ALLAH NASİP
EDERSE İLAVE AYETLERLE GÜNCELLEMELER DEVAM EDECEK. AYETLER ALFABETİK SIRAYA
GÖRE DİZAYN EDİLMİŞTİR. İNŞALLAH
KUR'AN'I KERİM'İ HAYATIMIZA TAŞIYANLARDAN OLURUZ. |
|||||
Özet Meal |
Sr. |
S.Ad. |
Ayt |
Çeviri |
Meal |
Kebir Allahukebir |
17 |
İsra |
111 |
Diyanet |
"Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortağı
olmayan, zillet ve âcizliğin gerektirdiği bir yardımcıya ihtiyacı bulunmayan
Allah'a mahsustur" de ve O'nu tekbir ile yücelt. |
Kebir Allahukebir |
7 |
Araf |
180 |
Diyanet |
En güzel isimler Allah'ındır. O'na o güzel
isimleriyle dua edin ve O'nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın.
Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır. |
Kebir Allahukebir |
31 |
Lokman |
30 |
Diyanet |
Bu böyledir. Çünkü Allah hakkın ta
kendisidir, onu bırakıp da taptıkları ise batıldır. Şüphesiz Allah yücedir,
büyüktür. |
Kabir azabı
yoktur |
69 |
Hakka |
20-27 |
Diyanet |
"Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı
zaten biliyordum." Artık o, hoşnut bir hayat içindedir. Yüksek bir
cennettedir. |
Kabir azabı
yoktur |
23 |
Müminun |
113, 114 |
Diyanet |
Onlar, "Bir gün, ya da bir günden daha
az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor" derler. |
Kabir azabı
yoktur |
37 |
Saffat |
20 |
Diyanet |
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene!
Bu beklenen ceza günüdür." |
Kabir azabı
yoktur |
78 |
Nebe |
40 |
Diyanet |
Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle
yaptıklarına bakacağı ve inkârcının, "Keşke toprak olaydım!"
diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık. |
Kabir azabı
yoktur |
79 |
Tekbir |
10, 11 |
Diyanet |
Amel
defterleri açıldığı zaman, Gökyüzü (yerinden) sıyrılıp koparıldığı zaman, |
Kabir azabı
yoktur |
20 |
Taha |
103-104 |
Diyanet |
Aralarında
birbirlerine "(Dünya'da) sadece on (gün) kaldınız" diye gizli gizli
konuşacaklar. -Onların, hakkında konuşacakları şeyi biz daha iyi biliriz.- O
vakit içlerinden en aklı başında olanları, "Siz sadece bir gün
kaldınız" diyecektir. |
Kabir azabı
yoktur |
43 |
Zuhruf |
48 |
Ali Bulaç |
Biz onlara
biri ötekinden daha büyük olmayan hiçbir ayet göstermedik. Belki dönerler
diye, onları azabla yakalayıverdik. |
Kabir azabı
yoktur |
|
Mümin |
32 |
Diyanet |
Ey kavmim!
Gerçekten sizin için, o bağrışıp çağrışma gününden, arkanıza dönüp kaçmaya
çalışacağınız günden korkuyorum. |
Kabir azabı
yoktur |
32 |
Secde |
21 |
Muhammed
Esed |
Fakat o
şiddetli azab(a onları mahkum etme)den önce belki (pişman olup) yollarını
düzeltirler diye hemen yanı başlarındaki azabı tattıracağız. |
Kabir azabı
yoktur |
10 |
Yunus |
45 |
Ali Bulaç |
Gündüzün
bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları bir arada
toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar. Allah'a kavuşmayı
yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. Onlar hidayete ermiş
(kimseler) değildi. |
Kabir azabı
yoktur |
69 |
Hakka |
27 |
Diyanet |
Keşke ölüm
her şeyi bitirseydi. |
Kabir azabı
yoktur |
36 |
Yasin |
52 |
Diyanet |
Şöyle
derler: "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı?
Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Resüler doğru söylemişler." |
Kabir azabı
yoktur |
2 |
Bakara |
259 |
Diyanet |
Yahut altı
üstüne gelmiş (ıpıssız duran) bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? O,
"Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek (acaba)?" demişti.
Bunun üzerine, Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona
sordu: "Ne kadar (ölü) kaldın?" O, "Bir gün veya bir günden
daha az kaldım" diye cevap verdi. Allah, şöyle dedi: "Hayır, yüz
sene kaldın. Böyle iken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış. Bir de
eşeğine bak! (Böyle yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir.
(Eşeğin) kemikler(in)e de bak, nasıl onları bir araya getiriyor, sonra onlara
nasıl et giydiriyoruz?" Kendisine bütün bunlar apaçık belli olunca,
şöyle dedi: "Şimdi, biliyorum ki; şüphesiz Allah'ın gücü her şeye
hakkıyla yeter." |
Kabir azabı
yoktur. |
40 |
Mümin |
46 |
Diyanet |
(Öyle bir) ateş ki, onlar sabah akşam ona
sunulurlar. Kıyametin kopacağı günde de, "Firavun ailesini azabın en
şiddetlisine sokun" denilecektir. |
Kabir azabı
yoktur. |
26 |
Şuara |
57-58 |
Muhammed
Esed |
bunun
içindir ki onları bağlar(ın)dan bahçeler(in)den, pınar başlarından çıkarıp
attık, zenginlikler(in)den, nüfuz ve statülerinden (yoksun bıraktık)!"
diyerek (onları İsrailoğulları'na karşı harekete geçirdi). |
Kabir azabı
yoktur. |
25 |
Furkan |
65 |
Diyanet |
Onlar,
şöyle diyenlerdir: "Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır,
gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir!" |
Kabir azabı
yoktur. Dua "ahirette koru" |
2 |
Bakara |
201 |
Diyanet |
Onlardan, "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik
ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru" diyenler de
vardır. |
Kabir azabı
yoktur. Dünya-Ahiret |
79 |
Naziyat |
20-25 |
Diyanet |
Derken Mûsâ
ona en büyük mucizeyi gösterdi. Fakat o, Mûsâ'yı yalanladı ve isyan
etti. Sonra sırt dönüp koşarak gitti. |
Kabir azabı
yoktur. Firavun 3 |
|
Mumin |
25-46 |
Diyanet |
Mûsâ onlara
tarafımızdan gerçeği getirince, "Onunla beraber iman edenlerin
oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın" dediler. Fakat kâfirlerin
tuzağı hep boşa çıkmıştır. Firavun dedi ki: "Bırakın beni, Mûsâ'yı
öldüreyim. (Faydası olacaksa) Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben onun, dininizi
değiştireceğinden, yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından
korkuyorum." |
Kabir azabı
yoktur. Firavun un bedeni ortada |
10 |
Yunus |
92 |
Diyanet |
Biz de
bugün bedenini, arkandan geleceklere ibret olman için, kurtaracağız. Çünkü
insanlardan birçoğu âyetlerimizden gerçekten habersizdir. |
Kabir azabı
yoktur. Hesap günü |
37 |
Saffat |
20 |
Diyanet |
Şöyle
diyecekler: "Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür." |
Kabir azabı
yoktur. K. Azabından koru diye dua yok |
3 |
Al-i İmran |
16 |
Diyanet |
"Ey
Rabbimiz! (Sana) inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin
azabından emin kıl" diyenlerin: |
Kabir azabına bu ayeti kurban ederler |
40 |
Mümin |
46 |
Diyanet |
Sabah akşam ateşe sunulurlar. O (Son)
Saat gerçekleştiğinde "Firavun'un ailesini (destekçilerini) azabın en
şiddetlisine koyun!" (denecektir). |
Kabirdekiler kıyamette diriltilecek. |
22 |
Hac |
7 |
Diyanet |
Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda
hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah, kabirlerdeki kimseleri diriltecektir. |
Kabirdekiler kıyamette diriltilecek. |
23 |
Müminun |
16 |
Diyanet |
Sonra yine muhakkak siz, kıyamet gününde
(tekrar) diriltileceksiniz |
Kabirdekiler kıyamette diriltilecek. |
36 |
Yasin |
51-52 |
Diyanet |
Sûra üfürülür. Bir de bakarsın,
kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler. Şöyle derler:
"Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu,
Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Resuller doğru söylemişler." |
Kabirdekiler kıyamette diriltilecek. |
79 |
Naziat |
14 |
Diyanet |
Birdenbire kendilerini mahşerde
buluverirler. |
Kabirdekiler kıyamette diriltilecek. |
58 |
Mücadele |
6 |
Diyanet |
Allah'ın onları hep birden diriltip
yaptıklarını kendilerine haber vereceği günü hatırla. Allah onları sayıp
zaptetmiş, onlarsa bunları unutmuşlardır. Allah, her şeye şahittir |
Kader
ölçüdür |
65 |
Talak |
3 |
Diyanet |
|
Kader; |
61 |
Saf |
5 |
Diyanet |
Bir zaman Mûsâ, kavmine: "Ey kavmim,
benim, Allâh'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni
incitiyorsunuz?" demişti. Onlar eğrilince Allâh da kalblerini eğriltti.
Allâh, yoldan çıkanları doğru yola iletmez. |
Kader; |
17 |
İsra |
13, 14 |
Diyanet |
Her insanın
amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü
kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. |
Kader;
Müşriklerin kader inancı |
16 |
Nahl |
35 |
Diyanet |
Allah'a
ortak koşanlar, dediler ki: "Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız
O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık, O'nun emri olmadan hiçbir şeyi de haram
kılmazdık." Kendilerinden öncekiler de böyle yapmıştı. Peygamberlere
düşen sadece apaçık bir tebliğdir. |
Kadın-Erkek
İlişkileri |
24 |
Nur |
30 |
Diyanet |
|
Kadınlara
iyi davranın |
4 |
Nisa |
19 |
Diyanet |
Ey iman
edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir. Açık bir
hayâsızlık yapmış olmaları dışında,
kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için
onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız,
olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış
olur. |
Kadınlardan
Nebi gönderilmedi |
16 |
Nahl |
43 |
Süleyman
Ateş |
|
Kadir
gecesi |
44 |
Duhan |
3, 4, 5, 6,
7 |
Diyanet |
Apaçık olan
Kitab'a andolsun ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz
insanları uyarmaktayız. Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt
edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu
ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler
göndermekteyiz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Kadir
gecesi |
2 |
Bakara |
158 |
Diyanet |
Şüphesiz
Safa ile Merve, Allah'ın (dininin) nişanelerindendir. Onun için her kim hac
ve umre niyetiyle Kâbe'yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse, bunda bir
günah yoktur. Her kim de gönlünden
koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah onu bilir, karşılığını verir. |
Kadir
gecesi |
97 |
Kadir |
1, 2, 3, 4,
5 |
Diyanet |
Şüphesiz, biz
onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.
Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan
daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cibril) o gecede, Rablerinin izniyle her
türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir
esenliktir. |
Kadir
kıymet gecesi |
97 |
Kadr |
1…5 |
Diyanet |
|
Kafir
olarak ölmüşlere dua olmaz. |
9 |
Tevbe |
113, 114 |
Muhammed
Esed |
Tevbe 113,
114. Ayet: (Günah içinde ölen) kimselerin cehennemlik olduğu kendilerine
açıklandıktan sonra, yakın akraba olsalar bile, Allah'tan başkasına tanrılık
yakıştıran kimselerin bağışlanmasını dilemek artık ne Peygamber'e yaraşır, ne
de imana erişenlere. - İbrahim'in (buna benzer bir durumda) babasının
bağışlanması için yaptığı duaya gelince, bu sadece o'nun berikine (daha
sağlığında) vermiş bulunduğu bir söze dayanıyordu. Ama o'na berikinin
Allah'ın düşmanı olduğu açıklandığı zaman (İbrahim) ondan hemen kopup
uzaklaştı. Zaten İbrahim çok ince ruhlu, yumuşak huylu biriydi. |
Kainatın
Düzeni Allah'ın birliğinin delilidir |
21 |
Enbiya |
21, 22 |
Diyanet |
|
Kainatında
bir ömrü var |
21 |
Enbiya |
104 |
Diyanet |
|
Kalp
gözünün körlüğü asıl körlüktür |
22 |
Hac |
46 |
Diyanet |
|
Kalp
gözünün körlüğü asıl körlüktür |
83 |
Mutaffifin |
14 |
Diyanet |
Hayır,
hayır! Doğrusu onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırmıştır. |
Kalp ve
kulakları mühürlenenler |
2 |
Bakara |
6, |
Diyanet |
|
Kalpleri
mühürlenenler. |
9 |
Tevbe |
86, 87 |
Diyanet |
|
Kalpleri
mühürlenenler. |
7 |
Araf |
100 |
Diyanet |
|
Kalpleri
mühürlenenler. |
7 |
Araf |
179 |
Diyanet |
Andolsun
biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup
da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını
cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da
aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin
ta kendileridir. |
Kalpleri
mühürlenenler. |
63 |
Münafikun |
3 |
Diyanet |
Bu, onların
önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması
sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar. |
Kalpleri
mühürlenenler. |
6 |
En'am |
25 |
Diyanet |
İçlerinden,
(Kur'an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine
perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız. Her türlü mucizeyi görseler de onlara
inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, "Bu
(Kur'an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil" derler. |
Kalpleri
mühürlenenler. |
43 |
Zuhruf |
36, 37 |
Diyanet |
Kim,
Rahmân'ın Zikri'ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız.
Artık o, onun ayrılmaz dostudur.
Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru
yolda olduklarını sanırlar. |
Kalpleri
mühürlenmiş olanlar |
47 |
Muhammed |
16 |
Diyanet |
|
Kalplerinde
hastalık olanlar |
47 |
Muhammed |
20 |
Diyanet |
İnananlar,
"Keşke bir sûre indirilse!" derler. Fakat hükmü apaçık bir sûre
indirilip de onda savaştan söz edilince; kalplerinde hastalık olanların, ölüm
baygınlığına girmiş kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. O da
onlara pek yakındır. |
Kalplerl
Mühürlenenler dokunabilir |
2 |
Bakara |
7 |
Diyanet |
|
Kardeşlik |
3 |
Al-i İmran |
156 |
Diyanet |
Ey iman
edenler! Kardeşleri sefere veya savaşa çıktığında onlar hakkında, "Onlar
bizim yanımızda olsalardı, ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi" diyen
inkârcılar gibi olmayın. Allah, bunu (bu düşünceyi) onların kalplerine bir
hasret (yarası) olarak koydu. Allah, yaşatır ve öldürür. Allah,
yaptıklarınızı görmektedir. |
Kardeşlik |
49 |
Hucurat |
10 |
Diyanet |
Mü'minler
ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı
gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. |
Kıble |
2 |
Bakara |
150 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir.
(Ey mü'minler!) Siz de nerede olursanız olun, yüzünüzü Mescid-i Haram'a doğru
çevirin ki, zalimlerin dışındaki insanların elinde (size karşı) bir koz
olmasın. Zalimlerden korkmayın, benden korkun. Böylece size nimetlerimi
tamamlayayım ve doğru yolu bulasınız. |
Kıble |
2 |
Bakara |
145 |
Diyanet |
Andolsun,
sen kendilerine kitap verilenlere her türlü mucizeyi getirsen de, onlar yine
senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar
birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden
sonra onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka
zalimlerden olursun. |
Kıble |
2 |
Bakara |
142, 143 |
Diyanet |
Bir takım
beyinsiz insanlar: "Onları daha önceki kıblelerinden çeviren
nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ındır, batı da. O
dilediğini doğru yola yöneltir." |
Kıble |
2 |
Bakara |
143 |
Diyanet |
Böylece,
sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir
şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah'ın doğru yolu
gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti
ancak; Resûl'e tabi olanlarla, gerisingeriye dönecekleri ayırd edelim diye
kıble yaptık. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah,
insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir. |
Kıble |
2 |
Bakara |
149 |
Ali Bulaç |
Her nereden
çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Şüphesiz bu, Rabbinden olan bir
haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. |
Kıble |
2 |
Bakara |
148 |
Diyanet |
Herkesin
yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın! Nerede olsanız
Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz, Allah'ın gücü her şeye hakkıyla
yeter. |
Kıble (Yön) |
2 |
Bakara |
243 |
Diyanet |
Böylece,
sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit
(ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet
yaptık. Her ne kadar Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden
başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resûl'e tabi
olanlarla, gerisin geriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık. Allah,
imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok şefkatli ve
çok merhametlidir. |
Kıyam
(Mekki) |
39 |
Zümer |
9 |
Diyanet |
(Böyle bir
kimse mi Allah katında makbuldür,) yoksa gece vakitlerinde, secde hâlinde ve
ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden
mi? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl
sahipleri öğüt alırlar. |
Kıyam
(Mekki) |
74 |
Müddessir |
2 |
Diyanet |
Kalk da
uyar. |
Kıyam
(Mekki) |
25 |
Furkan |
64 |
Diyanet |
Onlar, Rabblerine
secde ederek ve kıyamda durarak geceleyenlerdir. |
Kıyamet ansızın gelecektir. |
12 |
Yusuf |
107 |
Diyanet |
Yoksa Allah tarafından kendilerini
kuşatacak bir azabın gelmeyeceğinden veya onlar farkında olmadan kıyametin
ansızın gelip çatmayacağından emin mi oldular? |
Kıyamet ansızın gelecektir. |
22 |
Hac |
55 |
Diyanet |
İnkâr edenler, kendilerine kıyamet
ansızın gelinceye, yahut da onlara kısır bir günün azabı gelip çatıncaya dek o Kur'an'dan bir
şüphe içinde kalırlar. |
Kıyamet ansızın gelecektir. |
43 |
Zunruf |
66 |
Diyanet |
Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın
gelmesini beklemektedirler, hâlbuki bunun farkında değillerdir. |
Kıyamet ansızın gelir |
43 |
Zuhruf |
66 |
Diyanet |
Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın
gelmesini beklemektedirler, hâlbuki bunun farkında değillerdir. |
Kıyamet i
kimse bilemez |
79 |
Naziat |
42.. 46 |
Diyanet |
Sana,
kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. |
Kıyamet ne zaman? |
7 |
Araf |
187 |
Diyanet |
Sana kıyametin ne zaman kopacağını
soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde
ancak O (Allah) ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O,
size ancak ansızın gelecektir." Sanki senin ondan haberin varmış gibi
sana soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat
insanların çoğu bilmiyorlar." |
Kıyamet ne zaman? |
20 |
Taha |
15 |
Diyanet |
Kıyamet mutlaka gelecektir. Herkes
işlediğinin karşılığını görsün diye, neredeyse onu gizleyecek (geleceğinden
hiç söz etmeyecek)tim. |
Kıyamet ne zaman? |
33 |
Ahzap |
63 |
Diyanet |
İnsanlar sana kıyametin vaktini
soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah katındadır." Ne bilirsin,
belki de kıyamet yakında gerçekleşir. |
Kıyamet ne zaman? |
42 |
Şura |
17 |
Diyanet |
Allah, hak olarak Kitab'ı ve mizanı indirendir. Sen nereden bileceksin belki de
o saat (kıyamet) yakındır. |
Kıyamet
sahnesi |
77 |
Mürselar |
8, 9, 10 |
Diyanet |
Yıldızların
ışığı söndürüldüğü zaman, Gök yarıldığı zaman, Dağlar ufalanıp savrulduğu
zaman, |
Kıyametin
dehşeti |
84 |
İnşikak |
1, 2, 3, 4,
5, 6 |
Diyanet |
Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman
-ki ona yaraşan budur-, Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp
boşaldığı zaman, Rabbini dinlediği zaman -ki ona yaraşan da budur- (insan
yaptıklarını karşısında bulur!) Ey insan! Şüphesiz, sen Rabbine (kavuşuncaya
kadar) didinip duracak ve sonunda didinmenin karşılığına kavuşacaksın. |
Kıyametin
dehşeti |
75 |
Kıyamet |
7, 8, 9, 10 |
Diyanet |
|
Kıyametin
dehşeti |
81 |
Tekvir |
1…...14 |
Diyanet |
|
Kıyametin
dehşeti |
22 |
Hac |
1, |
Diyanet |
Ey insanlar!
Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir
şeydir. |
Kıyametin
dehşeti |
99 |
Zelzele |
1, 2, 3, 4,
5, 6, |
Diyanet |
Yeryüzü
kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı
ve insan, "Ona ne oluyor?" dediği zaman, |
Kıyamette, din günü |
89 |
Fecr |
21-24 |
Diyanet |
Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla)
parça parça olup dağıldığı zaman, Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak
melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan
(yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası
olacak!? "Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım" der. |
Kibirli
kibirli dolaşma |
17 |
İbrahim |
37 |
Diyanet |
Yeryüzünde
böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla
erişemezsin. |
Kitaba kötü
niyetle bakanlar |
63 |
Zuhruf |
36, |
Diyanet |
Kim, Rahmân'ın
Zikri'ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o,
onun ayrılmaz dostudur. |
Kitaba
uymayıp atalarına uyanlar |
31 |
Lokman |
21 |
Diyanet |
Kendilerine,
"Allah'ın indirdiğine uyun" denildiği zaman, "Hayır, biz
babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler. Şeytan,
kendilerini cehennem azabına çağırıyor olsa da mı? |
Kitaba
uymayıp atalarına uyanlar |
5 |
Maide |
104 |
Diyanet |
Onlara,
"Allah'ın indirdiğine (Kur'an'a) ve Resul'e gelin" denildiğinde
onlar, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize yeter" derler.
Peki ya babaları bir şey bilmiyor ve doğru yolu bulamamış olsalar da mı? |
Kitaba
uymayıp atalarına uyanlar |
2 |
Bakara |
170 |
Diyanet |
Onlara,
"Allah'ın indirdiğine uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı
üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey
anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna
uyacaklar)? |
Kitaba
uymayıp atalarına uyanlar şirke giriyorlar |
16 |
Nahl |
73 |
Diyanet |
Allah'ı
bırakıp da, kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık sağlayamayan ve buna
gücü de yetmeyen şeylere tapıyorlar. |
Kitabı
bilmezler bildiklerini sanırlar |
2 |
Bakara |
78 |
Diyanet |
Onlar
arasında ilahi kelamın gerçek bilgisine sahip olmayan, kitap ile ilgisiz
insanlar var; (ki bunlar) sadece bir takım kuruntular(a tabi olurlar) ve
zanna dayanırlar. |
Kitabı
kendi elleriyle yazıp bu Allah katındandır derler. |
2 |
Bakara |
79 |
Diyanet |
Vay o
kimselere ki, elleriyle Kitab'ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa
değişmek için, "Bu, Allah'ın katındandır" derler. Vay ellerinin
yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların
hâline! |
Kitabın bir
bölümüne inanıp bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz |
2 |
Bakara |
85 |
Diyanet |
Ama siz,
birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde
yardımlaşarak; size haram olduğu hâlde onları yurtlarından çıkaran, size esir
olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz.
Yoksa siz Kitab'ın (Tevrat'ın) bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı
ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan
başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine
uğratılırlar. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir. |
Kitab'ın
bir kısmına inanıp diğer kısmına inanmayanlar |
2 |
Bakara |
85 |
Diyanet |
Ama siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir
kesime karşı kötülük ve zulümde yardımlaşarak; size haram olduğu hâlde onları
yurtlarından çıkaran, size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip
kendilerini kurtaran kimselersiniz. Yoksa siz Kitab'ın (Tevrat'ın) bir
kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın
cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet
gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah,
yaptıklarınızdan habersiz değildir. |
Kitabın
içindekileri gereği gibi yüklenmemiş olanların durumu kitap yükü taşıyan
eşeğin durumu gibidir. |
62 |
Cuma |
5 |
Diyanet |
Tevrat'la
yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan
eşeğin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne
kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. |
Kitap ehli |
5 |
Maide |
68 |
Diyanet |
De ki: "Ey Kitap ehli! Tevrat'ı, İncil'i
ve Rabbinizden size indirileni (Kur'an'ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere
değilsiniz." Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur'an, onlardan
çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için
üzülme. |
Kitap ehli |
2 |
Bakara |
105 |
Diyanet |
|
Kitap ehli |
4 |
Nisa |
159 |
Diyanet |
Kitab
ehlinden hiç kimse yoktur ki ölümünden önce, ona (İsa'ya) iman edecek
olmasın. Kıyamet günü, o (İsa) onların aleyhine şahit olacaktır. |
Kitap
ehlinin hepsi bir değil |
3 |
Al-i İmran |
75 |
Diyanet |
Kitap ehlinden
öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana (eksiksiz) iade
eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen,
tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların,
"Ümmîlere karşı (yaptıklarımızdan) bize vebal yoktur" demelerinden
dolayıdır. Onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler. |
Kitap
ehlinin hepsi bir değil, onurlular da vardır |
3 |
Al-i İmran |
113 |
Diyanet |
Onların
(Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde
ayakta duran, secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okuyan bir topluluk da
vardır. |
Kitap
indiğinde bir önceki kitabı onaylar ve tahribatı düzeltir. |
3 |
Al-i İmran |
50 |
Diyanet |
|
Kitap
indiğinde bir önceki kitabı onaylar ve tahribatı düzeltir. |
16 |
Nahl |
6 |
Diyanet |
Hani,
Meryem oğlu İsa, "Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size, benden
önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir
peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim" demişti. Fakat
(İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, "Bu, apaçık bir sihirdir"
dediler. |
Kitap; Her
kitap o kavmin diline göre indi |
14 |
İbrahim |
4 |
Muhammed
Esed |
Biz her
elçiyi, mutlaka kendi halkının diliyle (vahyedilmiş bir mesajla) gönderdik
ki, (hakkı) onlara açık (ve dolaysız) bir biçimde ulaştırabilsin; artık
bundan sonra Allah (sapmayı) dileyeni sapıklık içinde bırakır, (doğru yolu
tutmayı) dileyeni de doğru yola yöneltir, çünkü doğru hüküm ve hikmetle edip
eyleyen en yüce iktidar sahibi O'dur. |
Kitap;
Kendileri kitap yazıp; bu Allah'ın katındadır diyenlerin vay haline |
2 |
Bakara |
79 |
Diyanet |
Vay o
kimselere ki, elleriyle Kitab'ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa
değişmek için, "Bu, Allah'ın katındandır" derler. Vay ellerinin yazdıklarından
ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline! |
Kitap;
Yahudiler, son nebi gelsede müşriklerden kurtulsak dediler. Yine de
inanmadılar |
2 |
Bakara |
89 |
Ali Fikri
Yavuz |
Vaktâ ki
onlara (Yahudî'lere), Allah katında beraberlerindekini (Tevrat'ı iman
esaslarında) tasdîk eden Kur'an geldi, (bunu tanımadılar); halbuki Kur'an
gelmeden önce, (bu yahudîler, arap müşrikleri ile mücadelelerinde zor duruma
düştükleri zaman: Tevrat'da anılan âhir zaman Peygamberi gelseydi de bize
yardım etseydi diye) o müşriklere karşı (Allah'dan) imdat diliyorlardı. İşte
o (Tevrat'da vasfını) bildikleri (Peygamber) onlara gelince, onu inkâr
ettiler. Artık Allah'ın lâneti o kâfirler üzerine olsun... |
Kuran a
karşı şüpheci olma |
6 |
En'am |
114 |
Diyanet |
De ki:
"Haydi, Allah şunu haram kıldı" diye tanıklık yapacak şahitlerinizi
getirin. Onlar şahitlik etseler de sen onlarla beraber şahitlik etme.
Âyetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların arzularına uyma. Onlar
Rablerine, başka şeyleri denk tutuyorlar. |
Kur'an' a tabi olun |
39 |
Zumer |
55, 56 |
Diyanet |
Farkında olmadan azap size ansızın
gelmeden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ki, kişi,
"Allah'ın yanında, işlediğim kusurlardan dolayı vay hâlime! Gerçekten
ben alay edenlerden idim" demesin. |
Kur'an
Allah tarafından indirilmemiş olsaydı, çelişkiler olurdu |
4 |
Nisa |
82 |
Diyanet |
Hâlâ
Kur'an'ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkası
tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı. |
Kur'an
anlaşılsın diye Arapların lisanında inmiştir. |
12 |
Yusuf |
2 |
Muhammed
Esed |
Biz onu
Arapça bir metin olarak indirdik ki, aklınızı kullanarak belki onu kavrayıp
özümlersiniz. |
Kur'an
anlaşılsın diye Arapların lisanında inmiştir. |
41 |
Fussilet |
44 |
Diyanet |
Eğer biz
onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri
genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber
öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve
şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara
kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da
anlamıyorlar)." |
Kur'an
anlaşılsın diye Nebi Muhammed'in lisanında inmiştir. |
44 |
Duhan |
58 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) Biz Onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt
alsınlar. |
Kur'an
ayetlerin büyük bir bölümüne itaat etmiyorlar. |
5 |
Maide |
13 |
Diyanet |
|
Kur'an Bazı
insanların uzaklaşmasını artırıyor |
23 |
Müminun |
71 |
Diyanet |
Eğer hak
onların arzularına uysaydı, gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette
bozulur giderdi. Hayır, biz onlara
şereflerini (Kur'an'ı) getirdik. Onlar ise bu şereflerinden yüz
çeviriyorlar. |
Kuran dan
alıkoyarlar |
31 |
Lokman |
6, 7 |
Muhammed
Esed |
Ama insanlar arasında öyleleri var ki, bilgisi
olmayanları Allah yolundan saptırmak ve onu gülünç duruma düşürmek için (yol
gösterici mesajlar üzerinde) kelime oyunu yapmaya kalkışırlar: böylelerini
alçaltıcı bir azap bekliyor. Böyle birine mesajlarımız aktarıldığında, sanki
kulaklarında bir sağırlık varmış da onları hiç duymamış gibi, küstahça yüz
çevirir: işte ona (öteki dünyada) acıklı azabı haber ver! |
Kuran dan
alıkoyarlar |
41 |
Fussilet |
26 |
Muhammed
Esed |
Hakikati
inkar edenler (birbirlerine): "Bu Kuran'ı dinlemeyin ve onun hakkında
saçma, anlamsız şeyler uydurun ki onu(n gücünü) bastırasınız!" derler. |
Kuran dan
alıkoyarlar |
6 |
En'am |
26 |
Diyanet |
Onlar
başkalarını ondan (Kur'an'dan) alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak
kalırlar. Onlar farkına varmaksızın, ancak kendilerini helâk ediyorlar. |
Kuran dan
ayet okunduğunda neredeyse saldıracak gibidirler |
22 |
Hac |
72 |
Muhammed
Esed |
Kendilerine
apaçık mesajlarımız okunduğu zaman, hakkı inkara şartlanmış olanların yüzündeki
inkarcı tavrı hemen fark edebilirsin; kendilerine mesajlarımızı okuyanlara
neredeyse saldıracak gibidirler! De ki: "Peki, size şimdi
hissettiklerinizden daha vahim olanı haber vereyim mi? Bu (Ahiret Günü'nün)
ateşidir ki Allah onu hakkı inkara şartlanmış olanlara vaad etmiştir;
varılacak ne kötü bir sondur o!" |
Kur'an
eksik değildir. |
21 |
Enbiya |
106 |
Diyanet |
Şüphesiz
bunda Allah'a kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj vardır. |
Kur'an hak
olarak indi. |
17 |
İsra |
105 |
Diyanet |
Biz onu
(Kur'an'ı) hak olarak indirdik ve o da hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve
uyarıcı olarak gönderdik. |
Kur'an hidayet/ rehber rahmettir. |
27 |
Neml |
77 |
Diyanet |
Şüphesiz o, elbette mü'minler için bir
hidayet ve bir rahmettir. |
Kur'an ı
açıkladık, Kalbe kolay nufuz eden |
29 |
Ankebut |
49 |
Diyanet |
|
Kur'an ı
açıkladık. |
6 |
En'am |
114 |
Diyanet |
"Size
Kitab'ı (Kur'an'ı) hak olarak indiren O iken ben Allah'tan başka bir hakem mi
arayacağım?" (de). Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin
katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde, sakın
şüphecilerden olma. |
Kur'an ı
açıkladık. |
6 |
En'am |
105 |
Diyanet |
Onlar,
"Sen iyi ders almışsın" desinler diye ve bir de bilen bir toplum
için onu (Kur'an'ı) açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece
açıklıyoruz. |
Kur'an ı
açıkladık. Allah'ın tesfiri yeter |
25 |
Furkan |
33 |
Diyanet |
Onlar sana
hiçbir misal getirmezler ki (buna karşılık) sana gerçeği ve en güzel
açıklamayı getirmiş olmayalım. |
Kur'an ı
açıkladık. |
6 |
En'am |
98 |
Diyanet |
O, sizi bir
tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma
yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır. |
Kur'an ı
açıkladık. |
75 |
Kıyamet |
19 |
Diyanet |
Sonra onu
açıklamak da bize aittir. |
Kur'an ı
açıkladık. Açık deliller ile… |
2 |
Bakara |
159 |
Diyanet |
|
Kur'an ı
açıkladık. Açık ve kesin ayetler indirdik. |
71 |
Nur |
1 |
Diyanet |
|
Kur'an ı
açıkladık. Açıklama bize ait. |
75 |
Kıyamet |
18, 19 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.Sonra onu
açıklamak da bize aittir. |
Kur'an ı
açıkladık. Aklını kullananklar için… |
30 |
Rum |
28 |
Diyanet |
Allah, size
kendinizden şöyle bir örnek getirdi: Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda
sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi
kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? Düşünen bir topluluk için
âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz. |
Kur'an ı
açıkladık. Allah size ayetlerini açıklıyor |
24 |
Nur |
18 |
Diyanet |
Allah, size
âyetleri açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet
sahibidir. |
Kur'an ı
açıkladık. Allah'ın ipine sım sıkı sarılın, Kardeşlik |
3 |
Al-i İmran |
103 |
Diyanet |
|
Kur'an ı
açıkladık. Anlayan toplum için… |
6 |
En'am |
98 |
Diyanet |
O, sizi bir
tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma
yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır. |
Kur'an ı
açıkladık. Ayetler ayrıntılı açıklanmıştır. |
41 |
Fussilet |
3 |
Diyanet |
Bu, bilen
bir toplum için Arapça bir Kur'an olarak âyetleri genişçe açıklanmış bir
kitaptır. |
Kur'an ı
açıkladık. Bilen kavme ayrı ayrı açıklarız. |
9 |
Tevbe |
11 |
Diyanet |
Fakat tövbe
edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din
kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız. |
Kur'an ı
açıkladık. Birer birer bölüm bölüm açıklandı. |
11 |
Hud |
1, 2 |
Ali Bulaç |
Elif, Lam,
Ra. (Bu,) Ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve her
şeyden haberdar olan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış
bir Kitap'tır (ki Öyle ki, Allah'tan başkasına ibadet etmeyin. Gerçekten ben,
sizi O'nun tarafından uyaran ve müjdeleyenim;: |
Kur'an ı
açıkladık. Düşünenlere açıkladık. |
3 |
Al-i İmran |
118 |
Diyanet |
Ey iman
edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık
etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların
kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise
daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık. |
Kur'an ı
açıkladık. Her türlü ifade biçimiyle açıklanmıştır. |
39 |
Zümer |
23 |
Diyanet |
Allah, sözün
en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri,
öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden
korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de
(vücutları da) kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an
Allah'ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi
saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. |
Kur'an ı
açıkladık. Her türlü örneği verdik
|
39 |
Zümer |
27 |
Diyanet |
|
Kur'an ı
açıkladık. Her türlü örnek verilerek açıklandı |
30 |
Rum |
58 |
Diyanet |
|
Kur'an ı
açıkladık. İman edenlere apaçık |
2 |
Bakara |
99 |
Diyanet |
Andolsun,
biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder. |
Kur'an ı
açıkladık. İnanacaklar için açıkladı. |
2 |
Bakara |
118 |
Diyanet |
Bilmeyenler,
"Allah bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!" derler.
Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların
kalpleri (anlayışları) birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak
inanacak bir toplum için açıkladık. |
Kur'an ı
açıkladık. İyice anlasınlar diye… |
6 |
En'am |
65 |
Diyanet |
De ki:
"O, size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir
azap göndermeğe, ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin
şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir." Bak, anlasınlar diye,
âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz. |
Kur'an ı
açıkladık. Karanlıktan aydınlığı çıksınlar diye… |
6 |
En'am |
97 |
Diyanet |
O,
sayelerinde, kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye sizin
için yıldızları yaratandır. Bilen bir toplum için âyetleri ayrı ayrı
açıkladık. |
Kur'an ı
açıkladık. Kitap; |
16 |
Nahl |
89 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!)
Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de
onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. Sana bu kitabı;
her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve
müslümanlar için bir müjde olarak indirdik. |
Kur'an ı
açıkladık. Korunanlar için örnekler indirdik. |
24 |
Nur |
34 |
Diyanet |
Andolsun,
biz size açıklayıcı âyetler, sizden önce gelip geçenlerden bir misal ve
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için bir öğüt indirdik. |
Kur'an ı
açıkladık. Öğüt alacak toplum için… |
6 |
En'am |
126 |
Diyanet |
Bu,
Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için
âyetleri ayrı ayrı açıkladık. |
Kur'an ı
açıkladık. Özünde açık |
27 |
Neml |
1 |
Diyanet |
|
Kur'an ı
açıkladık. Suçlular yolunu bulsun diye… |
6 |
En'am |
55 |
Diyanet |
Suçluların
yolu da açığa çıksın diye âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız. |
Kur'an ı
açıkladık. Yol gözterici rahmet olarak... |
7 |
Araf |
52 |
Diyanet |
Andolsun
biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol
gösterici ve rahmet olarak getirdik. |
Kur'an ı
açıkladık. |
17 |
İsra |
41 |
Diyanet |
|
Kur'an ı
açıkladık.Düşünmeniz için açıkladık |
57 |
Hadid |
17 |
Diyanet |
Bilin ki
Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. Düşünesiniz diye gerçekten,
size âyetleri açıkladık. |
Kur'an ilim
üzerine indi |
39 |
Zümer |
23 |
Diyanet |
Allah, sözün en güzelini; âyetleri,
(güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları)
tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri
(vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları da)
kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an Allah'ın hidayet
rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık
onun için hiçbir yol gösterici yoktur. |
Kur'an ilim
üzerine indi |
7 |
Araf |
52 |
Diyanet |
Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız
bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak
getirdik. |
Kur'an ilim
üzerine indi |
11 |
Hud |
14 |
Diyanet |
Eğer size
(bu konuda) cevap veremedilerse, bilin ki o (Kur'an) ancak Allah'ın ilmiyle
indirilmiştir ve O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Artık müslüman oluyor
musunuz? |
Kur'an ilim
üzerine indi |
20 |
Taha |
114 |
Diyanet |
Gerçek
hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur'an'ı
okumakta acele etme. "Rabbim! İlmimi arttır" de. |
Kur'an ilim
üzerine indi |
3 |
Al-i İmran |
7 |
Diyanet |
O, sana
Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın
anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık
yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun
gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona
inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl
sahipleri düşünüp anlar. |
Kur'an İnsanlar uyarılsın diye
indirildi. |
6 |
En'am |
19 |
Diyanet |
De ki: "Şahitlik bakımından hangi
şey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranızda
şahittir. İşte bu Kur'an bana, onunla
sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye vahyolundu. Gerçekten siz mi Allah ile
beraber başka ilâhlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben
şahitlik etmem." De ki: "O, ancak tek bir ilâhtır ve şüphesiz ben
sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım." |
Kur'an İnsanlar uyarılsın diye
indirildi. |
16 |
Nahl |
64 |
Diyanet |
Sana kitabı, ancak ayrılığa düştükleri
şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici
ve rahmet olarak indirdik. |
Kur'an İnsanlar uyarılsın diye
indirildi. |
25 |
Furkan |
1 |
Diyanet |
Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna
Furkân'ı indiren Allah'ın şanı yücedir. |
Kur'an İnsanlar uyarılsın diye
indirildi. |
25 |
Furkan |
52 |
Diyanet |
Öyle ise kâfirlere itaat etme, onlara
karşı bu Kur'an'la büyük bir mücadele ver. |
Kur'an İnsanlar uyarılsın diye
indirildi. |
38 |
Sad |
87 |
Diyanet |
Bu Kur'an, âlemler için ancak bir
öğüttür. |
Kur'an İnsanlar uyarılsın diye
indirildi. |
50 |
Kaf |
45 |
Diyanet |
Biz onların ne dediklerini çok iyi
biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan
korkan kimselere Kur'an ile öğüt ver. |
Kur'an
karşısında kendi elleriyle kitap yazanlar |
2 |
Bakara |
79-82 |
Diyanet |
Vay o
kimselere ki, elleriyle Kitab'ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa
değişmek için, "Bu, Allah'ın katındandır" derler. Vay ellerinin
yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların
hâline! Bir de dediler ki: "Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla
dokunmayacaktır." Sen onlara de ki: "Siz bunun için Allah'tan söz
mü aldınız? -Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa siz Allah'a
karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?" Evet, kötülük işleyip
suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte
onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. İman edip salih
ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. |
Kur'an
Kitap halinde inmemiştir. |
2 |
Bakara |
97 |
Diyanet |
De ki:
"Her kim Cibril'e (Cebrail'e) düşman ise, bilsin ki o, Allah'ın izni ile
Kur'an'ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü'minler için de bir hidayet rehberi
ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir." |
Kur'an
kitap olarak inseydi yine inanmazlardı. |
6 |
En'am |
7 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!)
Eğer sana kâğıda yazılı bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle ona
dokunsalardı, yine o inkâr edenler, "Bu, apaçık büyüden başka bir şey
değildir" diyeceklerdi. |
Kur'an
mucize olarak yetmedi mi? |
|
Ankebut |
51 |
Diyanet |
Kendilerine
okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir
rahmet ve bir öğüt vardır. |
Kur'an Muhammed'in sözü olamaz |
66 |
Tahrim |
1 |
Diyanet |
Ey Nebi! Eşlerinin rızasını arayarak,
Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size
meşru kılmıştır. Allah, sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve
hikmet sahibidir. |
Kur'an Muhammed'in sözü olamaz |
33 |
Ahzap |
37, 38 |
Diyanet |
Hani sen Allah'ın kendisine nimet
verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye,
"Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah'tan sakın" diyordun.
İçinde, Allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan
çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden
yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki,
eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında),
evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk
olmasın. Allah'ın emri mutlaka yerine getirilmiştir. Allah'ın, kendisine farz kıldığı
şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce
gelip geçen peygamberler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın emri,
kesinleşmiş bir hükümdür. |
Kur'an Muhammed'in sözü olamaz |
80 |
Abese |
1,
2 |
Diyanet |
Kendisine o âmâ geldi diye Nebi yüzünü
ekşitti ve öteye döndü. (Ey Muhammed)Ne bilirsin, belki de o arınacak, Yahut
öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek. Kendini muhtaç hissetmeyene
gelince; Sen, ona yöneliyorsun. (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!
Allah'a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise
bırakıp, ona aldırmıyorsun. Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur'an) bir
öğüttür. |
Kur'an
nasıl okunmalı? Yine Kur'an'dan açıklanıyor. |
73 |
Müzzemmil |
1, 4 |
Diyanet |
Ey örtünüp
bürünen (Resul)! Kalk, birazı hariç olmak üzere geceyi; yarısını ibadetle
geçir. Yahut bundan biraz eksilt.Yahud (o yarının) üzerine (ilâve edib)
artır. Kur'ânı da açık açık, tane tane oku. |
Kur'an
nasıl okunmalı? Yine Kur'an'dan açıklanıyor. |
73 |
Müzzemmil |
5, 8 |
Diyanet |
Şüphesiz
biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz. Şüphesiz gece ibadetinin
etkisi daha fazla, (bu ibadetteki) sözler (Kur'an ve dua okuyuşlar) ise daha
düzgün ve açıktır. Çünkü gündüzün sana uzun bir meşguliyet vardır. Rabbinin
adını an ve bütün benliğinle O'na yönel. |
Kur'an
nebinin kalbine aracısız ilka, ilham
cibril denir |
2 |
Bakara |
97 |
Diyanet |
De ki:
"Her kim cibril'e düşman ise, bilsin ki o, Allah'ın izni ile Kur'an'ı;
önceki kitapları doğrulayıcı, mü'minler için de bir hidayet rehberi ve müjde
verici olarak senin kalbine indirmiştir." |
Kur'an
neden indirildi? |
6 |
En'am |
156-157 |
Diyanet |
"Kitap, yalnız bizden önceki iki
topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından
habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi,
biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı
indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet
geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren
kimseden daha zalim kimdir? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları,
yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. |
Kuran
okunduğunda müminlerin kalpleri ürperir |
8 |
Enfal |
2 |
Diyanet |
Mü'minler
ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O'nun âyetleri
kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece
Rablerine tevekkül ederler. |
Kuran
okunduğunda müşriklerin kalpleri daralır |
39 |
Zümer |
45 |
Diyanet |
Allah, bir
tek (ilâh) olarak anıldığında ahirete inanmayanların kalpleri daralır.
Allah'tan başkaları (ilâhları) anıldığında bakarsın sevinirler. |
Kuran
okunduğunda müşriklerin kalpleri daralır. Arkalarını dönüp kaçarlar. |
17 |
İsra |
45-47 |
Diyanet |
|
Kur'an
önceki kitapları doğrulayan bir gerçektir. |
2 |
Bakara |
91 |
Diyanet |
|
Kur'an
önceki kitapları onaylar değişime uğramış
mesajları orijinaliyle yenilemiştir |
5 |
Maide |
48 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı)
hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık,
Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların
arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer
Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde
sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın.
Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri
size bildirecektir. |
Kur'an
önceki kitapları onaylar değişime uğramış
mesajları orijinaliyle yenilemiştir |
2 |
Bakara |
213 |
Diyanet |
İnsanlar tek
bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve
beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda,
aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine
apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki
kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri,
kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah,
dilediğini doğru yola iletir. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
2 |
Bakara |
145 |
Diyanet |
Andolsun, sen kendilerine kitap verilenlere her
türlü mucizeyi getirsen de, onlar yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların
kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar.
Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların arzu ve keyiflerine
uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka zalimlerden olursun. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
5 |
Maide |
68 |
Diyanet |
De ki: "Ey Kitap ehli! Tevrat'ı, İncil'i ve
Rabbinizden size indirileni (Kur'an'ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere
değilsiniz." Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur'an, onlardan
çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için
üzülme. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
2 |
Bakara |
41 |
Diyanet |
Elinizdeki Tevrat'ı tasdik edici olarak indirdiğim
(Kur'an'a) iman edin. Onu inkâr edenlerin ilki olmayın. Âyetlerimi az bir
karşılığa değişmeyin ve bana karşı gelmekten sakının. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
3 |
Al-i İmran |
100 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden
herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
4 |
Nisa |
47 |
Diyanet |
Ey kendilerine kitap verilenler! Birtakım yüzleri
silip de tersine çevirmeden, yahut cumartesi halkını lânetlediğimiz gibi onları lânetlemeden,
yanınızda bulunanı (Tevrat'ı) doğrulayıcı olarak indirdiğimiz bu kitaba
(Kur'an'a) iman edin. Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
3 |
Al-i İmran |
81 |
Diyanet |
Hani, Allah nebilerden, "Andolsun, size
vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber
geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım
edeceksiniz" diye söz almış ve, "Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu
ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti. Onlar, "Kabul ettik"
demişlerdi. Allah da, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit
olanlardanım" demişti. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
2 |
Bakara |
89 |
Diyanet |
Kendilerine ellerindekini (Tevrat'ı) tasdik eden bir
kitap (Kur'an) gelince onu inkâr ettiler. Oysa, daha önce (bu kitabı
getirecek peygamber ile) inkârcılara (Arap müşriklerine) karşı yardım
istiyorlardı. (Tevrat'tan) tanıyıp bildikleri (bu peygamber) kendilerine gelince
ise onu inkâr ettiler. Allah'ın lâneti inkârcıların üzerine olsun. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
7 |
Araf |
157 |
Diyanet |
Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı
buldukları Resûle, o ümmî peygambere
uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar.
Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar.
Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler,
ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte
onlar kurtuluşa erenlerdir. |
Kur'an'
terk eden kafir olur |
2 |
Bakara |
101 |
Diyanet |
Onlara, Allah katından ellerinde bulunan Kitab'ı
(Tevrat'ı) doğrulayıcı bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerden
bir kısmı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitab'ını (Tevrat'ı) arkalarına
attılar. |
Kur'an ve
kainatta çelişki göremezsin |
67 |
Mülk |
3, 4 |
Diyanet |
O, yedi
göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk
göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra
tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz
ve bitkin hâlde sana dönecektir. |
Kur'an yol
göstericidir |
2 |
Bakara |
2 |
Diyanet |
Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır.
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. |
Kur'an,
Allah hakkında bilir-bilmez konuşmayı yasaklar |
7 |
Araf |
33 |
Diyanet |
De ki:
"Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı,
hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmanızı
ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." |
Kur'an,
Allah hakkında bilir-bilmez konuşmayı yasaklar |
22 |
Hac |
3 |
Diyanet |
İnsanlardan
kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı hâlde, Allah hakkında tartışmaya
girer ve her azgın şeytanın ardına
düşer. |
Kur'an,
Allah hakkında bilir-bilmez konuşmayı yasaklar |
22 |
Hac |
8 |
Diyanet |
İnsanlardan
kimi, hiç bir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı kitabı olmaksızın Allah
hakkında tartışır durur. |
Kur'an,
Allah hakkında bilir-bilmez konuşmayı yasaklar |
2 |
Bakara |
169 |
Diyanet |
O, size
ancak kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi
emreder. |
Kur'an,
apaçık mesajlar |
2 |
Bakara |
99 |
Diyanet |
Andolsun,
biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder. |
Kur'an; Nebinin dili ile kolaylaştırıldı |
19 |
Meryem |
97 |
Diyanet |
Ey
Muhammed! Biz, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Kur'an ile müjdeleyesin,
inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile (indirip)
kolaylaştırdık. |
Kur'an; Apaçık ve gerçeği apaçık gösteren |
16 |
Nahl |
103 |
Diyanet |
Andolsun ki
biz onların, "Kur'an'ı ona bir insan öğretiyor" dediklerini
biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur'an ise gayet açık
bir Arapça'dır. |
Kur'an; Apaçık ayetler halinde indirildi. |
22 |
Hac |
16 |
Diyanet |
Böylece biz
Kur'an'ı apaçık âyetler hâlinde indirdik. Şüphesiz Allah, dilediğini doğru
yola iletir. |
Kur'an; Gerçeği tüm açıklığıyla ortaya koyan |
27 |
Neml |
13 |
Diyanet |
Nitekim
âyetlerimiz kendilerine gerçeği gösterecek biçimde gelince, "Bu apaçık
bir sihirdir" dediler |
Kur'an; |
44 |
Duhan |
2 |
Diyanet |
Apaçık olan
Kitab'a andolsun |
Kur'an; |
36 |
Yasin |
69 |
Diyanet |
Biz, o
Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir
öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. |
Kur'an; |
12 |
Yusuf |
1 |
Diyanet |
Elif Lâm
Râ. Bunlar, apaçık Kitab'ın âyetleridir |
Kur'an; |
43 |
Zuhruf |
2, 3 |
Diyanet |
Elif Lâm
Râ. Bunlar, apaçık Kitab'ın
âyetleridir |
Kur'an; |
26 |
Şuara |
2 |
Diyanet |
|
Kur'an; |
10 |
Yunus |
74 |
Muhammed
Esed |
|
Kur'an; |
7 |
Araf |
101 |
Diyanet |
İşte
memleketler! Onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun,
resulleri onlara apaçık deliller getirmişti. Fakat onlar daha önce
yalanladıklarına inanacak değillerdi. Allah, kâfirlerin kalplerini işte böyle
mühürler. |
Kur'an; |
3 |
Al-i İmran |
105 |
Diyanet |
Kendilerine
apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın.
İşte onlar için büyük bir azap vardır. |
Kur'an; |
50 |
Kaf |
45 |
Diyanet |
Rabbinizden size indirilene uyun. Onu
bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! |
Kur'an; |
2 |
Bakara |
4 |
Diyanet |
Onlar sana
indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin
olarak inanırlar. |
Kur'an; |
43 |
Zuhruf |
36 |
Diyanet |
Kim,
Rahmân'ın Zikri'ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız.
Artık o, onun ayrılmaz dostudur. |
Kur'an; |
17 |
İsra |
160 |
Diyanet |
|
Kur'an; |
20 |
Taha |
114 |
Diyanet |
|
Kur'an; |
10 |
Yunus |
15 |
Diyanet |
Âyetlerimiz
kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize
kavuşmayı ummayanlar, "Ya (bize) bundan başka bir Kur'an getir veya onu
değiştir" dediler. De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için
olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan
edecek olursam, elbette büyük bir günün azabından korkarım." |
Kur'an; |
6 |
En'am |
38 |
Diyanet |
|
Kur'an; |
3 |
Al-i İmran |
138 |
Diyanet |
Bu
(Kur'an), insanlar için bir açıklama, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için
bir hidayet ve bir öğüttür |
Kur'an; |
31 |
Lokman |
3 |
Celal
Yıldırım |
|
Kur'an; |
17 |
İsra |
45-47 |
Diyanet |
|
Kur'an; |
5 |
Maide |
3 |
Diyanet |
Ölmüş hayvan,
kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış
iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek
ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar
ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan
hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk
(Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten)
ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin
için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din
olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli
açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse,
şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. |
Kur'an; |
73 |
Müzzemmil |
3, 4,
5, 6 |
Muhammed
Esed |
gece yarısı
-biraz önce |
Kur'an; |
17 |
İsra |
106 |
Diyanet |
|
Kur'an; |
|
Vakıa |
77….82 |
Şaban Kiriş |
|
Kur'an; |
28 |
Kasas |
51 |
Ali Bulaç |
Andolsun,
biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik. |
Kur'an; |
38 |
Saf |
29 |
Diyanet |
Bu Kur'an,
âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz
mübarek bir kitaptır. |
Kuran; |
74 |
Muddessir |
54-55 |
Diyanet |
|
Kuran; |
76 |
İnsan |
29 |
Diyanet |
|
Kuran; |
38 |
Sad |
29 |
Diyanet |
Bu Kur'an,
âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz
mübarek bir kitaptır. |
Kur'an;
Allah kelime sıkıntısı çekmez |
18 |
Zuhruf |
109 |
Diyanet |
De ki:
"Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da
ilave etsek (denizlere deniz katsak); Rabbimin sözleri tükenmeden önce
denizler tükenirdi." |
Kur'an;
Allah'a ve Kur'an'a (resule) inandık dirler, sonra bundan yüz çevirirler |
24 |
Nur |
47 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Allah'tan başka hüküm koyucu aranmaz |
6 |
En'am |
114 |
Diyanet |
Size
Kitab'ı (Kur'an'ı) hak olarak indiren O iken ben Allah'tan başka bir hakem mi
arayacağım? (de). Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından
hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde, sakın şüphecilerden olma. |
Kur'an;
Anlaşılmasını güçleştirecek hiçbir şeye yer vermedik |
18 |
Kehf |
1 |
Diyanet |
Hamd,
kuluna Kitab'ı (Kur'an'ı) indiren ve onda hiçbir eğrilik yapmayan Allah'a
mahsustur. |
Kur'an;
Çelişkisiz bir kitaptır. Tedebbür et. |
4 |
Nisa |
82 |
Diyanet |
Hâlâ Kur'an'ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar
mı? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda
birçok çelişki bulurlardı. |
Kuran;
Çoğunluğun küfrünü artırır |
5 |
Maide |
68 |
Diyanet |
De ki:
"Ey Kitap ehli! Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni
(Kur'an'ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz." Andolsun ki sana
Rabbinden indirilen bu Kur'an, onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü
artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme. |
Kur'an;
Dağa inseydi |
59 |
Haşr |
21 |
Diyanet |
|
Kuran;
Dedikodu ve zan değil vahiydir. |
53 |
Necm |
4 |
Süleyman
Ateş |
O(nun okuduğu Kur'ân) kendisine vahyedilen
vahiyden başka bir şey değildir. |
Kur'an;
Dışında soruları öncekiler sordu. |
5 |
Maide |
102 |
Diyanet |
Sizden önceki
bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kâfir oldu. |
Kur'an;
Dışında sorularınıza cevap aranmaz. Yeterli fıkıh kitabıdır |
5 |
Maide |
101 |
Diyanet |
Ey iman
edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru
sormayın. Eğer Kur'an indirilirken
bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Hâlbuki) Allah onları
bağışlamıştır. Allah, çok bağışlayandır, halîmdir (hemen cezalandırmaz,
mühlet verir.) |
Kur'an;
Diriler uyansın diye indi. |
36 |
yasin |
70 |
Elmalılı
Hamdi yazır |
Diri olanı uyandırmak, nankörlere de o azap
sözünün gerekmesi için. |
Kur'an;
Düşünüp öğüt alın |
80 |
Abese |
12 |
Diyanet |
Dileyen
ondan öğüt alır |
Kur'an;
Eksiksizdir. |
6 |
En'am |
38 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Engellemek isteyenler olabilecek |
41 |
Fussilet |
26 |
Diyanet |
İnkâr edenler dediler ki: "Bu Kur'an'ı
dinlemeyin. Baskın çıkmak için o okunurken yaygara koparın." |
Kur'an;
Gecenin bir bölümünde sindire sindire oku. |
|
Müzzemmil |
2, 3,
4, 5, 6 |
Diyanet |
Kalk,
birazı hariç olmak üzere geceyi; yarısını ibadetle geçir. Yahut bundan biraz
eksilt. Yahut buna biraz ekle. Kur'an'ı ağır ağır, tane tane oku. Şüphesiz
biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz. |
Kur'an;
Hakim ve Habir olan Yüce Allah tarafından detayıyla açıklanmıştır |
11 |
Hud |
1, |
Diyanet |
Elif Lâm
Râ. Bu Kur'an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden)
hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık)
kılınmış, sonra da Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı
açıklanmış bir kitaptır. (De ki:) "Şüphesiz ben size O'nun tarafından
gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim." |
Kur'an; Her
türlü örneklerle açıklanmıştır. |
17 |
İsra |
89 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Hidayet kitabıdır |
17 |
İsra |
9 |
Muhammed
Esed |
|
Kur'an;
Hidayet rehberidir. (İnsanı önce gerer. Sonra kalple birlikte yumuşatır.) |
39 |
Zümer |
23 |
Diyanet |
Allah,
sözün en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri,
kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların
derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları
da) kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an Allah'ın
hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi
saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. |
Kur'an;
İman edenlere apaçık |
29 |
Ankebut |
49 |
Diyanet |
|
Kur'an;
İman esaslarını bildirir. |
17 |
Nisa |
136 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Kalbe yerleşmesi için tane tane okuduk |
25 |
Furkan |
32 |
Diyanet |
İnkâr
edenler, "Kur'an ona bir defada toptan indirilseydi ya!" dediler.
Biz, Kur'an'la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik
ve onu ağır ağır okuduk. |
Kur'an;
Kalpler ancak Kur'an'la mutmain olur |
13 |
Rad |
28 |
Ali Fikri
Yavuz |
|
Kur'an;
Kalpleri diri ve akıllarını kullananlara hitap eder. |
50 |
Kaf |
37 |
Diyanet |
Bunda
şüphesiz kalpleri açık olanlar, (yani) uyanık bir zihinle kulak verenler için
bir uyarı vardır; |
Kur'an;
Kalpteki hastalıklara şifadır. |
17 |
İsra |
82 |
Diyanet |
Biz
Kur'an'dan, mü'minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz.
Zalimlerin ise Kur'an, ancak zararını artırır. |
Kur'an;
kalpteki hastalıklara şifadır. |
10 |
Yunus |
57 |
Diyanet |
Ey
insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için
yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi. |
Kuran;
Karanlıktan aydınlığa çıkarır |
2 |
Bakara |
257 |
Diyanet |
|
Kuran;
Karanlıktan aydınlığa çıkarır |
57 |
Hadid |
9 |
Diyanet |
|
Kuran;
Karanlıktan aydınlığa ulaştırır. |
14 |
İbrahim |
1,2 |
Diyanet |
Elif Lâm
Râ. Bu Kur'an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak
güç sahibi ve övgüye lâyık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan
Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Şiddetli
azaptan dolayı vay kâfirlerin hâline. |
Kur'an;
Kolaylaştırılmış |
54 |
kamer |
17, 22, 32,
40, |
Diyanet |
Andolsun biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak
için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? |
Kuran;
Korunmuş |
15 |
Hicr |
9 |
Diyanet |
Şüphesiz o Zikr'i (Kur'an'ı) biz indirdik
biz! Onun koruyucusu da elbette biziz. |
Kur'an;
Kur’an’dan başka bir hadise iman edilmez. |
45 |
Casiye |
6 |
Diyanet |
İşte
bunlar, Allah'ın âyetleridir. Onları sana gerçek olarak okuyoruz. Artık
Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar? |
Kur'an;
Kur'an'da her örnek mevcut. En güzel hadis kitabı |
39 |
Zümer |
23 |
Diyanet |
Allah, sözün
en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri,
öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden
korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de
(vücutları da) kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an
Allah'ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi
saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. |
Kur'an;
Kur'an'dan yüz çeviren, şeytanın yörüngesine girer. |
43 |
Zuhruf |
36 |
Süleymaniye
vakfı |
Kim
Rahman’ın Zikri’nden (Kur’ân’dan) yüz çevirirse, başına bir şeytan sararız;
o, onunla beraber olur. |
Kur'an;
Kur'an'dan yüz çevirenin hayat alanı daralır |
20 |
Taha |
124 |
Muhammed
Esed |
Ama kim ki
Beni anmaktan yüz çevirirse, bilsin ki, onun dar bir hayat alanı olacaktır;
ve Kıyamet Günü onu kör olarak kaldıracağız". |
Kur'an;
Kur'an'ın Arapça inmesinin sebebi |
12 |
Yusuf |
2 |
Diyanet |
|
Kuran;
Müşriklerin algısına kapalıdır. |
18 |
Kehf |
57 |
Diyanet |
|
Kuran;
Müşriklerin algısına kapalıdır. |
17 |
İsra |
46 |
Diyanet |
Kur'an'ı
anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız.
Kur'an'da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına
dönüp kaçarlar. |
Kuran;
Okuyacağın zaman Kalbini beynini temiz tut. |
56 |
Vakıa |
59 |
Diyanet |
Ona, ancak
tertemiz olanlar dokunabilir. |
Kuran;
Okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan allah'a sığın |
16 |
Nahl |
98 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Örneklerle açıklanmıştır. |
18 |
Kehf |
34 |
Diyanet |
Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her
türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden
daha çok düşkündür. |
Kur'an;
Örneklerle açıklanmıştır. |
6 |
En'am |
65 |
Diyanet |
De ki:
"O, size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir
azap göndermeğe, ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin
şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir." Bak, anlasınlar diye,
âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz. |
Kur'an;
Özünde açık |
44 |
Duhan |
3 |
Diyanet |
biz onu
mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız. |
Kur'an;
Özünde açık ve gerçeği tüm açıklığıyla gösteren |
28 |
Kasas |
2 |
Diyanet |
Bunlar
apaçık Kitab'ın âyetleridir. |
Kur'an;
Rabbinizden size indirene uyun. |
7 |
Araf |
3 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Sadece Kur’an ile hesaba çekileceğiz. |
43 |
Zuhruf |
44 |
Diyanet |
Şüphesiz bu
Kur'an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba
çekileceksiniz. |
Kur'an; Son
kutsal kitaptır. |
7 |
Ahzap |
40 |
Diyanet |
|
Kur'an; Şan
ve şeref kaynağıdır |
21 |
Enbiya |
10 |
Diyanet |
Andolsun,
size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ
aklınızı kullanmayacak mısınız? |
Kur'an;
Şüphesiz yol göstericidir |
2 |
Bakara |
2 |
Diyanet |
Bu,
kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için
yol göstericidir. |
Kur'an;
Tagut'a karşı uyarır |
16 |
Nahl |
36 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Tagut'a karşı uyarır |
2 |
Bakara |
257 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Tagut'a karşı uyarır |
4 |
Nisa |
60 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilene inandıklarını
iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût'u tanımamaları kendilerine emrolunduğu
hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir
sapıklığa düşürmek istiyor. |
Kur'an; Tek
sorumlu olduğumuz kitap |
43 |
Zuhruf |
44 |
Diyanet |
Şüphesiz bu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüt
ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz. |
Kur'an; Tüm
temsiller ile |
59 |
Haşr |
21 |
Diyanet |
Eğer biz,
bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını
eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara
düşünsünler diye veriyoruz. |
Kur'an;
Uyarı dolu bir öğüttür. |
73 |
Müzzemmil |
19 |
Diyanet |
Şüphesiz
bunlar bir öğüttür. Kim dilerse Rabbine ulaştıran bir yol tutar. |
Kur'an;
Ülkemizde inseydi Türkçe inerdi. |
41 |
Fussilet |
44 |
Diyanet |
Eğer biz
onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri
genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir nebi öyle
mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır.
İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalı ve
anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da
anlamıyorlar)." |
Kuran;
Üzerinde derin derin düşün |
47 |
Muhammed |
24 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Vahyi taşıyıp ancak yaşamayanlar; Kitap yüklü eşeklerdir. |
62 |
Cuma |
5 |
Diyanet |
|
Kur'an; Yetmedi
mi? Başka mucize yok. |
29 |
Ankebut |
50, 51 |
Diyanet |
|
Kur'an;
Yetmiyor mu? Ayrıntılarıyla açıklayan kim? |
41 |
Fussilet |
3 |
Diyanet |
Bu, bilen
bir toplum için Arapça bir Kur'an olarak âyetleri genişçe açıklanmış bir
kitaptır. |
Kur'an;
Yetmiyor mu? Hangi kitap bizi doğru yola iletir |
17 |
İsra |
9 |
Muhammed
Esed |
|
Kur'an;
Yetmiyor mu? Tesfir eden kim? Allah
tarafından açıklanmış |
11 |
Hud |
1, 2 |
Diyanet |
Elif Lâm Râ. Bu Kur'an; âyetleri, hüküm ve
hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından
muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah'tan başkasına
kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır. (De ki:)
"Şüphesiz ben size O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve
müjdeleyiciyim." |
Kur'an;
Yoksa özel bir kitabınız mı var |
68 |
Kalem |
37, 38 |
Diyanet |
|
Kur'an; Yol
gösterici rahmettir |
12 |
Yusuf |
111 |
Diyanet |
|
Kuran; Zan
değil kesin delildir |
6 |
En'am |
116, 157 |
Diyanet |
Eğer
yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak
zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar. |
Kur'an'da
ayetler ayrı ayrı açıklanıyor. |
7 |
Araf |
174 |
Diyanet |
Hakka
dönsünler diye işte âyetleri böylece ayrı ayrı açıklıyoruz. |
Kur'an'da
değişik anlamları, çeşitli örneklerle açıkladık. |
18 |
Kehf |
54 |
Diyanet |
Andolsun,
biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık.
Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür. |
Kur'an'dan başka sığınacak yoktur. |
18 |
Kehf |
28 |
Diyanet |
Rabbinin kitabından sana vahyedileni
oku. O'nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. O'ndan başka asla
bir sığınak da bulamazsın. |
Kur'an'dan
kim yüz çevirirse cehennem ehlidir. |
20 |
Taha |
99-100 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) Sana geçmişin haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe
yok ki sana katımızdan bir zikir (Kur'an) verdik.Kim ondan yüz çevirirse
şüphesiz ki o, kıyamet gününde ağır bir günah yükü yüklenecektir. |
Kur'an'ı
anlama metodu |
17 |
İsra |
106 |
Diyanet |
Biz
Kur'an'ı, insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet ayırdık ve onu
peyderpey indirdik. |
Kur'an'ı
anlama metodu |
2 |
Bakara |
121 |
Diyanet |
Kendilerine
kitab verdiğimiz kimseler, onu gereği gibi okurlar. İşte bunlar ona
inanırlar. Onu inkâr edenlere gelince, işte onlar ziyana uğrayanların ta
kendileridir. |
Kur'an'ı
anlama metodu |
73 |
Müzzembil |
4 |
Diyanet |
Yahut buna
biraz ekle. Kur'an'ı ağır ağır, tane tane oku. |
Kur'an'ı
değiştirecek yoktur. |
6 |
En'am |
115 |
Diyanet |
Rabbinin
kelimesi (Kur'an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini
değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Kur'an'ı
duyunca inkar edenlerin gözleri döner |
68 |
Kalem |
56 |
Diyanet |
Şüphesiz inkâr edenler Zikr'i (Kur'an'ı)
duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,)
"Hiç şüphe yok o bir delidir" diyorlar. |
Kur'an'ı düşünesiniz diye böyle açıklar |
2 |
Bakara |
242 |
Diyanet |
Düşünesiniz diye Allah size âyetlerini
böyle açıklamaktadır. |
Kur'an'ı
getiren, kalbiyle tasdik edenler |
39 |
Zümer |
33 |
Muhammed
Esed |
Ama hakikati
getiren ve onu bütün kalpleriyle tasdik edenler; işte onlar Allah'a karşı
sorumluluklarının (tam) bilincinde olanlardır! |
Kur'an'ı
gizliyorlar |
3 |
Al-i İmran |
187 |
Diyanet |
Hani Allah,
kendilerine kitap verilenlerden, "Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız,
onu gizlemeyeceksiniz" diye sağlam söz almıştı. Fakat onlar verdikleri
sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. Yaptıkları bu
alışveriş ne kadar kötüdür! |
Kur'an'ı
görmezden gelenler kör olarak naşredilirler |
20 |
Taha |
124-127 |
Diyanet |
Her kim de
benim zikrimden (Kur'an'dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır.
Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz. O da şöyle der: "Rabbim!
Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?"
Allah, "Evet, öyle. Âyetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı
şekilde bugün de sen unutuluyorsun" der. |
Kur'an'ı
Kadir gecesinde indirdik |
2 |
Bakara |
185 |
Diyanet |
insanlar
için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın
apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle
ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya
yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size
kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete
ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir. |
Kur'an'ı
Kadir gecesinde indirdik |
97 |
Kadir |
1 |
Diyanet |
Şüphesiz,
biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. |
Kur'an'ı kim görmezden gelirse sonu
vahim |
43 |
Zuhruf |
36-37 |
Diyanet |
Kim, Rahmân'ın Zikri'ni görmezlikten
gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz
dostudur. Şüphesiz bu şeytanlar
onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar. |
Kur'an'ı
tertil üzerine oku |
73 |
Müzzemmil |
3, |
Muhammed
Esed |
|
Kur'an'ın
ayetleri apaçıktır. |
12 |
Yusuf |
1 |
Diyanet |
Elif Lâm
Râ. Bunlar, apaçık Kitab'ın
âyetleridir. |
Kur'an'ın
koruyucusu Allah |
15 |
Hicr |
9 |
Diyanet |
0 Şüphesiz
o Zikr'i (Kur'an'ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz. |
Kur'an'ın ne
dediğine değil, ne demek istediğine bakmalıyız |
74 |
Müddessir |
31 |
Diyanet |
Biz,
cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkâr edenler
için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak
bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve
mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler,
"Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler.
İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir.
Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır |
Kurban |
22 |
Hac |
34-37 |
Diyanet |
Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık
olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru
kıldık. İşte sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Şu hâlde yalnız O'na teslim
olun. Alçak gönüllüleri müjdele! Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri
ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve
kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan
kimselerdir. Kurbanlık büyük baş
hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda
hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde)
üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca
onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de
yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Kurbanlık
büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık.
Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban
edeceğinizde) üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp
canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda
kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize
verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat O'na sizin
takvanız (Allah'a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin
hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük
tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele. |
Kurban |
22 |
Hac |
28, 29 |
Diyanet |
Gelsinler
ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah'ın
kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli
günlerde (onları kurban ederken)
Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de
yedirin. Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i
Atik'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler. |
Kurtuluş Kuran la olur |
3 |
Ali İmran |
104 |
Diyanet |
Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden
ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler
onlardır. |
Kuruntuya
göre imtihan yapılmaz |
4 |
Nisa |
123 |
Diyanet |
İş, ne sizin kuruntunuza, ne de kitap
ehlinin kuruntusuna göredir. Kim kötü bir iş yaparsa, onunla cezalandırılır.
O, kendisine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir. |
Her şey Yüce Allah'ın dinine zerre kadar katıksız, arı duru, tertemiz, halis inançla İSLAM'ın yaşanması için...
SEÇİLMİŞ AYETLER (K)
Çocukluğumuzdan gençliğime kadar ki arada Buhari'nin hadis kitabını okudum.
Kur'an'ın mealini okuma alışkanlığımız yoktu. Okuyanlar anlamını bilmeden okuyorlardı. Okuduklarını da ölülerine ikramda bulunuyorlardı.
Sonra camilerde ve cemaatlerde yapılan sohbetlere gitmeye başladım. Bütün cemaatleri girdim, çıktım. Bir cemaatlerin diğer cemaatin arkasından konuşmalarına tahammül edemezdim. Her cemaatin Allah'a doğru farklı yollardan gittiklerini, sonuçta gidecekleri nokta aynı diye savunurdum. İstiyordum ki müslümanlar kenetlensin.
50 yaşlarının sonlarında Kur'an'ı tecvitli okumayı öğrendim. Makamlarla okuyordum. İyi de geliyordu. Haz da alıyordum.
Kur'an'ı bitirdiğimde hoca "sadak Allah'ül azim" dememi söyledi. Mealini sordum. "Allah Doğru Söyledi." Dedi.
Mutlaka doğru söyledi de ne söyledi? "..........."
Arapça okumayı reddetmiyorum. Mutlaka Arapçası da okunmalı. Fakat Allah'ın mesajlarına daha çok ihtiyacımız var. Kur'an'ı yaşamımıza sokmalıyız. Allah bizi Kur'an dan imtihan edecek...
Yorumlarımda;
Doğrular Allah'ın yanlışlar benimdir. Allah cümlemizi doğru yoldan ayırmasın.
Aydın ORHON
Gayri Metluv Vahiy ve Nebi-Resul İtaati: Kur’an Temelli Doğru Anlayış Gel, bugün Kur’an merkezli bir meseleye birlikte bakalım: Resu...
-
HADİS İNKÂRCILARI KİM? İnsanlar Allah’ın kitabına hakkıyla iman eden kişilere meâlciler, hadis inkârcısı vb. gibi isimler tak...
-
MELEKLER Bilim insanlarının açıklamalarına göre, dünyanın oluşumu, "Big Bang" adı verilen bir patlama ile birlikte yaklaşık 13.9 m...