ALLAH’IN
BİZLERE MÜDAHALESİ NASILDIR?
İnsanlar Allah’ın
izin verdiği fiilleri yapabilir. Küçük bir hareket yapabilmek için bile O’na
muhtacız. Herhangi bir fiili, Yüce Allah isterse gerçekleştirir, istemezse
gerçekleştiremeyiz. Allah bütün hareketlerimize müdahildir. O istemezse yaprak bile kıpırdamaz.
Kur’an’da,
Yüce Allah insanların yaşamında yaptığı her şeyi “yaptım, yaptık” kelimelerini
kullanır. “Yaptım.” Kelimesiyle “Eğer Ben, istemesem sizler hiçbir fiili
gerçekleştiremezsin!” diyerek acziyetimize vurgu yapılıyor. Buna rağmen “yaptık”
kelimesiyle de mütevazi bir görüntü sergiliyor. Adeta ihtişamını dengeliyor. Konumuza uygun bir ayetle devam edelim:
Enfal Suresi 7. Âyet:
(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da
sen atmadın, fakat Allah attı. Mü'minleri, tarafından güzel bir imtihanla
denemek için Allah öyle yaptı. Şüphesiz
Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Ayette
okuduğumuz gibi Yüce Allah: “Sen atmadın. (O oku) ben attım. Sen o adamları
öldürmedin. Ben öldürdüm.” Diyor. Allah’ın ok attığı olur şey değildir. Yüce
Allah ölümümüzü istediği an, ölümle ilgili oluşum anında devreye girer. Bizim
kirpikleri kırpmamız bile yaratanın isteği doğrultusundadır. Yukarıda paylaştığım Enfal Suresi 7. Ayetten de Allah'ın ok attığını düşünemeyiz. Bu ayet müteşabih bir ayettir. Müteşabih ayetler mecazi anlam taşırlar. Kendi anlamları dışında farklı anlamlara gelebilme özelliğine sahiptir. Ayetten, oku atanın ve
öldürenin bir savaşçı olduğunu; fakat Allah’ın izni doğrultusunda
gerçekleştiğini anlamalıyız. Daha iyi anlayabilmek adına kabaca; Yüce Allah,
insanlara ön onay vermiş diye de düşünebileceğimizi sanıyorum. Çünkü sonuçta imtihandayız. Yüce
Allah’ın insanları yaratma sebebi imtihandır. Allah insanlara imtihan için kitap
göndermiştir. Bu kitabı anlayarak okur
hayatına taşırsak, sonsuz cennet, (11/108) aksi halde sonsuz cehennem bizi
beklemektedir. (16/29)
Mülk Suresi 2.
Ayet;
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı
yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
Din günü, götürmüş olduğumuz amel defterimiz neticesine göre, sınıfı geçeceğiz veya kalacağız. Şimdi dünya hayatına dönelim. İmtihan olurken hocanız tepenize dikilip sizin konsantrasyonunuzu bozarsa, imtihanın ortasında gelip “Bu ne biçim yazı, yeni kağıt çıkart, düzgün yaz!” Deyip kağıdını yırtarsa, hakkaniyet olur mu? Dünya da insanlar için bir imtihan alanıdır. Allah dünya hayatında bir sorumluluk yüklemiştir. Bu sorumluluğa sahip çıkan ve çıkmayanlar din gününde mükafatını veya cezasını alacaktır. Sınav esnasında müdahale hakkaniyeti zedeler. Yüce Allah adildir. Kıl kadar bile haksızlık yapmaz. (4/49)
İnsanlar
tevhit üzerine yaratılmıştır. “Rabbimiz Allah’tır” diyerek iman eden ve
dosdoğru yolu izlerken buluğ çağına gelindiğinde de Allah, fısk fücuru yüklüyor. Kısaca iki yol sunuyor. İmtihan da o andan sonra başlıyor. Takva istikametinde yol almış kişilerin ölümlerinde melekler “Korkmayın, üzülmeyin sizi
vaat edilmiş cennetle müjdeliyoruz.” (41/30) derler. Yaşantıda eğer müdahale gerçekleşirse cennetin kapısının kapanmasına vesile olabilir. O zaman da imtihan da haksızlık
oluşur.
İnsan
Suresi 3. Âyet:
Gerçek şu ki, Biz ona yolu/yöntemi gösterdik; şükredici, ya da nankör (olması
artık kendisine kalmıştır).
Takva yolunda ilerlememizi isteyen Yüce Allah, bu iki yoldan birisini seçme hakkını da veriyor. İnsana iblis (fısk, fücur) tarafı ağır basarsa yasağıyla, haramıyla yaşam sürdürür; takva yönü ağır basarsa harama karşı kendisini korumaya alır. Yasak ve haramlarla yaşamını sürdüren kişilere Yüce Allah ön onayını verir. Günahkârlara engel olmaz. Ne zamana kadar? Din gününe kadar. Yüce Allah'ın Rahman sıfatı dünya hayatında kainatta yaşayan tüm insanlara merhametini belirler. Ateist, deist, Hristiyan, Yahudi gözetmez. İyi yolda da kötü yolda da gitsek, Yüce Allah ön onayıyla bunu gerçekleştiririz. Dünya’yı isteyene dünya; ahireti isteyene ahiret… Kısaca Allah bize müdahildir; ancak ön onay vermiştir. Ön onayı iptal edip engelleme yapar mı? Her şeyden münezzeh olan Yaratıcı, elbette istediğini yapabilir. Ancak o zaman da kendi yasalarına ters düşmüş olur.
Yoldan
sapan kişiler iblise uydukları için sapmışlardır. Allah zulüm etmez. Sapmayalım diye öğüt
verir. (16/90)
Fussilet Suresi 46. Ayet;
Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim de kötülük ederse, o da
kendi aleyhinedir. Senin Rabbin, kullara zulmedici değildir.
Yüce Allah kimseyi saptırmaz. Kim
yoldan sapma arzusundaysa Allah’ta onu kerhen onaylar. Allah yönlendiren değil, bizim ne
yapacağımızı bilendir. Yönümüzü biz seçeriz; Yüce
Allah’ta seçtiğimiz yönü onaylar. Dünyaya geliş sebebimizin imtihandır. Aksi
halde Yüce Allah imtihanda bize ne soracak?
Saffat Suresi 5. Âyet;
Hani Mûsâ kavmine, "Ey kavmim! Allah'ın size gönderdiği resulü olduğumu
bilip durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?" demişti. Onlar
yoldan sapınca, Allah da kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah, fasıklar
topluluğunu hidâyete erdirmez.
Allah
bizi deniyor. Eğer biz Allah’ın istediği bir kul olursak mükâfatımızı alacağız.
Tam tersi üzerine yaşayıp günahkâr olursak cezamıza baştan razıyız demektir.
Mülk
Suresi 2. Âyet;
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı
yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
Şerrin
geliş noktası herkesin kendisinden veya şeytanlaşmış insanlardandır. Allah’tan
bize gelecek olan sadece hayırdır. Allah hayrını da Kur’an’la vermiştir.
Al-i İmran Suresi 165. Âyet:
Onların (müşriklerin) başına (Bedir'de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet
(Uhud'da) sizin başınıza geldiğinde, "Bu, nereden başımıza geldi?"
dediniz, öyle mi? De ki: "O (musibet), kendinizdendir." Şüphesiz
Allah'ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
Yüce Allah, kendisinin müdahil olmadığını aşağıdaki ayette de buyurmaktadır. “Benden
iki güzellikten birisini bekliyor olabilirsiniz; çok beklersiniz.” Demeye
getiriyor. Yüce Allah hesap gününe kadar beklemektedir. Okuyalım:
Tevbe Suresi 52. Ayet;
De ki: "Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki
güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah'ın kendi katından veya
bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun.
Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz."
Yüce
Allah yine aşağıdaki ayette insanların bir kısmına karşı diğer bir kısmın savunmasını belirtiyor.
Allah istese kimse kimseye haksızlık yapamazdı. Yine istese haksızlık yapanı
cezalandırırdı. Cezalandırmasını insanların eliyle yapmaktadır. Yüce Allah din
gününden önce kimseyi cezalandırmaz. (42/14)
Hac Suresi 40. Ayet;
Onlar ki yalnızca, "Efendimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere
ülkelerinden çıkarıldılar. Allah halkın bir kısmını bir kısmına karşı
savunmasaydı silolar, alışveriş merkezleri, yardım kurumları, ve içlerinde Allah'ın
isminin çokça anıldığı mescidler yıkılırdı. Allah kendisine yardım edenlere
elbette yardım edecektir. Allah Kuvvetlidir, Güçlüdür.”
Fatır Suresi 45. Ayet;
Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azab ile) yakalayacak olsaydı,
(yerin) sırtı üzerinde hiç bir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş
bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz
Allah kendi kullarını görendir.
Bizim
için önemli olan haramlardan günahlardan korunmak takva yolundan şaşmamaktır. Eğer
siz Allah’ın istemediği istikamete saparsanız, Allah’ta sizi saptırır. Allah’ın
ayette belirttiği “kötülük dilemesi” kişinin kötü yolda gitmesinde ki
ısrarından kaynaklanmaktadır
Rad Suresi 11. Âyet:
İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu
korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi
durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme
kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir
yardımcı da yoktur.
Dünya
süsünü tercih edenler, şirk koşanlar, Allah’ın dininde olmadığı halde dini
kurallar koyanlar hesabı, dünyada değil ahirette vereceklerdir. Cezaları ahiret
gününe kadar Allah tarafından ertelenmiştir.
Şura Suresi 21. Âyet:
Yoksa, Allah'ın izin vermediği bir dini kendilerine tutulacak yol kılan ortakları
mı var? Eğer (cezaların ertelenmesine dair) kesin hükmü olmasaydı, derhal
aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz, zalimler için elem dolu bir azap vardır.
Allah
önce kâinatta mevcut bütün melekleri yarattı. İnsanların yaratılışı sonrası da bütün
melekleri insanların hizmetine verdi. (2/34) Bir melek buna itiraz etti. O ‘da
içimizde sürekli bize fısk, fücur işlememiz teklifini sunan iblis meleğidir. Yüce
Allah Dünya hayatımızda ki müdahalesini Kur’an’a göre ya insan eliyle ya da
melekleriyle yapar. Bunların dışında Yüce Allah’ın müdahalesi yoktur.
Müdahalenin olduğu yerde imtihan olmaz.
https://aydinorhon.blogspot.com/2021/10/melekler.html
Doğrularım Allah’a, yanlışlarım bana aittir.
Aydın ORHON