45. Âyet: Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur'an ile öğüt ver.
           
Nebi Muhammed Kur’an’a uydu.
Araf Suresi 203. Âyet: Nebi vahyolana uyar. Resul Muhammed uyarılarını Kur’an’la yapar.
Kaf 45. Âyet: Biz onların, (o yeniden dirilmeyi inkar edenlerin) ne söylediklerini iyi biliyoruz; ve sen onları hiçbir şekilde (inanmaya) zorlayamazsın. Ama sen yine de Benim uyarımdan korkabileceklere bu Kuran aracılığıyla hatırlatmada bulun.
           
Resul Kur’an’la hükmetti.
Al-i İmran Suresi 49. Âyet: İsa, İsrailoğullarına elçi olarak geldiğinde (şöyle dedi:) "Size, Sahibinizin belgesi ile geldim. Sizin için çamurdan kuş heykeli yaratır,[*] ona üflerim de Allah'ın izni ile kuş olur. Doğuştan kör olan ve alaca hastalığına tutulmuş olanı iyileştiririm. Allah'ın izni ile ölüleri diriltirim. Evlerinizde neler yediğinizi ve neleri biriktirdiğinizi size bildiririm. Eğer Allah’a güvenen kimselerseniz bunlar gerçekten, sizin için birer belgedir.
Kehf Suresi 26-27. Âyet:
De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O'nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz." Sana Rabbinin Kitabından vahyedileni oku. O'nun sözlerini değiştirici yoktur ve O'nun dışında kesin olarak bir sığınacak (makam) bulamazsın.
           
Nebi Muhammed’in kendiliğinden, ilave edeceği dine katacağı hiçbir şey olamaz.
Hakka Suresi 44-47. Âyet: Eğer (Resul) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.
           
Nebi Muhammed, Kur’an’ı hayatına taşıdı. Kur’an’ın hükmüne göre yaşadı.  Kur’an ile öğüt verdi. Resule itaat Allah’a İtaattir. (4:80) Nebi Muhammed Allah’ın rahmetine kavuştu. Günümüzün resulü, dinimizin Tek kaynağı Kur’an’ı Kerim’dir.

 

Doğrularım Allah’a yanlışlarım bana aittir.                       Aydın ORHON

 

 



 

  Kur’an Bütünlüğünde Melek Anlayışı – Derinlemesine İnceleme Bilim insanlarının açıklamalarına göre, evrenin başlangıcı yaklaşık 13.8 mil...