ALLAH NASİP EDERSE İLAVE AYETLERLE
GÜNCELLEMELER DEVAM EDECEK. AYETLER ALFABETİK SIRAYA GÖRE DİZAYN
EDİLMİŞTİR. İNŞALLAH KUR'AN'I KERİM'İ
HAYATIMIZA TAŞIYANLARDAN OLURUZ. |
|||||
Özet Meal |
Sr. |
S.Ad. |
Ayt |
Çeviri |
Meal |
Adem den günümüze tek din islamdır |
3 |
Al-i İmran |
84 |
Diyanet |
De ki: "Allah'a, bize
indirilene (Kur'an'a), İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve
Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ'ya, İsa'ya ve resullere Rablerinden verilene
inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz O'na teslim
olanlarız." |
Adem den günümüze tek din islamdır |
3 |
Al-i İmran |
3, 4 |
Diyanet |
O, sana Kitab'ı hak ve kendisinden
öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, daha önce Tevrat'ı ve İncil'i
insanlar için birer hidayet olarak indirmişti. Furkan'ı da indirdi. Şüphesiz, Allah'ın âyetlerini
inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, mutlak güç sahibidir,
intikam sahibidir |
Allah'ın görüleceği… Ahirette |
18 |
Kehf |
110 |
Diyanet |
De ki: "Ben de ancak sizin
gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh'ınız ancak bir tek ilâhtır"
diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın
ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın." |
Allah'ın görüleceğinin delili gösteriliyor.
Ahirette |
75 |
Kıyamet |
22-23 |
Diyanet |
O gün birtakım yüzler aydındır.
Rablerine bakarlar. |
Allah'ın görülmeyeceğinin delili
gösteriliyor. Ahirette |
83 |
Mudaffifin |
15 |
Diyanet |
Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü
Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır. |
Abdest nasıl bozulur ve alınır.
(gusul) Namazda ne söylediğini bil |
4 |
Nisa |
43 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne
söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp
iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta
bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle
cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa
yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz
Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. |
Abdest nasıl bozulur ve alınır.
(namaz) |
5 |
Maide |
6 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Namaza
kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza
mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz,
iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya
biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur
(cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa
yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size
herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve
üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz. |
Adak, bir şey adamak |
2 |
Bakara |
270 |
Diyanet |
Allah yolunda her ne harcar veya
her ne adarsanız, şüphesiz Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları
yoktur. |
Adakları yerine getirmek |
76 |
İnsan |
7 |
Muhammed Esed |
(Gerçek erdem sahipleri) onlar(dır
ki,) sözlerini yerine getirirler ve şiddeti yayılıp genişleyen bir Gün'ün
korkusunu duyarlar. |
Adalet için nefsine yenik düşme dik
dur. |
|
Nisa |
135 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Kendiniz, ana
babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak
adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin
veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha
yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede
nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya
(şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan
hakkıyla haberdardır. |
Adem den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
6 |
En'am |
84-90 |
Diyanet |
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan
ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nûh'u da hidayete erdirmiştik.
Zürriyetinden Dâvud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yûsuf'u, Mûsâ'yı ve Hârûn'u da.
İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. |
Adem den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
11 |
Hud |
87 |
Diyanet |
Dediler ki: "Ey Şu'ayb!
Babalarımızın taptığını, yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk
etmemizi sana namazın mı emrediyor. Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı
başında bir adamsın." |
Adem den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
2 |
Bakara |
183 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Allah'a karşı
gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size
de farz kılındı. |
Adem den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
3 |
Al-i İmran |
67 |
Diyanet |
İbrahim, ne Yahudi idi, ne de
Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah'ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir
müslümandı. Allah'a ortak koşanlardan da değildi. |
Adem den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
22 |
Hac |
25, 26 |
Diyanet |
İnkâr edenler ile Allah'ın yolundan
ve içinde, yerli, misafir bütün insanları eşit kıldığımız Mescid-i Haram'dan
alıkoyanlar (azabı hak etmişlerdir.)
Kim de orada zulmederek haktan sapmak isterse, biz ona elem dolu bir
azaptan tattıracağız. Hani biz
İbrahim'e, Kâbe'nin yerini, "Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf
edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle" diye belirlemiştik. |
Adem den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
19 |
Meryem |
54, 55 |
Diyanet |
Kitap'ta İsmail'i de an. Şüphesiz
o, sözünde duran bir kimse idi. Bir resûl, bir nebî idi. |
Adem den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
|
Necm |
36, 37 |
Diyanet |
Yoksa, Mûsâ'nın ve Allah'ın
emirlerini bütünüyle yerine getiren İbrahim'in sahifelerindeki şu hakikatler
kendisine haber verilmedi mi? |
Adem ve eşi buluğ çağından önce
melekti. (Günahsızdı) |
7 |
Araf |
20 |
Diyanet |
Derken şeytan, kendilerinden
gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve
dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da
(cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı." |
Adem'den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
42 |
Şura |
13 |
Diyanet |
"Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa
düşmeyin!" diye Nûh'a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim'e, Mûsâ'ya
ve İsâ'ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın
şey (İslâm dini), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini
seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır. |
Adem'den günümüze Allah'ın tek dini
İslam |
87 |
Ala |
18, 19 |
Celal Yıldırım |
Şüpheniz olmasın ki, bu (öğütler) önceki
sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardı. |
Adet gören kadına yaklaşmayın |
2 |
Bakara |
222 |
Diyanet |
Sana kadınların ay hâlini sorarlar.
De ki: "O bir ezadır (rahatsızlıktır). Ay hâlinde kadınlardan uzak
durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit,
Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şüphesiz Allah çok tövbe
edenleri sever, çok temizlenenleri sever." |
Akıl |
12 |
Yusuf |
109 |
Diyanet |
Biz senden önce de, memleketler
halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri nebi olarak
gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin
nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar
için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? |
Akıl sahibi olmak |
45 |
Casiye |
5 |
Diyanet |
Geceyle gündüzün birbiri ardınca
gelişinde, Allah'ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla
yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgârları evirip çevirmesinde
aklını kullanan bir toplum için deliller vardır. |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
28 |
Kasas |
60 |
Diyanet |
(Dünyalık olarak) size verilen her şey,
dünya hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah'ın katındaki ise daha hayırlı ve
daha kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
6 |
En'am |
151 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) De ki: "Gelin,
Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak
koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı
öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri)
çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah'ın
haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin.
İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız." |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
2 |
Bakara |
242 |
Ali Bulaç |
Aklınızı kullan(mayı öğren)meniz
için Allah size mesajlarını böyle açıklıyor. |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
10 |
Yunus |
100 |
Süleymaniye vakfı |
Allah’ın onayı olmadan kimse inanıp güvenmiş
(mümin) sayılmaz. Allah, aklını kullanmayanların üstünde inançsızlık pisliği
oluşturur. |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
21 |
Enbiya |
10 |
Diyanet |
Andolsun, size öyle bir kitap
indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
57 |
Hadid |
17 |
Kemal Külünkoğlu |
Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden
sonra diriltmektedir. Aklınızı kullanasınız diye gerçekten size ayetleri
açıkladık. |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
36 |
Yasin |
62 |
Ahmet Tekin |
Böyle iken, o sizden birçok nesillerin hak
yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti tercihlerine özgürlük tanıdı. Hâlâ akıl
erdirir hâle gelemediniz mi? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
2 |
Bakara |
73 |
Ali Bulaç |
Bunun için de: "Ona (cesede, kestiğiniz ineğin)
bir parçasıyla vurun" demiştik. Böylece, Allah ölüleri diriltir ve size
ayetlerini gösterir; ki akıllanasınız. |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
10 |
Yunus |
16 |
Diyanet |
De ki: "Eğer Allah dileseydi,
ben size onu okumazdım, Allah da size onu bildirmezdi. Ben sizin aranızda
bundan (Kur'an'ın inişinden) önce (kırk yıllık) bir ömür yaşadım. Hiç
düşünmüyor musunuz?" |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
6 |
En'am |
32 |
Diyanet |
Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir
eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için
daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
3 |
Al-i İmran |
65 |
Muhammed Esed |
Ey geçmiş vahyin izleyicileri! Tevrat
ve İncil'in kendisinden (uzun zaman) sonra vahyedildiğini gördüğünüz halde
İbrahim hakkında neden tartışıyorsunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
3 |
Al-i İmran |
118 |
Ali Bulaç |
Ey iman edenler, sizden olmayanları
sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu
bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından
dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size
ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz. |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
11 |
Hud |
51 |
Diyanet |
Ey kavmim! Ben buna karşı sizden
bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ
aklınızı kullanmayacak mısınız? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
10 |
Yunus |
2 |
Diyanet |
İçlerinden bir adama insanları uyar
ve iman edenlere, Rableri katında kendileri için bir doğruluk makamı
bulunduğunu müjdele diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu
ki o kâfirler, "Bu elbette apaçık bir sihirbazdır" dediler? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
24 |
Nur |
61 |
Süleymaniye vakfı |
Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur,
hastaya da size de güçlük yoktur; kendi evlerinizde, babalarınızın evlerinde,
annelerinizin evlerinde, erkek kardeşlerinizin evlerinde, kız kardeşlerinizin
evlerinde, amcalarınızın evlerinde, halalarınızın evlerinde, dayılarınızın
evlerinde, teyzelerinizin evlerinde, anahtarı sizde olan veya arkadaşınıza
ait olan evde yiyip içebilirsiniz. Bir arada ve ayrı ayrı yiyip içmenizde de
bir günah yoktur. Evlere girdiğiniz vakit Allah’tan ömür ve güzel bir bereket
dileği ile bir birinize selam verin. İşte Allah size ayetlerini böyle
açıklar, belki aklınızı kullanırsınız. |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
26 |
Şuara |
28 |
Bahattin Sağlam |
Musa: “O, doğunun, batının ve aralarındakilerin
Rabbidir. Eğer akıl ediyorsanız (bunu bilirsiniz.)” dedi. |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
23 |
Müminun |
80 |
Diyanet |
O, diriltendir, öldürendir. Gece
ile gündüzün birbirini takib etmesi de O'na aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor
musunuz? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
2 |
Bakara |
76 |
Diyanet |
Onlar iman edenlerle karşılaşınca,
"İman ettik" derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle
derler: "Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar
diye mi, Allah'ın (Tevrat'ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz? (Bu
kadarcık şeye) akıl erdiremiyor musunuz?" |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
7 |
Araf |
169 |
Ali Bulaç |
Onların ardından yerlerine kitaba
mirasçı olan bir takım 'kötü kimseler' geçti. (Bunlar) Şu değersiz olan
(dünya)ın geçici yararını alıyor ve: "Yakında bağışlanacağız"
diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden
Allah'a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin
Kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Allah'tan) Korkanlar
için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdirmeyecek misiniz? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
2 |
Bakara |
44 |
Süleyman Ateş |
Siz Kitabı okuduğunuz halde,
insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor
musunuz? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
40 |
Mümin |
67 |
Süleymaniye vakfı |
Sizi yaratan O’dur. O, önce
topraktan, sonra nutfeden[1], sonra da alakadan[2] yaratır; sonra sizi bir
bebek olarak dışarı çıkarır ki güçlü kuvvetli hale gelebilesiniz ve nihayet
ihtiyar kişilere dönüşesiniz. Kiminiz de daha önce ölür. Bunlar, belirlenmiş
ecelinizi tamamlamanız içindir. Belki aklınızı kullanırsınız.* |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
37 |
Saffat |
138 |
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve akşamları; hala mı akıl
etmezsiniz? |
Akıl, hala aklınızı kullanmayacak
mısınız? |
21 |
Enbiya |
67 |
Diyanet |
Yazıklar olsun, size de; Allah'ı
bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? |
Akıl, yeryüzündeki canlıların en kötüsü |
8 |
Enfal |
22 |
Diyanet |
Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü,
akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir. |
Aklını kullanmayanlar hayvanlar
gibidirler |
|
Furkan |
43, 44 |
Diyanet |
Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilâh
edineni gördün mü? Ona sen mi vekil
olacaksın? |
Aldatılanlar |
26 |
Şuara |
99 |
Diyanet |
Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı. |
Allah Bağışlayandır. |
25 |
Furkan |
70 |
Diyanet |
Ancak tövbe edip de inanan ve salih
amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.
Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Allah dilemezse hiçbir şey olmaz. |
76 |
İnsan |
30,
31 |
Diyanet |
Allah'ın dilemesi olmadıkça siz
dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
O, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimlere ise elem dolu bir azap
hazırlamıştır. |
Allah dileseydi onun dışındakilere
kulluk etmezdik dediler |
6 |
En'am |
148 |
Diyanet |
Allah'a ortak koşanlar diyecekler
ki: "Eğer Allah dileseydi, biz de ortak koşmazdık, babalarımız da.
Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de (peygamberlerini)
böyle yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: "Sizin
(iddialarınızı ispat edecek) bir bilginiz var mı ki onu bize gösteresiniz?
Siz ancak kuruntuya uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz." |
Allah dileseydi onun dışındakilere
kulluk etmezdik dediler |
16 |
Nahl |
35 |
Diyanet |
Allah'a ortak koşanlar, dediler ki:
"Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye
tapmazdık, O'nun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık."
Kendilerinden öncekiler de böyle yapmıştı. Peygamberlere düşen sadece apaçık
bir tebliğdir. |
Allah dosdoğru yola sokacaktır. |
4 |
Nisa |
175 |
Diyanet |
Allah'a iman edip ona sımsıkı sarılanları ise (Allah),
kendisinden bir rahmet ve lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru
bir yola iletecektir. |
Allah hakkında bilir-bilmez konuşma
yasaktır. |
7 |
Araf |
33 |
Diyanet |
De ki: "Rabbim ancak, açık ve
gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil
indirmediği herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmanızı ve Allah'a karşı
bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." |
Allah hakkında bilir-bilmez konuşma
yasaktır. |
22 |
Hac |
3 |
Diyanet |
İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir
bilgisi olmadığı hâlde, Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın
şeytanın ardına düşer. |
Allah hakkında bilir-bilmez konuşma
yasaktır. |
2 |
Bakara |
169 |
Diyanet |
O, size ancak kötülüğü, hayâsızlığı
ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. |
Allah hakkında kötü zanda
bulunanlar |
48 |
Feth |
12 |
Diyanet |
(Ey münafıklar!) Siz aslında,
resulün ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız.
Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki
hak eden bir kavim oldunuz. |
Allah hakkında kötü zanda
bulunanlar |
48 |
Feth |
6 |
Diyanet |
Bir de, Allah'ın, hakkında kötü
zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan
erkeklere ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük
girdabı onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları lânetlemiş ve
kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir! |
Allah her işe müdahildir. |
55 |
Rahman |
29 |
Diyanet |
Göklerde ve yerde bulunanlar, (her
şeyi) O'ndan isterler. O, her an yeni bir ilâhî tasarruftadır. |
Allah ı zikret ki Allah'ta seni
zikretsin |
2 |
Bakara |
152 |
Diyanet |
Öyleyse yalnız beni anın ki ben de
sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin. |
Allah ın ayetlerinden sonra hangi söze inanacaksınız? |
45 |
Casiye |
6 |
Diyanet |
İşte bunlar, Allah'ın âyetleridir. Onları sana gerçek olarak
okuyoruz. Artık Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar? |
Allah ın indirdiğiyle hükmet |
5 |
Maide |
49 |
Diyanet |
Aralarında, Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına
uyma ve Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur'an'ın bazı
hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki
şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak
istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır. |
Allah ın indirdiğiyle hükmet |
6 |
En'am |
155 |
Diyanet |
Bu (Kur'an) da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır.
Artık ona uyun ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. |
Allah ın indirdiğiyle hükmet |
18 |
Kehf |
26 |
Diyanet |
De ki: "Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve
yerin gaybını bilmek O'na aittir. O, ne güzel görür; O, ne güzel işitir!
Onların, O'ndan başka hiçbir dostu da yoktur. O, hükmüne hiçbir kimseyi ortak
etmez." |
Allah ın izni olmadan kimse zarar veremez |
9 |
Tevbe |
51 |
Ali Bulaç |
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize
kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler
yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." |
Allah iki seçenek yol sunuyor.
Seçim hakkını bize bırakıyor. |
76 |
İnsan |
3 |
Diyanet |
Şüphesiz biz onu (ömür boyu
yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya
şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder. |
Allah iki seçenek yol sunuyor.
Seçim hakkını bize bırakıyor. |
76 |
İnsan |
3 |
Diyanet |
Şüphesiz biz onu (ömür boyu
yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya
şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder. |
Allah iki seçenek yol sunuyor.
Seçim hakkını bize bırakıyor. |
90 |
Beled |
10 |
Muhammed Esed |
ve ona (kötülüğün ve iyiliğin) iki
yolunu da göstermedik mi? |
Allah insanları deniyor. Dünyada
müdahale etmiyor. |
47 |
Muhammed |
4 |
Diyanet |
(Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız
zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hâle getirdiğinizde
bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri)
ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar
hüküm budur. Eğer Allah dileseydi,
onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah
yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa
çıkarmayacaktır. |
Allah isteseydi tek bir ümmet
yapardı. |
5 |
Maide |
48 |
Şaban Piriş |
Kur'an'ı sana, önce gelen kitabı doğrulayıcı
ve onu koruyucu olarak hak ile indirdik. Allah'ın indirdikleri ile aralarında
hükmet, hak olan sana geldikten sonra onların arzularına uyma, sizin her
biriniz için bir yol ve gidişat belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir
ümmet yapardı. Fakat, size verdikleriyle sizi denemek için ( bu haldesiniz)
öyleyse hayırlarda yarışın. Dönüşünüz Allah'adır. Allah, size hakkında
ihtilaf ettiğiniz şeyleri bildirecektir. |
Allah katında en üstün kişi takvalı olanınız |
49 |
Hucurat |
13 |
Diyanet |
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden
yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık.
Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok
sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır. |
Allah kendi atışını teşbih etti. |
8 |
Enfal |
17 |
Diyanet |
(Savaşta) onları siz öldürmediniz,
fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah
attı. Mü'minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle
yaptı. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir,
hakkıyla bilendir. |
Allah kendisini tenzih etti |
112 |
İhlas |
4 |
Diyanet |
"Hiçbir şey O'na denk ve
benzer değildir." |
Allah kendisini tenzih etti |
42 |
Şura |
11 |
Ali Bulaç |
O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır.
Size kendi nefislerinizden eşler, davarlardan da çiftler var etti. Sizleri bu
tarzda türetip yayıyor. O'nun benzeri gibi olan hiçbir şey yoktur. O,
işitendir, görendir. |
Allah kendisini teşbih etti |
31 |
Lokman |
28 |
Diyanet |
(Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız
ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz, ancak bir tek insanı yaratmak ve
diriltmek gibidir. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. |
Allah kimdir? |
30 |
Rum |
40 |
Diyanet |
Allah, sizi yaratan, sonra size rızık veren,
sonra sizi öldürecek ve daha sonra da diriltecek olandır. Allah'a koştuğunuz
ortaklardan, bunlardan herhangi bir şeyi yapabilen var mı? O, onların ortak
koştuklarından uzaktır, yücedir. |
Allah kimdir? |
24 |
Nur |
35 |
Diyanet |
Allah, göklerin ve yerin nurudur.
O'nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de
bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir
ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu
ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır.
Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için
misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. |
Allah kimdir? |
4 |
Nisa |
87 |
Diyanet |
Allah, kendisinden başka hiçbir
ilâh olmayandır. Andolsun, sizi kıyamet gününde mutlaka bir araya
toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Kimdir sözü Allah'ınkinden daha doğru
olan? |
Allah kimdir? |
2 |
Bakara |
255 |
Diyanet |
Allah, kendisinden başka hiçbir
ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur.
O'nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey,
yerdeki her şey O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak
kimdir? O, kulların önlerindekileri ve
arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar O'nun
ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O'nun
kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün
evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O'na güç gelmez. O,
yücedir, büyüktür. |
Allah kimdir? |
30 |
Rum |
54 |
Diyanet |
Allah, sizi güçsüz olarak yaratan,
sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük
ve yaşlılık verendir. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, hakkıyla
kudret sahibidir. |
Allah kimdir? |
3 |
Al-i İmran |
2 |
Diyanet |
Allah, kendisinden başka hiçbir
ilâh bulunmayandır. Diridir, kayyumdur. |
Allah kimdir? |
20 |
Taha |
8 |
Diyanet |
Allah, kendisinden başka hiçbir
ilâh bulunmayandır. En güzel isimler O'nundur. |
Allah kimdir? Öğütüne uyulur. O'nun karşısında esas duruş
bozulmaz. |
34 |
Sebe |
46 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) De ki: "Ben size ancak
bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi
öğütlüyorum. Arkadaşınız Muhammed'de cinnetten eser yoktur. O, şiddetli bir
azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır." |
Allah kimdir? Asla zulmetmez |
11 |
Hud |
101 |
Diyanet |
Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar
kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince, Allah'ı bırakıp da
taptıkları ilâhları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlâhları onların
sadece ziyanlarını artırdı. |
Allah kimdir? Her iş döner dolaşır;
O'nun dilediğine varır. |
11 |
Hud |
123 |
Diyanet |
Göklerin ve yerin gaybını bilmek
Allah'a mahsustur. Bütün işler O'na döndürülür. Öyle ise O'na kulluk et ve
O'na tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. |
Allah kimdir? Her iş döner dolaşır;
O'nun dilediğine varır. |
31 |
Lokman |
22 |
Diyanet |
Kim iyilik yaparak kendini Allah'a
teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak
Allah'a varır. |
Allah kimdir? Hiçbir şey onun gibi
değildir. |
42 |
Şura |
11 |
Diyanet |
O, gökleri ve yeri yaratandır. Size
kendinizden eşler, hayvanlardan da
(kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. O'nun benzeri
hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. |
Allah kimdir? İlahlık
yakıştırdıklarından münezzehtir. |
59 |
Haşr |
22-24 |
Diyanet |
O, kendisinden başka hiçbir ilâh
olmayan Allah'tır. Gaybı da, görünen
âlemi de bilendir. O, Rahmân'dır, Rahîm'dir. O, kendisinden başka hiçbir ilâh
bulunmayan Allah'tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten
uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak
güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz
olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır. O, yaratan,
yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve
yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir. |
Allah kimdir? Kendi kendisine
yetendir. |
35 |
Fatır |
15 |
Diyanet |
Ey insanlar! Siz Allah'a
muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla
lâyık olandır. |
Allah kimdir? Kimsenin yaptığını
yanına kar bırakmaz |
39 |
Zümer |
37 |
Diyanet |
Allah, kimi de doğru yola iletirse artık onu
saptıracak hiç kimse yoktur. Allah mutlak güç sahibi, intikam sahibi değil
midir? |
Allah kimdir? Kuluna yetendir. |
39 |
Zümer |
36 |
Diyanet |
Allah, kuluna yetmez mi? Seni
O'ndan (Allah'tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah, kimi
saptırırsa artık onun için bir yol gösterici yoktur. |
Allah kimdir? O kendini tanıttığı
gibidir. |
112 |
İhlas |
1, 4 |
Diyanet |
De ki: "O, Allah'tır, bir
tektir." "Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır; O, hiçbir şeye
muhtaç değildir.)" O'ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir).
Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir)." "Hiçbir şey
O'na denk ve benzer değildir." |
Allah kimdir? O mutlak otoritedir |
3 |
Al-i İmran |
26 |
Diyanet |
De ki: "Ey mülkün sahibi olan
Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın.
Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir.
Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin." |
Allah kimdir? O mutlak otoritedir |
7 |
Araf |
54 |
Diyanet |
Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve
yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş'a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip
eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak
yaratan Allah'tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O'na
mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın şanı yücedir. |
Allah kimdir? O'ndan daha sevgili
olmamalı |
9 |
Tevbe |
24 |
Diyanet |
De ki: "Eğer babalarınız,
oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar,
kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size
Allah'tan, peygamberinden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık
Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola
erdirmez." |
Allah kimdir? O'ndan kaçılmaz o'na
kaçılır |
51 |
Zariyat |
50 |
Diyanet |
O hâlde Allah'a koşun. Şüphesiz
ben, size O'nun katından gönderilmiş
açık bir uyarıcıyım. |
Allah kimdir? O'ndan kaçılmaz o'na
kaçılır |
9 |
Tevbe |
3 |
Muhammed Esed |
Ve yine Allahtan ve Onun Elçisinden
bu Büyük Hac günü bütün insanlığa (yapılmış) bir duyurudur şu: "Allahın
Allahtan başkalarına tanrılık yakıştıranlarla hiçbir bağlantısı yoktur; Onun
Elçisinin de (öyle). Hal böyleyken artık tevbe ederseniz, kendi iyiliğinize
olacaktır bu; yok eğer (bu fırsatı da) teperseniz, o zaman, bilin ki, Allahın
gözetiminden asla kurtulamayacaksınız!" Ve (bütün bunlardan sonra) sen
(ey Peygamber), hakkı inkara şartlanmış olan o kimselere çok çetin bir azabı
müjdele. |
Allah kimdir? Şeref ve itibarın kaynağıdır. |
35 |
Fatır |
10 |
Diyanet |
Her kim şan ve şeref istiyorsa
bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah'a aittir. Güzel sözler ancak O'na
yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar
için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar. |
Allah meydan okuyor |
12 |
Yusuf |
38 |
Diyanet |
"Atalarım İbrahim, İshak ve
Yakub'un dinine uydum. Bizim, Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmamız (söz
konusu) olamaz. Bu, bize ve insanlara Allah'ın bir lütfudur, fakat insanların
çoğu şükretmezler." |
Allah meydan okuyor |
17 |
İsra |
88 |
Diyanet |
De ki: "Andolsun, insanlar ve
cinler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine
de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler." |
Allah meydan okuyor |
2 |
Bakara |
23 |
Diyanet |
Eğer kulumuza (Muhammed'e)
indirdiğimiz (Kur'an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre
getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi
çağırın (ve bunu ispat edin). |
Allah meydan okuyor |
11 |
Hud |
13 |
Diyanet |
Yoksa "onu (Kur'an'ı)
uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi
Allah'tan başka gücünüzün yettiklerini de (yardıma) çağırıp, siz de onun gibi
uydurma on sûre getirin." |
Allah nerede? Mecazi |
53 |
Neml |
9 |
Diyanet |
(Nebilere olan mesafesi) iki yay
aralığı kadar, yahut daha az oldu. |
Allah nerede? Mecazi |
2 |
Bakara |
86 |
Diyanet |
Kullarım, beni senden sorarlarsa,
(bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua
edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim
davetime uysunlar, bana iman etsinler. |
Allah nerede? Mecazi |
34 |
Sebe |
37 |
Diyanet |
Ne mallarınız ne de çocuklarınız,
sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir! Ancak iman edip salih
amel işleyenler başka. İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat
vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler. |
Allah nerede? Mecazi |
53 |
Neml |
7 |
Diyanet |
O, en yüksek bir ufuktaydı. |
Allah nerede? Mecazi |
22 |
Hac |
37 |
Diyanet |
Onların etleri ve kanları asla
Allah'a ulaşmaz. Fakat O'na sizin takvanız (Allah'a karşı gelmekten
sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru
yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri
müjdele. |
Allah nerede? Mecazi |
53 |
Neml |
8 |
Diyanet |
Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp
daha da yakın oldu. |
Allah nerede? Mecazi, içimizden
geçeni de bilir |
50 |
Kaf |
16 |
Diyanet |
Andolsun, insanı biz yarattık ve
nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından
daha yakınız. |
Allah sevgisi sevginin zirvesidir.
Hiçbir şey Allah sever gibi sevilmez. |
2 |
Bakara |
165 |
Diyanet |
İnsanlar arasında Allah'ı bırakıp
da O'na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah'ı severcesine severler.
Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba
uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah'ın olduğunu ve Allah'ın azabının pek
şiddetli olduğunu bir bilselerdi! |
Allah tan başka dost edinenler |
29 |
Ankebut |
41-43 |
Diyanet |
Allah'tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev
edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek
evidir. Keşke bilselerdi! Şüphesiz
Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne tür şeylere taptıklarını biliyor.
O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. İşte bu temsilleri biz
insanlar için getiriyoruz. Onları ancak bilginler düşünüp anlarlar. |
Allah tan başka dost edinenler |
36 |
Yasin |
11 |
Diyanet |
Sen ancak Zikr'e (Kur'an'a) uyanı ve görmediği hâlde Rahmân'dan
korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla
müjdele. |
Allah tan sadace iyilik gelir.
kötülük kendindendir. |
42 |
Şura |
30 |
Diyanet |
Başınıza her ne musibet gelirse,
kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder. |
Allah tan sadace iyilik gelir.
kötülük kendindendir. |
4 |
Nisa |
79 |
Diyanet |
Sana ne iyilik gelirse
Allah'tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara
bir resül olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter. |
Allah vekildir |
4 |
Nisa |
132 |
Diyanet |
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey
Allah'ındır. Vekil olarak Allah yeter. |
Allah yerlerin göklerin nurudur |
24 |
Nur |
35 |
Diyanet |
Allah, göklerin ve yerin nurudur.
O'nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de
bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir
ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu
ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır.
Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için
misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. |
Allah yeter |
39 |
Zümer |
38 |
Diyanet |
Andolsun, eğer onlara, "Gökleri ve yeri
kim yarattı?" diye sorsan elbette, "Allah", derler. De ki:
"Peki söyleyin bakalım? Allah'ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya;
eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah'ın dokundurduğu
zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O'nun
rahmetini engelleyebilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter. Tevekkül
edenler ancak O'na tevekkül ederler." |
Allah yeter, bilen olarak |
4 |
Nisa |
70 |
Diyanet |
Bu lütuf Allah'tandır. Hakkıyla
bilen olarak Allah yeter. |
Allah yeter, dost olarak |
4 |
Nisa |
45 |
Diyanet |
Allah, sizin düşmanlarınızı çok
daha iyi bilir. Allah, dost olarak yeter. Allah, yardımcı olarak da yeter. |
Allah yeter, günahlarını bilen ve
gören olarak |
17 |
İsra |
17 |
Diyanet |
Nûh'tan sonra da nice nesilleri
helâk ettik. Kullarının günahlarını hakkıyla bilici ve görücü olarak Rabbin
yeter. |
Allah Yeter, hesap sorucu
olarak |
4 |
Nisa |
6 |
Diyanet |
Yetimleri deneyin. Evlenme çağına
(buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını
kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf
ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise
(yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin
gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını
kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap
görücü olarak Allah yeter. |
Allah Yeter, koruyucu olarak |
7 |
Ahzap |
3 |
Suat Yıldırım |
Yalnız Allah'a dayanıp güven!
Koruyucu olarak Allah yeter. |
Allah yeter, kuluna kafi değil mi? |
39 |
Zümer |
36 |
Diyanet |
Allah, kuluna yetmez mi? Seni
O'ndan (Allah'tan) başkalarıyla korkutmaya çalışıyorlar. Allah, kimi
saptırırsa artık onun için bir yol gösterici yoktur. |
Allah yeter, ondan başka ilah
yoktur |
9 |
Tevbe |
129 |
Diyanet |
Eğer yüz çevirirlerse de ki:
"Bana Allah yeter. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak O'na
tevekkül ettim. O, yüce Arş'ın sahibidir." |
Allah Yeter, sana ve sana uyan müminlere |
8 |
Enfal |
64 |
Diyanet |
Ey Peygamber! Sana ve sana tabi
olan mü'minlere Allah yeter. |
Allah Yeter, vekil olarak |
17 |
İsra |
65 |
Şaban piriş |
Şüphesiz kullarımın üzerinde senin bir gücün
yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter. |
Allah yolunda şehit olanlar
cennetlik |
9 |
Tevbe |
111 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah, mü'minlerden
canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın
almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler.
Allah, bunu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kesin olarak va'detmiştir.
Kimdir sözünü Allah'tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu
alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır. |
Allah zulmedenlerin hepsinden ve
gaybdan haberdardır |
6 |
En'am |
59 |
Diyanet |
Gaybın anahtarları yalnızca O'nun
katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir
yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir
yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah'ın bilgisi
dâhilinde, Levh-i Mahfuz'da) olmasın. |
Allah zulmedenlerin icabına din
gününde bakacaktır. |
42 |
Şura |
14 |
Diyanet |
Onlar, kendilerine bilgi geldikten
sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer (azabın)
belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak) Rabbinden bir söz
geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitab'a
mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe içindedirler. |
Allah zulmetmez |
10 |
Yunus |
43, 44 |
Diyanet |
İçlerinden sana bakanlar da vardır.
Fakat körlere, hele gerçeği görmüyorlarsa, sen mi doğru yolu göstereceksin? |
Allah, bizleri dener |
2 |
Bakara |
155 |
Diyanet |
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir
de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. |
Allah, bütün günahları affedebilir. |
39 |
Zümer |
53 |
Cemal Yıldırım |
De ki: Ey kendilerine haksızlık edip ölçüyü
aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah elbette
bütün günahları bağışlar ve gerçekten O, çok bağışlayan, çok merhamet
edendir. |
Allah, hesap görücüdür. Hardal
tanesi kadar bile haksızlık yok |
21 |
Enbiya |
47 |
Diyanet |
Kıyamet günü için adalet terazileri
kuracağız. Öyle ki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. (Yapılan iş)
bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap
görücü olarak biz yeteriz. |
Allah, insanlarla üç yolla konuşur |
42 |
Şura |
51 |
Diyanet |
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut
perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini
vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Allah, kelime sıkıntısı çekmez |
18 |
Kehf |
109 |
Diyanet |
De ki: "Rabbimin sözlerini
yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave etsek (denizlere
deniz katsak); Rabbimin sözleri tükenmeden önce denizler tükenirdi." |
Allah, kelime sıkıntısı çekmez |
31 |
Lokman |
27 |
Diyanet |
Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem,
deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah'ın
sözleri (yazmakla) yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir,
hüküm ve hikmet sahibidir. |
Allah, kişi ile kalbinin
arasındadır. |
8 |
Enfal |
24 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Size hayat verecek
şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'ın ve Resûlü'nün çağrısına uyun ve bilin
ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O'nun huzurunda
toplanacaksınız. |
Allah, koruyucudur |
33 |
Ahzap |
48 |
Süleyman Ateş |
Kâfirlere ve münâfıklara itâ'at
etme. Onların eziyetlerine aldırma, Allah'a dayan; vekil (koruyucu) olarak
Allâh yeter. |
Allah, şah damarımızdan daha yakın |
88 |
Gaşiya |
21,
22 |
Diyanet |
Andolsun, insanı biz yarattık ve
nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından
daha yakınız. |
Allah, şahittir |
4 |
Nisa |
79 |
Diyanet |
Sana ne iyilik gelirse
Allah'tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni
insanlara bir resül olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter. |
Allah, üç kişiden dördüncüsü odur. |
58 |
Mücadele |
7 |
Diyanet |
Göklerdeki ve yerdeki her şeyi
Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişi gizlice konuşmaz ki, dördüncüleri
O olmasın. Beş kişi gizlice konuşmaz ki altıncıları O olmasın. Bundan daha
az, yahut daha çok da olsalar, nerede olurlarsa olsunlar, O mutlaka onlarla
beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını Kıyamet günü haber verecektir. Allah, her
şeyi hakkıyla bilir |
Allah, yakınına iyilik yapmayı
yardım etmeyi emrediyor. |
16 |
Nahl |
90 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı,
yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da
yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. |
Allah, yardımcıdır |
25 |
Furkan |
31 |
Diyanet |
Biz, işte böyle, her nebi için
suçlulardan bir düşman yarattık. Yol gösterici ve yardım edici olarak Rabbin
yeter. |
Allah, yolunda cihad edenler
kınamalardan korkmayın |
5 |
Maide |
54 |
Muhammed Esed |
Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer
imanınızı kaybederseniz, Allah, zaman içinde (sizin yerinize) Onun sevdiği ve
Onu seven insanlar geçirecektir; müminlere karşı alçak gönüllü, hakikati
inkar edenlere karşı onurlu; Allah yolunda üstün çaba gösteren ve kendilerini
kınayabilecek kimselerin kınamasından korkmayan (insanlar): Bu, Allahın dilediğine
bağışladığı lütfudur. Allah (lütfunda) sınırsızdır ve her şeyi bilendir. |
Allah, zamandan mekandan
münezzehtir |
30 |
Rum |
18 |
Muhammed Esed |
Göklerde ve yerde her türlü övgünün
O'na mahsus olduğunu (görerek) öğle vaktinde de sonrasında da (O'nu yüceltin). |
Allah'a borç vermek |
2 |
Bakara |
245 |
Diyanet |
Kimdir Allah'a güzel bir borç
verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin. (Rızkı) Allah
daraltır ve genişletir. Ancak O'na döndürüleceksiniz. |
Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz |
|
Hucurat |
16 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) De ki: "Siz
Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her
şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir." |
Allah'a gereği gibi değer
verilmiyor mu? |
22 |
Hac |
74 |
Diyanet |
Allah'ın kadrini gereği gibi
bilemediler. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. |
Allah'a gereği gibi değer
verilmiyor mu? |
39 |
Zümer |
67 |
Diyanet |
Allah'ın kadrini gereği gibi
bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O'nun elindedir. Gökler de
O'nun kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzaktır,
yücedir. |
Allah'a inanmayan cennete gidemez |
4 |
Nisa |
123 |
Diyanet |
İş, ne sizin kuruntunuza, ne de kitap
ehlinin kuruntusuna göredir. Kim kötü bir iş yaparsa, onunla cezalandırılır.
O, kendisine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir. |
Allah'a karşı yalan uyduranlar |
11 |
Hud |
18 |
Diyanet |
Kim Allah'a karşı yalan uydurandan
daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de,
"Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır" diyeceklerdir.
Biliniz ki, Allah'ın lâneti zalimler üzerinedir. |
Allah'a nasıl yakın olunur |
9 |
Tevbe |
98, 99 |
Diyanet |
Bedevîlerden öyleleri vardır ki,
(Allah yolunda) harcayacakları şeyi bir zarar sayar ve (bundan kurtulmak
için) size belâlar gelmesini beklerler. Kötü belâlar kendi başlarına olsun.
Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Allah'a nasıl yakın olunur |
5 |
Maide |
35 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Allah'a karşı
gelmekten sakının, O'na yaklaşmaya vesile arayın ve O'nun yolunda cihad edin
ki kurtuluşa eresiniz. |
Allah'a nasıl yakın olunur |
35 |
Fatır |
10 |
Diyanet |
Her kim şan ve şeref istiyorsa
bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah'a aittir. Güzel sözler ancak O'na
yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar
için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar. |
Allah'a nasıl yakın olunur |
34 |
Sebe |
37 |
Diyanet |
Ne mallarınız ne de çocuklarınız,
sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir! Ancak iman edip salih
amel işleyenler başka. İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat
vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler. |
Allah'a nasıl yakın olunur |
13 |
Rad |
22 |
Diyanet |
Onlar, Rablerinin rızasına ermek
için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan
gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan
kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır. |
Allah'a nasıl yakın olunur |
30 |
Rum |
38 |
Diyanet |
Öyle ise akrabaya, yoksula, ve
yolcuya hakkını ver. Bu, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha
hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. |
Allah'a tevekkül etsinler |
64 |
Tegabun |
13 |
Diyanet |
Allah, kendisinden başka hiçbir
ilâh bulunmayandır. Mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler. |
Allah'a ve resulüne savaş açan
bozguncular |
5 |
Maide |
33 |
Diyanet |
Allah'a ve Resûlüne savaş açanların
ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri,
yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o
yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette
de onlara büyük bir azap vardır. |
Allah'a zordayken yakaran. Kolayda
unutan |
10 |
Yunus |
12 |
Diyanet |
İnsana bir sıkıntı dokundu mu,
gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken (her hâlinde bu
sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan
kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış
gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece
süslenmiş (hoş gösterilmiş)tir. |
Allah'dan başka kimi önemsiyor
sunuz? |
4 |
Nisa |
108 |
Diyanet |
Bunlar, insanlardan gizlenmeye
çalışırlar da Allah'tan gizlenmezler. Hâlbuki Allah, geceleyin, razı
olmayacağı sözleri kurarlarken onlarla beraberdir. Allah, onların
yaptıklarını (ilmiyle) kuşatmıştır. |
Allah'ı anlamamak |
55 |
Rahman |
29 |
Diyanet |
Göklerde ve yerde bulunanlar, (her
şeyi) O'ndan isterler. O, her an yeni bir ilâhî tasarruftadır. |
Allah'ı anlamamak |
49 |
Hucurat |
15 |
Diyanet |
İman edenler ancak, Allah'a ve
resuline inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve
canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir. |
Allah'ı anlamamak |
51 |
Zariyat |
20-21 |
Diyanet |
Kesin olarak inananlar için
yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor
musunuz? |
Allah'ı anlamamak |
3 |
Al-i İmran |
191 |
Diyanet |
Onlar ayaktayken, otururken ve
yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı
üzerinde düşünürler. "Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni
eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru" derler. |
Allah'ı kendi tanıttığı gibi
tanımalıyız. Esma-i Hüsna |
2 |
Bakara |
198 |
Diyanet |
(Hac mevsiminde ticaret yaparak)
Rabbinizin lütuf ve keremini istemekte size bir günah yoktur. Arafat'tan
ayrılıp (sel gibi Müzdelife'ye) akın ettiğinizde, Meş'ar-i Haram'da Allah'ı
zikredin. Onu, size gösterdiği gibi
zikredin. Doğrusu siz onun yol göstermesinden önce yolunu şaşırmışlardan
idiniz. |
Allah'ı kendi tanıttığı gibi
tanımalıyız. Esma-i Hüsna |
2 |
Bakara |
239 |
Diyanet |
Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız,
namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da,
Allah'ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği şekilde anın (namazı
normal vakitlerdeki gibi kılın). |
Allah'ı kendi tanıttığı gibi
tanımalıyız. Esma-i Hüsna |
7 |
Araf |
180 |
Diyanet |
En güzel isimler Allah'ındır. O'na
o güzel isimleriyle dua edin ve O'nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları
bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır. |
Allah'ın ayetleri konusunda
mücadele edenler |
40 |
Mümin |
56 |
Diyanet |
Allah'ın âyetleri hakkında,
kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların
kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe
asla ulaşmazlar. Sen Allah'a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla
görendir |
Allah'ın ayetlerine iman etmeyenlerin yolu kötüdür. |
16 |
Nahl |
104 |
Diyanet |
Allah'ın âyetlerine inanmayanları, Allah elbette doğru yola
iletmez. Onlar için elem dolu bir azap vardır. |
Allah'ın ayetlerini etkisizleştiren cehennem ehlidir. |
22 |
Hac |
51 |
Diyanet |
Âyetlerimizi geçersiz kılmak için çaba gösterenler var ya, işte onlar
cehennemliklerdir. |
Allah'ın ayetlerini etkisizleştiren cehennem ehlidir. |
34 |
Sebe |
38 |
Diyanet |
Âyetlerimizi geçersiz kılmak için yarışanlar var ya, işte onlar
azap için hazır bulundurulacaklar. |
Allah'ın ayetlerini küçük bir
bedele satanlar |
2 |
Bakara |
41 |
Muhammed Esed |
Bunun için de, size geçmişte
bildirilmiş olan haberleri doğrulayıcı nitelikte indirdiğim bu vahye inanın;
onun gerçekliğini inkar edenlerin öncüsü olmayın; mesajlarımı küçük bir
kazanca değişmeyin; ve Bana, yalnızca Bana karşı sorumluluk bilinci taşıyın! |
Allah'ın bazı emirleri |
4 |
Nisa |
58 |
Diyanet |
Allah, size, emanetleri mutlaka ehline
vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi
emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki
Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. |
Allah'ın bazı emirleri |
7 |
Araf |
29 |
Diyanet |
De ki: "Rabbim adaleti
emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O'na) doğrultun. Dini Allah'a has
kılarak O'na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O'na)
döneceksiniz." |
Allah'ın bazı emirleri |
2 |
Bakara |
279 |
Diyanet |
Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve
Resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız,
anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş
olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur. |
Allah'ın bazı emirleri |
2 |
Bakara |
254,261-274 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Hiçbir
alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü
gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın.
İnkâr edenler ise zalimlerin ta kendileridir. |
Allah'ın bazı emirleri |
98 |
Beyyine |
5 |
Diyanet |
Hâlbuki onlara, ancak dini Allah'a
has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı
kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir. |
Allah'ın bazı emirleri |
16 |
Nahl |
90 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik
yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı
da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. |
Allah'ın bazı emirleri: Allah'a
karşı gelmekten sakının |
3 |
Al-i İmran |
102 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Allah'a karşı
gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa, öylece sakının ve siz ancak müslümanlar
olarak ölün. |
Allah'ın bazı emirleri: Ayetlerin gizlenmesi
lanatlik ve vebaldir. |
3 |
Al-i İmran |
187 |
Diyanet |
Hani Allah, kendilerine kitap
verilenlerden, "Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu
gizlemeyeceksiniz" diye sağlam söz almıştı. Fakat onlar verdikleri sözü,
arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne
kadar kötüdür! |
Allah'ın bazı emirleri: Ayetlerin gizlenmesi
lanatlik ve vebaldir. |
2 |
Bakara |
159,161,162,174-176 |
Diyanet |
İndirdiğimiz apaçık delilleri ve
hidayeti Kitap'ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara
hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder. |
Allah'ın bazı emirleri: Dinin rant
ve menfaat aracı yapılmasına niçin sessiz haldesiniz. |
7 |
Araf |
169 |
Diyanet |
Derken, onların ardından yerlerine
Kitab'a (Tevrat'a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın
değersiz malını alır ve "(nasıl olsa) biz bağışlanacağız" derlerdi.
Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. Allah hakkında, gerçek
dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan Kitap'ta söz alınmamış
mıydı? Onun içindekileri okumamışlar mıydı? Hâlbuki, Allah'a karşı gelmekten
sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz? |
Allah'ın bazı emirleri: Dinin rant
ve menfaat aracı yapılmasına niçin sessiz haldesiniz. |
2 |
Bakara |
41 |
Diyanet |
Elinizdeki Tevrat'ı tasdik edici
olarak indirdiğim (Kur'an'a) iman edin. Onu inkâr edenlerin ilki olmayın.
Âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin ve bana karşı gelmekten sakının. |
Allah'ın bazı emirleri: Dinin rant
ve menfaat aracı yapılmasına niçin sessiz haldesiniz. |
9 |
Tevbe |
34 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Hahamlardan ve
rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve
Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları
Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele. |
Allah'ın bazı emirleri: Dinini
param parça yapanlara uyma? |
6 |
En'am |
159 |
Diyanet |
Şu dinlerini parça parça edenler ve
kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir
ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta
olduklarını kendilerine haber verecektir. |
Allah'ın bazı emirleri: Haksız yere
cana kıymayın. |
5 |
Maide |
32 |
Diyanet |
Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap'ta)
şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir
bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları
öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün
insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller
(mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ)
yeryüzünde aşırı gitmektedir. |
Allah''ın bazı emirleri: İnfak
yapın. |
2 |
Bakara |
268 |
Diyanet |
Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder.
Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet va'dediyor. Şüphesiz
Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. |
Allah'ın bazı emirleri: Kitaba sım
sıkı sarılın . O'na kulak verin. |
2 |
Bakara |
93 |
Diyanet |
Hani, Tûr'u tepenize dikerek sizden
söz almıştık, "Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın; ona kulak
verin" demiştik. Onlar, "Dinledik, karşı geldik" demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı
sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki: (Tevrat'a
beslediğinizi iddia ettiğiniz) imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer
inanan kimselerseniz! |
Allah'ın bazı emirleri: kitabıma
sığının emrini vermedi mi? |
7 |
Araf |
170 |
Diyanet |
Kitab'a sımsıkı sarılanlara ve
namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz, iyiliğe çalışan (erdemli)
kimselerin mükâfatını zayi etmeyiz. |
Allah'ın bazı emirleri: Mükemmel
din, tamamlanmış Kur'an vermedi mi? |
5 |
Maide |
4 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) Sana, kendilerine nelerin
helâl kılındığını soruyorlar. De ki: "Size temiz ve hoş olan şeyler, bir
de Allah'ın size verdiği yeteneklerle eğitip alıştırdığınız avcı hayvanların
tuttuğu (avlar) helâl kılındı. Onların sizin için tuttuklarından yiyin. Onu
(av için) salarken üzerine Allah'ın adını anın (besmele çekin). Allah'a karşı
gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. |
Allah'ın bazı emirleri: Size
kitabıma sığının emrini vermedi mi? |
3 |
Al-i İmran |
103 |
Diyanet |
Hep birlikte Allah'ın ipine
(Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan
nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O,
kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler
olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi
oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki
doğru yola eresiniz. |
Allah'ın bazı emirleri: Size
Müslümanlar adını vermedi mi? |
22 |
Hac |
78 |
Diyanet |
Allah uğrunda hakkıyla cihad edin.
O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim'in
dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur'an'da müslüman diye
isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara
şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı
dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne
güzel sahip, ne güzel yardımcıdır! |
Allah'ın görülmesi mümkün değildir. |
7 |
Araf |
143 |
Diyanet |
Musa tayin edilen sürede gelince ve
Rabbi O'nunla konuşunca: "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi.
(Allah:) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar
kılabilirse, sen de beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu
param parça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde: "Sen ne
yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi. |
Allah'ın görülmesini |
6 |
En'am |
103 |
Diyanet |
Gözler O'nu idrak edemez ama O,
gözleri idrak eder. O, en gizli şeyleri bilendir, (her
şeyden) hakkıyla haberdar olandır. |
Allah'ın görülmesini
"fazlalık" kelimesinden çıkaranlar var |
10 |
Yunus |
26 |
Diyanet |
Güzellik yapanlara daha güzeli ve
fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı
sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz
kalacaklardır. |
Allah'ın insanlara müdahalesini diğer insanlarla yapar. |
9 |
Tevbe |
52 |
Diyanet |
De ki: "Bizim için siz,
(şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini
bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle
size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de
sizinle birlikte beklemekteyiz." |
Allah'ın insanlara özel bir
müdahalesi yoktur. |
10 |
Yunus |
11 |
Diyanet |
Eğer Allah, insanlara onların hemen hayra
kavuşmayı istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, elbette onların
ecellerine hükmolunurdu. İşte biz, bize kavuşmayı ummayanları, kendi
azgınlıkları içinde bocalar hâlde bırakırız. |
Allah'ın insanlara özel bir
müdahalesi yoktur. |
35 |
Fatır |
45 |
Diyanet |
Eğer Allah, insanları kazandıkları
yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerkürenin sırtında hiçbir canlı
bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet
süreleri gelince, (gerekeni yapar). Çünkü Allah, kullarını hakkıyla
görmektedir. |
Allah'ın insanlara özel bir
müdahalesi yoktur. |
4 |
Nisa |
12 |
Diyanet |
Eğer çocukları yoksa, karılarınızın
geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının
dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları
vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borçlarının ödenmesinden sonradır.
Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Eğer
çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu
paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borçlarınızın
ödenmesinden sonradır. Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının
evladı ve babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona
altıda bir düşer. Eğer (kardeşler)
birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma varislere)
zarar vermeksizin yapılan vasiyetin
yerine getirilmesinden, yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır. (Bütün
bunlar) Allah'ın emridir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir (hemen
cezalandırmaz, mühlet verir.) |
Allah'ın insanlara özel bir
müdahalesi yoktur. |
10 |
Yunus |
99 |
Diyanet |
Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde
bulunanların hepsi elbette topyekûn iman ederlerdi. Böyle iken sen mi mü'min
olsunlar diye, insanları zorlayacaksın? |
Allah'ın insanlara özel bir müdahalesi
yoktur. |
76 |
İnsan |
2,3 |
Diyanet |
Gerçek şu ki, biz insanı katışık
bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye,
kendisini işitir ve görür kıldık. Şüphesiz biz onu (ömür boyu
yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya
şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder. |
Allah'ın insanlara özel bir
müdahalesi yoktur. |
13 |
Rad |
11 |
Diyanet |
İnsanı önünden ve ardından takip
eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu
değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük
diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir
yardımcı da yoktur. |
Allah'ın insanlara özel bir
müdahalesi yoktur. |
6 |
En'am |
165 |
Diyanet |
O, sizi yeryüzünde halifeler (oraya
hâkim kimseler) yapan, size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için
bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk
olandır. Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. |
42 |
Şura |
20, 21 |
Diyanet |
Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını
artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat
onun ahirette hiçbir payı yoktur. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. |
90 |
Beled |
8, 10 |
Diyanet |
Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak
vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. |
11 |
Hud |
118 |
Diyanet |
Hem, Rabbin dileseydi, bütün
insanlığı bir tek ümmet yapardı; fakat (O, yollarını seçmekte kendilerini
özgür bıraktı diye) hala farklı görüşler benimsemekteler; |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. |
3 |
Al-i İmran |
165 |
Diyanet |
Onların (müşriklerin) başına (Bedir'de)
iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud'da) sizin başınıza geldiğinde,
"Bu, nereden başımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki: "O
(musibet), kendinizdendir." Şüphesiz Allah'ın gücü her şeye hakkıyla
yeter. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. |
14 |
İbrahim |
42 |
Diyanet |
Sakın, Allah'ı zalimlerin
yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle
bakakalacağı bir güne erteliyor. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. |
2 |
Bakara |
214 |
Diyanet |
Yoksa siz, sizden öncekilerin başına
gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
Peygamber ve onunla beraber mü'minler, "Allah'ın yardımı ne zaman?"
diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki,
Allah'ın yardımı pek yakındır. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Yol seçimi
insanlara ait |
76 |
İnsan |
3 |
Muhammed Esed |
Gerçek şu ki, Biz ona yolu/yöntemi
gösterdik; şükredici, ya da nankör (olması artık kendisine kalmıştır). |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Azap geciktirilir. |
11 |
Hud |
8 |
Diyanet |
Andolsun, biz onlardan azabı
belirli bir süreye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka "Onu ne
alıkoyuyor?" derler. İyi bilin ki, azap onlara geleceği gün,
kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey,
kendilerini çepeçevre kuşatmış olur. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Azap geciktirilir. |
91 |
Şems |
7, 10 |
Diyanet |
Nefse ve onu düzgün bir biçimde
şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma
yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.
Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Müdahil olmadan da dilediklerimiz gerçekleşmez. |
76 |
İnsan |
29, 30 |
|
İşte bu bir öğüttür. Dileyen,
Rabbine ulaştıran bir yol tutar. Allah'ın dilemesi olmadıkça siz
dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Sapanları saptırır. |
61 |
Saffat |
5 |
Diyanet |
Hani Mûsâ kavmine, "Ey kavmim!
Allah'ın size gönderdiği resulü olduğumu bilip durduğunuz hâlde, niçin bana
eziyet ediyorsunuz?" demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini
(doğru yoldan) saptırdı. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Yol tercihi insana aittir |
67 |
Mülk |
2 |
Diyanet |
O, hanginizin daha güzel amel
yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir,
çok bağışlayandır. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Zulmedenlere de… |
22 |
Hac |
39-40 |
Hakkı Yılmaz |
Kendilerine savaş açan kimselere,
kendilerini haksızlığa uğratnmaları; onlar, başka değil sırf "Rabbimiz
Alla'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları
nedeniyle savaşa izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere
ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir
kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, filiz, tomuscuk, ağaçta meyve,
toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi,
tüm alışveriş yerleri; çarşı-pazar,tüm salat; destek yerleri (iş, istihdam ve
istihsal yerleri, eğitim öğretim kurumları ve güvenlik merkezleri) ve
içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan mescitler yerle bir edildi. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Zulmedenlere de… |
22 |
Hac |
40 |
Edip Yüksel |
Onlar ki yalnızca, "Efendimiz
ALLAH'tır" dedikleri için haksız yere ülkelerinden çıkarıldılar. Allah
halkın bir kısmını bir kısmına karşı savunmasaydı silolar, alışveriş
merkezleri, yardım kurumları, ve içlerinde ALLAH'ın isminin çokça anıldığı
mescidler yıkılırdı. ALLAH kendisine yardım edenlere elbette yardım
edecektir. ALLAH Kuvvetlidir, Güçlüdür.. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur. Zulmedenlere de… |
22 |
Hac |
40 |
Diyanet |
Onlar,
haksız yere, sırf, "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı
yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını
bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çok anılan manastırlar,
kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki
Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok
kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur.Kendini kötü insanlardan koruyabilen ayakta kalır. |
22 |
Hac |
40 |
Muhammed Esed |
onlar ki, sadece "Bizim
Rabbimiz Allah'tır!" dedikleri için haksız yere yurtlarından
çıkarıldılar. Çünkü, Allah insanları birbirlerine karşı savunmasız
bıraksaydı, şüphesiz o zaman, içlerinde Allah'ın isminin çokça anıldığı
manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler (çoktan) yıkılıp gitmiş olurdu.
Ve muhakkak ki Allah, O'nun davasına arka çıkanlara yardım edecektir: çünkü,
Allah (her şeyi hükmü altında tutan) en yüce iktidar Sahibidir. |
Allah'ın insanlara özel müdahalesi
yoktur.Kendini kötü insanlardan koruyabilen ayakta kalır. |
22 |
Hac |
40 |
Erhan Aktaş |
Onlar, sadece "Rabb'imiz
Allah'tır." dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer
Allah, insanların bazılarını bazılarıyla savmasaydı, içinde Allah'ın isminin
çokça anıldığı sevamiu, biyeun, selavat, mescitler mutlaka yıkılırdı. Allah,
kendisine yardım edene mutlaka yardım eder. Kuşkusuz Allah, Mutlak Güç
Sahibi'dir, Mutlak Üstün Olan'dır. |
Allah'ın insanları yaratış sebebi
denemek içindir |
67 |
Mülk |
2 |
Diyanet |
O, hanginizin daha güzel amel
yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir,
çok bağışlayandır. |
Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. |
3 |
Al-i İmran |
103 |
Diyanet |
Hep birlikte Allah'ın ipine
(Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan
nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O,
kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler
olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi
oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki
doğru yola eresiniz. |
Allah'ın kalbini mühürlediği
kişiler |
47 |
Muhammed |
16 |
Diyanet |
Onlardan seni dinleyenler vardır.
Fakat senin yanından çıktıkları zaman (alay ederek), kendilerine bilgi
verilmiş olanlara, "Az önce ne söyledi?" derler. İşte bunlar,
Allah'ın, kalplerini mühürlediği ve nefislerinin arzularına uyan kimselerdir. |
Allah'ın müdahalesi vahiyle, insan
eliyle, yasalarına uyulmaması sebebiyledir |
22 |
Hac |
40 |
Diyanet |
Onlar, haksız yere, sırf,
"Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış
kimselerdir. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi
olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar
ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah, kendi dinine
yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak
güç sahibidir. |
Allah'ın müdahalesi yoktur |
13 |
Yusuf |
11 |
Diyanet |
İnsanı önünden ve ardından takip
eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu
değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük
diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Alla |
Allah'ın müdahalesi yoktur |
29 |
Ankebut |
53 |
Diyanet |
Senden azabın çabucak gelmesini
istiyorlar. (Hikmet gereği) belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara
mutlaka gelirdi. Onlar farkında değillerken kendilerine ansızın elbette
gelecektir. |
Allah'ın müdahalesi yoktur. |
16 |
Nahl |
61 |
Diyanet |
Eğer Allah, insanları zulümleri
yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat
onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an
geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler. |
Allah'ın müdahalesi yoktur. |
8 |
Enfal |
68 |
Diyanet |
Yeryüzünde düşmanı tamamıyla
sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz
geçici dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah ahireti (kazanmanızı)
istiyor. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Allah'ın müdahalesi yoktur.
İstediğini, isteyeni cennetine veya cehennemine koyar |
17 |
İsra |
18, 19 |
Diyanet |
Kim bu geçici dünyayı isterse orada
ona, (evet) dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra da
cehennemi ona mekân yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah'ın rahmetinden
kovulmuş olarak girer. Kim de mü'min olarak ahireti ister ve ona ulaşmak için
gereği gibi çalışırsa, işte bunların çalışmalarının karşılığı verilir. |
Allah'ın oğlu dediler |
9 |
Tevbe |
30-31 |
Diyanet |
Yahudiler, "Üzeyr, Allah'ın
oğludur" dediler. Hıristiyanlar ise, "İsa Mesih, Allah'ın
oğludur" dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği
yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin
söylediklerine benziyor. Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan
çevriliyorlar! (Yahudiler) Allah'ı bırakıp, hahamlarını; (hıristiyanlar ise)
rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir
olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. O'ndan başka hiçbir ilâh
yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır. |
Allah'ın özel bir müdahalesi
yoktur. |
8 |
Enfal |
53 |
Diyanet |
Bunun sebebi şudur: Bir toplum
kendilerinde bulunan (iyi davranışlar)ı değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği
bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla
bilendir. |
Allah'ın özel bir müdahalesi
yoktur. |
43 |
Zuhruf |
33-35 |
Diyanet |
Eğer bütün insanlar (kâfirlere
verdiğimiz nimetlere bakıp küfürde birleşen) bir tek ümmet olacak
olmasalardı, Rahmân'ı inkâr edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine
çıkacakları merdivenler yapardık.
Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve
altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir.
Rabbinin katında ahiret ise, O'na karşı gelmekten sakınanlarındır. |
Allah'ın özel bir müdahalesi
yoktur. |
2 |
Bakara |
126 |
Diyanet |
Hani İbrahim, "Rabbim! Bu
şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allah'a ve ahiret gününe iman edenleri
her türlü ürünle rızıklandır" demişti. Allah da, "İnkâr edeni bile
az bir süre, (bu geçici kısa hayatta) rızıklandırır; sonra onu cehennem
azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası!"
demişti. |
Allah'ın özel bir müdahalesi
yoktur. |
42 |
Şura |
14 |
Diyanet |
Onlar, kendilerine bilgi geldikten
sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer (azabın)
belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak) Rabbinden bir söz
geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitab'a
mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe içindedirler. |
Allah'ın rab'liğine iman edenler
hayatı da dahil her şeyiyle teslim olandır |
2 |
Bakara |
246 |
Diyanet |
Mûsâ'dan sonra İsrailoğullarının
ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)? Hani, peygamberlerinden birine,
"Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi.
O, "Ya üzerinize savaş farz kılındığı hâlde, savaşmayacak olursanız?"
demişti. Onlar, "Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış
olduğumuz hâlde Allah yolunda niye savaşmayalım" diye cevap vermişlerdi.
Ama onlara savaş farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, yüz çevirdiler.
Allah, zalimleri hakkıyla bilendir. |
Allah'ın sünneti (sözü) değişmez |
7 |
Araf |
185 |
Diyanet |
Onlar göklerdeki ve yerdeki
sınırsız hükümranlık ve nizama , Allah'ın yarattığı her şeye, ecellerinin
yaklaşmış olabileceğine hiç bakmadılar mı? Peki, bundan sonra artık hangi
söze inanacaklar? |
Allah'ın sünneti (sözü) değişmez |
35 |
Fatır |
43 |
Diyanet |
Yeryüzünde büyüklük taslamak ve
kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak
sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen
Allah'ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah'ın kanununda
hiçbir sapma bulamazsın. |
Allah'ın tanımı |
23 |
Kehf |
88 |
Diyanet |
De ki: "Eğer biliyorsanız söyleyin: Her şeyin hükümranlığı
elinde olan, kendisi koruyan, kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?" |
Allah'ın vahiyleri arasında, sünnetullah da çelişki yoktur. |
30 |
Rum |
30 |
Ali Bulaç |
Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen
(bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun
üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte
dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler. |
Allah'ın varlığını Musa sorguluyor |
7 |
Araf |
143 |
Diyanet |
Mûsâ, belirlediğimiz yere (Tûr'a)
gelip Rabbi de ona konuşunca, "Rabbim! Bana (kendini) göster, sana
bakayım" dedi. Allah da, "Beni (dünyada) katiyen göremezsin. Fakat
(şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin." dedi.
Rabbi, dağa tecelli edince onu
darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, "Seni
eksikliklerden uzak tutarım Allah'ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların
ilkiyim" dedi. |
Allah'ın yaptığı dışında herşey
sorgulanacak |
21 |
Enbiya |
23 |
Diyanet |
O, yaptığından dolayı sorgulanamaz
fakat onlar sorgulanırlar. |
Allah'ın yaratmasında hiçbir
değişiklik yoktur |
30 |
Rum |
30 |
Diyanet |
Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine
çevir. Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah'ın yaratmasında hiçbir
değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru
dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
10 |
Yunus |
64 |
Diyanet |
Dünya hayatında da, ahirette de
onlar için müjde vardır. Allah'ın sözlerinde hiçbir değişme yoktur. İşte bu
büyük başarıdır. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
6 |
En'am |
34 |
Ali Bulaç |
Andolsun senden önce de elçiler
yalanlandı; onlara, yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete
uğratıldıkları şeye sabrettiler. Allah'ın sözlerini (va'dlerini)
değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü
sana da geldi. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
33 |
Ahzap |
62 |
Diyanet |
Daha önce gelip geçenler hakkında
da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla değişme bulamazsın. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
17 |
İsra |
77 |
Diyanet |
Senden önce gönderdiğimiz
nebilerimiz hakkındaki kanun böyledir. Bizim kanunumuzda hiçbir değişme bulamazsın. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
35 |
Fatır |
43 |
Diyanet |
Yeryüzünde büyüklük taslamak ve
kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak
sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen
Allah'ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah'ın kanununda
hiçbir sapma bulamazsın. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
48 |
Fetih |
23 |
Diyanet |
Allah'ın öteden beri işleyip duran
kanunu (budur). Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
50 |
Kaf |
29 |
Diyanet |
Benim katımda söz değiştirilmez ve
ben kullara zulmedici değilim. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
33 |
Ahzap |
62 |
Diyanet |
Daha önce gelip geçenler hakkında
da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla değişme bulamazsın. |
Allah'ın yasası (sözü) değişmez |
35 |
Fatır |
43 |
Diyanet |
Yeryüzünde büyüklük taslamak ve
kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak
sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen
Allah'ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah'ın kanununda
hiçbir sapma bulamazsın. |
Allah'tan başka dostlar edinme |
39 |
Zümer |
2 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz o
Kitab'ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah'a has kılarak
O'na kulluk et. |
Allah'tan başka dostlar edinme |
39 |
Zümer |
3 |
Diyanet |
İyi bilin ki, halis din yalnız
Allah'ındır. O'nu bırakıp da başka dostlar edinenler, "Biz onlara
sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz"
diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında
hüküm verecekt |
Allah'tan başka dirilten ve öldüren yoktur. |
30 |
Rum |
19 |
Diyanet |
Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü
de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de
(mezarlarınızdan) işte böyle çıkarılacaksınız. |
Allah'tan başka dualara karşılık veren yoktur. |
2 |
Bakara |
186 |
Diyanet |
Kullarım, beni senden sorarlarsa,
(bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua
edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim
davetime uysunlar, bana iman etsinler. |
Allah'tan başka fayda ve zarar verecek yoktur. |
4 |
Nisa |
78 |
Diyanet |
Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde
bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, "Bu,
Allah'tandır" derler. Onlara bir kötülük gelirse, "Bu, senin
yüzündendir" derler. (Ey Muhammed!) De ki: "Hepsi
Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü
anlamıyorlar! |
Allah'tan başka ibadete layık kimse yok. |
47 |
Muhammed |
19 |
Diyanet |
Bil ki Allah'tan başka hiçbir ilâh
yoktur. Hem kendinin, hem de inanmış erkek ve kadınların günahlarının
bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de, içinde kalacağınız
yeri de bilir. |
Allah'tan başka ilah edinme |
17 |
İsra |
22 |
Diyanet |
Allah ile birlikte başka bir tanrı
edinme, yoksa kınanmış ve yalnızlığa itilmiş olarak kalırsın. |
Allah'tan başka kanun koyucu yoktur. |
7 |
Araf |
54 |
Muhammed Esed |
Allahtır sizin Rabbiniz; gökleri ve yeri
altı evrede yaratan; ve arşa, o sınırsız kudret ve iktidar makamına kurulan.
Gündüze, kendisini ivedilikle kovalayan geceyi sarıp sarmalayan O; koyduğu
yasalara boyun eğen güneşiyle, ayıyla, yıldızlarıyla her şey Onun: bütün bir
yaratılış ve tüm buyurma, yasama kudreti. Ne yücedir Allah, ne uludur
alemlerin Rabbi! |
Allah'tan başka korkulacak yoktur. |
3 |
Al-i İmran |
175 |
Diyanet |
O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor.
Onlardan korkmayın, eğer mü'min iseniz, benden korkun. |
Allah'tan başka malik yoktur. |
1 |
Fatiha |
4 |
Diyanet |
Din gününün malikidir. |
Allah'tan başka rızık veren yoktur. |
51 |
Zariyat |
58 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok
kuvvetlidir. |
Allah'tan başka tevekkül eden yoktur. |
33 |
Ahzap |
3 |
Diyanet |
Allah'a tevekkül et, vekil olarak
Allah yeter. |
Allah'tan başka yaratıcı yoktur. |
39 |
Zümer |
62 |
Diyanet |
Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O,
her şeye vekildir. |
Allah'tan başkasından çekinilmez |
33 |
Ahzap |
37 |
Diyanet |
Hani sen Allah'ın kendisine nimet
verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye,
"Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah'tan sakın" diyordun.
İçinde, Allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun.
Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini
yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden
yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında),
evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk
olmasın. Allah'ın emri mutlaka yerine getirilmiştir. |
Allah'tan gaybi bilgiler |
36 |
Yasin |
38 |
Diyanet |
Güneş de kendi yörüngesinde akıp
gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri
(düzenlemesi)dir. |
Allah'tan indirilene uy, Başka dos
edinme |
7 |
Araf |
3 |
Diyanet |
Rabbinizden size indirilene uyun. Onu
bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! |
Amel defteri |
17 |
İsra |
14 |
Diyanet |
- "Oku kitabını! Bugün hesap
sorucu olarak sana nefsin yeter" denilecektir. |
Amel defteri |
17 |
İsra |
13 |
Diyanet |
Her insanın amelini boynuna
yükledik. Kıyamet günü kendisine,
açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. |
Amel defteri |
50 |
Kaf |
17, 18 |
Diyanet |
Üstelik, biri insanın sağ
tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını)
alıp kaydetmektedir. - İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında
(yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın. |
Amel defteri |
39 |
Zümer |
69 |
Diyanet |
Yeryüzü, Rabbinin nuruyla
aydınlanır. Kitap (amel defterleri) ortaya konur. Peygamberler ve şahitler
getirilir ve haksızlığa uğratılmaksızın aralarında adaletle hüküm verilir. |
Anneye babaya iyi davran |
17 |
İsra |
23 |
Diyanet |
Rabbin, kendisinden başkasına asla
ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer
onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa,
sakın onlara "öf!" bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve
güzel söz söyle. |
Arafta bekleyenler |
7 |
Araf |
46 |
Diyanet |
İkisi (cennet ve cehennem) arasında
bir sur , A'râf üzerinde de birtakım
adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından
tanımaktadırlar. Cennetliklere, "Selâm olsun size!" diye
seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu |
Araştır incele sözün en güzeline uy. |
39 |
Zümer |
18 |
Diyanet |
Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar
Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta
kendileridir. |
Arş'ın nuru |
|
Nur |
35 |
|
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun
nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir
cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir
ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu
ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır.
Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için
misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. |
Arş'ın nuru |
1 |
Fatiha |
2 |
Diyanet |
Hamd Alemlerin Rabbi'nedir. |
Ashab; Dan bazıları kendilerini kurtarmak için
düşmana bile katılabiliyorlar |
33 |
Ahzap |
14, 15, 16, 17 |
Ali Fikri Yavuz |
Eğer (Medine'nin) her tarafından
evlerine (düşman saldırısı ile) girilse de, sonra kendilerinden küfre dönüş
istenilse, hemen onu yapacaklardı ve bunda pek az duraklayacaklardı. Halbuki
bundan evvel Allah'a söz vermişlerdi: Arkalarını dönmiyeceklerdi. Allah'a
verilen söz ise, sorumluluğu gerektirir. De ki: "Eğer siz ölümden ya da
öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermeyecektir. O takdirde
bile (hayatın zevklerinden) pek az yararlandırılırsınız."De ki: "Eğer Allah size bir azab dilerse veya
size bir rahmet murad ederse, sizi Allah'dan koruyabilecek ve rahmetini
engelliyecek kimdir?" Onlar, kendilerine Allah'dan başka hiç bir dost ve
yardımcı bulamazlar. |
Ashabın içinde münafıklar da vardı. |
63 |
Münafikun |
1 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) Münafıklar sana
geldiklerinde, "Senin, elbette Allah'ın resulü olduğuna şahitlik
ederiz" derler. Allah senin, elbette kendisinin resulleri olduğunu biliyor.
(Fakat) Allah, o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette
şahitlik eder. |
Ashabtan bazıları Dünya malına
meylediyor. |
3 |
Al-i İmran |
152 |
Ali Bulaç |
Andolsun, Allah size verdiği
sözünde sadık kaldı; siz O'nun izniyle onları kırıp geçiriyordunuz. Öyle ki
sevdiğiniz (zafer)i size gösterdikten sonra, siz yılgınlık gösterdiniz, isyan
ettiniz ve emir hakkında çekiştiniz. Sizden kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti
istiyordu. Sonra (Allah) denemek için sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) sizi
bağışladı. Allah mü'minlere karşı fazl (ve ihsan) sahibi olandır. |
Ashabtan bazıları kendilerini
kurtarmak için düşmana bile katılabiliyorlar |
33 |
Ahzap |
18,
19 |
Ali Fikri Yavuz |
Muhakkak ki Allah, içinizden nebilere yardımdan
alıkoyan münafıkları ve kardeşlerine: "- Bize gelin, nebiberi
bırakın" diyenleri biliyor. Bunlardan ancak pek azı harbe
geliyorlardı. (Harbe geldikleri zaman
da), size yardım hususunda cimri kimseler olarak geliyorlar ve zafer
kazanmanızı kıskanıyorlardı. Derken düşman korkusu gelince, (Hendek
savaşında) o münafıkları gördün ki, ölüm baygınlığına düşmüş kimse gibi,
gözleri dönerek sana bakıyorlardı. Nihayet o korku gidince, Allah yolunda
harcamakta cimrilik eden kimseler olarak, keskin dilleri ile sizi ayıblarlar,
size eziyyet verirler. İşte bunlar iman etmemişlerdir. Allah da amellerini
boşa çıkardı. Bu (amelleri boşa çıkarmak), Allah'a göre pek kolaydır. |
Ashabtan bazıları savaştan
kaçıyorlar. |
3 |
Al-i İmran |
166, 167, 168 |
Diyanet |
İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen, Allah'ın
izniyledir. Bu, inananları da, münafıklık edenleri de belirtmesi içindir.
Münafıklık edenlere: "gelin, Allah yolunda savaşın, veya hiç olmazsa
savunmada bulunun" dendiği zaman: "Eğer savaşmayı bilseydik,
ardınızdan gelirdik" dediler. O gün, onlar imandan çok inkara
yakındılar. Kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlar. Allah
gizlediklerini onlardan iyi bilir. (Onlar), kendileri oturup kaldıkları hâlde
kardeşleri için, "Eğer bize uysalardı, öldürülmezlerdi" diyen
kimselerdir. De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz kendinizden ölümü
savın." |
Ataist ve deistler |
6 |
En'am |
91 |
Diyanet |
Allah'ın kadrini gereği gibi
bilemediler. Çünkü, "Allah, hiç
kimseye hiçbir şey indirmedi" dediler.
De ki: "Mûsâ'nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği,
parça parça kâğıtlar hâline koyup ortaya çıkardığınız, pek çoğunu ise
gizlediğiniz; (kendisiyle) sizin de, babalarınızın da bilmediği şeylerin size
öğretildiği Kitab'ı kim indirdi?" (Ey Muhammed!) "Allah"
(indirdi) de, sonra bırak onları, içine daldıkları batakta oynayadursunlar. |
Ataist ve deistler |
2 |
Bakara |
6, 7 |
Diyanet |
Küfre saplananlara gelince, onları
uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar. Allah, onların
kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde
vardır. Onlar için büyük bir azap vardır. |
Ataları bir şey bilmeyen olsada mı
onlara uyacaklar. |
5 |
Maide |
104 |
Diyanet |
Onlara, "Allah'ın indirdiğine
(Kur'an'a) ve Resul'e gelin" denildiğinde onlar, "Babalarımızı
üzerinde bulduğumuz din bize yeter" derler. Peki ya babaları bir şey
bilmiyor ve doğru yolu bulamamış olsalar da mı? |
Ataları bir şey bilmeyen olsada mı
onlara uyacaklar. |
2 |
Bakara |
170-171 |
Diyanet |
Onlara, "Allah'ın indirdiğine
uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz
(yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu
bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)? İnkâr edenleri
imana çağıran (resul) ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka
bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir.
Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar. |
Atalarımıza din büyüklerimize keşke
uymasaydık diyecekler |
33 |
Ahzap |
64-67 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah, kâfirlere lânet
etmiş ve onlara alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar, orada ebedî olarak
kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır. Yüzlerinin
ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, "Keşke Allah'a ve Resûl'e
itaat edeydik" diyecekler. Yine şöyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Biz
önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar." |
Atalarından İbrahim'in babası da,
kavmide uzaklaşmadı. |
|
Zuhruf |
25-28 |
Diyanet |
Biz de onlardan intikam aldık.
Yalanlayanların sonu, bak nasıl oldu! Hani İbrahim, babasına ve kavmine şöyle
demişti: Şüphesiz O beni doğru yola iletecektir." "Ben ancak O,
beni yaratana taparım. Şüphesiz O beni doğru yola iletecektir." İbrahim
bunu, belki dönerler diye, ardından gelecekler arasında kalıcı bir söz yaptı. |
Atalarını sapık kimseler olarak
buldular |
37 |
Saffat |
68-70 |
Diyanet |
Sonra onların dönüşleri mutlaka
cehennemedir. Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular. Çünkü
onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular. |
Atalarının izledikleri yolu
izlerlr. |
2 |
Bakara |
170 |
Diyanet |
Onlara, "Allah'ın indirdiğine
uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz
(yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu
bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)? |
Atalarının taptığı gibi tapıyorlar. |
11 |
Hud |
109 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) Şunların taptıkları
şeylerin batıl olduğu konusunda şüpheye düşme. Onlar sadece, daha önce
babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Şüphesiz biz onlara (azaptan) paylarını
eksiksiz olarak tastamam vereceğiz. |
Atalarının yalanladıkları gibi
onların çocuklaı da uymadılar. |
7 |
Araf |
101 |
Diyanet |
İşte memleketler! Onların haberlerinden bir
kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun, peygamberleri onlara apaçık deliller
getirmişti. Fakat onlar daha önce yalanladıklarına inanacak değillerdi.
Allah, kâfirlerin kalplerini işte böyle mühürler. |
Atalarınız ya yanlış yoldalarsa? |
5 |
Maide |
104 |
Diyanet |
Onlara, "Allah'ın indirdiğine
(Kur'an'a) ve resule gelin" denildiğinde onlar, "Babalarımızı
üzerinde bulduğumuz din bize yeter" derler. Peki ya babaları bir şey
bilmiyor ve doğru yolu bulamamış olsalar da mı? |
Atalarınıza değil Allah'ın
indirdiğine uyun |
31 |
Lokman |
21 |
Diyanet |
Kendilerine, "Allah'ın
indirdiğine uyun" denildiği zaman, "Hayır, biz babalarımızı
üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler. Şeytan, kendilerini cehennem
azabına çağırıyor olsa da mı? |
Atalarınızdan duyduklarınıza göre
dini yaşamayın. |
7 |
Araf |
28 |
Diyanet |
Çirkin bir iş işledikleri vakit, "Biz atalarımızı
bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti" derler. De ki:
"Şüphesiz, Allah çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri
Allah'ın üzerine mi atıyorsunuz?" |
Atalarınızdan duyduklarınıza göre
dini yaşamayın. |
42 |
Zuhruf |
22, 23, 24 |
Diyanet |
Hayır! Onlar sadece, "Şüphesiz
biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk ve biz onların izlerinden
gitmekteyiz" dediler. - İşte
böyle, biz senden önce hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, oranın
şımarık zenginleri, "Şüphe yok ki biz babalarımızı bir din üzerinde
bulduk. Biz de elbette onların izlerinden gitmekteyiz" demiş olmasınlar.
(Gönderilen uyarıcı,) "Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden
daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?" dedi. Onlar, "Biz kesinlikle
sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz" dediler. |
Atalarınızdan duyduklarınıza göre
dini yaşamayın. |
7 |
Araf |
71 |
Diyanet |
Hûd, "Artık size Rabbinizden
bir azap ve öfke inmiştir. Allah'ın, haklarında hiçbir delil indirmediği,
yalnızca sizin ve babalarınızın uydurduğu birtakım isimler (düzmece tanrılar)
hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin!
Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!" dedi. |
Ayet nedir |
41 |
Fussilet |
37 |
Süleyman Ateş |
Gece, gündüz, güneş ve ay O'nun
âyetlerindendir. Eğer Allah'a tapıyorsanız, güneşe ve aya secde etmeyin;
onları yaratan Allah'a secde edin. |
Ayet nedir |
36 |
Yasin |
33 |
Ali Bulaç |
Ölü toprak kendileri için bir
ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan
yemektedirler. |
Ayet, ayetlerin üstünü örtenler |
4 |
Nisa |
56 |
Diyanet |
Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız.
Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini
yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir. |
Ayeti yalanlayanlar cehennemliktir. |
7 |
Araf |
36 |
Diyanet |
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı
kibirlerine yediremeyenlere gelince, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar
orada ebedî kalacaklardır. |
Ayetlerden yüz çevirenler zalimdir |
20 |
Ta-ha |
124 |
Diyanet |
"Her kim de benim zikrimden
(Kur'an'dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu
kıyamet gününde kör olarak haşrederiz." |
Ayetlere aldırış etmeyenin yoldaşı
şeytandır. |
43 |
Zuhruf |
36, 37, 38 |
Diyanet |
Kim, Rahmân'ın Zikri'ni
görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun
ayrılmaz dostudur. |
Ayetlere yüz çevirme |
6 |
En'am |
46 |
Diyanet |
De ki: "Ne dersiniz, eğer
Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır,
kalplerinizi de mühürlerse, Allah'tan başka onu size (geri) getirecek
ilâh kimmiş?" Bak, biz âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz,
sonra onlar nasıl yüz çeviriyorlar? |
Ayetleri inadına inkar ediyorlar |
6 |
En'am |
33 |
Diyanet |
Ey Muhammed! Biz çok iyi biliyoruz ki
söyledikleri elbette seni incitiyor. Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar;
fakat o zalimler Allah'ın âyetlerini inadına inkâr ediyorlar. |
Ayetleri inkar edenlere din günü terazi kurulmaz |
18 |
Kehf |
105 |
Diyanet |
Onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na kavuşacaklarını inkâr
eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için
bir terazi kurmayacağımız kimselerdir. |
Ayetleri yalanlayanlara sorulacak |
27 |
Neml |
84 |
Diyanet |
Hesap yerine geldiklerinde Allah
şöyle der: "Siz benim âyetlerimi, onları ilmen kavramamışken
yalanladınız öyle mi? Yoksa ne
yapıyordunuz ki?!" |
Azap, ölürken |
47 |
Muhammed |
24-28 |
Diyanet |
Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?
Yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var? Kendileri için hidayet yolu belli
olduktan sonra gerisingeri dönenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş ve
kendilerini boş ümitlere düşürmüştür. Bu, münafıkların, Allah'ın indirdiğini
beğenmeyen kimselere, "Bazı işlerde size itaat edeceğiz"
demelerindendir. Allah, onların gizlice konuşmalarını bilir. Melekler,
onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken hâlleri nasıl
olacak? Bu, Allah'ı gazaplandıran şeylere uydukları ve O'nun hoşnut olduğu
şeyleri beğenmedikleri içindir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır. |
Azap, araf'ta cennet cehennem
öncesi |
76 |
Araf |
46 |
Diyanet |
İkisi (cennet ve cehennem) arasında
bir sur , A'râf üzerinde de birtakım
adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından
tanımaktadırlar. Cennetliklere, "Selâm olsun size!" diye
seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu |
Azap, ölürken |
4 |
Nisa |
97 |
Diyanet |
Kendilerine zulmetmekteler iken
meleklerin canlarını aldığı kimseler var ya; melekler onlara şöyle derler:
"Ne durumdaydınız? (Niçin hicret etmediniz?)" Onlar da, "Biz
yeryüzünde zayıf ve güçsüz kimselerdik" derler. Melekler, "Allah'ın
arzı geniş değil miydi, orada hicret etseydiniz ya!" derler. İşte
bunların gidecekleri yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir. |
Azap, sen aralarında iken azap edilmeyecek |
8 |
Enfal |
33 |
Diyanet |
Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi.
Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir. |
Her şey Yüce Allah'ın dinine zerre kadar katıksız, arı duru, tertemiz, halis inançla İSLAM'ın yaşanması için...
SEÇİLMİŞ AYETLER (A)
Çocukluğumuzdan gençliğime kadar ki arada Buhari'nin hadis kitabını okudum.
Kur'an'ın mealini okuma alışkanlığımız yoktu. Okuyanlar anlamını bilmeden okuyorlardı. Okuduklarını da ölülerine ikramda bulunuyorlardı.
Sonra camilerde ve cemaatlerde yapılan sohbetlere gitmeye başladım. Bütün cemaatleri girdim, çıktım. Bir cemaatlerin diğer cemaatin arkasından konuşmalarına tahammül edemezdim. Her cemaatin Allah'a doğru farklı yollardan gittiklerini, sonuçta gidecekleri nokta aynı diye savunurdum. İstiyordum ki müslümanlar kenetlensin.
50 yaşlarının sonlarında Kur'an'ı tecvitli okumayı öğrendim. Makamlarla okuyordum. İyi de geliyordu. Haz da alıyordum.
Kur'an'ı bitirdiğimde hoca "sadak Allah'ül azim" dememi söyledi. Mealini sordum. "Allah Doğru Söyledi." Dedi.
Mutlaka doğru söyledi de ne söyledi? "..........."
Arapça okumayı reddetmiyorum. Mutlaka Arapçası da okunmalı. Fakat Allah'ın mesajlarına daha çok ihtiyacımız var. Kur'an'ı yaşamımıza sokmalıyız. Allah bizi Kur'an dan imtihan edecek...
Yorumlarımda;
Doğrular Allah'ın yanlışlar benimdir. Allah cümlemizi doğru yoldan ayırmasın.
Aydın ORHON
Yükteki Su Kabı: Yusuf’un Hikâyesinden Bugüne Adalet ve Merhamet ? Bir gün ansızın yüklerin arandığını hayal et… Herkesin omzunda, sırtında...
-
HADİS İNKÂRCILARI KİM? İnsanlar Allah’ın kitabına hakkıyla iman eden kişilere meâlciler, hadis inkârcısı vb. gibi isimler tak...
-
Öncelikle Yüce Rabb'imizin buyruklarına bakalım: Maide 3. Ayet: Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan...