KISA
KISA…
PUTLARIMIZI KIRALIM…
İslam'da
"put", Allah'tan başka bir varlığı; bir heykeli, resmi veya bir
nesneyi ilah olarak ya da Tanrı'nın eşdeğeri olarak kabul etmek anlamına gelir.
Şirk, İslam'ın en büyük günahı olarak kabul edilen, Allah’a ortak koşma veya
Allah’tan başka varlıklara tapma eylemidir. Put, bu anlamda, insanların Allah'a
karşı olan inançlarını zayıflatan ve samimi kulluklarını olumsuz etkileyen bir
etken olarak görülür.
İSLAM'A GÖRE
PUT VE ŞİRK
PUTUN
TANIM:
Put,
maddi veya manevi bir varlık olarak, insanların tapındığı, ruhsal bir güç veya
otorite olarak kabul edilen nesneler, heykeller, semboller veya insanlar
olabilir. İslam, bu tür uygulamaları kesin bir dille yasaklar.
ŞİRKİN
TANIMI:
Şirk,
Allah’tan başka herhangi bir varlığa, güç ve otorite atfetmek veya O’na eş
koşmak anlamına gelir. Bu, yalnızca fiziksel putlara değil, aynı zamanda
idoller olarak kabul edilen düşünce sistemleri, ideolojiler ve maddi şeylere de
uygulanabilir.
PUTLARDAN
SAKINMA YOLLARI
TEVHİD
İNANCI:
İslam’da,
Allah’ın birliği inancı (tevhit) esastır. Müslümanlar, Allah'ın bir olduğu ve
hiçbir ortağı olmadığını kabul ederler. Tevhit, putların ve şirkin en temel
karşıtıdır.
BİLGİ
VE BİLİNÇ:
İslam inancını derinlemesine öğrenmek ve
anlamak, Yüce Allah'ın kitabını anladığımız dilden okuyarak mümkün olur. Bu,
şirke düşme riskini ortadan kaldırır. Bu bağlamda, öncelikle Kur'an-ı Kerim'in
öğretilerini dikkatlice incelemek büyük bir önem taşır.
DUA
VE İBADET:
Tüm
ibadetlerin yalnızca Allah'a yapılması gerektiğini hatırlamak ve bu yönde ibadet
ve dua etmek, insanların kalplerinde putlara karşı bir koruma oluşturur.
YANLIŞ
ÖĞRETİLERDEN UZAK DURMAK:
Her
türlü batıl inanç ve yanlış uygulamalardan uzak durmak, put ve şirke düşmeme
açısından önemlidir. Dini konularda tek güvenilir kaynak Kur’an-ı Kerim’dir.
Ondan bilgi edinmek bu anlamda faydalıdır.
TASAVVUR
VE DÜŞÜNCE KONTROLÜ:
İnsan
zihninde yer eden put ve şirke dair düşünceleri sorgulamak ve bunlardan uzak
durmak gerekir. Kişisel inançlarda netlik sağlamak önemlidir.
TOPLUMSAL
VE KÜLTÜREL FAKTÖRLER:
Bulunduğunuz
çevredeki toplumsal ve kültürel inanç ve uygulamalara dikkat etmek, bu tür
unsurlardan korunma yöntemlerinden biridir.
Bir
ayet ve onun açılımıyla makalemizi bitirelim inşallah.
2
Bakara Suresi 170. Ayet;
Onlara (müşriklere) "Allah'ın indirdiğine uyun!" dendiği zaman, onlar
"Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız." dediler.
Ataları hiçbir şey akıl etmemiş, doğruyu bulamamış olsalar da mı?
Bu ayetten
anlaşılan bazı önemli noktalar şunlardır:
Müşriklerin Direnci:
Ayette,
müşriklerin, Allah'ın indirdiği emirleri ve öğretileri reddederek atalarının
inanç ve geleneklerine bağlı kalmayı tercih ettikleri belirtiliyor. Bu, toplum
içindeki geleneklerin ve kültürel normların insan davranışları üzerindeki
etkisini gösterir. Genellikle insanlar, geçmişten gelen inançlarına ve
uygulamalarına sıkı sıkıya bağlı kalma eğilimindedir.
Kritik Düşünce ve Akıl Kullanma:
Ayet,
atalarını sorgulamadan takip eden kişilerin akıllarını ve mantıklarını
kullanmadıklarını vurguluyor. Müşriklerin inançlarının gerçek olup olmadığını
sorgulamaları gerektiği belirtiliyor. Bu, bireylerin dini inançlarının sadece
atalarının yolunu takip etmekle değil, aynı zamanda akıl ve mantık çerçevesinde
değerlendirilmesi gerektiğini gösterir.
Doğru Yolun Takibi:
Allah'ın
indirdiği vahiy ve kuralların, insan hayatında rehberlik etmesi gerektiği
mesajı vardır. İnançlarda ve uygulamalarda sahih olanı bulmak için aklın,
vahyin ve ilahi tek kaynak Kur’an’ın dikkate alınmasının önemi
vurgulanmaktadır.
Dini ve Kültürel Mirasın Rolü:
Dindarlığın
ve inancın yerleşik gelenek ve görenekler tarafından şekillendirildiği
durumları eleştirirken, aynı zamanda herkesin kendi inançlarını sorgulamasının
ve geliştirmesinin gerekliliğini ifade eder.
Hatalı İkna ve Taklit:
Atalarına
uymanın, onların hatalarını tekrara neden olurken, bireylerin kendi kararlarını
ve inançlarını oluşturması gerektiği fikrini destekler. İnsanların kendi inançlarını
temellendirmeleri, geleneğe dayanarak
değil, sağlam kanaatlerle yönlendirilmelidir.
Genel
olarak, inanç ve ibadet konularında
bireylerin ve toplulukların sorgulayıcı bir tutum takınmaları gerektiğini ve
akıl ve vahyin rehberliğiyle hareket etmenin önemini vurguluyor. Geleneklere
karşı çıkmak ve doğruyu bulma çabası, İslam dininin özünde yatan bir değerdir.
Günümüz İslam anlayışında putlardan sakınmak,
sadece fiziksel nesnelerden değil, aynı zamanda kalp ve zihinlerde yer eden
batıl inanç ve fikirlerden de uzak durmayı gerektirir. Bunun yanı sıra, din
kisvesine bürünmüş sahtekârların etkisinde kalmamak da son derece önemlidir.
Müminin temel görevi, Allah'a olan kulluğunda samimi bir biçimde tevhit
inancını korumaktır.
Doğrularım Allah’a yanlışlarım ise bana aittir. Aydın Orhon