ALLAH NASİP EDERSE İLAVE
AYETLERLE GÜNCELLEMELER DEVAM EDECEK. AYETLER ALFABETİK SIRAYA GÖRE DİZAYN EDİLMİŞTİR. İNŞALLAH KUR'AN'I KERİM'İ HAYATIMIZA TAŞIYANLARDAN
OLURUZ. |
|||||
Özet Meal |
Sr. |
S.Ad. |
Ayt |
Çeviri |
Meal |
Irkcılık dinimizce yok |
58 |
Mücadele |
22 |
Diyanet |
Allah'a ve ahiret gününe
iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy
sopları olsalar bile, Allah'a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi
beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları
kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan
ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı
olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında
olanlardır. İyi bilin ki, Allah'ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta
kendileridir. |
Irkcılık dinimizce yok |
9 |
Tevbe |
23-24 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Eğer küfrü
imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden
kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir. De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız,
kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından
korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan,
peygamberinden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın
emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola
erdirmez." |
Irkcılık dinimizce yok.
Takva üatünlüğü var |
49 |
Hucurat |
13 |
Diyanet |
Ey insanlar! Şüphe yok ki,
biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi
boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı
gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla
haberdar olandır. |
Irkçılık |
49 |
Hucurat |
11 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Bir
topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha
iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar
kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü)
lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe
etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. |
Irkçılık |
49 |
Hucurat |
13 |
Diyanet |
Ey insanlar! Şüphe yok ki,
biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi
boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı
gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla
haberdar olandır. |
Irkçılık |
49 |
Hucurat |
10 |
Diyanet |
Mü'minler ancak kardeştirler.
Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki
size merhamet edilsin. |
Irkçılık |
102 |
Tekasür |
1,, 8 |
Diyanet |
Çoklukla övünmek sizi,
kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı. Hayır; ileride bileceksiniz!
Hayır, Hayır! İleride bileceksiniz! Hayır, kesin olarak bir bilseniz.
Andolsun, o cehennemi muhakkak göreceksiniz. Yine andolsun, onu gözünüzle
kesin olarak göreceksiniz.Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz? |
Irkçılık |
23 |
Müminun |
101 |
Diyanet |
Sûr'a üfürüldüğü zaman, (işte)
o gün ne aralarında soy sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp
soracaklardır. |
Irkçılık |
30 |
Rum |
22 |
Diyanet |
Göklerin ve yerin yaratılması,
dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O'nun (varlığının ve
kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler
vardır. |
İblis , cinlerdendir. |
18 |
Kehf |
50 |
Diyanet |
Hani biz meleklere, "Âdem
için saygı ile eğilin" demiştik de İblis'ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi.
İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp
da İblis'i ve neslini, kendinize dostlar mı ediniyorsunuz? Hâlbuki onlar
sizin için birer düşmandırlar. Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir!
|
İblis ateşten yaratıldı |
7 |
Araf |
12 |
Diyanet |
Allah, "Sana emrettiğim
zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. (O da) "Ben
ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın"
dedi.
|
İblis sadece vesvese verir |
114 |
Nas |
5, 6 |
Ali Bulaç |
Ki o, insanların göğüslerine
vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar); Gerek cinlerden, gerekse
insanlardan (olan her hannas'tan Allah'a sığınırım). |
İblisin vesvesesinden
kendimizi temizlersek kurtuluruz |
91 |
Şems |
7, 8, 9, 10 |
Diyanet |
Nefse ve onu düzgün bir biçimde
şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini)
ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere
gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır. |
İbrahim için Yüce Allah
Halilim (yakın arkadaşım) diyor. |
4 |
Nisa |
125 |
Diyanet |
Kimin dini, iyilik yaparak
kendini Allah'a teslim eden ve hakka yönelen İbrahim'in dinine tabi olan
kimsenin dininden daha güzeldir? Allah, İbrahim'i dost edindi. |
İbrahim müşriklerden değildi. |
6 |
En'am |
161, 162, 163 |
Diyanet |
De ki: "Şüphesiz
Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk'a yönelen İbrahim'in
dinine iletti. O, Allah'a ortak koşanlardan değildi. "Ey Muhammed! De
ki: "Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm
de âlemlerin Rabbi Allah içindir."
"O'nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben müslümanların
ilkiyim."
|
İbrahim tek başına bir ümmetti |
16 |
Nahl |
120 |
Diyanet |
Şüphesiz İbrahim, Allah'a
itaat eden, hakka yönelen bir önder idi. Allah'a ortak koşanlardan değildi. |
İbret alın |
40 |
Mümin |
13 |
Diyanet |
O, size âyetlerini gösteren,
sizin için gökten bir rızık indirendir. Ancak O'na yönelen, düşünüp ibret alır. |
İçinizdekilerden de sorguya
çeker |
2 |
Bakara |
284 |
Diyanet |
Göklerdeki her şey, yerdeki
her şey Allah'ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah
sizi, onunla sorguya çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder.
Allah'ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
|
İçki |
4 |
Nisa |
43 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi
bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya
kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız,
veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide
bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek
onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok
bağışlayıcıdır. |
İçki |
16 |
Nahl |
67 |
Diyanet |
Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden
hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan
bir toplum için bir ibret vardır. |
İçki |
5 |
Maide |
90 |
Diyanet |
Ey iman edenler! (Aklı örten)
içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi
birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. |
İçki |
16 |
Nahl |
67 |
Diyanet |
Hurma ağaçlarının
meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz.
Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır.
|
İçki kumar |
5 |
Maide |
91 |
Diyanet |
Ey iman edenler! (Aklı örten)
içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi
birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.- Şeytan, içki ve
kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan
alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?
|
İçki kumar |
2 |
Bakara |
219 |
Diyanet |
Sana içkiyi ve kumarı
sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı
zahirî) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür." Yine
sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "İhtiyaçtan
arta kalanı." Allah, size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.
|
İçki, kumar, infak |
2 |
Bakara |
219 |
Diyanet |
Sana içkiyi ve kumarı
sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı
zahirî) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür." Yine
sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "İhtiyaçtan
arta kalanı." Allah, size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz. |
İftira karşısında sessiz
kalma |
24 |
Nur |
12 |
Diyanet |
Bu iftirayı işittiğiniz
zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan
besleyip de, "Bu, apaçık bir iftiradır" deselerdi ya! |
İhtiyaç sahibine hakkını
ver |
17 |
İsra |
26 |
Diyanet |
Akrabaya, yoksula ve yolda
kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. |
İlah edineneler; Ego/heva |
25 |
Furkan |
43 |
Diyanet |
Kendi nefsinin arzusunu
kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?
|
İlah edineneler; Ego/heva |
45 |
Casiye |
23 |
Diyanet |
Nefsinin arzusunu ilâh
edinen, Allah'ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği,
gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru
yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?
|
İlim; Sabırlı ol. Rabbim ilmimi
artır de |
20 |
Taha |
114 |
bb |
Gerçek hükümdar olan Allah
yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur'an'ı okumakta acele etme.
"Rabbim! İlmimi arttır" de.
|
İlmimi artır |
20 |
Taha |
114 |
n |
Gerçek hükümdar olan Allah
yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur'an'ı okumakta acele etme.
"Rabbim! İlmimi arttır" de.
|
İman edenler salih amel işleyenler |
2 |
Bakara |
2, 6 |
|
Bu, kendisinde şüphe
olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.Onlar
gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar,
kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.Onlar sana
indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin
olarak inanırlar.İşte onlar Rab'lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve
kurtuluşa erenler de işte onlardır.Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan
da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar.
|
İman edip salih amel işleyenlere
müjde |
2 |
Bakara |
25 |
Diyanet |
İman edip salih ameller işleyenlere,
kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin
meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, "Bu (tıpkı) daha önce
(dünyada iken) bize verilen rızık!" diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara
(dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de
vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır. |
İman etmek güvenmek
demektir. Allah'a güvenip şüphe duymadan tam bir teslimiyettir. |
69 |
Hakka |
38-43 |
Diyanet |
Görebildiklerinize ve göremediklerinize
yemin ederim ki, o (Kur'an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah'tan
alıp tebliğ ettiği) sözüdür. O, bir şairin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! O, âlemlerin Rabbi
tarafından indirilmedir.
|
İman etmek güvenmek
demektir. Allah'a güvenip şüphe duymadan tam bir teslimiyettir. |
11 |
Hud |
17 |
Diyanet |
Rabbi katından açık bir
delile dayanan kimse, yalnız dünyalık isteyen kimse gibi midir? Kaldı ki, bu
delili Rabbinden bir şahit (Kur'an) ve bir de ondan (Kur'an'dan) önce bir önder
ve bir rahmet olarak (indirilmiş olan) Mûsâ'nın kitabı (Tevrat)
desteklemektedir. İşte bunlar ona
(Kur'an'a) inanırlar. Gruplardan her kim onu inkâr ederse, ateş onun varacağı
yerdir. Ondan hiç şüphen olmasın. Şüphesiz o, Rabbin tarafından (bildirilmiş)
gerçektir. Fakat insanların çoğu inanmazlar. |
İman etmek malını, canını
ortaya koymakla bedel ödemekle olur. |
9 |
Tevbe |
14, 16 |
Diyanet |
Onlarla savaşın ki, Allah
onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size
yardım etsin, mü'min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların
kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah, dilediğinin tövbesini kabul eder.
Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Yoksa; Allah içinizden,
Allah'tan, Resûlünden ve mü'minlerden başkasını kendilerine sırdaş
edinmeksizin cihad edenleri ayırt etmeden bırakılacağınızı mı sandınız?
Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
|
İman etmek malını, canını
ortaya koymakla bedel ödemekle olur. |
9 |
Tevbe |
111 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah, mü'minlerden
canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır.
Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah, bunu
Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kesin olarak va'detmiştir. Kimdir sözünü
Allah'tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten
dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.
|
İman etmek malını, canını
ortaya koymakla olur |
3 |
Al-i İmran |
142-143 |
Diyanet |
Yoksa siz; Allah, içinizden
cihad edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt
etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Andolsun, siz ölümle karşılaşmadan
önce onu temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz. |
İman etmek yetmiyor |
29 |
Ankebut |
2 |
Diyanet |
İnsanlar, "İnandık"
demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.
|
İman etmeyenleri üstüne
pislik atar. |
6 |
En'am |
125 |
Ali Bulaç |
Allah, kimi hidayete
erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü,
sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman
etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. |
İmanın şartı |
4 |
Nisa |
136 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Allah'a,
Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba
iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, resullerini ve ahiret gününü
inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur. |
İmanın şartı |
2 |
Bakara |
177 |
Diyanet |
İyilik, yüzlerinizi doğu ve
batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a,
ahiret gününe, meleklere, kitap ve Resullere iman edenlerin; mala olan
sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa,
(ihti |
İmanın şartı |
4 |
Nisa |
46 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Allah'a ve
ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan
kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın.
Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun
kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından
hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. |
İmtihan |
8 |
Enfal |
28 |
Diyanet |
Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer
deneme aracıdır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır |
İmtihan |
89 |
Fecr |
15, 16 |
Diyanet |
İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine
ikramda bulunduğunda, ona bol bol nimetler verdiğinde, "Rabbim bana
ikram etti" der. Ama onu deneyip rızkını
daraltınca da, "Rabbim beni aşağıladı" der |
İmtihan |
29 |
Ankebut |
2, 3 |
Diyanet |
İnsanlar, "İnandık" demekle
imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. Andolsun, biz onlardan öncekileri
de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları
da mutlaka bilir.
|
İmtihan |
18 |
Kehf |
7 |
Muhammed Esed |
Gerçek şu ki, yeryüzünde güzel
olan ne varsa Biz hepsini, hangisinin daha iyi davrandığını ortaya koymak üzere,
insanları sınamak için bir araç kıldık;
|
İmtihan |
21 |
Enbiya |
35 |
Diyanet |
Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.
|
İmtihan |
2 |
Bakara |
155 |
Diyanet |
Muhakkak ki, ölüm
tehlikesiyle ve açlıkla, dünya malının, canın ve (alın teri) ürünlerinin kaybı
ile sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredenlere iyi haberler müjdele.
|
İmtihan |
76 |
İnsan |
2, 3 |
Diyanet |
Şüphesiz biz insanı, karışım
hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple
onu işitir ve görür kıldık. Şüphesiz
biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola
koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.
|
İmtihan |
47 |
Muhammed |
31 |
Diyanet |
Andolsun, içinizden, cihad
edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya
kadar sizi deneyeceğiz. |
İmtihan |
3 |
Al-i İmran |
186 |
Diyanet |
Andolsun, mallarınız ve
canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap
verilenlerden ve Allah'a ortak koşanlardan üzücü birçok söz işiteceksiniz. Eğer
sabreder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya değer)
azmi gerektiren işlerdendir. |
İmtihan sadece zalimler için
değildir. |
8 |
Enfal |
25 |
Diyanet |
Ve kötülük yönündeki öyle
bir ayrıntıya karşı uyanık ve duyarlı olun ki o, ötekileri dışta tutarak yalnızca
hakkı inkara kalkışanlara musallat olmaz; ve bilin ki Allah azapta çok çetindir |
İmtihan, mallarınızla
canlarınızla |
22 |
Hac |
53 |
Diyanet |
Allah, şeytanın verdiği bu
vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katı olanlara bir
imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o zalimler, derin
bir ayrılık içindedirler. |
İmtihana tabi tutulan
insanlara engel ve tuzaklar |
7 |
Araf |
20 |
Diyanet |
Derken şeytan,
kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine
vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız,
ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı." |
İnfak |
2 |
Bakara |
273 |
Diyanet |
(Sadakalar) kendilerini
Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden
dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden
tanırsın. İnsanlardan arsızca (bir şey) istemezler. Siz hayır olarak ne
verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir. |
İnfak Allah'a borç vermek. |
2 |
Bakara |
245 |
Diyanet |
Kimdir Allah'a güzel bir
borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin. (Rızkı)
Allah daraltır ve genişletir. Ancak O'na döndürüleceksiniz. |
İnfak edenlerin durumu |
2 |
Bakara |
261 |
Diyanet |
Mallarını Allah yolunda
harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir
tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır,
hakkıyla bilendir. |
İnfak ederken kendi nefsini
geri plana atacaksın. Makbül olan bu. |
59 |
Haşr |
9 |
Diyanet |
Onlardan (muhacirlerden) önce
o yurda (Medine'ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar,
hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık
duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları
kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa,
işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
İnfak eğer gösteriş olsun
veya minnet altında bırakmak için yapılırsa o sadaka geçersizdir |
2 |
Bakara |
264 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Allah'a ve
ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan
kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın.
Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun
kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından
hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. |
İnfak etmeyen cimrilerin
ahrette ki konumu |
92 |
Leyl |
8, 12 |
Diyanet |
Fakat, kim cimrilik eder,
kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa,
biz de onu en zor olana kolayca iletiriz. Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı
ona fayda vermez. Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir. |
İnfak mazlum olanlar zengin
olanlara emanet edilmiştir. |
93 |
Duha |
9, 10 |
Diyanet |
Öyleyse yetime haksızlık
yapma, yardım isteyeni asla geri çevirme, |
İnfak rızıkta üstün kılınanlar,
diğerleri eşitlenecek şekilde verecekler |
16 |
Nahl |
71 |
Diyanet |
Allah, rızık konusunda
kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altındakilere
vermezler ki rızıkta hep eşit olsunlar. Şimdi Allah'ın nimetini mi inkâr
ediyorlar? |
İnfak sevdiğinizi vermeden
iyiliğe ermezsiniz |
3 |
Al-i İmran |
92 |
16.71 |
Sevdiğiniz şeylerden Allah
yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu
bilir. |
İnfak ta cimrilik edenler |
92 |
Leyl |
8, 10 |
Diyanet |
Fakat, kim cimrilik eder,
kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa,
biz de onu en zor olana kolayca iletiriz. |
İnfak ta cimrilik edenler |
3 |
Al-i İmran |
180 |
Diyanet |
Allah'ın kendilerine lütfundan
verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu
sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet
gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır.
Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır |
İnfak, |
3 |
Al-i İmran |
16, 17 |
Diyanet |
(Bunlar), "Rabbimiz,
biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru"
diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan
duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah'tan) bağışlanma
dileyenlerdir.
|
İnfak, bollukta darlıkta |
3 |
Al-i İmran |
134 |
Diyanet |
Onlar bollukta ve darlıkta
Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir.
Allah, iyilik edenleri sever. |
İnfak, gece gündüz, gizli açık |
2 |
Bakara |
274 |
Diyanet |
Mallarını gece gündüz;
gizli ve açık Allah yolunda harcayanlar var ya, onların Rableri katında mükâfatları
vardır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. |
infak, ne harcarsanız
kendiniz içindir. |
2 |
Bakara |
272 |
Diyanet |
Onları hidayete erdirmek
sana ait değildir. Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak ne
harcarsanız, kendiniz içindir. Zaten siz ancak Allah'ın rızasını kazanmak için
harcarsınız. Hayır olarak her ne harcarsanız -hiç hakkınız yenmeden- karşılığı
size tastamam ödenir.
|
İnfak, rızk olarak
verilenden |
4 |
Nisa |
39 |
Ali Bulaç |
Allah'a ve ahiret gününe
inanarak Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine
mi olurdu? Allah, onları iyi bilendir. |
İnfak, sadaka fakire düşküne,
borçluya, yolda kalmışa |
9 |
Tevbe |
60 |
Diyanet |
Sadakalar (zekâtlar),
Allah'tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar,
kalpleri İslâm'a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler,
borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir.
Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
|
İnfak; İnfak ihtiyaç fazlasıdır. |
2 |
Bakara |
219 |
Diyanet |
Sana içkiyi ve kumarı
sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı
zahirî) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür." Yine
sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "İhtiyaçtan
arta kalanı." Allah, size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.
|
İnfak; İnfak sonrası başa
kalkmayanlara ödül vardır |
2 |
Bakara |
262, 263, 264 |
Diyanet |
Mallarını Allah yolunda
harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül
incitmeyenlerin, Rab'leri katında mükâfatları vardır. Onlar için korku
yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül
kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah, her bakımdan sınırsız
zengindir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir). Ey iman edenler!
Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını
harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa
çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı
şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir.
Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu
hidayete erdirmez.
|
İnfak; Kendi beğenmediklerinizi başkasına
vermeyin. |
2 |
Bakara |
267 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Kazandıklarınızın
iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın.
Kendinizin göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın
ve bilin ki Allah, her bakımdan zengindir, övülmeye lâyıktır.
|
İnfak; Neyi infak edeceklerini
sorarlar |
2 |
Bakara |
215 |
Diyanet |
Sana Allah yolunda ne
harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Hayır olarak ne harcarsanız o,
ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak
ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir."
|
İnfak; Allah yolunda harcayın.
Cimrilik ve israf yapmayın. |
2 |
Bakara |
195 |
Ali Fikri Yavuz |
Allah yolunda (cihad ve diğer
hayırlar uğruna) mallarınızı harcayın ve elinizle, (cimrilik ve israf
yaparak) kendinizi tehlikeye atmayın; mücahidlere maddî ve manevî ihsan ve
yardımda bulunun. Çünkü Allah, muhakkak iyilik ve ihsanda bulunanları sever.
|
İnfak; Allah yolunda infak
edenlere kat kat fazlası geri döner |
2 |
Bakara |
261 |
Diyanet |
Mallarını Allah yolunda
harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir
tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır,
hakkıyla bilendir. |
İnfak; verilen rızıklardan
infak et. |
2 |
Bakara |
254 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Hiçbir alışverişin,
hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size
rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkâr edenler ise
zalimlerin ta kendileridir. |
İnfak; Allah yolunda harcayana bire yediyüz |
2 |
Bakara |
261 |
Diyanet |
Mallarını Allah yolunda
harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir
tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır,
hakkıyla bilendir.
|
İnkar edenlere Allah sorduğunun
cevabını veriyor |
42 |
Şura |
51 |
Diyanet |
Allah, bir insanla ancak
vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip,
izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet
sahibidir.
|
İnkar edenlere Allah
soruyor |
2 |
Bakara |
118 |
Diyanet |
Bilmeyenler, "Allah
bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!" derler. Bunlardan öncekiler
de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların kalpleri (anlayışları)
birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak inanacak bir toplum için açıkladık. |
İnkarcılar; İnkarcıların sözleri
anlamadan bağırma çağırmadır |
2 |
Bakara |
171 |
Diyanet |
İnkâr edenleri imana çağıran
(peygamber) ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey
duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar,
dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
|
İnsan aklı selim düşündüğünde
yaratılandan yaratanı bulabilir |
16 |
Nahl |
2 |
Diyanet |
Allah, "Benden başka
ilâh yoktur. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının" diye (insanları)
uyarmaları için emrini içeren vahiy ile melekleri kullarından dilediğine
indirir. |
İnsan belirli bir zamana
kadar imtihan için dünyada kalacaklardır. |
2 |
Bakara |
36 |
Diyanet |
2.36Derken, şeytan ayaklarını
oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine
biz de, "Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir
süre barınak ve yararlanma vardır" dedik.
|
İnsan çalıştığının karşılığını alır. |
53 |
Necm |
39 |
Diyanet |
İnsan için ancak çalıştığı vardır. |
İnsan çalıştığının karşılığını alır. |
99 |
Zilzal |
7,, 8 |
Diyanet |
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse,
onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse,
onun cezasını görecektir. |
İnsan dışı imtihan olacak
varlık olsaydı; onlara kendi cinsinden nebi gönderilirdi. |
17 |
İsra |
94, 95 |
Diyanet |
İnsanlara hidayet (Kur'an)
geldikten sonra onların iman etmelerine ancak, "Allah, bir beşeri mi
peygamber olarak gönderdi?" demeleri engel olmuştur. De ki: "Eğer
yeryüzünde, (insanlar yerine) yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette
onlara gökten bir melek peygamber indirirdik." |
İnsan dışında ki bütün
yaratılmışlar başkaldırmaz, kötülük yapmaz; sadece görevlerini yaparlar |
16 |
Nahl |
49 |
Diyanet |
Göklerde ve yerde bulunan
canlılar ve melekler büyüklük taslamadan Allah'a secde ederler (boyun eğerler). |
İnsan hem takva hemde fısk
fucur yolunda gidemez. Allah'a ulaşmak için tek yol vardır. |
33 |
Ahzap |
4 |
Diyanet |
Allah, hiçbir adamın içine
iki kalp koymamıştır. Kendilerine zıhâr
yaptığınız eşlerinizi de anneleriniz yapmamıştır. Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır. Bu,
sizin ağızlarınızla söylediğiniz (fakat gerçekliği olmayan) sözünüzdür. Allah
ise gerçeği söyler ve doğru yola iletir. |
İnsan hiçbir günahkar başkasının
günah yükünü yüklenemez |
29 |
Ankebut |
12 |
Diyanet |
İnkâr edenler iman
edenlere, "Yolumuza uyun da sizin günahlarınızı yüklenelim" derler.
Hâlbuki onların günahlarından hiçbir şey yüklenecek değillerdir. Şüphesiz
onlar kesinlikle yalancılardır. |
İnsan hiçbir günahkar başkasının
günah yükünü yüklenemez. |
53 |
Necm |
38 |
Diyanet |
Hiçbir günahkâr, başkasının
günah yükünü yüklenmez. |
İnsan ı ilah edinenler |
23 |
Müminun |
34-38 |
Diyanet |
Andolsun, kendiniz gibi bir
beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız. "O, öldüğünüz, toprak
ve kemik hâline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka (diriltilip) çıkarılacağınızı
mı vaad ediyor?" "Hâlbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da
uzak!" "Hayat, bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız.
Biz tekrar diriltilecek değiliz." "Bu, Allah'a karşı yalan uyduran
bir kimseden başkası değildir. Biz ona inanmayız." |
İnsan iki kere öldürülüp
iki kere diriltildi |
40 |
Mümin |
11 |
Diyanet |
Onlar da şöyle derler:
"Ey Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün, iki defa da dirilttin. Günahlarımızı kabulleniyoruz. Şimdi (bu ateşten)
bir çıkış yolu var mı?" |
İnsan iki kere öldürülüp
iki kere diriltildi |
2 |
Bakara |
28 |
Diyanet |
Siz cansız (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya
getiren) Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine
diriltecektir. En sonunda O'na döndürüleceksiniz. |
İnsan ikinci kez
dirilecektir. |
2 |
Bakara |
28 |
Diyanet |
Siz cansız (henüz yok) iken
sizi dirilten (dünyaya getiren) Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra
sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda O'na döndürüleceksiniz. |
İnsan İlişkilerinde kural:
Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Birbirinizi gıybet etmeyin |
49 |
Hucurat |
12 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Zannın birçoğundan
sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve
mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi
biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz!
Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok
merhamet edendir. |
İnsan İlişkilerinde kural:
Birbirinizle alay etmeyin, ayıplamayın, birbirinize lakap takmayın |
49 |
Hucurat |
11 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Bir
topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha
iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar
kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü)
lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe
etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.
|
İnsan İlişkilerinde kural:
Size gelen haberi araştırın. |
49 |
Hucurat |
6 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Size bir
fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza
pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.
|
İnsan kendi yolunu değiştirmedikçe
Allah'ta değiştirmez |
8 |
Enfal |
53 |
Diyanet |
Bunun sebebi şudur: Bir
toplum kendilerinde bulunan (iyi davranışlar)ı değiştirmedikçe, Allah onlara
verdiği bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla
bilendir. |
İnsan ların emrine bütün
kainat verilmiştir |
45 |
Casiye |
13 |
Diyanet |
Göklerdeki ve yerdeki her şeyi
kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen
bir toplum için deliller vardır. |
İnsan öldürme |
4 |
Nisa |
93 |
Diyanet |
Kim bir mü'mini kasten öldürürse,
cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş
ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. |
İnsan öldürme |
17 |
İbrahim |
33 |
Diyanet |
Haklı bir sebep olmadıkça,
Allah'ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse,
biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru
ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir.
|
İnsan rabbim Allah'tır diye
doğar; buluğ çağında iblis olgusu ilave edilir |
91 |
Şems |
7, 9 |
Diyanet |
Nefse ve onu düzgün bir biçimde
şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini)
ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. |
İnsan ve yönü; İnsana yön
tayin hakkı verilmiştir. |
10 |
Yunus |
108 |
Diyanet |
De ki: "Ey insanlar,
size Rabbinizden gerçek (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse,
ancak kendisi için girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben
sizden sorumlu değilim."
|
İnsan ve yönü; İnsana yön
tayin hakkı verilmiştir. |
10 |
Yunus |
99 |
Diyanet |
Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde
bulunanların hepsi elbette topyekûn iman ederlerdi. Böyle iken sen mi mü'min
olsunlar diye, insanları zorlayacaksın?
|
İnsan ve yönü; İnsanın İman
veya inkarı seçme hakkı vardır |
18 |
kehf |
29 |
Diyanet |
De ki: "Hak,
Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin." Biz
zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre
kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği
gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü
bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir.
|
İnsan ve yönü; Şükrü veya küfrü
seçme hakkı vardır |
76 |
İnsan |
3 |
Diyanet |
Şüphesiz biz onu (ömür boyu
yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek
ya da nankörlük ederek kat eder.
|
İnsan; Ahiretİ önemsenmiyor. |
75 |
Kıyamet |
20, 21 |
Diyanet |
Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
|
İnsan; Alay etmeyin, ayıplamayın,
lakap takmayın |
49 |
Hucurat |
11 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini
alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer
kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.
Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan
sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin
ta kendileridir. |
İnsan; Bazıları inanmadıkları
halde inandıklarını sanırlar |
2 |
Bakara |
8, 9 |
Diyanet |
İnsanlardan, inanmadıkları
hâlde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık" diyenler de vardır. Bunlar Allah'ı ve mü'minleri
aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir.
|
İnsan; Bu ayette insan hayatta değilken,
Allah ile insan arasında sözleşme işaret edilebilir. |
7 |
Araf |
172, 173 |
Diyanet |
Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının
sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak,
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit
olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü,
"Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir. Yahut, "Bizden önce
babalarımız Allah'a ortak koşmuşlar. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz. Şimdi
batılcıların işlediği yüzünden bizi helâk mı edeceksin?" dememeniz içindir.
|
İnsan; Bütün inançlara saygılı ol |
6 |
En'am |
108 |
Diyanet |
Onların, Allah'ı bırakıp
tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah'a söverler.
Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak
Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir. |
İnsan; Gelen musibetler kendi yaptıklarımızdan |
3 |
Al-i İmran |
165 |
Diyanet |
Onların (müşriklerin) başına
(Bedir'de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud'da) sizin başınıza
geldiğinde, "Bu, nereden başımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki:
"O (musibet), kendinizdendir." Şüphesiz Allah'ın gücü her şeye hakkıyla
yeter.
|
İnsan; Güleriz ağlanacak halimize |
53 |
Necm |
60 |
Muhammed Esed |
Ağlayacağınıza gülüyorsunuz; |
İnsan; Haberin doğruluğunu araştır. |
49 |
Hucurat |
6 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Size bir
fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza
pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın. |
İnsan; İnsan İlişkilerinde kural: İnsanların
arasını adaletle düzeltin |
49 |
Hucurat |
9 |
Diyanet |
Eğer inananlardan iki grup
birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi
aşarsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer
(Allah'ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara)
adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.
|
İnsan; insan Öldürmek |
5 |
Maide |
32 |
Diyanet |
Bundan dolayı İsrailoğullarına
(Kitap'ta) şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde
bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün
insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa,
sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık
deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da
(hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.
|
İnsan; İnsana kötülük geldiğinde sızlanır.
İyilik sonrası da cimrileşir |
70 |
Me'aric |
19, 20,
21 |
Muhammed Esed |
(Kural olarak,) başına bir
kötülük geldiği zaman sızlanmaya başlar, bir iyilik ile karşılaşınca
da onu bencilce (sahiplenip başka insanlardan) uzak tutar.
|
İnsan; İnsan'ı Allah bir fıtrat üzerine
yaratmıştır. |
30 |
Rum |
30 |
Diyanet |
Hakka yönelen bir kimse
olarak yüzünü dine çevir. Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah'ın yaratmasında hiçbir
değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru
dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
İnsan; İnsanı yer yüzünün halifesi
olsun diye yaratmıştır. |
2 |
Bakara |
30 |
Diyanet |
Hani, Rabbin meleklere,
"Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada
bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana
hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz." demişler. Allah da,
"Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti.
|
İnsan; İnsanın bir yaratılış amacı
var |
23 |
Muminun |
115 |
|
"Sizi boşuna yarattığımızı
ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?"
|
İnsan; İnsanın kaderini kendi çabasına
bağlıdır |
17 |
İsra |
13, 14 |
Diyanet |
Her insanın amelini boynuna
yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış
olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.
"Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter"
denilecektir.
|
İnsan; İnsanlar adaletli davranın |
49 |
Hucurat |
9 |
Diyanet |
Eğer inananlardan iki grup
birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi
aşarsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer
(Allah'ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara)
adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. |
İnsan; İnsanlar adil olsunlar |
57 |
Hadid |
27 |
Diyanet |
Andolsun, biz elçilerimizi
açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü)
indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç
ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık (ki insanlar ondan
yararlansınlar). Allah da kendisine ve Resûllerine gayba inanarak yardım
edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
|
İnsan; İnsanlar başlangıçta tek
bir ümmetti |
10 |
Yunus |
19 |
Diyanet |
İnsanlar (başlangıçta
tevhit inancına bağlı) tek bir ümmet idiler; sonra ayrılığa düştüler. Eğer
(azabın ertelenmesiyle ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş
olmasaydı, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında derhal hüküm verilir (işleri
bitirilir)di.
|
İnsan; İnsanlar bluğ çağına kadar
Rab'bim Allah'tır der. |
7 |
Araf |
172 |
Diyanet |
Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının
sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak,
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit
olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü,
"Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
|
İnsan; İnsanlar deneniyor |
76 |
İnsan |
3 |
Diyanet |
Şüphesiz
biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola
koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder. |
İnsan; İnsanlara yazıklar olsun |
107 |
Maun |
1….7 |
Diyanet |
Gördün mü, o hesap ve ceza
gününü yalanlayanı! İşte o, yetimi
itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. Yazıklar olsun o namaz kılanlara
ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş
yaparlar. Ufacık bir yardıma bile
engel olurlar.
|
İnsan; İnsanları çoğu inanmazlar |
5 |
Maide |
49 |
Diyanet |
Aralarında, Allah'ın
indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah'ın sana indirdiğinin
bir kısmından (Kur'an'ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer
yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir
musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.
|
İnsan; kendi kendine yettiğini
sandığında azar |
96 |
Alak |
6, 7 |
Diyanet |
Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için
mutlaka azgınlık eder. |
İnsan; Kesin bilgi sahibi olduğunuz
konuda tartışın |
3 |
Al-i İmran |
66 |
Diyanet |
- İşte siz böyle
kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç
bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz
bilmezsiniz. |
İnsan; Kesin bilgi sahibi olmadığının
peşine düşme |
17 |
İsra |
36 |
Diyanet |
Hakkında kesin bilgi sahibi
olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan
sorumludur.
|
İnsan; Niçin yaratıldı. |
67 |
Mülk |
2 |
Diyanet |
O, hanginizin daha güzel
amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç
sahibidir, çok bağışlayandır.
|
İnsan; Yumuşak ve hoşgörülü ol. |
3 |
Al-i İmran |
159 |
Diyanet |
Allah'ın rahmeti sayesinde
sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar
senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için
Allah'tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar
verip azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz
Allah, tevekkül edenleri sever.
|
İnsan; Zandan sakının |
49 |
Hucurat |
12 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının.
Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini
araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin
etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten
sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. |
İnsan; Arslandan kaçan
zebra gibidirler |
74 |
Müddessir |
49, 50, 51 |
Diyanet |
Böyle iken onlara ne oluyor
da, öğütten yüz çeviriyorlar? Onlar sanki arslandan kaçan
yaban eşekleridirler.
|
İnsan; Hemcinslerine karşı
hassas ol |
4 |
Nisa |
86 |
Diyanet |
Size bir selâm verildiği
zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin. Şüphesiz Allah,
her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.
|
İnsan; İnançlarında ayrılık
içerisindeler |
51 |
Zariyat |
8 |
Diyanet |
Siz (ey insanlar,) neye
inanılacağı konusunda derin bir ayrılık içindesiniz. |
İnsan; İnsanlarda ki farklılık
Allah'ın Yasasıdır. |
11 |
Hud |
118 |
Abdulbaki Gölpınar |
Rabbin dileseydi insanları
bir tek ümmet haline getirirdi, fakat onlar, aykırılığa düşmekten bir türlü
kurtulamazlar.
|
İnsan; İnsanoğlu bir sinek
bile yaratamaz |
22 |
Hac |
73 |
Diyanet |
Ey insanlar! Size bir örnek
verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir
sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek
onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, istenen
de.
|
İnsan; Nankördür |
100 |
Adiyat |
6, 7, 8 |
Diyanet |
Andolsun ki, insan gerçekten
Rabbine karşı pek nankördür.
|
İnsanın yaratılışın da uzun
zaman geçti |
76 |
İnsan |
1 |
Diyanet |
İnsan (henüz) anılır bir şey
değilken üzerinden uzunca bir zaman geçti. |
İnsanlar dan orta yoldan
gidenler |
25 |
Furkan |
67 |
59 |
Onlar, harcadıklarında ne
israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli
bir harcamadır.
|
İnsanlar denenmek için
yaratıldı |
5 |
Maide |
94 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Andolsun,
Allah sizleri, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile
elbette deneyecek ki, görmediği hâlde kendisinden korkanı ayırıp meydana çıkarsın.
Kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini tecavüz ederse, ona elem dolu bir
azap vardır. |
İnsanlar genellikle kendi
kendilerine yettiklerini hissettikçe Allah'tan uzaklaşırlar |
17 |
İsra |
67 |
Diyanet |
Denizde size bir sıkıntı
dokunduğunda bütün taptıklarınız (sizi yüzüstü bırakıp) kaybolur, yalnız
Allah kalır. Fakat sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. Zaten
insan çok nankördür. |
İnsanlar siz iki güzellik dışında
başkasını mı bekliyor sunuz? |
9 |
Tevbe |
52 |
Diyanet |
De ki: "Bizim için
siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini
bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle
size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de
sizinle birlikte beklemekteyiz." |
İnsanlar tek bir ümmetti |
2 |
Bakara |
213 |
Diyanet |
İnsanlar tek bir ümmetti.
Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve
beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında
hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler
geldikt |
İnsanlar tek yol seçmek
zorundadır |
33 |
Ahzap |
4 |
Diyanet |
Allah, hiçbir adamın içine
iki kalp koymamıştır. Kendilerine zıhâr
yaptığınız eşlerinizi de anneleriniz yapmamıştır. Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır. Bu,
sizin ağızlarınızla söylediğiniz (fakat gerçekliği olmayan) sözünüzdür. Allah
ise gerçeği söyler ve doğru yola iletir. |
İnsanlar ve nebiler dünyada
halife kılındı. |
6 |
En'am |
165 |
Diyanet |
O, sizi yeryüzünde
halifeler (oraya hâkim kimseler) yapan, size verdiği nimetler konusunda sizi
sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır. Şüphesiz Rabbin,
cezası çabuk olandır. Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet
edendir. |
İnsanlar ve nebiler dünyada
halife kılındı. |
38 |
Sad |
26 |
Diyanet |
Ya Davud! muhakkak ki biz
seni Arzda bir halîfe kıldık, imdi nâs arasında hakk ile hukmet de (keyfe)
hevaya tabi' olma ki seni Allah yolundan sapıtmasın, çünkü Allah yolundan
sapanlar hisab gününü unuttukları cihetle kendilerine pek şiddetli bir azâb
vardır
|
İnsanlar ya iblisin
yolundan, ya orta yoldan ya da takva yolundan gider |
35 |
Fatır |
32 |
Diyanet |
Sonra biz, o kitabı kullarımızdan
seçtiğimiz kimselere (Muhammed'in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan
kendine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan
Allah'ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur. |
İnsanlar zürriyet
verilmeden önce Rabbim Allah diye yaratılmıştı |
7 |
Araf |
172 |
Diyanet |
Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının
sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak,
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit
olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü,
"Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir. |
İnsanlara basiretler
verildi. |
6 |
En'am |
104 |
Diyanet |
Rabbinizden size gerçekleri
gösteren deliller (akıl, mantık, anlama, kavrama kabiliyeti, zeka vb.) geldi. Artık kim gözünü açar hakkı
idrak ederse kendi yararına, kim de (hakkın karşısında) körlük ederse kendi
zararınadır. Ben başınızda bekçi değilim. |
İnsanlara sunulan emanet göklere,
yere dağa sunuldu, korktular |
33 |
Ahzap |
72 |
Diyanet |
Şüphesiz biz emaneti göklere,
yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler.
Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir. |
İnsanlarda sevgi şefkat
ayetleri olduğu gibi öfke gazap ayetleri de vardır. |
51 |
Zariyat |
20-21 |
Ali Bulaç |
Yeryüzünde kesin bir
bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır. Ve kendi nefislerinizde de.
Yine de görmüyor musunuz? |
İnsanlardan takva yönünde
gidenler |
59 |
Haşr |
9 |
Diyanet |
Onlardan (muhacirlerden) önce
o yurda (Medine'ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar,
hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık
duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları
kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa,
işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
İnsanları Allah isteseydi
tek bir ümmet yapardı. |
5 |
Maide |
48 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) Sana da o
Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici
olarak indirdik. Artık, Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana
gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat
ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı.
Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise
iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş
olduğunuz şeyleri size bildirecektir. |
İnsanları en güzel biçimde
yarattık |
95 |
Tin |
4 |
Diyanet |
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde
yarattık.
|
İnsanları en güzel biçimde
yarattık |
64 |
Tegabut |
3 |
Diyanet |
Gökleri ve yeri hak ve
hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel
yaptı. Dönüş yalnız O'nadır.
|
İnsanları en güzel biçimde
yarattık |
32 |
Secde |
7 |
Diyanet |
O ki, yarattığı her şeyi güzel
yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.
|
İnsanların bin yılı Allah
katında bir gündür. |
22 |
Hac |
47 |
Diyanet |
Bir de senden acele azap
istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va'dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde
bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir. |
İnsanların tamamı birleşse
de sinek bile yaratamaz |
22 |
Hac |
73 |
Diyanet |
Ey insanlar! Size bir örnek
verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir
sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek
onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, istenen
de. |
İnsanların yaradılışlarında
değişiklik yapanlar |
4 |
Nisa |
119 |
Diyanet |
Onları mutlaka saptıracağım,
mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için)
hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah'ın
yarattığını değiştirecekler. Kim
Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür. |
İnsanların yaradılışta
Rabbim Allah'tır derler. |
7 |
Araf |
172 |
Diyanet |
Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının
sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak,
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit
olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü,
"Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
|
İnsanların yaratılış amacı
denenmeleri içindir. |
5 |
Maide |
48 |
Diyanet |
(Ey Muhammed!) Sana da o
Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici
olarak indirdik. Artık, Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana
gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat
ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı.
Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise
iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş
olduğunuz şeyleri size bildirecektir.
|
İnsanların yaratılış amacı
denenmeleri içindir. |
76 |
İnsan |
3 |
Diyanet |
Şüphesiz biz onu (ömür boyu
yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek
ya da nankörlük ederek kat eder. |
İnşaAllah demeden yapacağını
söyleme |
18 |
Kehf |
23, 24 |
Suat Yıldırım |
Hiçbir konuda: Allah'ın
dilemesine bağlamaksızın, "Ben yarın mutlaka şöyle şöyle yapacağım"
deme! Bunu unuttuğun takdirde Allah'ı zikret ve: "Umarım ki Rabbim, doğru
olma yönünden beni daha isabetli davranışa muvaffak kılar" de.
|
İsa öldü |
5 |
Maide |
117 |
Ali Bulaç |
Ben onlara bana
emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu:) 'Benim de
Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' Onların içinde kaldığım
sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde,
üzerlerindeki gözetleyici Sen'din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın. |
İsa öldü |
3 |
Al-i İmran |
55 |
Diyanet |
Hani Allah şöyle buyurmuştu:
"Ey İsa! Şüphesiz, senin hayatına ben son vereceğim. Seni kendime
yükselteceğim. Seni inkâr edenlerden kurtararak temizleyeceğim ve sana
uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz
yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim." |
İsa, adem (insanlar topluluğu)
nasıl yaratılmışsa öyle yaratılmıştır. Babasız değildir. |
3 |
Al-i İmran |
59 |
Mustafa İslamoğlu |
Allah katında İsa'nın
durumu Adem'in durumu gibidir. Allah onu toprak türünden yarattı, ardından
ona "Ol!" dedi; o da oluş sürecine girdi. |
İsa'nın babasız oluşu yaratılışta
bir uyumsuzluk oluşturur. Yaratılış yasasına ters olurdu. |
67 |
Mülk |
3, 4 |
Diyanet |
O, yedi göğü tabaka tabaka
yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha
bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?Sonra tekrar tekrar bak;
bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin hâlde
sana dönecektir. |
İsa'ya hakkıyla iman
edenler Müslümandır. |
3 |
Al-i İmran |
52 |
Diyanet |
İsa, onların inkârlarını
sezince, "Allah yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havariler,
"Biziz Allah yolunun yardımcıları. Allah'a iman ettik. Şahit ol, biz müslümanlarız"
dediler.
|
İsimlerin en güzeli Allah ındır. |
7 |
Araf |
180 |
Diyanet |
En güzel isimler Allah'ındır.
O'na o güzel isimleriyle dua edin ve O'nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları
bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır. |
İsraf etmeyin. |
7 |
Araf |
31 |
Diyanet |
Ey Âdemoğulları! Her
mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf
etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. |
İsteyen hidayete ereceği
yolu seçer, isteyen sapacağı diğer yolu seçer |
6 |
En'am |
125 |
Diyanet |
Allah, her kimi doğruya
erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun
da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap
(ve sıkıntıyı) işte böyle verir. |
İtaat |
47 |
Muhammed |
33 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Allah'a
itaat edin, Resül'e itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın.
|
İyilik Allah'tan kötülük kendindendir. |
4 |
Nisa |
79 |
Diyanet |
Sana ne iyilik gelirse
Allah'tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni
insanlara bir resul olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.
|
İyilik Allah'tan kötülük
kendindendir |
4 |
Nisa |
78-79 |
Diyanet |
Şüphesiz biz emaneti göklere,
yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler.
Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir. Sana ne iyilik
gelirse Allah'tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!)
Seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.
|
İyilik de Allah'tan kötülük de |
4 |
Nisa |
78 |
Diyanet |
Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde
bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, "Bu,
Allah'tandır" derler. Onlara bir kötülük gelirse, "Bu, senin yüzündendir"
derler. (Ey Muhammed!) De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne
oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!
|
İyilik de kötülükte yapan
kendisine yapar. |
45 |
Casiye |
15 |
Diyanet |
Kim salih bir amel işlerse,
kendi lehine işlemiş olur. Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış
olur. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.
|
İyilikte yardımlaşın |
5 |
Maide |
2 |
Diyanet |
Ey iman edenler! Allah'ın
(koyduğu din) nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, (bu kurbanlıklara takılı)
gerdanlıklara ve de Rab'lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâ'be'ye
gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda (isterseniz) avlanın.
Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın
ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva (Allah'a karşı gelmekten
sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın.
Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah'ın cezası çok şiddetlidir. |
Her şey Yüce Allah'ın dinine zerre kadar katıksız, arı duru, tertemiz, halis inançla İSLAM'ın yaşanması için...
SEÇİLMİŞ AYETLER (I), (İ)
Çocukluğumuzdan gençliğime kadar ki arada Buhari'nin hadis kitabını okudum.
Kur'an'ın mealini okuma alışkanlığımız yoktu. Okuyanlar anlamını bilmeden okuyorlardı. Okuduklarını da ölülerine ikramda bulunuyorlardı.
Sonra camilerde ve cemaatlerde yapılan sohbetlere gitmeye başladım. Bütün cemaatleri girdim, çıktım. Bir cemaatlerin diğer cemaatin arkasından konuşmalarına tahammül edemezdim. Her cemaatin Allah'a doğru farklı yollardan gittiklerini, sonuçta gidecekleri nokta aynı diye savunurdum. İstiyordum ki müslümanlar kenetlensin.
50 yaşlarının sonlarında Kur'an'ı tecvitli okumayı öğrendim. Makamlarla okuyordum. İyi de geliyordu. Haz da alıyordum.
Kur'an'ı bitirdiğimde hoca "sadak Allah'ül azim" dememi söyledi. Mealini sordum. "Allah Doğru Söyledi." Dedi.
Mutlaka doğru söyledi de ne söyledi? "..........."
Arapça okumayı reddetmiyorum. Mutlaka Arapçası da okunmalı. Fakat Allah'ın mesajlarına daha çok ihtiyacımız var. Kur'an'ı yaşamımıza sokmalıyız. Allah bizi Kur'an dan imtihan edecek...
Yorumlarımda;
Doğrular Allah'ın yanlışlar benimdir. Allah cümlemizi doğru yoldan ayırmasın.
Aydın ORHON
Gayri Metluv Vahiy ve Nebi-Resul İtaati: Kur’an Temelli Doğru Anlayış Gel, bugün Kur’an merkezli bir meseleye birlikte bakalım: Resu...
-
HADİS İNKÂRCILARI KİM? İnsanlar Allah’ın kitabına hakkıyla iman eden kişilere meâlciler, hadis inkârcısı vb. gibi isimler tak...
-
MELEKLER Bilim insanlarının açıklamalarına göre, dünyanın oluşumu, "Big Bang" adı verilen bir patlama ile birlikte yaklaşık 13.9 m...