Faiz Haramdır Denilebilir mi?



Faiz, Riba Nedir?



Kur’an’ı incelediğimizde, “riba-faiz” arasındaki kavram kargaşasını açıkça görebiliriz. Şimdi size “Faiz haram değildir?” desem; kitabı kapatıp bir kenara atarsınız. Onu demiyorum; fakat lütfen sonuna kadar okuyalım:



Sırf servetinizi arttırmak için, başkalarından elde edeceğiniz herhangi bir riba, Allah’a göre tefecilik kazancı olan bir artış sayılmaktadır. Takva yolunda ilerleyenler için de, Yüce Allah katında kat kat artış sayılmaktadır. Tefecilikle kazanılan para Kur’an’da faiz değil, riba olarak geçmektedir.



Ribayı incelemeye başlayalım… Riba “artış” anlamına gelmektedir. İnfak da olan artışın tam zıttı bir artıştır. Emeksiz kazançtır. İnsanlar mallarının artacağını sanarak riba satmakta veya almaktadırlar. Hâlbuki Yüce Allah ribanın kendi katında artmayacağını dikkat çekmektedir. Riba başkasının ihtiyacını istismar etmektir.



Meallerde genellikle riba, faiz olarak çevrilmiştir. Aşağıda da göreceğiniz gibi bu çeviri yanlıştır. Birlikte “riba” geçen birkaç ayeti inceleyelim.

Rum Suresi 39. Ayet:
وَمَا اٰتَيْتُمْ مِنْ رِبًا لِيَرْبُوَا فٖى اَمْوَالِ النَّاسِ فَلَا يَرْبُوا عِنْدَ اللّٰهِ وَمَا اٰتَيْتُمْ مِنْ زَكٰوةٍ تُرٖيدُونَ وَجْهَ اللّٰهِ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْمُضْعِفُونَ
Ve mâ âteytum mir
ribel liyerbuve fî emvâlin nâsi felâ yerbû ındallâh, ve mâ âteytum min zekâtin turîdûne vechallâhi feulâike humul mud'ıfûn.
Ve (unutmayın! Başka) insanların malvarlığı sayesinde, artsın diye ribayla verdikleriniz (size) Allah katında bir artış sağlamaz. Oysa, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için karşılıksız verdikleriniz (O'nun tarafından bereketlendirilir,) işte onlar, (bu şekilde Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler,) ödüllerini kat kat artıranlardır!



Nisa Suresi 161. Ayet:
وَاَخْذِهِمُ الرِّبٰوا وَقَدْ نُهُوا عَنْهُ وَاَكْلِهِمْ اَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَاَعْتَدْنَا لِلْكَافِرٖينَ مِنْهُمْ عَذَابًا اَلٖيمًا
Ve ahzihimur ribâ ve gad nuhû anhu ve eklihim emvâlen nâsi bil bâtıl, ve ağtednâ lilkâfirîne minhum azâben elîmâ.
Ondan nehyedildikleri halde
riba almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle (öyle yaptık.) Onlardan kâfir olanlara pek acıklı bir azap hazırlamışızdır.



Bakara Suresi 275. Ayet:
اَلَّذٖينَ يَاْكُلُونَ الرِّبٰوا لَا يَقُومُونَ اِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذٖى يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَالُوا اِنَّمَاالْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبٰوا وَاَحَلَّ اللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبٰوا فَمَنْ جَاءَهُ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّهٖ فَانْتَهٰى فَلَهُ مَا سَلَفَ وَاَمْرُهُ اِلَى اللّٰهِ وَمَنْ عَادَ فَاُولٰئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ
Ellezîne yeé'kulûner
ribâ lâ yegûmûne illâ kemâ yegûmullezî yetehabbetuhuş şeytânu minel mess, zâlike biennehum gâlû innemel bey'u mislur ribâ, ve ehallallâhul bey'a ve harramer ribâ, femen câehû mev'ızatum mir rabbihî fentehâ felehû mâ selef, ve emruhû ilallâh, ve men âde feulâike ashabun nâr, hum fîhâ halidûn.
Riba yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak riba gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (ribaya) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (ribaya) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.



Bakara Suresi 276. Ayet:
يَمْحَقُ اللّٰهُ الرِّبٰوا وَيُرْبِى الصَّدَقَاتِ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ كَفَّارٍ اَثٖيمٍ
Yemhagullâhur
ribâ ve yurbis sadegât, vallâhu la yuhıbbu kulle keffârin esîm.
Allah,
ribayı yok eder de, sadakaları arttırır. Allah, günahkâr kâfirlerin hiç birini sevmez.



Bakara Suresi 278. Ayet:
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِىَ مِنَ الرِّبٰوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنٖينَ
Yâ eyyuhellezîne âmenuttegullâhe vezerû mâ begıye miner
ribâ in kuntum mué'minîn.
Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve eğer inanmışsanız, ribadan artakalanı bırakın.

Hemen bir sonraki ayete bakalım. Eğer biz riba gibi bir yanlışlığın içerisine girersek Yüce Allah’a karşı savaş açmışız demektir. Allah’a savaş açma tehlikesinde yaptığımız eylemin adı ribadır.



Bakara Suresi 279. Ayet:
فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَاْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَاِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُسُ اَمْوَالِكُمْ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ
Feil lem tef'alû feé'zenû biharbim minallâhi ve rasûlih, ve in tubtum felekum ruûsu emvâlikum, lâ tazlimûne ve lâ tuzlemûn.
Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resulüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.



Yukarıdaki ayetlerde ribanın faizle alakasının olmadığını açıkça gördük. Bizim bildiğimiz “faiz” kelimesinin Kur’an’daki karşılığı “riba”dır. Biz ribaya bulaşırsak Allah’a savaş açmışız demektir. Riba dinimizce haramdır. Çoğu meallerde bu riba kelimesinin karşılığına faiz tanımlaması yapılmıştır. Bazı mealciler de “riba” olarak yazıp önüne parantez içerisinde (faiz) kelimesini koymuşlardır.



Şöyle de düşünmeyelim. “Ne olmuş yani; adı riba olsa ne olur, faiz olsa ne olur? Bankadan, tefeciden alınan para da satılan para da haramdır.” Size hak vermek isterdim. Söyleminizin doğru yanları da yok değil, ancak “faiz haramdır.” diyemezsiniz…

Şimdi faiz kelimesini inceleyelim…



Faiz: Allah’tan korkup sakınan, sabretmesini bilen, iman eden, mallarıyla canlarıyla cihat edenlere, Yüce Allah’ın din gününde kat kat fazlasını iade edeceğini taahhüt etmiş olduğu kavramın karşılığıdır. Kısaca cennet ehli insanlara verilen isimdir.

Konuyla ilgili ilk ayetlerle devam edelim…



Tevbe Suresi 20. Ayet:
اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ اَعْظَمُ دَرَجَةً عِنْدَ اللّٰهِ وَاُولٰئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ
Ellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi biemvâlihim ve enfusihim ağzamu deraceten ındallâh, ve ulâike humul
fâizûn.
(Ama) inanan, zulüm ve kötülük diyarını terk eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla her türlü çabayı gösteren kimseler(e gelince,) Allah katında en yüksek onur payesi onlarındır; ve onlardır, (sonunda) kazanacak olan!



Nur Suresi 52. Ayet:
وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللّٰهَ وَيَتَّقْهِ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ
Ve mey yutııllâhe ve rasûlehû ve yahşallâhe ve yettaghi feulâike humul fâizûn.
Kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse ve Allah'tan korkup O'ndan sakınırsa, işte '
kurtuluşa ve mutluluğa' erenler bunlardır.



Haşr Suresi 20. Ayet:
لَا يَسْتَوٖى اَصْحَابُ النَّارِ وَاَصْحَابُ الْجَنَّةِ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَائِزُونَ
Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cenneh, ashâbul cenneti humul fâizûn.
Ateş halkı ile cennet halkı bir olmaz. Cennet halkı '
umduklarına kavuşup mutluluk içinde olanlardır.'



Muminun Suresi 111. Ayet:
اِنّٖى جَزَيْتُهُمُ الْيَوْمَ بِمَا صَبَرُوا اَنَّهُمْ هُمُ الْفَائِزُونَ
İnnî cezeytuhumul yevme bimâ saberû ennehum humul
fâizûn.
Bugün ben, gerçekten onların sabretmelerinin karşılığını verdim.
Şüphesiz onlar, 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenlerdir.



Bu ayetlerden sonra “faiz haramdır.” diyebilir misiniz? Böyle bir şey söylersek “Cennet ehli olmak haramdır.” anlamı taşıyacağı için, büyük bir hata yapmış oluruz. Bu, Kur’an’ın ne kadar terkedilmiş olduğunun ispatıdır. Bu kadar basit bir karmaşa bile gün yüzüne çıkamıyor. Arapların çocuklarına “faiz” ismi konulduğu hakkında duyum aldım. Araştırdım: www.ismicaizmi.com adresinde “faiz” ismine baktım, anlamı: “Feyz bulan, muradına ulaşan, başarı kazanan” diye açıklanmış.



Bugün bildiğimiz “faiz” kelimesi yerine “riba” kelimesini kullanmalıyız. Para alıp satma işinin gerçek adı ribacılıktır. Asıl haram olan faiz değil, ribadır.



Doğrularım Allah’ın, yanlışlarım benimdir…


Aydın ORHON




  Kur’an Bütünlüğünde Melek Anlayışı – Derinlemesine İnceleme Bilim insanlarının açıklamalarına göre, evrenin başlangıcı yaklaşık 13.8 mil...