SEÇİLMİŞ AYETLER (Y), (Z)

ALLAH NASİP EDERSE İLAVE AYETLERLE GÜNCELLEMELER DEVAM EDECEK. AYETLER ALFABETİK SIRAYA GÖRE DİZAYN EDİLMİŞTİR.  İNŞALLAH KUR'AN'I KERİM'İ HAYATIMIZA TAŞIYANLARDAN OLURUZ.

Özet Meal

Sr.

S.Ad.

Ayt

Çeviri

Meal

Yahudi ve Hristiyanlar sana kesin uymazlar

2

Bakara

120

Diyanet

Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: "Allah'ın yolu asıl doğru yoldur." Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.

Yahudiler Allah'ın yarattıkları varlıkların değerleriyle oynadılar. (paralel din)

4

En'am

46

Diyanet

Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak "İşittik, karşı geldik", "İşit, işitmez olası!" "Râ'inâ"  derler. Hâlbuki onlar, "İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak" deselerdi, bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler.

Yahudiler Allah'ın yarattıkları varlıkların değerleriyle oynadılar. (paralel din)

5

Maide

13

Diyanet

 İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lânetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muha

Yahudiler helal olanı kendileri haram ettiler

3

Al-i İmran

93

Diyanet

Tevrat indirilmeden önce, İsrail'in (Yakub'un) kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helâl idi. De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Tevrat'ı getirip okuyun."

Yahudiler helal olanı kendilerine haram kıldılar

6

En'am

146

Diyanet


Yahudilere tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık. Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki içyağlarını (yine) onlara haram kıldık. İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık.  Biz elbette doğru söyleyenleriz.

Yahudiler helal olanı kendilerine haram kıldılar

16

Nahl

118

Diyanet


Daha önce sana anlattıklarımızı yahudi olanlara da haram kılmıştık. Biz (bununla) onlara zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Yahudiler sayılı günlerde cehenneme gitsekte oradan cennete geçeceklerine inanırlar.

2

Bakara

80

Diyanet

Bir de dediler ki: "Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla dokunmayacaktır." Sen onlara de ki: "Siz bunun için Allah'tan söz mü aldınız? -Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa siz Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"

Yahudiler ve müşrikler müminlere düşmandır

5

Maide

82

Diyanet


(Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah'a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da "Biz hıristiyanlarız" diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar.

Yalancının vay haline

45

Casiye

7

Diyanet

Her günahkâr yalancının vay hâline!

Yalanı tesbit ettiğinizde doğruyu söyle

24

Nur

12

Diyanet

Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de, "Bu, apaçık bir iftiradır" deselerdi ya!

Yalanladılar
dün de bugün de

63

Zuhruf

36, 37

Diyanet

Kim, Rahmân'ın Zikri'ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.
 Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.

Yanılgıyla yaptığıklarımız de günah yok

33

Ahzap

5

Diyanet

Onları babalarına nispet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha (doğru ve) adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata ile yaptığınız bir işte size hiçbir günah yoktur. Fakat kasten yaptığınız şeylerde size günah vardır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Yanlış yolda olanlar bunun farkında değiller.

16

Nahl

28

Diyanet

O kâfirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır da onlar teslim olup, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" derler. (Melekler de şöyle diyecekler:) "Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir."

Yanlış yolu seçenler

92

Leyl

8, 9, 10

Diyanet

Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.

Yanlışı güzel gösterene dikkat

41

Fussilet

25

Diyanet

Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da bu arkadaşlar onlara geçmişlerini ve geleceklerini süslü gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları ile ilgili o söz (azap), onlar için de gerçekleşti. Çünkü onlar ziyana uğrayanlardı.

Yapacağım deme Allah izin verirse de…

18

kehf

23, 24

Diyanet

Hiçbir şey hakkında sakın "yarın şunu yapacağım" deme! Ancak, "Allah dilerse yapacağım" de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve "Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır" de.

Yapamayacağınız sözü vermeyin

61

Saf

2,     3

Diyanet

Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?

Yaptığın işe Allah müdahildir. (Allah istemezse yapamazsın)

8

Enfal

17

Diyanet

(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Mü'minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı.  Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Yaradılışta Rab'bim Allah'tır dedik

7

Araf

172

 

Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

Yaratılanlarda uyumsuzluk,çelişki yoktur.

37

 

139-148

Diyanet

Şüphesiz Yûnus da mürsellerdendi. Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti. Gemidekilerle kur'a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu. Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu.  Eğer o, Allah'ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık. - Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.








Yaratılanlarda uyumsuzluk,çelişki, uyumsuzluk yoktur.

67

Mülk

3, 4

Diyanet


O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.

Yaratılanların tamamı birbirine uyum halindedir.

67

Mülk

3, 4

Diyanet

O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.

Yaratılanların tamamı birbirine uyum halindedir.

63

Munafikun

7

Diyanet

Onlar, "Allah Resûlü'nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler" diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar.

Yaratılanların tamamı birbirine uyum halindedir.

21

Enbiya

32

Diyanet

Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah'ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler.

Yaratılanların tamamı birbirine uyum halindedir.

38

Sad

27

Diyanet

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu (yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası) inkâr edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkâr edenlerin hâline!

Yaratılanların tamamı birbirine uyum halindedir.

72

Cin

8

Diyanet

 "Kuşkusuz biz göğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk."

Yaratılanların tamamı birbirine uyum halindedir.

50

Kaf

7

Diyanet

Yeryüzünü de yaydık ve orada sabit dağlar yerleştirdik. Orada her türden iç açıcı çift bitkiler bitirdik.

Yaratılanların tamamı insanlar içindir

35

Fatır

1

Diyanet

 Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a mahsustur. O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah'ın gücü her şeye hakkıyla yeter.

Yaratılanların tamamı insanlar içindir

14

İbrahim

33

Diyanet


O, âdetleri üzere hareket eden güneşi ve ayı sizin hizmetinize sunan, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verendir.

Yaratılanların tamamı insanlar içindir

2

Bakara

29

Diyanet


O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.

Yaratılanların tamamı insanlara hizmetleri içindir.

2

Bakara

29

Diyanet

O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.

Yaratılış

22

Hac

5

Diyanet

Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir "alaka"dan , sonra da yaratılışı belli belirsiz bir "mudga"dan  yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.

Yaratılış

23

Müminun

12, 13

Diyanet

Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık. Sonra onu az bir su (meni) hâlinde sağlam bir karargâha (ana rahmine) yerleştirdik.

Yaratılış

23

Müminun

14

Diyanet

Sonra bu az suyu "alaka"  hâline getirdik. Alakayı da "mudga"  yaptık. Bu "mudga"yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!

Yaratılış

80

Abese

19

Diyanet

Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi.

Yaratılış ikişerli oldu.

51

Celal Yıldırım

49

Diyanet


Her şeyden çift çift yarattık ; olur ki düşünüp ibret ve öğüt alırsınız.

Yaratılışın amacı insanları denemektir.

67

Mülk

2

Diyanet

O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.

Yaratılışta hiçbir uyumsuzluk göremezsiniz

67

Mülk

3,   4

Diyanet

O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?

Yardım;            Allah yolunda harcanacaklar

2

Bakara

215

Diyanet


Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir."

Yasa
Allah'ın yasası, asla değişmez.

42

Şura

13

Diyanet

 "Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!" diye Nûh'a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve İsâ'ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.

Yasa
Allah'ın yasası, asla değişmez.

33

Ahzap

62

Diyanet

 Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla değişme bulamazsın.

Yasa
Allah'ın yasası, asla değişmez.

48

Fetih

23

Diyanet

Allah'ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.

Yasa
Allah'ın yasası, asla değişmez.

35

Fatır

43

Diyanet

Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen Allah'ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah'ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın.

Yasa
Allah'ın yasası, asla değişmez.

50

Kat

29

Diyanet

 "Benim katımda söz değiştirilmez ve ben kullara zulmedici değilim."

Yasa
Allah'ın yasasını değiştirenlere bir yenisi gelir

2

Bakara

106

Diyanet

 Biz herhangi bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturur (ya da ertelersek), yerine daha hayırlısını veya mislini getiririz. Allah'ın gücünün her şeye hakkıyla yettiğini bilmez misin?

Yasa
Allah'ın yasasını değiştirenlere bir yenisi gelir

13

Rad

39

Diyanet

Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır. Ana kitap (Levh-i Mahfuz) O'nun yanındadır.

Yemin;             Allah'ı yemininize alet edinmeyin. Kasıtsız yeminler bağışlanır

2

Bakara

224,  225

Diyanet



İyilik etmemek, takvaya sarılmamak, insanlar arasını ıslah etmemek yolundaki yeminlerinize Allah'ı siper yapmayın. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.   Allah, sizi kasıtsız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz, fakat sizi kalplerinizin kazandığı (bile bile yaptığınız) yeminlerden sorumlu tutar. Allah, çok bağışlayandır, halîmdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)

Yemin;             Allah'ı yemininize alet edinmeyin. Kasıtsız yeminler bağışlanır

5

Maide

89

Diyanet

Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.

Yoksulun yetimin hakkını ver

30

Rum

38

Diyanet

Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Yol konusunda Allah iki seçenek sunar

76

İnsan

3

Diyanet

Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği)  yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.

Yol tercihi bize bırakıldı

76

İnsan

3

Diyanet

Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği)  yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.

Yoldan sapanlar yol tercihini kendileri yapmıştır.

39

Mülk

41

Diyanet

(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab'ı (Kur'an'ı) insanlar için, hak olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar. Sen onlara vekil değilsin.

Yolsuzluk yapanlar

83

Mutaffifin

1..6

Diyanet


Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay hâline! Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler. Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.
 Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?




Yolu biz  gösterdik. İstediğiniz yoldan gidin

7

Araf

63

Muhammed Esed


Sizi uyarabilsin ve siz de Allaha karşı sorumluluk bilinci duyup Onun rahmetiyle onurlanasınız diye sizin kendi içinizden birinin eliyle Rabbinizden size bir haber gelmesini niçin yadırgıyorsunuz?"

Yunus gibi olma

68

Kalem

48

Diyanet

Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir hâlde Rabbine yakarmıştı.

Yunus görevden kaçıyor

21

Enbiya

87

Muhammed Esed

Ve o balık olayının kahramanı(nı da an); hani, o gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak öfkeyle çıkıp gitmişti! Ama sonra (düştüğü bunalımın) derin karanlığı içinde: "Senden başka tanrı yok! Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin: doğrusu ben gerçekten büyük bir haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.

Yunus mecazi balık içinde

21

Enbiya

87

Diyanet

Zünnûn'u da hatırla.  Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" diye dua etti.

Yusuf'un af dilemesi  (kaçtığına pişman olması)

21

Enbiya

87,  88

Diyanet



 Zünnûn'u da hatırla.  Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" diye dua etti. Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü'minleri böyle kurtarırız.

Yüzünü ekşitip arkasına döndü

80

Abese

1 .. 10

Diyanet

 
Kendisine o âmâ geldi diye o, yüzünü ekşitti ve öteye döndü. Ne bilirsin, belki de o arınacak, Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek. Kendini muhtaç hissetmeyene gelince; Sen, ona yöneliyorsun.  (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!  Allah'a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.





Zalimler ebedi azabı tadacaktır

10

Yunus

52

Diyanet

Sonra da zulmedenlere, "Ebedî azabı tadın! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz" denilecektir.

Zalimler ebedi azabı tadacaktır

16

Nahl

85

Diyanet

O zalimler, azabı gördükleri zaman artık onlardan azap hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez.

Zalimler,  Allah'ın koyduğu sınırları çiğnerler.

2

Bakara

229

Diyanet


(Dönüş yapılabilecek) boşama iki defadır. Sonrası, ya iyilikle geçinmek, ya da güzellikle bırakmaktır. (Evlilikte) tarafların Allah'ın belirlediği ölçüleri koruyamama endişeleri dışında kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şeyi geri almanız, sizin için helâl olmaz. Eğer onlar Allah'ın belirlediği ölçüleri gözetmeyecekler diye endişe ederseniz, o zaman kadının (boşanmak için) bedel vermesinde ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bunları aşmayın. Allah'ın koyduğu sınırları kim aşarsa, onlar zalimlerin ta kendileridir.

Zalimler, Allah'a iftira atarlar.

11

Hud

18

Diyanet

Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de, "Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır" diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah'ın lâneti zalimler üzerinedir.

Zalimler, Allah'a ortak koşarlar

31

Lokman

13

Diyanet

Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Yavrum! Allah'a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür."

Zalimler, Allah'a ortak koşarlar

12

Yunus

105, 106

Diyanet


Yine bana şöyle emredildi: "Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dîne çevir. Sakın Allah'a ortak koşanlardan olma. Allah'ı bırakıp da sana ne fayda ve ne de zarar verebilecek olan şeylere yalvarma. Eğer böyle yaparsan, şüphesiz ki sen zâlimlerden olursun."

Zalimler, Allah'a ortak yakıştırırlar.

31

Lokman

13

Diyanet


Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Yavrum! Allah'a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür."

Zalimler, Allah'ın bildirdiğini gizlerler.

2

Bakara

140

Diyanet

Yoksa siz, "İbrahim de, İsmail de, İshak da, Yakub ile Yakuboğulları da yahudi, ya da hıristiyan idiler" mi diyorsunuz? De ki: "Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?" Allah tarafından kendisine ulaşan bir gerçeği gizleyen kimseden daha zalim kimdir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

Zalimler, Allah'ın vahyine hükmetmezler

5

Maide

45

Diyanet

Onda (Tevrat'ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir.

Zalimler, Ayetlere yüz çevirirler

18

Kehf

57

Diyanet

Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.

Zalimlerin yaptıklarından sakın Allah'ın habersiz olduğunu sanma

14

İbrahim

42

Diyanet

Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.

Zamanların tümü için bir örnek: Arkadan konuşur. Ara bozma gayretindedir.

68

Kalem

11

Muhammed Esed

(yahut) iğrenç dedikodular yapan iftiracıya,

Zamanların tümü için karşılanacak bir örnek: İnsafsız, kaba, sahtekar, nezaketsizdir.

68

Kalem

13

Muhammed Esed

(yahut) ihtiraslarına esir olmuş zalime ve bütün bunların ötesinde (hemcinslerine) hiçbir faydası dokunmayana.

Zamanların tümü için karşılanacak bir örnek: İyiliğe engel olur. Zorba ve saldırgandır.

68

Kalem

12

Muhammed Esed

(yahut) iyiliğe mani olana, (yahut) günahkar zorbaya,

Zamanların tümü için karşılanacak bir örnek: Kur'an'a çağırana sapık der, hidayet ve delaleti ters çevirir

68

Kalem

7

Muhammed Esed

Gerçek şu ki, yalnız senin Rabbin, kimin kendi yolundan saptığını bilir ve yalnız O'dur, kimin doğru yolda olduğunu bilen.

Zamanların tümü için karşılanacak bir örnek: Yalaka ve yağcıdır; yağcuılık bekler

68

Kalem

9

Muhammed Esed

İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar.

Zamanların tümü için karşılanacak bir örnek: Yalancıdır. Yalana biat eder.

68

Kalem

8

Muhammed Esed

O hâlde yalanlayanlara boyun eğme.

Zamanların tümü için karşılanacak bir örnek: Yemine söz verir sözünü tutmaz

68

Kalem

10

Muhammed Esed

İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar.

Zan, onların çoğu zana uyarlar

10

Yunus

36

Diyanet

Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.

Zengin fakire infak edecektir

16

Nahl

71

Diyanet

 Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altındakilere vermezler ki rızıkta hep eşit olsunlar. Şimdi Allah'ın nimetini mi inkâr ediyorlar?

Zıhar yapanlar bilsinler ki, o kadınlar anaları değildir.

58

Mücadele

1, 2

Diyanet

 Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, sizin sürdürdüğünüz konuşmayı (zaten) işitmekteydi. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.İçinizden kadınlarına zıhar  yapanlar bilsinler ki, o kadınlar onların anaları değildir. Onların anaları ancak, kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar (zıhar yaparlarken) hoş karşılanmayan ve yalan bir söz söylüyorlar. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.

Zikir in bir anlamı Kur'an dır

20

Taha

124

Diyanet

"Her kim de benim zikrimden (Kur'an'dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz."

Zikir in bir anlamı Kur'an dır

43

Zunruf

36

Diyanet

Kim, Rahmân'ın Zikri'ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.

Zikir in bir anlamı Kur'an dır

13

Rad

28

Ali Bulaç

Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.

Zikir in bir anlamı Kur'an dır

21

Enbiya

50

Y. Nuri Öztürk

Bu, bereketli bir Zikir'dir ki, onu indirdik. Yoksa siz onu inkâr mı ediyorsunuz?

Zikir in bir anlamı Kur'an dır

15

Hicr

9

Diyanet

Şüphesiz o Zikr'i (Kur'an'ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.

Zikret

7

Araf

205

Diyanet

Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma.

Zikrullah, Allah'ın kitabı demektir.

39

Zumer

23

Diyanet

Allah, sözün en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları da) kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an Allah'ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.

Zina erkek erkeğe

 

Nisa

16

Diyanet

 Sizlerden fuhuş (zina) yapanların her ikisini de incitip kınayın. Eğer onlar tövbe edip ıslah olurlarsa, onları incitip kınamaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tövbeleri çok kabul edendir, çok merhamet edendir.

Zina kadın kadına

 

Nisa

15

Diyanet

Kadınlarınızdan fuhuş (zina) yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye veya Allah onlar hakkında bir yol açıncaya kadar kendilerini evlerde tutun (dışarı çıkarmayın).

Zina yapan kadın ve erkek yüz deynek

 

Nur

2

Diyanet

Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü'minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.

Zinaya Yaklaşmayın

17

İbrahim

32

Diyanet

 Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.

Zorluk halinde Namaz

4

Nisa

101, 102

Diyanet


Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır. (Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekât kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar. İnkâr edenler arzu ederler ki, silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah, inkârcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

Zulmedenler kelimesi müşrikler için kullanılır

31

Lokman

13

Diyanet

Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Yavrum! Allah'a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür."

Zulmedenler kelimesi müşrikler için kullanılır

37

Saffat

22-24

Diyanet

Allah, meleklere şöyle emreder: "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah'ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir."

Zulmedenler kelimesi müşrikler için kullanılır

11

Hud

113

Diyanet

Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.

Zulmedenlere, inkar edenlere Allah kendi eliyle ahirette verecektir

9

Tevbe

52

Diyanet

De ki: "Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz."

Zulmedenlere, inkar edenlere Allah'ın dünyada ki tuzağı insanlar yoluyladır.

27

Neml

69-70

Diyanet

De ki: "Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın." Onlardan yana üzülme. Kurdukları tuzaklardan ötürü de sıkıntıya düşme.

Zulmü Allah yapmaz

10

Yunus

101

Diyanet

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince, Allah'ı bırakıp da taptıkları ilâhları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlâhları onların sadece ziyanlarını artırdı.

Zulmü Allah yapmaz. İnsanlar kendi nefsine yaparlar.

10

Yunus

44

Diyanet

Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat insanlar kendilerine zulmederler.

Zulmü Allah yapmaz. İnsanlar kendi nefsine yaparlar.

18

Kehf

49

Diyanet

Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. "Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!" derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

Zürriyet yokken insanlar Rab'bim Allah'tır diyorlardı.

7

Araf

172

Diyanet

 
Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

 

  Kur’an Bütünlüğünde Melek Anlayışı – Derinlemesine İnceleme Bilim insanlarının açıklamalarına göre, evrenin başlangıcı yaklaşık 13.8 mil...