HADİS İNKARCILARI

HADİS İNKÂRCILARI KİM?

             İnsanlar Allah’ın kitabına hakkıyla iman eden kişilere meâlciler, hadis inkârcısı vb. gibi isimler takıyorlar. Hadis bildiğiniz “söz” demektir. Benim sözüm, sizin sözünüz gibi… Birbirine çelişkili Sevgili Muhammed’imize isnat edilen Nebi Muhammed’in ölümünden 200-250 yıl sonra ortaya atılmış sözler var. Yukardaki söylemlerin sahipleri dinlerini bu söylemlere göre yaşıyorlar. Kur’an’a ters düşen hadis olursa da Kur’an’ı bu hadise göre uyarlamaktan çekinmiyorlar. Gerçek söz (hadis) Yüce Allah’ındır.
            Dinimizi mezheplere, meşreplere, fırkalara ve cemaatlere bölünmüştür. Yüce Allah’ın yasasının değişmez ve tek olması sebebiyle bu kişiler şirke bulaşmışlardır.

En’am Suresi 22,23. Âyet:
Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki: 'Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız?'
 (Bundan) Sonra onların: 'Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müşriklerden değildik' demelerinden başka bir fitneleri olmadı (kalmadı.)

           
Yüce Allah’ın Resulü döneminde Kur’an İslam’ı yaşanıyordu. Nebi Muhammed’in ölümünden 60 yıl sonra dinimize yamama harekâtı başlamıştır. Her yamacı farklı görüşte olduğu için, doğal olarak her liderin de ayrı taraftarı olmuştur. Türeyen rivayet İslam’ı, hakikati gölgeleme operasyonunun düğmesine basmıştır. Sonuç malum. Uydurulmalarla parçalanmış bölük pörçük oluşmuş bir din çıkmış ortaya. Kur’an bunları reddediyor. (3/105)
En’am Suresi 169. Âyet:
Dinlerini bölük bölük edip her biri bir kişinin taraftarı olmuş olanlar var ya, sen hiçbir konuda onlardan olamazsın. Onların işi Yüce Allah’a kalmıştır. Daha sonra Yüce Allah, onların yaptıklarını kendilerine bildirecektir.

            Ehlisünnet imamları kendi koydukları “icma” ilkesini çiğnemişlerdir. Yüce Allah’ın yasası tek olmasına rağmen mezheplerle dörde bölmüşlerdir. Ehli hadis âlimleri hangi hadisin sahih veya sahih olmaması konususun da anlaşamamışlardır. Farklılıklar yüzünde âlimler çok saldırıya uğramıştır. Tabari, bu farklılıklar yüzünden evinde taşlanarak öldürülmüştür. Hâlbuki Yüce Allah kitabında her şeyi detaylarıyla açıklamıştır. (17/12) Haram olanları belirten bir Âyetle devam edelim:
Bakara Suresi 173. Âyet:
O, size ölüyü (leşi)kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (2/85, 2/188, 2/275, 2/276, 4/23, 5/42, 5/96,  7/32, 7/33, 7/50, 7/150, 9/29, 25/68)

                Âyette haram olanlar, belirtiliyor. Bunlar dışında ne varsa helâldir. Yüce Allah “zorda kalırsanız haram kıldıklarım da o an için helâldir.“ diyor. Fakat mezhep imamlarından birisinin haram dediğine diğeri helâl diyebiliyor. Dolayısıyla Yüce Allah’ın helâl dediklerine de haram demiş oluyorlar.
Aşağıda sadece bir örnek veriyorum. Çizelgenin devamı olan yetmiş adet farklı (çelişkili) mezhep inancı makalenin sonunda göreceksiniz.

MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLILIKLAR

Kırlangıç eti yemenin hükmü nedir?
Hanefi: Helâl – Maliki: Helâl – Şafii: Haram – Hambeli: Haram
Uzatmamak adına bir tane paylaştım. Dünya kadar çoğaltabiliriz.
            Şimdi mezhep imamlarının kendi aralarında ve hadis toplayanlarla aralarında olan diyaloglara göz atalım:
Aşağıda okuyacağınız sözler, İmam Buhari’nin Ebu Hanife hakkındaki söylemleridir.
1- “Güvenilmez Adam.” (Tarihul Kebir c. 8 s.81)

2- “Sapık Mürcie Mezhebinin Mensubu.” (Tarihul Evsat c.2 s.93)
3- “Küfründen dönmesi için iki defa tövbeye çağrılan adam.” (Kitabuz Zuafa s.132)
           
Bir diğer Mezhep İmamı olan İmam Malik ise şöyle demiştir:
“Ebu Hanife, İslam bünyesinde doğan en şerir varlıktır. Bu ümmete, fikirleri yerine kılıçla vursaydı daha iyi olurdu.” (El İntika s.150)
            Ehl-i Sunnet için meşhur olan, ünlü Muhaddis, alim ve Fakih, Süfyan bin Uyeyne, Ebu Hanifenin Ölüm haberi kendisine gelince, kendisi İmam Buhari’den geri kalmayarak şöyle demiştir: “Allah ona lanet etsin! İslam’ın can damarlarını, bir, bir kopardı. Müslümanlar arasında ondan daha şerir biri doğmamıştır.” (İbni Abdulbirr, El İntika s.149-150) İbnül Carud ise Ebu Hanifeyi tanıtırken şu korkunç sözü söylüyor: “Müslüman olup olmadığı tartışmalıdır.” (El İntika s.150)
            Böyle söylemlerle de dine hizmet ettiklerini sanmışlardır. İmam-ı Azam “Ebu Hanife” Abbasilere boyun eğmediği için hapsedildi. İşkence edildi. Sonra da zehirlenerek öldürüldü. Yukardaki söylemlerin muhatabı olması, ve ölümünün sebebi Kur’an Müslümanı olmasıydı. Şu an adına kurulan mezhepten haberi bile olmadığı kanaatindeyim.

Rum Suresi 32. Âyet:
(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.
             Çoğunluğun yolundan gittiği hadis kitaplarından doğruyu yanlıştan ayırmanız zordur. Çünkü birisinin ak dediğine, diğeri kara demiştir. Bir tek yol vardır. O da Kur’an’dır. İlle de hadis deniliyorsa Kur’an mihenk taşı gibi kullanılmalıdır. Sözün doğru olup olmadığını ancak Kur’an’dan tespit edebiliriz. Çünkü Kur’an Yüce Allah’ın kelamının mealidir. Hadisin aslı Kur’an’dır.
            Rivayetler, kulaktan dolma, çoğu da siyasi, ekonomik olarak sonradan uydurulmuş kulaktan kulağa geçerken de değişime uğramış sözlerdir. Kur’an’a verilmesi gereken ehemmiyet ona gösterilmemiştir. Hz. Muhammed sağlığında bir şeyler yazanları görmüş, başta yazılmasına kendisi karşı çıkmıştır.   
           
Gençlik dönemimde, hafta sonları
arkadaşlarla minibüs kiralayıp, günü birlik gezerdik. Yolculuk esnasında en arka koltukta oturan arkadaşlardan birisi yanındakinin kulağına bir cümle söylerdi. O cümle kulaktan kulağa en ön sıraya kadar gelirdi. Ön sırada ki arkadaş kulağına söylenenden anladığını yüksek sesle tekrar ederdi. İlk söylenenle, son söylenen arasında korkunç farklılık vardı. Gülüşürdük…
            Hz Ömer döneminde yazmaya kalkışan Ebu Hureyye’yi Hz Ömer’in çok kez ikaz ettiği hatta dövdüğü, sürgüne gönderdiği rivayet edilmektedir. Baktığımızda o ona söylemiş, o da diğerine söylemiş, söylemişte söylemiş. Sözün üzerinden asırlar geçmiş, bu söylentiler ne kadar sahih olabilir ki? Hele de Kur’an’a ters düşen hadise itibar edilir mi?  Uydurma hadisler en çok Emevi, Abbasi dönemlerinde oluşmuştur. Siyasetin, ekonominin, cahiliye Arap kültürünün soktuğu uydurma rivayetler din olmuş çıkmış. Böylece işin içinden çıkılmaz bir hal almıştır.
           
Olur, olmaz sözler Sevgili Nebi Muhammed’e isnat ediliyor. Aşağıda çelişkili hadisler göreceksiniz. Nebi Muhammed’in böyle şeyleri söylemesi mümkün değildir. Bu Nebi Muhammed’e yapılmış bir iftiradan başka bir şey değildir. Bu sebeple de bundan sonra izin verirseniz hadis kelimesi yerine “rivayet” kelimesini kullanmak istiyorum.
           
Şimdi rivayetlerin kendi arasında nasıl çelişkiler içerdiğini göreceğiz:

HACAMAT YAPTIRANIN ve YAPANIN ORUCU BOZULUR MU?
BOZULUR: Nebi Muhammed’den yapılan rivayete göre “Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur.” (Ebû Dâvûd, Sıyam, 28)
 BOZULMAZ: Âlimlerimizin çoğunluğu ise, Nebi Muhammed’in oruçlu iken hacamat olduğuna dair rivayet. (Buhârî, Savm, 32; Ebû Dâvûd, Sıyam, 29)
            Bir örnek daha verelim:
TUVALET KIBLE YÖNÜNDE YAPILIR MI?
YAPILIR: “Nebi Muhammed, bir takım insanların küçük ve büyük tuvaletleri için kıble yönünde hoş karşılamadıklarından, bu didatı kaldırmak için tuvaletini kıbleye doğru yaptırdı.” Buhari 4/11
YAPILMAZ: “Gerek küçük, gerek büyük tuvaletinizi yaparken kıbleye dönmeyin.” Hambel 3/12
Devam edelim…
AYAKTA SU İÇİLİR Mİ;
İÇİLİR: “Nebi Muhammed ayakta su içilmesini yasakladı.” Ebu Davut 4/3717
İÇİLMEZ: “ Nebi Muhammed’i sizin benim gibi ayakta su içerken gördüm.” Ebu Davut 4/3718
           
Kısa kesmek istiyorum ama bu defa “iki-üç tane mi var?” Diyeceksiniz. Vaktinizi fazla almamak adına İzin verirseniz, özetle biraz daha devam edelim:
-Kişi ihramlıyken evlenebilir mi? Evlenir de, (Süneni Nesei, 5-6/179) evlenmez de… (Nesei 5,6/249)

- Hac’da ihramlı olanlar evlenebilir mi? Evlenir de, (Nesei 5-6/179) evlenmez de… (Nesei 5-6/179)

-Oruçlu kişi eşini öpebilir mi? Öpebilir de, ( İbn-i Kuteybe, Hadis Müdafaası) öpemez de… (İbn-i Kuteybe, Hadis Müdafaası)

-Erkeklerin baldırı gözükebilir mi? Gözükebilir de, (Tehzibut Tezhip 2/69) gözükmemeli de… (Hanbel 1/71)

-Ölü hayvanın derisinden faydalanılır mı? Faydalanılır da, (Buhari 72/30) faydalanılmaz da… (Hanbel 4/310, 311)

-Tuvalet ayakta yapılır mı? Yapılır da, (Buhari 1/167) yapılmaz da… (Süneni Nesei 1-2/25)

-Kan aldırmak orucu bozar mı? Bozar da, (Tirmizi Oruç 60; Ebu Davud Oruç 28; Buhari Oruç 32) bozmaz da… (Ebu Davud Oruç 29-30; Tirmizi Oruç 59; Buhari Tıp 11)

-Bir namaz iki kere kılınır mı? Kılınır da, (İbn-i Kuteybe, Hadis Müdafaası) Kılınmaz da… (Ebu Davud 2/56)

Rivayetler Kur’an’la örtüşse bile Kur’an’ı bırakıp da rivayete uymak zandır.
Yunus Suresi 36. Âyet:
Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Yüce Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir.
            Farkında mısınız? Aynı kişide iki farklı rivayete de rastlayabiliyoruz. Bu saçma bilgilerin, doğru olup olmadığı araştırmadan inanılıyor.  Araştırdıklarını sananlar da Kur’an’ı rivayete uydurmaya çalışanlardır.  Bu da bazılarına yetmiyor. Rivayetle Âyeti nesih ediyorlar. Akıllarını geleneksel ve rivayete dayalı bağlılığın esaretinden kurtaramıyorlar. Yüce Allah’ın Kur’an’ını bir kenara itip, gerçek bir değer taşımayan yığınlarca kitap içinde de boğuluyorlar. Zanla kardeş oluyorlar. Bu kişilerin ne yaptıklarını en iyi bilen şüphesiz Yüce Allah’tır.
            Şimdide Kur’an’la çelişkili olan bazı rivayetlere bakalım:
-“Nebi Muhammed Medine’de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.
“ (Buhari 76/47; Hambel 6/57, 4/367)
Tekvir Suresi 22. Âyet:
Sizin arkadaşınız Muhammed, kesinlikle deli değildir. O, meleği apaçık ufukta görmüştü. O, gaypten gelen bilgileri sizden esirgeyemez.

             Müşrikler Nebi Muhammed’i kabullenemediler. En azından içlerinden en zengin kişinin elçi olması gerekmez miydi, gibi düşüncelerinden dolayı Nebi Muhammed’i Yüce Allah’ın resulü olarak içlerine sindiremediler. Mecnun dediler. (15/6) Nebi Muhammed’e mecnun dediler diye; Biz de deli oldu mu demeliyiz? Büyüye kapılma olayı da sözden ileri geçmeyen bir durumdur. Nebi Muhammed’e binlerce mucize isnat eden rivayet Müslüman’ları; bunların yanı sıra büyülenmesine de inanabiliyorlar. Bu insanları anlayabilmek gerçekten çok zor.
            Müşriklerin, Müslümanlara karşı davranışları, sırasıyla beş safha geçirdi: Alay, hakaret, işkence, ilişkileri kesme (boykot), memleketten çıkarma ve öldürmek, yani şiddet politikasıdır.

- “Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.
(Buhari 9:1391)
Al-i İmran Suresi 195. Âyet:
Rableri, dualarını kabul etti ve dedi ki: "Erkek olsun, kadın olsun, sizden kim iyi bir çaba gösterirse çabasını boşa çıkarmam. Biriniz diğerindensiniz.
           
Yüce Allah için erkek ne ise kadın da odur. Yüce Allah hiçbir ayetinde kadını veya erkeği aşağılamaz. Eğer insanlar içinde Allah’ın daha çok sevgisine mahzar olmak istiyorsak ancak bunu takvamızla gerçekleştirebiliriz.
Hucurat Suresi 13. Ayet:
Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve 'birbirinizi tanımanız ve tanışmanız' için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk, renk, soy ve servetçe değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, haber alandır.

- “Yüce Allah benimle görüştü ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu. Öyle ki parmaklarının soğukluğunu iki göğsüm arasında hissettim.”
(Hanbel 5/243)
Kaf Suresi 16. Ayet:

Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Şura Suresi 11. Ayet:

O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Size kendi nefislerinizden eşler, davarlardan çiftler var etti. Sizleri bu tarzda türetip-yayıyor. O'nun benzeri gibi olan hiç bir şey yoktur. O, işitendir, görendir.
 Bize, bizden de yakın olan Yüce Allah’la el sıkışmak kadar saçma bir iftira olabilir mi?
Yüce Allah’ın eşi benzeri ve dengi yoktur. (112/4)

- Hz. Peygamber: “Altın ve ipek ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helâldir” buyurmuştur.
(Ebu Davud, “Libâs,” 12; İbn Mace, “Libâs”)
Araf Suresi 32. Âyet:
De ki “Yüce Allah’ın kulları için çıkardığı süsü (yakışan giysiyi), temiz rızıkları kim haram etti?” De ki “Bunlar dünyada esasen müminler içindir; (Mezardan) kalkış gününden itibaren sadece onlar için olacaktır.” Bilen bir topluluk için Âyetlerimizi böyle açıklarız.
           
Birkaç örnek verdik. Daha fazlası mümkün; ancak sıkıcı gelebilir.  Bu rivayetlerin sahih olduklarına inanıyorlar. Bunlardan bir tanesine bile iman etmeyen, uydurulmuş din mensuplarına göre kâfirdir. Şimdi biz ne yapacağız? Kendi aralarında olan çelişkiyi gördük. Kur’an’a ters olanları da gördük. Yüce Allah’ın vahyine mi iman edeceğiz. Yoksa Sevgili Nebi Muhammed’e yapılan iftiralara mı?
           
Aşağıdaki paragrafta Profesör Dr. Ebubekir Sifil ’in videosundan bir paylaşım yapmak istiyorum. Kelime kelime duyduklarımı yazmaya çalıştım. Hiçbir ilavem ve yorumum yoktur. Dinimizin hangi noktada olduğunu bilmeyenler de öğrensin istedim.

“Önünüze yüzlerce Kur’an Âyeti koysalar ve deseler ki, “kader diye bir şey yoktur. 1400 sene önce uydurmuşlar. Kader inancı yoktur, dense ve önünüze yüzlerce Âyet koysalar, hemen yelkenleri indirmeyin. Sünnette ve senette bu var mı deyin? Sahabi, tabiin ve tebe-i tabiin de kader inancı var mı? Varsa Âyette de varsa bidattır. Terk edilmelidir. Reddedilmelidir. Tek başına Âyete dayandırılıyor olması ona meşrutiyet kazandırmaz. İsterse 500 tane Âyet okusunlar. Kur’an’da şu vardır, bu vardır diye 500 tane Âyeti delil gösterseler, sünnetten ve senetten dayanağı, tasdiki yoksa bidattır.”
            Bu sözleri duyduğumda tüylerim ürperdi. Yazdığımı tekrar okuduğumda da tekrarını yaşadım. Bu nasıl bir söylemdir. İlahiyat Fakültesinde bu ve benzer kişiler gelecek din adamı neslini yetiştiriyorlar. Bu söyleminden anladığımı açıklamak istiyorum. Haşa “Kur’an’ı çöpe atın.” diyor.
            TDV İslam Ansiklopedisi’nin tanımı da: “Farz yahut vâcip derecesi olmaksızın yapılması dinen istenen fiil anlamında fıkıh usulü terimi” Diye açıklıyor. Farz ve vacip olmayan Kur’an’ın önüne geçemez.  Bu kişinin söylemlerinin dayanağı Diyanet’te değilse nedir? Dayanağı her neyse, rivayetler madem Kur’an’dan önemli; Nebi Muhammed yaşadığı dönemde neden Kur’an’a gösterilen ehemmiyeti rivayetlere göstermemiş.
            İftiralara devam edelim:
-Resulullah şöyle buyurdular: “Kim sabah aç karnına yedi tane acve hurması yerse o gün ona ne sihir ne de zehir tesir eder.”
(Sa’d Bin Ebi Vakkas)
            Buna iman edenlere dersiniz ki; “Madem bu kadar inanıyorsunuz, deneyin… İşte hurma, bu da zehir” Bunlara da aslında iman etmiyorlar. İman ettiklerini sanıyorlar. TV. Programında Ebubekir Sifil’e, Caner Taslaman aynı şeyleri söylemişti. Ebubekir Sifil eğer hadisi uygulamalı olarak gösterseydi, bu olayı duymayanınız kalmazdı. Buna iman ediyorsan, herkese güvenini kazanmak adına göstersene… İspatlasana… Bu nasıl bir imandır. İman; güvenmek, inanmak demektir. Sözle peynir gemisi yürümüyor. Bu hurma rivayeti tamamen ticari, ekonomik bir uydurmadır. O dönemde hurman üretiminde fazlalık olmalı ki, Emeviler önünü açmak, satışa hareket vermek adına uydurmuş olabilirler. Bu da bir var sayım. Bizi de zanda bırakıyorlar. Bir deli kuyuya bir taş atarmış, bin akıllı çıkaramazmış. Devam ediyoruz:

-"Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur."
(Ebû Dâvud, Et'ime 49; Buhârî, Tıbb 58, Bed'ü'l-Halk 14; İbnu Mâce, Tıb 31; Nesâî, Fera' 11)
            Bütün pisliğin (necasetin) üzerinde dolaşan sineğin bir de tamamının batır sonra da ye… Hâlbuki Allah bizlere iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. (3/157) Bu insanlar gerçekten hiç akıllarını kullanmıyorlar. (2/44)

-"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü vesselam namaz kılarken hırçın bir çocuk namazını kat'edip geçtiğinden Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam, 'Yüce Allah'ım onun izini (ayağını) kes.' demiş. Ondan sonra çocuk daha yürüyememiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş."
(Sünen-i Ebu Davud’da ve Kadı İyaz'ın Şifâ-i Şerif)
            Bu rivayeti Nebi Muhammed’in mucizesi diye abartarak anlatıyorlar. Nebi Muhammed’in şefkatini, merhametini yok sayıyorlar. Kızlarını diri diri toprağa gömen toplumda, Nebi Muhammed kızını omuzlarında gezdiriyordu.

- Darekutni ve başka hadis kitaplarında nakledildiğine göre, Abdullah sekiz dokuz yaşlarındayken, Resulullah kendisine hacamat ettirdiği kanını toprağa gömmesi için bir kap içinde vermiş, Abdullah ise oradan ayrıldıktan sonra tek başına kalınca, kanı gömeceği yerde içmiştir. Geri dönüp gelince Resulullah : "Ne yaptın?" diye sormuş, o da kinayeli konuşarak: "Onu ortadan kaldırdım." demiştir. Nebi Muhammed durumdan şüphelenip: "Herhalde onu içtin?" deyince Abdullah: "Evet!.." demiştir.
 Bunun üzerine Muhammed : "Kanı kanıma karışana ateş temas etmez." buyurmuş ve şunları da sözlerine eklemiştir:
" Veylün leke mine'n nâs ve veylün li'n- nâsi minke = Yazık insanlardan sana olacaklara, yazık senden dolayı insanlara olacaklara."
(el-Askalânî, el-Metâlibü’l-Âli¬ye, 4:21; el-Heysemî, Mecma’u’z-Zevâid, 2708; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:554.)
           
Hacamat yaptıran kişi, işlemden sonra rahatlar. Bunun sebebi vücuttaki pis kanın alınmasıdır. Yüce Allah kan içmeyi kesinlikle haram kıldı. (2/173) Hüküm yalnız Yüce Allah’a aittir. (12/40)

            Nebi Muhammed’e yapıla iftiraların ardı arkası kesilmez.
Resulullah şöyle buyurdu: “Kız çocuğunun idrarı yıkanır, erkek çocuğunun idrarı ise su dökülür.” 
(Ebu’s-Semh)
            Cahiliye dönemi Araplarında
kız çocuklarının diri diri gömüldüklerini biliyoruz. İyi kadının alacakarga kadar olabileceğini de gördük, şimdi de idrar farklılığı... Tam anlamıyla iyi kadın yok demek isteniyor. Kadınları aşağılama operasyonu çocukluktan başlıyor. Bunun sebebi Arap cahiliyesinin dine yapmış olduğu kültürlerinin tahribatıdır. Uydurulmuş dinin erkek hegemonyasının etkisinde olmasındandır.

-"Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Nebi onlara deve idrarını içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Muhammed onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.”
(Buhari Tıp5/1, Hanbel, 3/107,163).
Bu rivayette yoruma bile ihtiyaç hissetmiyorum.
            Aşağıdaki rivayet için affınızı diliyorum. Paylaşamadıklarım da var. Yüce Allah bunlara iman edenleri ıslah etsin. Elimden duadan başka da bir şey gelmiyor.

-"Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, hanımı Zeynep’le cinsel ilişkiye girerdi.
(Buhari, Muhtasar Tecrid-i Sarih, hadis no: 192)

-Nebi Muhammed “Cebrail bana bir çömlek getirdi de ben ondan içtim ve bunun üzerine bana cinsî münasebette kırk erkek gücü verildi.” 
(İbn Sa’d, et-Tabakatu’l- Kübra, s.374)


-“Nebi Muhammed otuz erkeğin cinsel gücüne sahipti.” 
(Buhari, Muhtasar Tecrit-i Sarih, hadis no: 192),

-Bir gecede dokuz hanımıyla ayrı ayrı cinsel ilişki kurardı.”
 (Buhari, Gusul 12)

-Ebu Hureyye (Ra) şöyle demiştir: Ölüm meleği Mûsâ Peygamber’e gönderildi. Melek, Musa’ya gelince, Mûsâ, meleğin yüzüne vurdu, gözünü kararttı. Melek Rab’ bine döndü ve: “Sen beni ölmek istemeyen bir kula gönderdin!” diye hâlini arz etti. Yüce Allah, Azrail’e: “Sen yine Musa’ya dön de ona, elini bir öküzün sırtı üzerine koymasını ve elinin örttüğü her bir kıla mukabil bir yıl ömrü olacağını söyle” buyurdu. Mûsâ bunu duyunca: “Ya Rabbim, bundan sonra ne olacak?” diye sordu. Yüce Allah: “Bundan sonra yine ölüm vardır” buyurdu. Mûsâ: “Öyle ise ölüm şimdi gelsin” niyazında bulundu.

            Rivayetlerle dini yaşayanların bir bölümünü Kur’an mealini de okuması, bilmesi bir şey değiştirmiyor.
Ebubekir Hocayı hatırlayalım; “Beş yüz Âyette getirseniz” demiyor mu? Bunlara ne anlatabiliriz ki… Bunun anlamı: “Ben Kur’an’ı tanımıyorum.” Demek değil midir? Bu rivayete iman eden Mahmut Ustaosmanoğlu’ da bundan esinlenmiş olacak ki, Güya Azrail gelmişte geri göndermiş.
Munafikun
Suresi 11. Ayet:
Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.


-Resulullah buyurdular ki: “Hac veya Umre veya Yüce Allah yolunda cihat maksatları dışında gemiye binme. Zira denizin altında ateş, ateşin altında da deniz vardır.
(Kaynak: Ebu Davud, Cihat 9, 2489)
            Bir rivayeti bile reddedenlerin kâfir olacağını iddia edenler, feribota  gemiye binerler. İşlerine geleni yaparlar, işlerine gelmeyeni yapmazlar.

-Kadınları sünnet eden sünnetçi vardı. Resulullah şöyle dedi: Fazla derinden kesme! Çünkü bu, kadın için daha çok tat (orgazm) almasını sağlar. Kocası için de daha sevimlidir. Buyurdu. (Ebu Davut 5271)
            Bazı İslam ülkelerine hâlâ sünnet uygulaması yapılmaktadır. Ülkemizde bu rivayete, riayet yoktur. Ebu Davut’un ve sahih kabul edilen rivayetlerdendir. Diğerleri gibi bunun da Kur’an’i bir dayanağı yoktur.

-“Arkasından koparılan feryat (ve yakılan ağıt) sebebiyle, feryat edildiği sürece, ölüye kabrinde azap olunur”
(Buhârî, Cenâiz 34; Müslim, Cenâiz 28. Ayrıca bk. Tirmizî, Cenâiz
            Ölen kişinin imtihanı olmuş, imtihan alanını terk etmiş, amel defteri kapanmıştır. Ölmüş kişi neden başkası yüzünden azap çeksin. Kimse kimsenin günahını yüklenmez.

Eğer ağlamak isyan derecesindeyse; bu ölenin değil, ağlayanın sorunudur.
Fatır Suresi 18. Âyet:
Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah'adır.

            Ölen kişi imtihan sonucunu, karnesini (iyi, kötü yaptıklarını) boynuna takıp götürmüştür. Hiçbir şekilde ona kimsenin ne faydası ne de zararı dokunabilir. Birileri “Yaptırılan yol, su, okul gibi hayırlar ne olacak? Bunları yaptıranların amel defteri de mi kapanacak? ”  diyecektir. Evet, Kur’an’a göre herkesin defteri kapanmıştır. Yüce Allah yapılmış hayratlarınızdan kaç kişinin daha yararlanacağını bilmiyor mu? Gelecekte ki alacak sevaplarını da peşinen verilerek kapatılacaktır. Amel defterimiz ahiret hayatında din günü ortaya çıkacaktır. Orada hiçbir haksızlık yapılmayacaktır.

Al-i İmran Suresi 25. Âyet:  
Peki onları geleceğinde kuşku bulunmayan bir gün için topladığımızda ve hiçbir haksızlığa uğramaksızın herkese hak ettiği tastamam verildiğinde halleri nice olacak!


-Ebu Hureyye anlatıyor: Resulullah buyurdular ki: “Çocuğu diri diri gömen kadın, diri diri mezara gömülen çocuk da cehennemdedir.”
(Ebu Davud, Sünnet 17)

Kur’an’a göre buluğ çağına gelmeyen çocuklar için imtihan başlamamıştır. Yani günahsızdır. Hiçbir canlı kendi isteğiyle canlı canlı gömülmek ister mi? Bunu da geçelim. Hüküm veren yalnız Yüce Allah’tır. (12/40) Resul sadece vahiy edilene uyar. (46/9)

Bir miktar daha rivayetlerden yorumsuz paylaşarak bu konuyu inşallah sonlandıralım.

-Güneş, şeytanın iki boynuzu arasında doğar.
(Buhari)


-“Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden Âyet, Ayşe`nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran`dan çıktı; ama hükmü devam ediyor”
(İbni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269).


-Şeytan helâda insanların makatlarıyla oynar.
(Ebu Davud) (Buhari 76/53).

-Güvercin şeytanedir.
(Ebu Davud, İbn-i Mace)

-İki yöneticiye birden onay verilirse, içinden birisi katledilmelidir.
(Müslim)


-Avret yerleri açıkken beraberce hacet gidermesinde bir sakınca yoktur ancak o vaziyette konuşmaları günahtır.
(Ebu Davud)

- Kişi ishalden ölürse, şehit olur.
(Nesai, Ebu Davud, Muvatta)


-Kadın kendisine haram olması için, yetişkin bir erkeği emzirebilir.
(Müslim, İbn-i Mace)

-Kişi gurbette ölürse, şehit olur. <

(İbn-i Mace)


-Etin kokuşmasının nedeni İsrailoğulları’dır. <<<

(Buhari, Müslim)


-Mushaf’taki Bakara Suresi’nin 238. Âyeti eksiktir.

(Müslim, Nesai, Tirmizi, Ebu Davud)


-Kertenkele katleden bir kişiye, kaç vuruşta katlettiği dikkate alınarak -Allah tarafından- sevap yazılır.
(Müslim) (Buhari, Nesai, Muvatta)

-"Nebi, savaşta kadınların ve çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi"
(Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113).


-Nebi İbrahim seksen yaşında, keserle sünnet olmuş.
(Buhari, Müslim)


-Cahiliye devrinde bir gün maymunlar, zina eden bir maymunu recm etmiş.
(Buhari)


-Köpekler katledilmelidir.
(Müslim)

-Namaz için çağrı yapıldığı vakit, şeytan zart-zurt osurarak uzaklaşır.
(Buhari, Müslim)


-Kırmızı renkli elbise giymek harama yakındır.
(Tirmizi, Ebu Davud)

-“Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama Âyetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi”

(Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Müslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).


-Hayatında üç kez tövbe etmiş bir kişi, o dakikadan sonra ne kadar günah işlerse işlesin -Allah tarafından- affedilir.
(Buhari, Müslim)

-Mushaf’taki Beyyine Suresi eksiktir.
(Tirmizi)


-İçerisinde köpek leşleri, kadın hayız bezleri ve insan pislikleri olan kuyudan su içilebilir.
([Ebû Dâvud, Tahâret 34, (66); Tirmizî, Tahâret 49, (66); Nesâî, Miyâh 2, (1, 174)

-“Dinini değiştireni öldürün.”
(Nesai 7-8/14; Buhari 12/1883)


-Uğursuzluk 3 şeydedir, at, ev, kadın"

[ buhari, cihad, 47, nikah, 17 / muslim, selam, 119 / muvatta, isti'zan, 21 ]


- Bir evde üçten fazla yatak olmamalıdır, zira dördüncü yatak şeytanadır.
(Müslim, Nesai, Ebu Davud)

 

– “Bir adam karısını yatağına (cinsel ilişki için) çağırsa da, kadın yanaşmasa, o sırada cinsel ilişkide bulunmazsa ve bu yüzden kocası geceyi öfkeli-sinirli olarak geçirse, melekler o kadına, sabaha değin lanet ederler.” (Bkz. Buhâr’i, e’s-Sahih, Kitabu Bed’il’halk/7; Tecrîd, hadis no:1337; Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’n-Nikâh/120-122, hadis no: 1436; Ebu Dâvûd, Sünen, Kitabu’n-Nikâh/42, hadis no: 2141.)

 

-“Ben Câhiliyet devrinde zina etmiş olan bir maymunun üzerine birçok maymunların toplanmış olduklarını gördüm. Maymunlar o zina eden maymunu recm ettiler. Ben de o maymunlar topluluğunun beraberinde zina eden maymuna taş attım.”
 ( Buharî, Menakıbu’l-Ensar, 27). B

-İçki içen bir kişi ilk seferde dövülmeli, ikinci seferde de dövülmeli, üçüncü seferde de dövülmeli, dördüncü seferde de dövülmeli ancak beşinci seferde katledilmelidir.

(Nesai, Tirmizi, Ebu Davud, İbn-i Mace) (Buhari 63/27)

-Nebi Süleyman ; Allah’ın yolunda cihat edecek bir erkek çocuk doğurtabilmek adına, 1 gecede 90 tane zevcesi ile birlikte olmuş.
(Buhari, Nesai)


-Resim yapan bir kişi cehennemliktir.
(Müslim 2109/98, Buhari 5957, 5958, Nesei 5320, 5321, 5322, 5328)


- İki kişinin aynı anda helâya gidip,

avret yerleri açıkken beraberce hacet gidermesinde bir sakınca yoktur ancak o vaziyette konuşmaları günahtır.
(Ebu Davud)


            Şimdi hadisçilere soruyorum; aşağıdaki hadisleri neden görmezden geliyorsunuz?
Hani hadisin bir tanesinin inkârı bile dinden çıkmaya yetiyordu! Siz hiç inancınızı sorgulamıyor musunuz? Yaptıklarınızla Kur’an’a ters düşüyorsunuz. Kendi inançlarınıza da ters düşmüyor musunuz?

-"Yüce Allah'ın Resulü şöyle buyurdu: 'İnsanlara ne oluyor da, Yüce Allah'ın Kitabında olmayan farzları, farz olarak ileri sürüyorlar. Kim Yüce Allah'ın Kitabında olmayan bir farzı farz koşarsa bu batıldır. Böyle yüz şart ileri sürülse bile Yüce Allah'ın farzı en haklı ve en güvenilir olandır."
(Buharî, Büyü, 67. Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife'nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 87)
            Bu Buhari’ye ait bir rivayet. Bunu dininizin neresine koyacaksınız. Siz Kur’an’a iman etmiyorsun. Sizin teriminizle söyleyeyim: Bu hadisi de inkâr ediyorsunuz. Peki sizin imanınız nerede…

-Yüce Allah'ın kitabında helâl kıldığı helâl, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Yüce Allah'ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Yüce Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.
( Ebu Davud k. Etime 39/ Tirmizi k. Libas 6/ ibn Mace k. Etime 60/ El - Müracaat sayfa 20)

-Yüce Allah’ın helâl kıldığını haram kılmak, şirktir.
(5936-Müslim)

 

"Din konusundaki ihtilaflarda size Kur'an yeterlidir."
(5424-Buhârî-Müslim-Nesâî; 4727-Muvatta-Müslim; 5406-Buharî-Müslim)

-“Benden bir şey yazmayın, benden Kur'an dışında bir şey yazan onu yok etsin.”
(Sahihi Müslim c.4, s.97/ Süneni Daremi c.1, s.119/ Süneni Ahmed b. Hanbel c.3, s.182)

-" Biz hadis yazarken Nebi yanımıza geldi ve yazdığınız şey nedir? Dedi.
Senden işittiğimiz hadisler dedik. Nebi, Yüce Allah'ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Yüce Allah'ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar."

( Tirmizi, es Sünen, El Hatip, Takyid, s.33)

 

-Ben Kur’an’ın helâl kıldıkları dışında bir şeyi helâl kılmadım. Kur’an’ın haram kıldıkları dışındakileri de haram kılmadım.
(İbni Hişam, Siret 4)

-“Resulullah ölüm döşeğinde şöyle dedi: Ben yalnızca Kur’an’ın haram kıldıklarını haram kılarım. Yüce Allah’a yemin ederim ki benim adıma bir şeye (beni bahane ederek) sarılmasınlar.”
(Ebu Yusuf er-Redd, 31) s.85

            Kur’an’ı Yüce Allah indirdi ve mutlaka O’nu koruyacak olan da kendisidir. (15/9) Rivayetleri de Kur’an’ın açıklaması olarak görenler: “Kur’an’ı koruyan Yüce Allah, Kur’an’ın açıklamasını da koruyor diye iddia ediyorlar. Madem öyle; bu hadisleri neden gizliyorlar, görmezden geliyorlar, gün ışığına da çıkartmıyorlar.
            “Bizleri de hadis inkârcılığıyla itham ediyorlar. Rivayetlerinde bir kısmına iman edip bir kısmına iman etmiyorlarsa neyi savunuyorlar. Bunlar hakikati örtenler ve gizleyenlerdir. (2/159) Kâfirlerin en büyük özelliği hakikati olduğundan çok farklı göstermektir.
            Bazı kitleleri etrafında toplayıp onları uydurulmuş dinle kandırmaktırlar. Böylece indirilmiş bir dinin paralelinde farklı farklı cemaatlerle farklı alt sürümlü dinler oluşturmuşlardır.  
            İman etmedikleri rivayetlerden biraz daha örnek verelim:

-"Size sadece Kur'an'ı bırakıyorum; ona uyarsanız yolunuzu şaşırmazsınız"
( Müslim 15/19 Nu, 1218; İbn Mace 25/84 Nu, 3074; Ebu Davut 11/56 Nu, 1905)


-“Sahabe, Yüce Allah'ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istediler ancak onlara izin verilmedi.” 
(Darimi, es Sünen)


-“Bana mucize olarak verilen ancak Yüce Allah'ın bana vahyettiğidir. / Kur'an'dır.”
( Buhari, İ'tisam, 1)

 

-Hz Ömer, Nebi Muhammed'den halkın doğru yollardan sapmamaları için kendisinden bir şeyler söyleyip yazmasını istediğinde; Muhammed (s) : "Yüce Allah'ın Kitabı bize yeter." Dedi.  
(Buhari İ'tisam 26, İlim 39, Cenâiz 32, Merza 17; Müslim Cenâiz 23, Vasaya 22)

 

-“Kur’an’ın haram kıldığını helâl kılan, helâl kıldığını haram kılan Kur’an’a inanmamıştır.”
(435- Tirmizî) (Ebu Davud K. Etime 39/Tirmizi k. libas 6 İbni Mace k. etime 60/ El-müracaat sayfa 20)

 

-Şednad, İbni Abbas'a "Hz. Muhammed (s) bir şey bıraktı mı?" diye sordu. O da  "Sadece Kur'an'ın iki kapağı arasında olanları bıraktı." cevabını verdi. “Kur’an‘ın haram kıldığını haram, helâl kıldığını helâl gören cennete girer.”
[424- Tirmizi]

 

-Resulullah şöyle buyurdu: Ben ümmetim için, başlarına geçecek olan, Yüce Allah’ın yolundan saptıran idarecilerden korkarım. Bunlar, emirler, âlimler ve abidlerdir. Halk içinde bilgisizce hüküm vererek onları saptıracaklardır.
(Ebu Davud, Müslüm, Tirmizi)

 

- "Size sadece Kur'an'ı bırakıyorum; ona uyarsanız yolunuzu şaşırmazsınız"
(Müslim 15/19 Nu, 1218 ; İbn Mace 25/84 Nu, 3074 ; Ebu Davut 11/56 Nu, 1905)

            Kur’an bize yetmez diyenlere, işte bu rivayetler de onlara fazla geliyor. İşlerine geldiği gibi dini yaşayanların sonu malumdur. Tek çıkış yolu; mealleri çarpıtmadan, rivayetleri Kur’an’a yamamadan, Kur’an’a tabii olmak, O’nu hayata taşımaktır.
             Resul Muhammed’in tek görevi Yüce Allah’tan almış olduğu vahyi katıksız, (olduğu gibi) bize aktarmaktır. (5/99)
            Tek bir harfi bile değişmemiş resul, (Kur’an’ı Kerim) hayatta olup Yüce Allah’ın korumasında hayatımıza taşınmak üzere kapağı açılmadan beklemekte. Kapağı açanların çoğunluğu da anlamadan okumaktadırlar…
            Hüküm Yüce Allah’ındır. (12/40)  Yüce Allah hüküm koymada kimseyi ortak etmez. (18/26) Yüce Allah’tan başka din adına kanun, hüküm koyan kimse de olamaz. Koyanlarda varsa, onlara geçmiş olsun. Şirk bataklığında boğulup gitmişlerdir. Hüküm koymada kimseyi kendine ortak etmeyen, (18/26) tek hüküm koyucu olan Yüce Allah, (6/62) Nebi Muhammed’e vahyolunana uymasını emrediyor. (33/2) 
            Yüce Allah, Nebi Muhammed’i tehdit ediyor; “Vahyolunana uymaz, bize isnat ederek bazı sözler uydurursan, mutlaka seni kudretimizle yakalar, şah damarını koparırız.” Diyor. (69/44-46) Gaybı bilmeyen Nebi Muhammed, vahyedilene uymuştur. Hiçbir ilave veya eksiltme yapmamıştır. (6/50)

Ahkaf Suresi 9. Âyet:
De ki: 'Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahye dilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim
.
           
Merak ediyorum, bazı kişiler kendilerini Nebi Muhammed’den, daha mı üstün görüyorlar? Nebi Muhammed’e ne vahy edilmişse ona uyar, tebliğ ederek (duyurarak) elçilik görevini de yerine getirmiş oluyordu. (7/203, 5/92) Kesinlikle kendisinden bir şey uydurmaz. (38/86)
           
Görüldüğü üzere Nebi Muhammed’in Yüce Allah adına bağımsız hüküm vermesi mümkün değildir. Vahye ekleme de çıkartma da yapamaz. Yüce Allah’ın teminatında olan Kur’an’ı Kerim’in içinde çelişki yoktur. (4/82) Yüce Allah’ın koruduğu, (15/9) çelişkisiz, (4/82) eksiksiz, (6/38) anlaşılır, detaylandırılmış, (11/1) kolaylaştırılmış, (54/17),  apaçık yol gösterici, (16/89) örneklerle açıklanmış, (17/89), 17/41) bir kitaptır.  Yüce Allah’ın Kitabı Kur’an terk edilir mi? Din zan üzerine inşa edilir mi? Öyleyse İmtihan sorularımızın bulunduğu kitaba sahip çıkalım. Tane tane defalarca okuyalım. Sonra okuyup öğrendiklerimizi hayatımıza taşıyalım. Kurtuluşumuz anahtarı Kur’an’ı Kerim’dir. Sadece Kur’an’dan sorumluyuz. Kur’an-ı Kerim Yüce Allah’ın göndermiş olduğu mesajlarla doludur. O'na karşı, tutumunuzdan dolayı hesaba çekileceğiz. (43/44)


Doğrularım Allah’a, yanlışlarım bana aittir.        Aydın ORHON

 

 

Makalenin başlarında sözünü verdiğim mezheplerin haram-helâl çizelgesi


MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR

 

 

KONULAR

HANEFİ

MALİKİ

ŞAFİİ

HANBELİ

1

Ölü hayvanın derisi helâl midir?

Haram

Helâl

Haram

Helâl

2

Yılan balığı yemenin hükmü nedir?

Helâl

_

_

Haram

3

Erkeğin kırmızı elbise giymesinin hükmü nedir?

Mekruh

Helâl

Haram

Mekruh

4

Erkeğin sarı elbise giymesinin hükmü nedir?

Haram

Helâl

Haram

Haram

5

Ud, zurna, dümbelek, boru davul çalmak nedir?

Mekruh

Helâl

Helâl

Haram

6

Karga eti yemenin hükmü nedir?

Haram

Helâl

Haram

Haram

7

At eti yemenin hükmü nedir?

Haram

Helâl

_

_

8

Midye yemenin hükmü nedir?

Haram

Helâl

_

_

9

İstiridye yemenin hükmü nedir?

Haram

Helâl

_

_

10

Kırlangıç eti yemenin hükmü nedir?

Helâl

Helâl

Haram

Haram

11

Kartal eti yemenin hükmü nedir?

Haram

Helâl

Haram

Haram

12

İlk iki rekatta Fatiha okumanın hükmü nedir?

Vacip

Farz

Farz

Farz

13

Rüku ve secdelerde tesbih etmek nedir?

Sünnet

_

Sünnet

Vacip

14

İlk iki rekatta Fatiha’dan sonra sure okumak nedir?

Vacip

Mübah

Sünnet

Sünnet

15

Vitir namazının hükmü nedir?

Vacip

Sünnet

Sünnet

Sünnet

16

Tüysüz bir delikanlıya değen erkeğin abdesti bozulur mu?

Hayır

Evet

Hayır

Hayır

17

Namazda selam almak abdesti bozar mı?

Evet

Hayır

_

_

18

Namaz kılan kimsenin önünden geçilmesinin haram olduğu mesafe ne kadardır?

40 kulaç

1 kulaç

3 kulaç

3 kulaç

19

Namaz içinde unutarak konuşmak namazı bozar mı?

Evet

Hayır

Hayır

Evet

20

Namazda “ah” ve “of” demek namazı bozar mı?

Evet

Hayır

Evet

Evet

21

Abdestin farzları kaçtır?

4

7

6

7

22

Abdesti belli bir sıra ile almak farz mıdır?

Hayır

Hayır

Evet

Evet

 

23

Abdesti ara vermeksizin almak farz mıdır?

Hayır

Evet

Hayır

Evet

24

Abdestin sünnetlerinin sayısı kaçtır?

18

8

30

20

25

Misvak kullanmak sünnet midir?

Evet

Hayır

Evet

Evet

26

Abdestte ellerin, yüzün ve kolların üçer kere yıkanması sünnet midir?

Evet

Hayır

Evet

Evet

27

Abdestte kulaklar kaç defa mesh edilmelidir?

1

1

3

1

28

Abdesti bozan şeylerin sayısı kaçtır?

12

3

5

8

29

Cinsel organına dokunmak abdesti bozar mı?

Hayır

Evet

Evet

Evet

30

Namazda kahkaha ile gülmek abdesti bozar mı?

Evet

Hayır

Hayır

Hayır

31

Deve eti yemek ve cenazeyi yıkamak abdesti bozar mı?

Hayır

Hayır

Hayır

Evet

32

Abdest şüphe ile bozulur mu?

Hayır

Hayır

Hayır

Evet

33

Kan akması abdesti bozar mı?

Evet

Hayır

Hayır

Hayır

34

Delikli meshin üzerinden mesh etmek caiz midir?

Evet

Evet

Hayır

Hayır

35

Gusül abdesti almayı gerektiren sebeplerin sayısı kaçtır?

7

4

5

6

 

36

Gusül abdestinin farzları kaç tanedir?

11

5

3

-

37

Umursamazlıktan veya tembellikten dolayı namaz kılmayanın hükmü nedir?

Hapsedilir, kanatılana kadar dövülür, öldürülür

Tövbe etmezse öldürülür

Üç gün içinde tövbe etmezse öldürülür

Üç gün içinde tövbe etmezse öldürülür

38

Ezanın sözleri peşpeşe okunmasa da geçerli olur mu?

Evet

Evet

Hayır

Hayır

39

Namazı bitirirken selam vermenin farz olduğu miktar nedir?

Farz değildir

1 tarafa vermek farzdır

1 tarafa
Vermek
farzdır

2 tarafa vermek farzdır

40

Erkeğin avret yeri neresidir?

Göbeği ile diz kapağı arası

Ön ve arka uzuvları

Göbeği ile diz kapağı arası

Göbeği ile diz kapağı arası

41

Ölüyü yıkarken ağzına ve burnuna su vermek gerekir mi?

Hayır

Evet

Evet

Hayır

42

Cenaze namazı, namaz kılmanın yasak olduğu kaç vakitte kılınmaz?

5

3

Her vakitte kılınabilir

3

43

Ölü, gömülmek için öldüğü yerden başka bir yere nakledilebilir mi?

Evet

Evet

Hayır

Hayır

44

Ramazan orucu için her gün ayrı ayrı niyet etmek şart mıdır?

Evet

Hayır

Evet

Evet

45

Kan aldırmak orucu bozar mı?

Hayır

Hayır

Hayır

Evet

46

Erkek ve kadının ziynet eşyalarından zekat vermeleri farz mıdır?

Evet

Hayır

Hayır

Hayır

47

Kâğıt paradan zekat vermek farz mıdır?

Evet

Evet

Evet

Hayır

49

Topraktan çıkan her şey için zekat vermek farz mıdır?

Evet

Hayır

Hayır

Hayır

50

Balın zekatını vermek farz mıdır?

Evet

Hayır

Hayır

Evet

51

Kiralanan veya emanet alınıp ekilen toprağın zekatını vermek farz mıdır?

Hayır

Evet

Evet

Evet

52

Zeytinin zekatını vermek gerekli midir?

Evet

Evet

Hayır

Evet

53

Yem ile beslenen ve çalıştırılan hayvanlardan zekat vermek farz mıdır?

Hayır

Evet

Hayır

Hayır

54

Koyun ile keçi kaç yaşlarında olursa zekatı farzdır?

Koyun 1
Keçi 1

Koyun 1
Keçi 1

Koyun1Keçi 2

Koyun 1/2
Keçi 2

55

Kadın yanında kocası olmadan hacca gidebilir mi?

Hayır

Evet

Evet

Hayır

56

Acizlik veya zaruret yüzünden hacca gidemeyen kişinin kendi yerine başkasını göndermesi caiz midir?

Evet

Hayır

Evet

Evet

57

Haccın şartı kaç tanedir?

2

4

5

4

58

Şeytan taşlarken atılan taşın cemreye düşmemesi caiz midir?

Evet

Hayır

Hayır

Hayır

59

İpeğin üzerine oturmak, yaslanmak, yastık olarak kullanmak, duvar örtüsü yapmak haram mıdır?

Hayır

Evet

Evet

Evet

60

Erkek çocuğa ipek giydirmek caiz midir?

Hayır

Hayır

Evet

Evet

61

Gümüş ile süslenmiş kaptan su içmek ya da abdest almak caiz midir?

Evet

Hayır

Hayır

Hayır

62

Sakalı kesmek haram mıdır?

Evet

Evet

Hayır

Evet

63

Tavla oynamak haram mıdır?

Hayır

Evet

Evet

Evet

64

Satranç oynamak haram mıdır?

Evet

Evet

Hayır

Evet

65

Cinsi tecavüzde bulunulan hayvanın hükmü nedir?

Öldürülür, eti yenmez

Öldürül mez, eti yenebilir

Öldürülmez, eti yenebilir

Öldürülmesi gerekir

66

Şarap ve diğer sarhoş edici maddelerin içilmesinin cezası kaç değnektir?

80

80

40

80

67

Dinden döndüğü için öldürülen bir kişinin malı mirasçılarına verilebilir mi?

Evet

Hayır

Hayır

Hayır

68

Dinden dönen kadın öldürülür mü?

Hayır

Evet

Evet

Evet

69

Bir kadının hakimlik yapması caiz midir?

Evet

Hayır

Hayır

Hayır

70

Köpek necis bir hayvan mıdır?

Hayır

Hayır

Evet

Evet

 

  Kur’an Bütünlüğünde Melek Anlayışı – Derinlemesine İnceleme Bilim insanlarının açıklamalarına göre, evrenin başlangıcı yaklaşık 13.8 mil...