DEĞER Mİ?
Dünya keyfinin,
zevkinin esiri olmuş doyumsuz bir yaşam sürüyoruz. Her şeyin dahası… Evin
dahası, arabanın dahası, tatilin dahası, dahası...
Yaratılış sebebimiz aklımıza bile gelmez olmuş...
Allah’ın bize emirleri nedir, bize ne diyor, bizden ne istiyor?
El cevap: Kocaman bir hiç… Nasıl yani, Yüce Allah Resulü aracılığıyla bize
vahiy göndermemiş mi?
Haşa… Nebi Âdem’den günümüze ne kadar nebi göndermişse hepsine de vahiy
göndermiştir. Son nebi Muhammed’le birlikte bütün nebiler öldü. Ama resul
yaşıyor. Yaşayacak. Resul Kur’an’dır.
https://aydinorhon.blogspot.com/2019/07/nebi-resul-kimdir.html
Tabi ki vahiy gönderilmiş. Herkesin evinin başköşesinde, en
yüksek yerde asılı duruyor. Çarpıklıkları düzeltmek için bekleyen Kur’an, bizi
çarpacak diye elimize almaya korkuyoruz. Düzelteyim, korkutuluyoruz. O kitapta
sadece namaz için abdest almamız emredilir. Kur’an’a dokunmayı zorlaştırmak
adına önce abdest almayı da icat ettiler.
Hemen şu an aklıma bir şey geldi. Onu aktarmadan edemeyeceğim.
1960 yılı başlarında Tel Aviv’de Tel Aviv İslam Üniversitesi kurulmuş. Bizim
günümüzde yaşadığımız uydurulmuş dini de Kur’an’ı da bizden iyi bilen kişiler
yetiştiriyorlar. Yahudiler Müslüman olmaya mı çalışıyorlar? Olsalardı 60 yılda
olurlardı. Biz uyumakla, Yahudiler de İslam ülkelerine dağılıp arı kovanlarına
çomak sokmakla meşgul. İçimizde ki bazı kişilerin de söz konusu kişilerce satın alınması da unutmayalım.
Fazla detaya girmek istemiyorum. İsteyen arkadaşlar aşağıdaki adreslerden bilgi
sahibi olabilirler.
https://www.parlamentohaber.com/tel-avivde-tel-aviv-islam-universitesi-musluman-ulkelere-lawrence-yetistiriyor/
https://www.yeniakit.com.tr/biyografi/arabistanli-lawrence
Şimdi güneyimizde tetiği çekenin tekbir getirdiği ve ölenin de “Allah-u Ekber”
diye ölmesini anlamışsınızdır.
Eğer herkes benim tarikatım, mezhebim, cemaatimin hükmü doğrudur dersek
günümüzde görüldüğü gibi param parça oluruz.
Rum
32. Ayet:
[yahut] inançlarının bütünlüğünü bozarak parçalara bölünen ve her grubun yalnız
kendi sahip olduğu [ilkelerle] övündüğü kimselerden olma!
Doğru yol Allah’ın belirlediği yoldur. Allah’a itaat ’in
resule itaat olduğunu unutmayalım. (4:59) Öyleyse Tek rehberimiz Yüce Allah’ın
vahyi, yani Kur’an olmalıdır.
Al-i
İmran 3-4. Ayet:
O, sana Kitab'ı hak ve kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O,
daha önce Tevrat'ı ve İncil'i insanlar için birer hidayet olarak indirmişti.
Furkan'ı da indirdi. Şüphesiz, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli
bir azap vardır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.
Hepimizin elinde akıllı telefon mevcut. O halde Kur’an’da
mevcut demektir. Bırakalım evimizin en yüksek noktasında ki Kur’an’ımız yine yerinde
dursun. O Kur’an’lar genellikle anlamadığımız dildedir. Anladığımız dilden her
hangi bir Kur’an mealini telefonumuza indirmekle başlayabiliriz. Başka
meallerle karşılaştırarak okumak en güzel okumak şeklidir. Bunun da altını
çizmeden geçmek istemiyorum.
Kardeşlerim, telefondan bir ses gelmeye görsün, hemen açıp bakmıyor muyuz,
kimden gelmiş diye? Eğer sevdiğimiz birisinden mesaj gelecekse, sabırsızlıkla
beklemiyor muyuz? O heyecanı düşünün…
Sık sık telefona baktığınızı hayal edin…
Bizi bizden daha çok sevenden 6236 mesaj gelmiş ve kapalı bekliyor. Bakan yok. Kimse
oralı bile değil…
Kimileri Allah'ın mesajını anlamadan, namelerle okuyor. Kimileri de şahsına
gelmiş mesajı başkalarından öğreniyor. Hoca, hacı, şeyh, mürid, gavs,
atalarımız ne söylerse inanıyoruz. Ya öğrendiklerimiz yanlışsa…
Yüce Allah “Kur’an’dan sorulacaksınız” diyor. (43:44)
Ya imtihanı geçemezsek… Ebedi cehennem…
Bakara
80. Ayet:
Bir de dediler ki: "Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla
dokunmayacaktır." Sen onlara de ki: "Siz bunun için Allah'tan söz mü
aldınız? Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa siz Allah'a karşı
bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"
“Bize Kur'an'ı anladığımız dilden okutmadılar… Siz anlayamazsınız, bize sorun
dediler... “Aldatıldık, bizler kandırıldık…” Dememiz din günü bize hiçbir yarar
sağlamayacaktır. Çünkü “Size uyarıcı gelmemiş miydi?” (67:8) diye sorulacak.
Allah onlarca ayetinde aklınızı kullanın, düşünün,
detaylarıyla açıkladık, tefsiri bana ait, anlaşılır, eksiksiz, tamamladık demiyor
mu? Bilmiyoruz ki, diyor mu, demiyor mu? mesajlarına bakmadık ki bunlardan
haberimiz olsun.
Böyle olunca “Bize soracaksınız, anlayamazsınız.” diyenlere
kulak vermek zorunda kalıyoruz. Söyledikleri uydurma da olsa dinimiz sanıyoruz.
Tek dinin İslam olmasına rağmen Diğer dinlerin oluşumu da Allah’ın vahyini terk
etmelerinden kaynaklanmaktadır. Biz de günümüzde aynen bunu yaşıyoruz. Allah’ın
vahyini terk ettik uydurulmuşları din sanıp peşinden koşuyoruz. Kardeşlerim
size bir iddiada bulunmak istiyorum. Eğer Allah’ın mesajlarına kulak
verirseniz artık sizi kimse kandıramaz…
Yüce Allah’ın koruması altında olan Kur’an’a yönelen her
kişi eğer hayatına taşıma gayretindeyse o kişi Allah’ın ipine sımsıkı sarılmış
demektir.
Dünya'yı terk ettiğimizde bir gün veya bir günden daha az kaldık diyeceğiz. Bu
kısacık yalan dünyada, geçirdiğimiz günleri düşünelim; bir de ebedi cennet ve
cehennemi düşünelim… Değer mi?
Yüce Rabbim, Kur’an’ı okuyan anladığını hayatına taşıyan Kullarından eylesin.
Doğrularım Allah’ın yanlışlarım bana aittir.
Aydın ORHON