SEÇİLMİŞ AYETLER (T), (V)

ALLAH NASİP EDERSE İLAVE AYETLERLE GÜNCELLEMELER DEVAM EDECEK. AYETLER ALFABETİK SIRAYA GÖRE DİZAYN EDİLMİŞTİR.  İNŞALLAH KUR'AN'I KERİM'İ HAYATIMIZA TAŞIYANLARDAN OLURUZ.

Özet Meal

Sr.

S.Ad.

Ayt

Çeviri

Meal

Takvalı ve erdemli kişiler  Allah'a ortak koşmayandır.

18

Kehf

110

Diyanet

De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh'ınız ancak bir tek ilâhtır" diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın."

Tahrim Suresi 1. Ayet

66

Tahrim

1, 2

Diyanet

( Ey Muhammed) eşlerinin rızasını arayarak, Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Tahrim Suresi 1. Ayetle ilgili ayet

6

En'am

93

Diyanet

Allah'a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, "Bana vahyolundu" diyen, ya da "Allah'ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim" diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O'nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız" diyecekleri zaman hâllerini bir görsen!

Tahrim Suresi 1. Ayetle ilgili ayet

6

En'am

144

Diyanet

Yine (erkek ve dişi olarak) deveden iki, sığırdan da iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı? Yoksa Allah size bunları haram ettiğinde, orada hazır mı idiniz!?" İnsanları bilgisizce saptırmak için Allah'a karşı yalan uyduran kimseden daha zalim kimdir? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.

Tahrim Suresi 1. Ayetle ilgili ayet

10

Yunus

59-60

Diyanet

De ki: "Allah'ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?" De ki: "Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"    Allah'a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü hakkındaki zanları nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı çok lütufkârdır, fakat onların çoğu (O'nun nimetlerine) şükretmezler

Tahrim Suresi 1. Ayetle ilgili ayet

16

Nahl

116, 117

Diyanet

Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah'a karşı yalan uydurmak için, "Şu helâldir", "Şu haramdır" demeyin. Şüphesiz, Allah'a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler. (Dünyada elde ettikleri) az bir yararlanmadır. Hâlbuki (ahirette) onlara acıklı bir azap vardır.

Tahrim Suresi 1. Ayetle ilgili ayet

11

Hud

18

Diyanet

Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de, "Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır" diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah'ın lâneti zalimler üzerinedir.

Takvalı ve erdemli kişiler adaletli davranandır

5

Maide

8

Diyanet

Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

Takvalı ve erdemli kişiler darlıkta infak, öfkesini kontrol edendir.

3

Al-i İmran

134

Diyanet

Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.

Takvalı ve erdemli kişiler olarak neden davranmıyor sunuz?

10

Yunus

31

Diyanet

De ki: "Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hâkimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? İşleri kim yürütüyor?" "Allah" diyecekler. De ki: "O hâlde, Allah'a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?"

Takvalı ve erdemli kişiler, Dünya süsünden etkilenmez.

20

Taha

131

Diyanet

Onlardan bazı kesimlere, kendilerini sınamak için dünya hayatının süsü olarak verdiğimiz şeylere gözünü dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

Takvalı ve erdemli kişiler, kötülüklere engel olandır.

11

Hud

116

Diyanet

Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler oldular.

Takvalı ve erdemli kişiler, sevdiklerinden verenlerdir.

3

Al-i İmran

92

Ali Bulaç

Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.

Takvalı ve erdemli olmak en hayırlısıdır

7

Araf

6

Diyanet

 Kendilerine resuller gönderilenlere mutlaka soracağız.  resullere de elbette soracağız.

Taptıklarınızın yeryüzünde birtek yarattığı mı var. Yoksa göklerde ortağı mı?

35

Fatır

40

Diyanet

De ki: "Allah'ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, onlar yerden ne yaratmışlardır?" Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa kendilerine bir kitap verdik de, o kitaptan, açık bir delile mi sahip bulunuyorlar? Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey vaad etmezler.

Tebliğ ettiklerinden tamamen ümidi kesme

7

Araf

176

Diyanet

Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o, dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi hâline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. Şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler.

Tebliğe karşı maddi çıkar sağlamak olmaz

6

En'am

90

Diyanet

 İşte, onlar, (o resuller) Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki: "Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır."

Tebliğe karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Hud Ad. Kavmi

11

Hud

50-51

Diyanet

Âd kavmine de kardeşleri Hûd'u gönderdik. Hûd, şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka sizin hiçbir ilâhınız yoktur. Siz, sadece iftira ediyorsunuz." "Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?"

Tebliğe karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Lut Kavmine

 

Şuara

160-164

Diyanet

Lût'un kavmi de peygamberleri yalanladı. Hani kardeşleri Lût, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" "Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin." "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."

Tebliğe karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Muhammed

42

Şura

23

Diyanet

İşte bu, Allah'ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki: "Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum." Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir

Tebliğe karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Muhammed

34

Sebe

47

Diyanet

De ki: "Sizden herhangi bir ücret istemişsem, o sizin olsun. Benim ücretim ancak Allah'a aittir. O, her şeye hakkıyla şahittir."

Tebliğe karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Nuh

11

Hud

29

Diyanet

"Ey kavmim! Buna karşı ben sizden herhangi bir mal da istemiyorum. Benim mükâfatım ancak Allah'a âittir. Ben o iman edenleri (teklifinize uyarak) kovacak da değilim. Çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizin bilgisizce davranan bir toplum olduğunuzu görüyorum."

Tebliğe karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Salih, Semut Kavmi

 

Şuara

141-145

Diyanet

Semûd kavmi de Resulleri yalanladı."Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" Hani kardeşleri Salih, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"  "Ben size gönderilmiş güvenilir bir resulüm. "Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!" "Hani kardeşleri Salih, onlara şöyle demişti:   "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."

Tebliğe karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Şehrin öbür tarafından gelen adam

36

Yasin

20-21

Diyanet

Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun."
"Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."

Tefekkür Düşünmek

13

Rad

3

Diyanet

O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır.  O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır.

Tefekkür Düşünmek

13

Rad

4

Diyanet

Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; bir kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir kavim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır.

Tek din islam

42

Şura

13

Diyanet


 "Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!" diye Nûh'a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve İsâ'ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.

Tek din islam

87

Ala

18, 19

Celal Yıldırım

 
Şüpheniz olmasın ki, bu (öğütler) önceki sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardı.

Tek din islam

6

En'am

84-90

Diyanet


Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nûh'u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yûsuf'u, Mûsâ'yı ve Hârûn'u da. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.
Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı, İlyas'ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi.
İsmail'i, Elyasa'ı, Yûnus'u ve Lût'u da doğru yola erdirmiştik. Her birini âlemlere üstün kılmıştık.
Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik.
İşte bu, Allah'ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir. Eğer onlar da Allah'a ortak koşsalardı, bütün yaptıkları boşa gitmişti.
Onlar kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkâr ederlerse, biz onları inkâr etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır.              İşte bunlar Allah'ın doğru yola eriştirdikleridir, onların yoluna uy, "Sizden buna karşılık bir ücret istemem, bu sadece herkes için bir hatırlatmadır" de.

Tek din islam

11

Hud

87

Diyanet


Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Babalarımızın taptığını, yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor. Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın."

Tek din islam

2

Bakara

183

Diyanet


Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.

Tek din islam

3

Al-i İmran

67

Diyanet


İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah'ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah'a ortak koşanlardan da değildi.

Tek din islam

22

Hac

25, 26

Diyanet

İnkâr edenler ile Allah'ın yolundan ve içinde, yerli, misafir bütün insanları eşit kıldığımız Mescid-i Haram'dan alıkoyanlar (azabı hak etmişlerdir.)     Kim de orada zulmederek haktan sapmak isterse, biz ona elem dolu bir azaptan tattıracağız.  Hani biz İbrahim'e, Kâbe'nin yerini, "Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle" diye belirlemiştik.
                        

Tek din islam

19

Meryem

54, 55

Diyanet

Kitap'ta İsmail'i de an. Şüphesiz o, sözünde duran bir kimse idi. Bir resûl, bir nebî idi.
 Ailesine namaz ve zekâtı emrederdi. Rabb'inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.

Tek din islam

53

Necm

36, 37

Diyanet

Yoksa, Mûsâ'nın ve Allah'ın emirlerini bütünüyle yerine getiren İbrahim'in sahifelerindeki şu hakikatler kendisine haber verilmedi mi?

Temizleri Allah sever

9

Tevbe

108

Diyanet

Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever.

Tertil         Kur'an'ı tertil üzerine oku

25

Furkan

32

Muhammed Esed


İmdi, hakkı inkara şartlanmış olan kimseler: "Kuran ona bir bütün olarak bir kerede indirilseydi ya!" diyorlar. Oysa, Biz onu (sana) böyle tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde belli bir düzen içinde ağır ağır vahyediyoruz ki onunla senin kalbini pekiştirelim.

Tertil;         Kur'an'ı tertil üzerine oku

73

Müzzemmil

3,     4,      5,    6

Muhammed Esed


gece yarısı -biraz önce
 ya da sonra- (kalk) ve ağır ağır, duyarak Kur'an oku Biz sana (sorumluluğu) ağır bir mesaj tevdi edeceğiz;
(ve) gerçek şu ki, gece vakti zihin daha zinde ve güçlü olur ve okuma daha da berraklaşır,

Tesbih subhanallah

17

İsra

44

Diyanet

Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah'ı tespih ederler. Her şey O'nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm'dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.

Tesbih subhanallah

59

Haşr

1

Diyanet

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Tesbih subhanallah

62

Cuma

1

Diyanet

Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ı tespih eder.

Tesbih subhanallah

64

Tegabun

1

Diyanet

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih eder. Mülk yalnızca O'nundur, hamd de O'na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Tesfir Yoktur. (Kur'an dışı)

 

Kıyamet

19

Diyanet

Sonra onu açıklamak da bize aittir.

Tevbe

25

Furkan

71

Diyanet


 Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o, Allah'a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner.

Tevbe

3

Al-i İmran

135

Diyanet


Ne var ki, Allah, (ey Nebi) sen henüz onların arasında bulunurken, onları bu şekilde cezalandırmak istemedi; ayrıca Allah onları, (hala) af dileyebilecekleri bir safhada cezalandıracak da değildi.

Tevbe

2

Bakara

37

Diyanet

Derken, Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb'ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır.

Tevbe

 

Enfal

33

Diyanet

Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir.

Tevbe Allah hangi tevbeleri kabul eder.

4

Nisa

17

Diyanet

Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah, bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Tevbe Allah hangi tevbeleri kabul etmez.

4

Nisa

18

Diyanet

Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, "İşte ben şimdi tövbe ettim" diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.

Tevbe değişmektir

25

Furkan

70

Diyanet

Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Tevbe den sonra eski hataya dönüş olmaz

4

Nisa

137

Diyanet

İman edip sonra inkâr eden, sonra inanıp tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenler var ya; Allah, onları bağışlayacak da değildir, doğru yola iletecek de değildir.

Tevbe edenleri, (kendini de düzeltenleri) Allah kabul ediyor.

40

Mümin

2,      3

Diyanet


Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O'ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O'nadır.

Tevbe edenleri, (kendini de düzeltenleri) Allah kabulu umulur.

4

Nisa

99

Diyanet

Umulur ki, Allah bu kimseleri affeder. Çünkü Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.

Tevbe kabul ediliyor

4

Nisa

16

Diyanet

Sizlerden fuhuş (zina) yapanların her ikisini de incitip kınayın. Eğer onlar tövbe edip ıslah olurlarsa, onları incitip kınamaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tövbeleri çok kabul edendir, çok merhamet edendir.

Tevbe,     Yusuf'un af dilemesi  (kaçtığına pişman olması)

21

Enbiya

87,  88

Diyanet



Zünnûn'u da hatırla.  Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" diye dua etti. Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü'minleri böyle kurtarırız.

Tevbe;     Süleyman'ın af dilemesi  (güçlü iktidar dilemesi)

38

Sad

35

Diyanet

Süleyman, "Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!" dedi.

Tevbeler, kabul ediliyor

4

Nisa

110

Diyanet



Kim bir kötülük yapar, yahut kendine zulmeder, sonra da Allah'tan bağışlama dilerse, Allah'ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulur.

Tevbeler, kabul ediliyor

2

Bakara

160

Diyanet

Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lânetlenmekten) kurtulmuşlardır. Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben tövbeleri çok kabul edenim, çok merhamet edenim.

Tilavet imanı artırır

8

Enfal

2

Muhammed Esed

 İnananlar ancak o kimselerdir ki, her ne zaman Allahtan söz edilse kalpleri korkuyla titrer; ve kendilerine her ne zaman Onun ayetleri ulaştırılsa inançları güçlenir; ve Rablerine güven beslerler

Tilavet imanı artırır

28

Kasas

53

Diyanet

Kur'an kendilerine okunduğu zaman, "Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık" derler.

Toplu Namaz

 

Müzzembil

20

Diyanet

(Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Toplu Namaz

 

Nisa

102

Diyanet

(Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekât kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar. İnkâr edenler arzu ederler ki, silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah, inkârcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

Toplum kendini değiştirmezse, Allah değiştirmez  

8

Enfal

53

Diyanet

Bunun sebebi şudur: Bir toplum kendilerinde bulunan (iyi davranışlar)ı değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Toplum kendini değiştirmezse, Allah değiştirmez  

13

Rad

11

Diyanet

İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar.  Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.

Vahy edilene uy

6

En'am

106

Diyanet

Ey Muhammed! Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Allah'a ortak koşanlardan yüz çevir.

Vahy indiren Allah'tır.

7

Araf

196

Diyanet

Çünkü benim velim, Kitab'ı (Kur'an'ı) indiren Allah'tır. O, bütün salihlere velilik eder.

Vahy nebiler dışında bilgi amaçlı da verilmiştir

16

Nahl

68-69

Diyanet

Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin. "Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir. Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.

Vahy nebiler dışında bilgi amaçlı da verilmiştir

28

Kasas

7

Diyanet

Mûsâ'nın annesine, "Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil'e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız" diye ilham ettik.

Vahy Nebilerin kalbine ilka ve ilham ederek kutsal ruh tabir edilen cibril olayıyla gerçekleşmiştir. Cibrile düşmanlık vahyi bilgilere düşmanlıktır.

2

Bakara

97

Diyanet

De ki: "Her kim Cebrail'e düşman ise, bilsin ki o, Allah'ın izni ile Kur'an'ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü'minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir."

Vahy olanla  uyar.

6

En'am

51

Diyanet

Kendileri için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rab'lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla (Kur'an ile) uyar.

Vahy zikirdir; insanın şeref ve itibarıdır

43

Zuhruf

44

Diyanet

Şüphesiz bu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.

Vahye karşı hayati fonksiyonlarını yitirmeden vahye duyarsızlık gösterenler

28

Kasas

88

Elmalı Hamdi Yazır

Allahın yanında diğer bir tanrıya daha çağırma, başka tanrı yok ancak o, onun vechinden başka her şey helâktedir, huküm onun ve nihayet döndürülüb ona götürüleceksiniz

Vahye karşı hayati fonksiyonlarını yitirmeden vahye duyarsızlık gösterenler

36

Yasin

31

Diyanet

Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?

Vahye karşı, sağlam oldğu halde gözleri görmeyen, kulakları duymaya kalbi mühürlenmışler

8

Enfal

54

Diyanet

Bunların durumu, tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamışlar, biz de onları günahları sebebiyle helâk etmiştik ve Firavun ailesini de suda boğmuştuk. Hepsi de zalim kimselerdi.

Vahye kulak tıkayanlar ahrette

6

En'am

128

Diyanet

Onların hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir: "Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız." Onların insanlardan olan dostları, "Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık" diyecekler. Allah da diyecek ki: "Allah'ın diledikleri (affettikleri) hariç, içinde ebedî kalmak üzere duracağınız yer ateştir." Ey Muhammed! Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.

Vahye kulak tıkayanlar ahrette

6

En'am

129

Diyanet

İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz.

Vahye kulak tıkayanlar ahrette

6

En'am

130

Diyanet

(O gün Allah, şöyle diyecektir:) "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" Onlar şöyle diyecekler: "Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.

Vahye kulak tıkayanlar ahrette

80

Abese

40-42

Diyanet

O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Onları bir siyahlık bürür.
İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır.

Vahye kulak tıkayanlar ve verenler

16

Nahl

75

Diyanet

Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler.

Vahye kulak tıkayanlar ve verenler

16

Nahl

76

Diyanet

Allah, (şöyle) iki adamı da misal verdi: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine sadece bir yüktür. Nereye gönderse olumlu bir sonuç alamaz. Bu, adaletle emreden ve doğru yol üzere olan kimse ile eşit olur mu?

Vahye kulak tıkayanlar ve verenler

16

Nahl

77

Diyanet

Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. Kıyamet'in kopması, bir göz kırpması gibi veya daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Vahye kulak verenler

80

Abese

38-39

Diyanet

O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar, gülerler, sevinirler.

Vahyedilene sım sıkı tutun

43

Zuhruf

43

Diyanet


Öyle ise sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen doğru bir yol üzeresin.

Vasiyet

2

Bakara

180

Diyanet

Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması -Allah'a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir hak olarak- size farz kılındı.

Vasiyet

4

Nisa

12

Diyanet

Eğer çocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borçlarının ödenmesinden sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır. Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona altıda bir düşer.  Eğer (kardeşler) birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma varislere) zarar vermeksizin  yapılan vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır. (Bütün bunlar) Allah'ın emridir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)

Veli, Aiman eden, Allahtan sakınan herkes velidir

 

Yunus

62, 63

Diyanet

Onlar iman etmiş ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.     Bilesiniz ki, Allah'ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.

Veli, Allah iman edenlerin (evliyasıdır) dostudur.

2

Bakara

257

Diyanet

Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğûttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar.

Veli, Allah katından dost isteği

4

Nisa

75

Diyanet

Size ne oluyor da, Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?

Veli, Allah tan başka dost edinme

2

Bakara

107

Diyanet

Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.

Veli, Allahtan başka dost edinenler

42

Şura

9

Diyanet

Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Hâlbuki gerçek dost Allah'tır. O, ölüleri diriltir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Veli, cennettekiler Allah ın dostudur.

6

En'am

127

Diyanet

Rableri katında selâm yurdu (cennet) onlarındır. Allah, yapmakta oldukları şeylerden dolayı onların dostudur.

Veli, müminin velisi Allah tır

5

Maide

55

Diyanet

Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir.

Veli, Müminler birbirinin velisidir.

9

Tevbe

71

Diyanet

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah'a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Veli, şeytanın velisi olanlar hüsrandadır

4

Nisa

119

Diyanet

 "Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için) hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler."  Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür.

Veli, şeytanın velisi olanlar hüsrandadır

4

Nisa

76

Diyanet

İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tâğût  yolunda savaşırlar. O hâlde, siz şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır.

Veli, şeytanın velisi olanlar hüsrandadır

6

En'am

121

Diyanet

Üzerine Allah adı anılmayan (hayvan)lardan yemeyin. Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır. Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar. Onlara boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah'a ortak koşmuş olursunuz.

Veli, şeytanın velisi olanlar hüsrandadır

7

Araf

27

Diyanet

 Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.

Veli, şeytanın velisi olanlar hüsrandadır

7

Araf

202

Diyanet

Şeytanlara kardeş olanlara gelince, şeytanlar onları azgınlığın içine çekerler, sonra da bundan hiç geri durmazlar.

Veli, şeytanın velisi olanlar hüsrandadır

16

Nahl

100

Diyanet

Şeytanın hâkimiyeti, sadece onu dost edinenler ve Allah'a ortak koşanlar üzerindedir.

Veli, şeytanın velisi olanlar hüsrandadır

17

İsra

27

Diyanet

Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.

Veli, şeytanın velisi olanlar hüsrandadır

19

Meryem

45

Diyanet

Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.

 

  “Kur’an Neden İndirildi: Yaşayanlara Rehber, Ölülere Tören Kitabı Değil” Arkadaşlar, bugün birlikte biraz daha derin düşünelim. Hak nedi...