ALLAH'I NASIL HATIRLAYACAĞIZ?



 

Yüce Allah kendisini sık sık hatırlamamızı emrediyor.

3 Al-i İmran Suresi 191. Ayet;
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerineyken (her zaman) Allah'ı hatırlar; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünür (ve şöyle derler:) "Rabbimiz! Sen bunu batıl olarak (boş yere) yaratmadın. Sen yücesin. Bizi cehennem azabından koru!

Allah'ı çok hatırlayın (33:41)!
Allah'ı çok hatırlayın ki kurtulasınız (8:45)!
Allah'ı çok hatırlayın! Umulur ki kurtulursunuz (62:10).

Yukardaki ayetlerde müminlere Allah'ı çokça hatırlamaları gerektiğini vurgulamaktadır. Bu ayet, inananların hayatlarında sürekli olarak Allah'ı anmanın önemini belirtir. Zikir, yani Allah'ı anma, müminlerin ruhsal ve manevi gelişimleri için kritik bir unsurdur.

Ayet, müminleri Allah'ı sıkça anmaya teşvik eder. Bu, hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluktur.

Allah'ı hatırlamak, imanın bir gereği olarak görülür ve bu, müminlerin Allah ile olan bağlarını güçlendirir.

Allah'ı anmanın, kurtuluşa ve başarıya ulaşmanın bir yolu olduğu ifade edilir. Müminlerin manevi huzur bulmalarına ve hayatlarındaki zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olur.

Müminlerin Allah'ı sürekli hatırlamaları gerektiğini belirtirken, bu pratiğin manevi bir güç kaynağı olduğunu ve kurtuluş için önemli bir adım olduğunu vurgular. Müslümanlar için Allah’ı hatırlamak, günlük yaşamın bir parçası olmalı ve bu sayede Allah ile olan ilişkileri derinleşmelidir.

"Anmak" kelimesi, bir şeyi hatırlamak, zihinde canlandırmak veya birine yönelik düşünceleri ifade etmek anlamına gelir. İslam bağlamında, Allah'ı anmak, O'nun isimlerini, sıfatlarını ve O'na dair düşünceleri sürekli olarak zihinlerde tutmak ve bu düşüncelerle hayatı şekillendirmek demektir. Bu, sadece dil ile yapılan bir zikir değil, aynı zamanda kalpte ve akılda sürekli bir hatırlama ve düşünme halidir.

Bana göre Yüce Allah’ı kâinatta yarattıklarında her dirisini inceleyerek Allah’ın gücünü kudretini görerek anmaktır. Bir örnek verelim: Narı ele alalım. İçini açtığımızda kırmızı taneciklerin itina ile grup grup yerleştirildiğini her grubu beyaz renkte bir zarla bölündüğünü görüyoruz. Toprakta yetişen bir bitkide olduğu gibi farklı renklerde, farklı şekillerde, farklı lezzetlerde nimetler… Yine bunların oluşabilmesi için yağmurun, güneşin ve oksijenin her şeyin yaratanı cenabı Allah’ı düşünmek, yaratılanlardan yaratanı görmek Yüce Allah’ı anmaktır.

Yüce Allah bizlerin düşünmesini ve aklını kullanmasınız emrediyor. Bazıları da Allah’ın adını tekrar ederek andığını düşünür. Eğer kendisi akledip böyle yapıyorsa Kur’an’a göre problem olmayabilir. Eğer birileri söyledi diye yapıyorsa, ona söyleyen kimse o kişi ilah edinmiş demektir. Kur’an’da şu zamanda bu kadar beni anın diye bir emir yok. Yani sayı ve vakit yok. Belirli bir sayıyla veya belirli vakitlerde Allah anılıyorsa bu bidattır.

Yüce Allah’tan başka kimse hüküm belirleyemez (10:40). Allah’ın yasalarına ilave yapmak, şirke düşmek anlamına gelirken, bu yasaları çıkartmak da kâfirlik olarak kabul edilir. Müminler, her iki durumdan da uzak durmakla yükümlüdür. Örneğin, “otuz üç defa Allah’ı anın” gibi bir ifade, hüküm koymak anlamına gelir ve bu da bidat olarak değerlendirilir. Bu tür bir uygulamayı benimseyen kişi, uygulamayı öneren kişiyi ilah edinmiş demektir. Bu nedenle, inananların yalnızca Yüce Allah’ın belirlediği kurallara uyması ve O’nu anma biçiminde herhangi bir değişiklikten kaçınması gerekmektedir.

 

Doğrularım Allah’ın, yanlışların ise benimdir.                                 Aydın Orhon

 

  Kur’an Bütünlüğünde Melek Anlayışı – Derinlemesine İnceleme Bilim insanlarının açıklamalarına göre, evrenin başlangıcı yaklaşık 13.8 mil...