Allah ve İlahlar?

Allah ve İlahlar?



Günümüzde pek çok insan, Yüce Allah'ın kitabını anladığı dilden okumak yerine: Allah hakkında yalan uyduran kişilerin peşinden gitmektedir. Oysa Kur'an, tüm insanlığa bireysel olarak inmiştir ve her birey ondan sorumludur (Necm, 53:44). İslam inancına ve akla ters düşmesine rağmen, uydurulmuş bilgileri din diye yaşamak: Allah'tan başka ilah edinmekten başka bir şey değildir (İsra, 17:22). Unutulmamalıdır ki: Ahiret gününde Kur'an'dan hesaba çekileceğiz (Zuhruf, 43:44).



Bazı insanlar, Allah ile birlikte başka varlıkları veya güçleri de kendilerine veli edinirler. Bunların durumu: Kendine ev edinen örümceğin durumuna benzer. Evlerin en dayanıksız olanı: Örümcek evidir (Ankebut, 29:41). Halbuki bizi yaratan Yüce Allah, bize şah damarımızdan daha yakındır (Kaf, 50:16). Yaratanın bizlere bu kadar yakın olmasına rağmen: Bazıları kendilerini O'na yaklaştırmak ümidiyle Allah'tan başka ilahlar edinirler. Elbette ahiret gününde: Bu ilahların kendilerine fayda sağlayıp sağlamadığını göreceklerdir. Çünkü o gün yüzüstü bırakılacaklardır. Bu yaptıkları: Kendilerini kandırmaktan ve aldatmaktan başka bir şey değildir (Ahkaf, 46:28).



Rabbimiz, ancak açık ve gizli çirkin işleri: Günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır (Araf, 7:33). Lokman Suresi'nin 13. ayetinde ise Lokman'ın, oğluna öğüt verirken şöyle dediği aktarılır: "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak şüphesiz ki şirktir: Elbette büyük bir zulümdür."



Şirk: Allah'tan başkasına itaattir. Nitekim inkârcılar ahirette şöyle diyeceklerdir: "Rabbimiz! Biz, liderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik ama onlar bizi yoldan saptırdılar" (Ahzab, 33:67). Onlar: Allah'ı bırakıp, hakkında Allah'ın hiçbir delil indirmediği ve kendilerinin de hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Oysa zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur (Hac, 22:71). Kıyamet günü gelip çattığında ise: Onlara: "Allah şunu yasakladı diye tanıklık yapacak şahitlerinizi getirin" denilecektir (En'am, 6:150).



Yüce Allah, bazı kullarına üstün meziyetler vermiştir. İşte bu: Allah'ın hidayetidir: O, bununla kullarından dilediğini (layık olanı) ona ulaştırır. Eğer onlar: Allah'tan başka otoritelere ilahlık yakıştırmış olsalardı, o ana kadar yaptıkları bütün iyi işler gerçekten boşa gitmiş olurdu (En'am, 6:87-88).



Allah'a yalan uydurandan veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir ki! Onlara: Kitapta yazılı olan azaptan payları ulaşacaktır. Sonunda: Canlarını almakla görevli elçilerimiz (melekler) onlara geldiğinde: "Allah'ı bırakıp yalvardıklarınız nerede?" diyeceklerdir. Onlar da kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederek: "Onlar bizden kaybolup gitmişler!" diyeceklerdir (Araf, 7:37). Şüphesiz ki Allah: Kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz: Diğer günahları ise dilediği (layık olan) kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kişi: Büyük bir günahla iftira etmiş olur (Nisa, 4:48).

Onlar: Bir çirkinlik yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti" derler. Oysa Allah: Çirkinliği emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? (Araf, 7:28)



Onlar: Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda sağlayabilecek şeylere tapıyorlar ve "Bunlar: Allah katında bizim şefaatçilerimizdir" diyorlar. De ki: "Siz Allah'a: Göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? O: Onların ortak koştuklarından münezzehtir ve yücedir" (Yunus, 10:18).



Yüce Allah'ın dünyada verdiği bütün nimetleri bırakıp: O'nun huzuruna döndüğümüzde: Onlara şöyle sorulacaktır: "Ortaklarımız nerede? Hani size şefaat edeceklerdi?" Şüphesiz ki ilişkiniz kesilmiş ve şefaatçi ilah sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir (En'am, 6:94).



Allah şöyle diyecektir: "Sizden önce geçmiş cehennemlik cin ve insan toplulukları arasında siz de ateşe girin!" Her topluluk ateşe girdikçe yoldaşlarına lanet edecektir. Sonunda hepsi birbiri ardınca cehennemde toplanınca: Sonrakiler önce giren önderleri için "Rabbimiz! Bizi işte bunlar saptırdılar! Onlara kat kat ateş azabı ver!" diyeceklerdir. Allah da "Zaten herkes için kat kat azap vardır: Fakat siz bilmezsiniz!" cevabını verecektir (Araf, 7:38).



Yüce Allah'a sık sık dua edelim ki: Dualarımıza Rabb'imiz cevap versin (Mü'min, 40:60). Kur'an'dan benim anladığım kadarıyla: Dua bir ibadet biçimidir ve Allah'ın duaya icabet etmesi: Ahiret gününde mükâfatlandırmasıdır. Çünkü insanlar bazen hayır sanarak şerri de isteyebilirler (İsra, 17:11). Gerçek dua ancak O'nadır. O'ndan başka yalvardıkları ise: Onların isteklerine ancak: Ağzına ulaşmayacağı halde: Ulaşsın diye avuçlarını suya uzatan kimsenin isteğine suyun cevap verdiği kadar cevap verirler. Kâfirlerin duası daima boşa çıkar (Ra'd, 13:14).



Doğrularım Allah'ın: Yanlışlarım benimdir.


Aydın Orhon
aydinorhon



  Kur’an Bütünlüğünde Melek Anlayışı – Derinlemesine İnceleme Bilim insanlarının açıklamalarına göre, evrenin başlangıcı yaklaşık 13.8 mil...