ALLAH NASİP
EDERSE İLAVE AYETLERLE GÜNCELLEMELER DEVAM EDECEK. AYETLER ALFABETİK SIRAYA
GÖRE DİZAYN EDİLMİŞTİR. İNŞALLAH
KUR'AN'I KERİM'İ HAYATIMIZA TAŞIYANLARDAN OLURUZ. |
|||||
Özet Meal |
Sr. |
S.Ad. |
Ayt |
Çeviri |
Meal |
Takvalı ve
erdemli kişiler Allah'a ortak
koşmayandır. |
18 |
Kehf |
110 |
Diyanet |
De ki:
"Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh'ınız
ancak bir tek ilâhtır" diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa
yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın." |
Tahrim
Suresi 1. Ayet |
66 |
Tahrim |
1, 2 |
Diyanet |
( Ey
Muhammed) eşlerinin rızasını arayarak, Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin
sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Tahrim
Suresi 1. Ayetle ilgili ayet |
6 |
En'am |
93 |
Diyanet |
Allah'a karşı
yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, "Bana
vahyolundu" diyen, ya da "Allah'ın indirdiğinin benzerini ben de
indireceğim" diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin
şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış,
"Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğiniz,
ve O'nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı
azap ile cezalandırılacaksınız" diyecekleri zaman hâllerini bir görsen! |
Tahrim
Suresi 1. Ayetle ilgili ayet |
6 |
En'am |
144 |
Diyanet |
Yine (erkek
ve dişi olarak) deveden iki, sığırdan da iki. De ki: "İki erkeği mi
haram kıldı, iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan
(yavru)ları mı? Yoksa Allah size bunları haram ettiğinde, orada hazır mı idiniz!?"
İnsanları bilgisizce saptırmak için Allah'a karşı yalan uyduran kimseden daha
zalim kimdir? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. |
Tahrim
Suresi 1. Ayetle ilgili ayet |
10 |
Yunus |
59-60 |
Diyanet |
De ki:
"Allah'ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram
kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?" De ki: "Bunun için Allah
mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" Allah'a karşı yalan uyduranların, kıyamet
günü hakkındaki zanları nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı çok
lütufkârdır, fakat onların çoğu (O'nun nimetlerine) şükretmezler |
Tahrim
Suresi 1. Ayetle ilgili ayet |
16 |
Nahl |
116, 117 |
Diyanet |
Dilleriniz yalana
alışageldiğinden dolayı, Allah'a karşı yalan uydurmak için, "Şu
helâldir", "Şu haramdır" demeyin. Şüphesiz, Allah'a karşı
yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler. (Dünyada elde ettikleri) az bir
yararlanmadır. Hâlbuki (ahirette) onlara acıklı bir azap vardır. |
Tahrim
Suresi 1. Ayetle ilgili ayet |
11 |
Hud |
18 |
Diyanet |
Kim Allah'a
karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler
ve şâhitler de, "Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır"
diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah'ın lâneti zalimler üzerinedir. |
Takvalı ve
erdemli kişiler adaletli davranandır |
5 |
Maide |
8 |
Diyanet |
Ey iman
edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden
kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin.
Âdil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı
gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. |
Takvalı ve
erdemli kişiler darlıkta infak, öfkesini kontrol edendir. |
3 |
Al-i İmran |
134 |
Diyanet |
Onlar bollukta
ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları
affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever. |
Takvalı ve
erdemli kişiler olarak neden davranmıyor sunuz? |
10 |
Yunus |
31 |
Diyanet |
De ki:
"Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi
üzerinde kim mutlak hâkimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor?
İşleri kim yürütüyor?" "Allah" diyecekler. De ki: "O
hâlde, Allah'a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?" |
Takvalı ve
erdemli kişiler, Dünya süsünden etkilenmez. |
20 |
Taha |
131 |
Diyanet |
Onlardan
bazı kesimlere, kendilerini sınamak için dünya hayatının süsü olarak
verdiğimiz şeylere gözünü dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha
kalıcıdır. |
Takvalı ve
erdemli kişiler, kötülüklere engel olandır. |
11 |
Hud |
116 |
Diyanet |
Sizden
önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk
yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az
kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına
düştüler ve günahkâr kimseler oldular. |
Takvalı ve
erdemli kişiler, sevdiklerinden verenlerdir. |
3 |
Al-i İmran |
92 |
Ali Bulaç |
Sevdiğiniz şeylerden
infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz,
şüphesiz Allah onu bilir. |
Takvalı ve
erdemli olmak en hayırlısıdır |
7 |
Araf |
6 |
Diyanet |
Kendilerine resuller gönderilenlere mutlaka
soracağız. resullere de elbette
soracağız. |
Taptıklarınızın
yeryüzünde birtek yarattığı mı var. Yoksa göklerde ortağı mı? |
35 |
Fatır |
40 |
Diyanet |
De ki:
"Allah'ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana,
onlar yerden ne yaratmışlardır?" Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları
mı var? Yoksa kendilerine bir kitap verdik de, o kitaptan, açık bir delile mi
sahip bulunuyorlar? Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey
vaad etmezler. |
Tebliğ
ettiklerinden tamamen ümidi kesme |
7 |
Araf |
176 |
Diyanet |
Dileseydik
o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o, dünyaya saplanıp kaldı da kendi
heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir: Üzerine varsan da
dilini sarkıtıp solur; kendi hâline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte
bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. Şimdi onlara bu olayları
anlat ki düşünsünler. |
Tebliğe
karşı maddi çıkar sağlamak olmaz |
6 |
En'am |
90 |
Diyanet |
İşte, onlar, (o resuller) Allah'ın doğru yola
ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki:
"Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), bütün
âlemler için ancak bir uyarıdır." |
Tebliğe
karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Hud Ad. Kavmi |
11 |
Hud |
50-51 |
Diyanet |
Âd kavmine
de kardeşleri Hûd'u gönderdik. Hûd, şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a
kulluk edin. O'ndan başka sizin hiçbir ilâhınız yoktur. Siz, sadece iftira
ediyorsunuz." "Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret
istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ aklınızı
kullanmayacak mısınız?" |
Tebliğe
karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Lut Kavmine |
|
Şuara |
160-164 |
Diyanet |
Lût'un
kavmi de peygamberleri yalanladı. Hani kardeşleri Lût, onlara şöyle demişti:
"Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" "Şüphesiz ben size
gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." "Artık Allah'a karşı
gelmekten sakının ve bana itaat edin." "Buna karşılık sizden hiçbir
ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a
aittir." |
Tebliğe
karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Muhammed |
42 |
Şura |
23 |
Diyanet |
İşte bu,
Allah'ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki:
"Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan
sevgiden başka bir ücret istemiyorum." Kim güzel bir iş yaparsa, onun
iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını
verendir |
Tebliğe
karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Muhammed |
34 |
Sebe |
47 |
Diyanet |
De ki:
"Sizden herhangi bir ücret istemişsem, o sizin olsun. Benim ücretim
ancak Allah'a aittir. O, her şeye hakkıyla şahittir." |
Tebliğe
karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Nuh |
11 |
Hud |
29 |
Diyanet |
"Ey
kavmim! Buna karşı ben sizden herhangi bir mal da istemiyorum. Benim
mükâfatım ancak Allah'a âittir. Ben o iman edenleri (teklifinize uyarak)
kovacak da değilim. Çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizin
bilgisizce davranan bir toplum olduğunuzu görüyorum." |
Tebliğe
karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Hz. Salih, Semut Kavmi |
|
Şuara |
141-145 |
Diyanet |
Semûd kavmi
de Resulleri yalanladı."Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
Hani kardeşleri Salih, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten
sakınmaz mısınız?" "Ben size
gönderilmiş güvenilir bir resulüm. "Öyle ise Allah'a karşı gelmekten
sakının ve bana itaat edin!" "Hani kardeşleri Salih, onlara şöyle
demişti: "Buna karşılık sizden
hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a
aittir." |
Tebliğe
karşı maddi çıkar sağlamak olmaz. Şehrin öbür tarafından gelen adam |
36 |
Yasin |
20-21 |
Diyanet |
Şehrin öbür
ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere
uyun." |
Tefekkür
Düşünmek |
13 |
Rad |
3 |
Diyanet |
O, yeri
yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü
meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır.
O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için
(Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır. |
Tefekkür
Düşünmek |
13 |
Rad |
4 |
Diyanet |
Yeryüzünde
birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; bir kökten çıkan çok
gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki hepsi aynı su ile sulanır.
Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz
bunda aklını kullanan bir kavim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller
vardır. |
Tek din
islam |
42 |
Şura |
13 |
Diyanet |
|
Tek din
islam |
87 |
Ala |
18, 19 |
Celal
Yıldırım |
|
Tek din
islam |
6 |
En'am |
84-90 |
Diyanet |
|
Tek din
islam |
11 |
Hud |
87 |
Diyanet |
|
Tek din
islam |
2 |
Bakara |
183 |
Diyanet |
|
Tek din
islam |
3 |
Al-i İmran |
67 |
Diyanet |
|
Tek din
islam |
22 |
Hac |
25, 26 |
Diyanet |
İnkâr
edenler ile Allah'ın yolundan ve içinde, yerli, misafir bütün insanları eşit
kıldığımız Mescid-i Haram'dan alıkoyanlar (azabı hak etmişlerdir.) Kim de orada zulmederek haktan sapmak
isterse, biz ona elem dolu bir azaptan tattıracağız. Hani biz İbrahim'e, Kâbe'nin yerini,
"Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar,
rükû ve secde edenler için temizle" diye belirlemiştik. |
Tek din
islam |
19 |
Meryem |
54, 55 |
Diyanet |
Kitap'ta İsmail'i
de an. Şüphesiz o, sözünde duran bir kimse idi. Bir resûl, bir nebî idi. |
Tek din
islam |
53 |
Necm |
36, 37 |
Diyanet |
Yoksa,
Mûsâ'nın ve Allah'ın emirlerini bütünüyle yerine getiren İbrahim'in
sahifelerindeki şu hakikatler kendisine haber verilmedi mi? |
Temizleri
Allah sever |
9 |
Tevbe |
108 |
Diyanet |
Onun içinde
asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak)
üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha
lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları
sever. |
Tertil Kur'an'ı tertil üzerine oku |
25 |
Furkan |
32 |
Muhammed
Esed |
|
Tertil; Kur'an'ı tertil üzerine oku |
73 |
Müzzemmil |
3, 4,
5, 6 |
Muhammed
Esed |
|
Tesbih
subhanallah |
17 |
İsra |
44 |
Diyanet |
Yedi gök,
yer ve bunların içinde bulunanlar Allah'ı tespih ederler. Her şey O'nu hamd
ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm'dir
(hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır. |
Tesbih
subhanallah |
59 |
Haşr |
1 |
Diyanet |
Göklerdeki
ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm
ve hikmet sahibidir. |
Tesbih
subhanallah |
62 |
Cuma |
1 |
Diyanet |
Göklerdeki ve
yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet
sahibi olan Allah'ı tespih eder. |
Tesbih
subhanallah |
64 |
Tegabun |
1 |
Diyanet |
Göklerdeki
ve yerdeki her şey Allah'ı tespih eder. Mülk yalnızca O'nundur, hamd de O'na
mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
Tesfir
Yoktur. (Kur'an dışı) |
|
Kıyamet |
19 |
Diyanet |
Sonra onu
açıklamak da bize aittir. |
Tevbe |
25 |
Furkan |
71 |
Diyanet |
|
Tevbe |
3 |
Al-i İmran |
135 |
Diyanet |
|
Tevbe |
2 |
Bakara |
37 |
Diyanet |
Derken,
Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip
Rabb'ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O,
tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır. |
Tevbe |
|
Enfal |
33 |
Diyanet |
Oysa sen
onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken
de Allah onlara azap edecek değildir. |
Tevbe Allah
hangi tevbeleri kabul eder. |
4 |
Nisa |
17 |
Diyanet |
Allah katında
(makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe
edenlerin tövbesidir. İşte Allah, bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah,
hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Tevbe Allah
hangi tevbeleri kabul etmez. |
4 |
Nisa |
18 |
Diyanet |
Yoksa
(makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip
çatınca, "İşte ben şimdi tövbe ettim" diyen kimseler ile kâfir
olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap
hazırlamışızdır. |
Tevbe
değişmektir |
25 |
Furkan |
70 |
Diyanet |
Ancak tövbe
edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların
kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet
edendir. |
Tevbe den
sonra eski hataya dönüş olmaz |
4 |
Nisa |
137 |
Diyanet |
İman edip
sonra inkâr eden, sonra inanıp tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri
gidenler var ya; Allah, onları bağışlayacak da değildir, doğru yola iletecek
de değildir. |
Tevbe
edenleri, (kendini de düzeltenleri) Allah kabul ediyor. |
40 |
Mümin |
2, 3 |
Diyanet |
|
Tevbe
edenleri, (kendini de düzeltenleri) Allah kabulu umulur. |
4 |
Nisa |
99 |
Diyanet |
Umulur ki,
Allah bu kimseleri affeder. Çünkü Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. |
Tevbe kabul
ediliyor |
4 |
Nisa |
16 |
Diyanet |
Sizlerden
fuhuş (zina) yapanların her ikisini de incitip kınayın. Eğer onlar tövbe edip
ıslah olurlarsa, onları incitip kınamaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tövbeleri
çok kabul edendir, çok merhamet edendir. |
Tevbe, Yusuf'un af dilemesi (kaçtığına pişman olması) |
21 |
Enbiya |
87, 88 |
Diyanet |
|
Tevbe; Süleyman'ın af dilemesi (güçlü iktidar dilemesi) |
38 |
Sad |
35 |
Diyanet |
Süleyman,
"Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir
mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!" dedi. |
Tevbeler,
kabul ediliyor |
4 |
Nisa |
110 |
Diyanet |
|
Tevbeler,
kabul ediliyor |
2 |
Bakara |
160 |
Diyanet |
Ancak tövbe
edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lânetlenmekten)
kurtulmuşlardır. Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben
tövbeleri çok kabul edenim, çok merhamet edenim. |
Tilavet
imanı artırır |
8 |
Enfal |
2 |
Muhammed
Esed |
İnananlar ancak o kimselerdir ki, her ne
zaman Allahtan söz edilse kalpleri korkuyla titrer; ve kendilerine her ne
zaman Onun ayetleri ulaştırılsa inançları güçlenir; ve Rablerine güven
beslerler |
Tilavet
imanı artırır |
28 |
Kasas |
53 |
Diyanet |
Kur'an
kendilerine okunduğu zaman, "Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen
gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık" derler. |
Toplu Namaz |
|
Müzzembil |
20 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını,
yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde
bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü
düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete)
gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık,
Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını,
bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını,
diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde,
Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin,
Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz,
onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak
bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır,
çok merhamet edendir. |
Toplu Namaz |
|
Nisa |
102 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara
namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun.
Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekât
kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış
olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar,
silâhlarını yanlarına alsınlar. İnkâr edenler arzu ederler ki,
silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın
yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı
bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun
(tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah, inkârcılara alçaltıcı bir azap
hazırlamıştır. |
Toplum
kendini değiştirmezse, Allah değiştirmez
|
8 |
Enfal |
53 |
Diyanet |
Bunun
sebebi şudur: Bir toplum kendilerinde bulunan (iyi davranışlar)ı
değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez ve şüphesiz
Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Toplum kendini
değiştirmezse, Allah değiştirmez |
13 |
Rad |
11 |
Diyanet |
İnsanı
önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu
korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi
durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme
kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir
yardımcı da yoktur. |
Vahy
edilene uy |
6 |
En'am |
106 |
Diyanet |
Ey Muhammed!
Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Allah'a
ortak koşanlardan yüz çevir. |
Vahy
indiren Allah'tır. |
7 |
Araf |
196 |
Diyanet |
Çünkü benim
velim, Kitab'ı (Kur'an'ı) indiren Allah'tır. O, bütün salihlere velilik eder. |
Vahy nebiler
dışında bilgi amaçlı da verilmiştir |
16 |
Nahl |
68-69 |
Diyanet |
Rabbin, bal
arısına şöyle ilham etti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların
yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin. "Sonra
meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına
gir. Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için
şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır. |
Vahy
nebiler dışında bilgi amaçlı da verilmiştir |
28 |
Kasas |
7 |
Diyanet |
Mûsâ'nın
annesine, "Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu
denize (Nil'e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu
peygamberlerden kılacağız" diye ilham ettik. |
Vahy
Nebilerin kalbine ilka ve ilham ederek kutsal ruh tabir edilen cibril
olayıyla gerçekleşmiştir. Cibrile düşmanlık vahyi bilgilere düşmanlıktır. |
2 |
Bakara |
97 |
Diyanet |
De ki:
"Her kim Cebrail'e düşman ise, bilsin ki o, Allah'ın izni ile Kur'an'ı;
önceki kitapları doğrulayıcı, mü'minler için de bir hidayet rehberi ve müjde
verici olarak senin kalbine indirmiştir." |
Vahy
olanla uyar. |
6 |
En'am |
51 |
Diyanet |
Kendileri
için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın,
Rab'lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah'a karşı gelmekten
sakınsınlar diye, onunla (Kur'an ile) uyar. |
Vahy
zikirdir; insanın şeref ve itibarıdır |
43 |
Zuhruf |
44 |
Diyanet |
Şüphesiz bu
Kur'an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz. |
Vahye karşı
hayati fonksiyonlarını yitirmeden vahye duyarsızlık gösterenler |
28 |
Kasas |
88 |
Elmalı
Hamdi Yazır |
Allahın yanında
diğer bir tanrıya daha çağırma, başka tanrı yok ancak o, onun vechinden başka
her şey helâktedir, huküm onun ve nihayet döndürülüb ona götürüleceksiniz |
Vahye karşı
hayati fonksiyonlarını yitirmeden vahye duyarsızlık gösterenler |
36 |
Yasin |
31 |
Diyanet |
Kendilerinden
önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine
dönmeyeceklerini görmediler mi? |
Vahye
karşı, sağlam oldğu halde gözleri görmeyen, kulakları duymaya kalbi
mühürlenmışler |
8 |
Enfal |
54 |
Diyanet |
Bunların
durumu, tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Onlar
Rablerinin âyetlerini yalanlamışlar, biz de onları günahları sebebiyle helâk
etmiştik ve Firavun ailesini de suda boğmuştuk. Hepsi de zalim kimselerdi. |
Vahye kulak
tıkayanlar ahrette |
6 |
En'am |
128 |
Diyanet |
Onların
hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir: "Ey cin topluluğu!
İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız." Onların insanlardan
olan dostları, "Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize
belirlediğin süremizin sonuna ulaştık" diyecekler. Allah da diyecek ki:
"Allah'ın diledikleri (affettikleri) hariç, içinde ebedî kalmak üzere
duracağınız yer ateştir." Ey Muhammed! Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve
hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. |
Vahye kulak
tıkayanlar ahrette |
6 |
En'am |
129 |
Diyanet |
İşte biz,
kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir
kısmına böyle musallat ederiz. |
Vahye kulak
tıkayanlar ahrette |
6 |
En'am |
130 |
Diyanet |
(O gün
Allah, şöyle diyecektir:) "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size
âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran
peygamberler gelmedi mi?" Onlar şöyle diyecekler: "Biz kendi
aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir
olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler. |
Vahye kulak
tıkayanlar ahrette |
80 |
Abese |
40-42 |
Diyanet |
O gün nice
yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Onları bir siyahlık bürür. |
Vahye kulak
tıkayanlar ve verenler |
16 |
Nahl |
75 |
Diyanet |
Allah,
hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine
verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi
misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'a mahsustur, fakat onların
çoğu bilmezler. |
Vahye kulak
tıkayanlar ve verenler |
16 |
Nahl |
76 |
Diyanet |
Allah, (şöyle)
iki adamı da misal verdi: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez,
efendisine sadece bir yüktür. Nereye gönderse olumlu bir sonuç alamaz. Bu,
adaletle emreden ve doğru yol üzere olan kimse ile eşit olur mu? |
Vahye kulak
tıkayanlar ve verenler |
16 |
Nahl |
77 |
Diyanet |
Göklerin ve
yerin gaybı Allah'a aittir. Kıyamet'in kopması, bir göz kırpması gibi veya
daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
Vahye kulak
verenler |
80 |
Abese |
38-39 |
Diyanet |
O gün
birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar, gülerler, sevinirler. |
Vahyedilene
sım sıkı tutun |
43 |
Zuhruf |
43 |
Diyanet |
|
Vasiyet |
2 |
Bakara |
180 |
Diyanet |
Sizden birinize
ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya,
babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması -Allah'a karşı
gelmekten sakınanlar üzerinde bir hak olarak- size farz kılındı. |
Vasiyet |
4 |
Nisa |
12 |
Diyanet |
Eğer çocukları
yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları
varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen
karılarınızın) yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borçlarının
ödenmesinden sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri
onlarındır. Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır.
(Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut
borçlarınızın ödenmesinden sonradır. Eğer kendisine varis olunan bir erkek
veya bir kadının evladı ve babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi
bulunursa, ona altıda bir düşer. Eğer
(kardeşler) birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma
varislere) zarar vermeksizin yapılan
vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır.
(Bütün bunlar) Allah'ın emridir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir (hemen
cezalandırmaz, mühlet verir.) |
Veli, Aiman
eden, Allahtan sakınan herkes velidir |
|
Yunus |
62, 63 |
Diyanet |
Onlar iman
etmiş ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. Bilesiniz ki, Allah'ın dostlarına hiçbir
korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. |
Veli, Allah
iman edenlerin (evliyasıdır) dostudur. |
2 |
Bakara |
257 |
Diyanet |
Allah, iman
edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin
velileri ise tâğûttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip)
çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar. |
Veli, Allah
katından dost isteği |
4 |
Nisa |
75 |
Diyanet |
Size ne
oluyor da, Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu
memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı
ver" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve
çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? |
Veli, Allah
tan başka dost edinme |
2 |
Bakara |
107 |
Diyanet |
Bilmez
misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Sizin için Allah'tan
başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır. |
Veli,
Allahtan başka dost edinenler |
42 |
Şura |
9 |
Diyanet |
Yoksa onlar
Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Hâlbuki gerçek dost Allah'tır. O,
ölüleri diriltir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
Veli,
cennettekiler Allah ın dostudur. |
6 |
En'am |
127 |
Diyanet |
Rableri
katında selâm yurdu (cennet) onlarındır. Allah, yapmakta oldukları şeylerden
dolayı onların dostudur. |
Veli,
müminin velisi Allah tır |
5 |
Maide |
55 |
Diyanet |
Sizin
dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek
namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. |
Veli,
Müminler birbirinin velisidir. |
9 |
Tevbe |
71 |
Diyanet |
Mü'min
erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder,
kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah'a ve
Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah
mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Veli,
şeytanın velisi olanlar hüsrandadır |
4 |
Nisa |
119 |
Diyanet |
"Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları
kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için)
hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah'ın
yarattığını değiştirecekler." Kim
Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür. |
Veli,
şeytanın velisi olanlar hüsrandadır |
4 |
Nisa |
76 |
Diyanet |
İman
edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tâğût yolunda savaşırlar. O hâlde, siz şeytanın
dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır. |
Veli,
şeytanın velisi olanlar hüsrandadır |
6 |
En'am |
121 |
Diyanet |
Üzerine
Allah adı anılmayan (hayvan)lardan yemeyin. Çünkü bu şekilde davranış
fasıklıktır. Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için
mutlaka fısıldarlar. Onlara boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah'a ortak
koşmuş olursunuz. |
Veli,
şeytanın velisi olanlar hüsrandadır |
7 |
Araf |
27 |
Diyanet |
Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine
açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi,
şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz
yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları
kılmışızdır. |
Veli,
şeytanın velisi olanlar hüsrandadır |
7 |
Araf |
202 |
Diyanet |
Şeytanlara
kardeş olanlara gelince, şeytanlar onları azgınlığın içine çekerler, sonra da
bundan hiç geri durmazlar. |
Veli,
şeytanın velisi olanlar hüsrandadır |
16 |
Nahl |
100 |
Diyanet |
Şeytanın
hâkimiyeti, sadece onu dost edinenler ve Allah'a ortak koşanlar üzerindedir. |
Veli,
şeytanın velisi olanlar hüsrandadır |
17 |
İsra |
27 |
Diyanet |
Çünkü saçıp
savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük
etmiştir. |
Veli, şeytanın
velisi olanlar hüsrandadır |
19 |
Meryem |
45 |
Diyanet |
Babacığım!
Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından,
böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum. |
Her şey Yüce Allah'ın dinine zerre kadar katıksız, arı duru, tertemiz, halis inançla İSLAM'ın yaşanması için...
SEÇİLMİŞ AYETLER (T), (V)
Çocukluğumuzdan gençliğime kadar ki arada Buhari'nin hadis kitabını okudum.
Kur'an'ın mealini okuma alışkanlığımız yoktu. Okuyanlar anlamını bilmeden okuyorlardı. Okuduklarını da ölülerine ikramda bulunuyorlardı.
Sonra camilerde ve cemaatlerde yapılan sohbetlere gitmeye başladım. Bütün cemaatleri girdim, çıktım. Bir cemaatlerin diğer cemaatin arkasından konuşmalarına tahammül edemezdim. Her cemaatin Allah'a doğru farklı yollardan gittiklerini, sonuçta gidecekleri nokta aynı diye savunurdum. İstiyordum ki müslümanlar kenetlensin.
50 yaşlarının sonlarında Kur'an'ı tecvitli okumayı öğrendim. Makamlarla okuyordum. İyi de geliyordu. Haz da alıyordum.
Kur'an'ı bitirdiğimde hoca "sadak Allah'ül azim" dememi söyledi. Mealini sordum. "Allah Doğru Söyledi." Dedi.
Mutlaka doğru söyledi de ne söyledi? "..........."
Arapça okumayı reddetmiyorum. Mutlaka Arapçası da okunmalı. Fakat Allah'ın mesajlarına daha çok ihtiyacımız var. Kur'an'ı yaşamımıza sokmalıyız. Allah bizi Kur'an dan imtihan edecek...
Yorumlarımda;
Doğrular Allah'ın yanlışlar benimdir. Allah cümlemizi doğru yoldan ayırmasın.
Aydın ORHON
“Kur’an Neden İndirildi: Yaşayanlara Rehber, Ölülere Tören Kitabı Değil” Arkadaşlar, bugün birlikte biraz daha derin düşünelim. Hak nedi...
-
HADİS İNKÂRCILARI KİM? İnsanlar Allah’ın kitabına hakkıyla iman eden kişilere meâlciler, hadis inkârcısı vb. gibi isimler tak...
-
MELEKLER Bilim insanlarının açıklamalarına göre, dünyanın oluşumu, "Big Bang" adı verilen bir patlama ile birlikte yaklaşık 13.9 m...