SEÇİLMİŞ AYETLER (U), (Ü), (P), (R)

ALLAH NASİP EDERSE İLAVE AYETLERLE GÜNCELLEMELER DEVAM EDECEK. AYETLER ALFABETİK SIRAYA GÖRE DİZAYN EDİLMİŞTİR.  İNŞALLAH KUR'AN'I KERİM'İ HAYATIMIZA TAŞIYANLARDAN OLURUZ.

Özet Meal

Sr.

S.Ad.

Ayt

Çeviri

Meal


Resul De ki:
"Ey insanlar! Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıcıyım."

22

Hac

49

Diyanet

De ki: "Ey insanlar! Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıcıyım."

Namaz da Rükü (Mekki)

77

Mürselat

48

Diyanet

Onlara, "Rükû edin (namaz kılın)" dendiği zaman rükû etmezler.

Perde, aranızda görünmez bir perde kıldık

17

İsra

45

Diyanet

Kur'an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

Perde, aranızda görünmez bir perede kıldık

55

Rahman

19-20

Diyanet

(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar. (Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.

Rab adamları (rabbani) olmak  için ilahi kelamı öğren ve öğret

3

Ali-i İmran

79

Diyanet

Allah'ın, kendisine Kitab'ı, hükmü (hikmeti) ve nebiliği verdiği hiçbir insanın, "Allah'ı bırakıp bana kullar olun" demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir:) "Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah'ın istediği örnek ve dindar kullar) olun."

Rab kelimesi Allah'tan başka Rab aranmaması gerektiği dillendirilirken  kullanılmış.

6

En'am

164

Diyanet

De ki: "Her şeyin Rabbi O iken ben başka bir Rab mı arayayım? Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez.  Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri haber verecektir.

Rab kelimesi Firavun kendisi için kullanmış.

79

Naziat

24

Diyanet

Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.

Rab kelimesi Yusuf zamanı devlet başkanı Mısır meliki için kullanıldığı sanılmıştır.

12

Yusuf

23

Diyanet

Evinde bulunduğu kadın (gönlünü ona kaptırıp) ondan arzuladığı şeyi elde etmek istedi ve kapıları kilitleyerek, "Haydi gelsene!" dedi. O ise, "Allah'a sığınırım, çünkü o (kocan) benim efendimdir, bana iyi baktı. Şüphesiz zalimler kurtuluşa eremezler" dedi.

Rab, oluşunun sırrı Allah'ın isminin öz manasında saklıdır. O sır sevgidir.

11

Hud

90

Muhammed Esed

Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin. Şüphesiz Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir.

Rab, sonunda terbiye edenin huzurunda toplanılır.

6

En'am

38

Muhammed Esed

halbuki yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi (Allahın) mahluku olmasın: Biz, buyruğumuzda tek şeyi bile ihmal etmedik. Ve bir kez daha (belirtelim): onlar(ın tümü) Rableri huzurunda toplanacaklardır.

Rab, terbiye ettiğini denetimi ve gözetimi altında tutar.

4

Nisa

1

Muhammed Esed

Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da  eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.

Rab, terbiye ettiğini denetimi ve gözetimi altında tutar.

5

Maide

117

Muhammed Esed

Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyi söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin (dedim.) Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit (ve örnek) idim. Ama beni içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen, her şeye hakkıyla şahitsin.

Rab, terbiye ettiğinin büyüğü ve oteritesidir.

42

Şura

10

Muhammed Esed

Öyleyse (ey müminler biliniz ki,) ayrılığa düştüğünüz her konuda hüküm Allah'a aittir. (De ki:) "İşte Allah! Benim Rabbim budur. O'na dayanıp güvendim ve her zaman O'na yönelirim!"

Rab, terbiye ettiğinin itaat ve kulluk beklemesi hakkıdır.

6

En'am

164

Muhammed Esed

De ki: "Her şeyin Rabbi O iken ben başka bir Rab mı arayayım? Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez.  Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri haber verecektir.

Rab, terbiye ettiğinin üzerinede hakkı vardır.

89

Fecr

15, 17

Muhammed Esed

İnsana gelince, ne zaman Rabbin onu, cömertliğiyle ve hoşnut olacağı bir hayat bağışlamakla denese, "Rabbim, bana karşı (ne kadar) cömertmiş!" der; ama geçim vasıtalarını daraltarak onu denediği zaman ise, "Rabbim beni küçük düşürdü!" di(ye sızlanı)r. Ama hayır, hayır, (ey insanlar, bütün yaptıklarınızı ve yapmadıklarınızı bir düşünün:) siz yetime karşı cömert değilsiniz,

Rab, terbiye ve bakımını üstlenen ihtiyacını da giderir.

106

Kureyş

1, 2

Muhammed Esed

O halde bu Mabed'in Rabbine kulluk etsinler, O ki, aç kalmasınlar diye onları beslemiş ve tehlikelerden emin kılmıştır.

Rabbim Allah'tır demenin anlamı

6

En'am

161-163

Diyanet

De ki: "Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk'a yönelen İbrahim'in dinine iletti. O, Allah'a ortak koşanlardan değildi." "O'nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben müslümanların ilkiyim."

Rabbin cömertliğine insanın küstahca gururu

82

İnfitar

6

Diyanet

Ey insan! Nedir seni lütuf sahibi Rabbinden uzaklaştıran,

Rabbin yetmedi mi

41

Fussilet

53

Diyanet

Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur'an'ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?

Rahman

33

Ahzap

43

Diyanet


O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlanma dileyendir. Allah, mü'minlere çok merhamet edendir.

Rahman

67

Mülk

19

Diyanet

Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.

Recm yok kısas var

18

Keyf

74

Diyanet

Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, "Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!" dedi.

Resul         Kur'an'la hükmetti.

3

Al-i İmran

49

Süleymaniye vakfı

İsa, İsrailoğullarına elçi olarak geldiğinde (şöyle dedi:) "Size, Sahibinizin belgesi ile geldim. Sizin için çamurdan kuş heykeli yaratır,[*] ona üflerim de Allah'ın izni ile kuş olur. Doğuştan kör olan ve alaca hastalığına tutulmuş olanı iyileştiririm. Allah'ın izni ile ölüleri diriltirim. Evlerinizde neler yediğinizi ve neleri biriktirdiğinizi size bildiririm. Eğer Allah’a güvenen kimselerseniz bunlar gerçekten, sizin için birer belgedir.

Resul Allah ın dilemesi dışında  bilmez

7

Araf

188

Diyanet

De ki: "Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı biliyor olsaydım, daha çok hayır elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim."

Resul ancak uyarıcıdır.

35

Fatır

23

Diyanet



Sen, ancak bir uyarıcısın.

Resul apaçık uyarıcıdır

67

Mülk

25-26

Diyanet

Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek? diyorlar. De ki: "O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım."

Resul gaybı bilmez

11

Hud

31

Diyanet

Size ben, "Allah'ın hazineleri yanımdadır", demiyorum; gaybı da bilmem. "Ben bir meleğim" de demiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, "Allah, onlara asla hiçbir hayır vermez" de diyemem. Allah, onların içlerindekini daha iyi bilir. Böyle bir şey söylersem, o zaman ben gerçekten zâlimlerden olurum.

Resul gönderdiğimiz kişiler, inanmamışlardı

6

En'am

20

Diyanet

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (Resulleri) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar.  Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.

Resul gönderseydi de ayetlere uyup iman edenlerden olsaydık deler

28

Kasas

47

Muhammed Esed

Ve (ayrıca, Biz seni, Yargı Günü'nde) kendi elleriyle yapıp ettiklerinden ötürü başlarına bir musibet geldiği zaman: "Ey Rabbimiz, bize bir elçi göndermiş olsaydın senin mesajlarına uyar ve inanan kimselerden olurduk!" demesinler diye (gönderdik).

Resul ihtilafları Kur'an'la çözer

2

Bakara

213

Diyanet

Yahudiler, "Hıristiyanlar bir temel üzerinde değiller" dediler. Hıristiyanlar da, "Yahudiler bir temel üzerinde değiller" dediler. Oysa hepsi Kitab'ı  okuyorlar. (Kitab'ı) bilmeyenler de tıpkı bunların söyledikleri gibi demişti. Artık onların aralarında uyuşamadıkları davada, kıyamet gününde hükmü Allah verecektir.

Resul ihtilafları Kur'an'la çözer

4

Nisa

105

Diyanet

(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab'ı (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana öğrettikleri ile hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma.

Resul ihtilafları Kur'an'la çözer

5

Maide

48-49

Diyanet

(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir. Aralarında, Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur'an'ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.

Resul ihtilafları Kur'an'la çözer

6

En'am

113

Diyanet

Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).

Resul Kendi arzusuna göre kıonuşmaz.

53

Necm

3, 4

Muhammed Esed



ve ne de kendi arzu ve heveslerine göre konuşmaktadır: Bu (size ilettiği), kendisine indirilen (ilahi) vahiyden başka bir şey değildir;

Resul Muhammedİ müjdeleyen ayet

61

Saf

6

Diyanet

Hani, Meryem oğlu İsa, "Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim" demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, "Bu, apaçık bir sihirdir" dediler.

Resul öğüt ver

87

Ala

9

Diyanet

O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

Resul seni bekçi olarak göndermedik. Görevin tebliğ etmektir

42

Şura

47,  48

Diyanet

Allah'tan, geri çevrilmesi imkânsız olan bir gün gelmeden önce, Rabbinizin çağrısına uyun. O gün sizin için ne sığınacak bir yer vardır, ne de (günahlarınızı) inkâr edebilirsiniz!
Eğer yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz seni onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir. Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir; ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa, o zaman da insan pek nankördür.

Resul Uyarıcı, otorite Allah'ındır

38

Sad

65

Diyanet

(Ey Muhammed!) De ki: "Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur."

Resul ün söyledikleri Allah'ın öğrettiği vahydir

53

Necm

4, 5

Y. Nuri Öztürk

İndirilmiş bir vahiyden başkası değildir o.
Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona.

Resul, Allah adına ayet uyduramaz

69

Hakka

44, 45, 46

Diyanet

Eğer (Resul) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.

Resul, Gaybı bilmez, Kur'an'la hükmeder

6

En'am

50

Diyanet


De ki: "Ben size, ‘Allah'ın hazineleri benim yanımdadır' demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim' de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum." De ki: "Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?"

Resul, kendine ne olacağını bilmez.

46

Ankaf

9

Diyanet

 De ki: "Ben türedi bir resul değilim.  Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım."

Resul, Kur'an'la öğüt ver

50

Kaf

45

Diyanet

 
Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O hâlde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur'an ile öğüt ver.

Resulden önce azap edilseydi. Keşke resul gönderseydi diyeceklerdi.

20

Taha

134

Diyanet

Eğer biz onları o Kur'an'dan önce bir azap ile helâk etseydik mutlaka, "Ey Rabbimiz! Keşke bize bir resul gönderseydin de alçalıp rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık" derlerdi.

Resule itaat Alah'a itaattir

3

Al-i İmran

32

Diyanet


De ki: "Allah'a ve resul'e itaat edin."  Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.

Resule itaat Alah'a itaattir

4

Nisa

80

Diyanet



Kim resule itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.

Resule itaat edin

5

Maide

92

Diyanet

Öyleyse Allah'a itaat edin, resule itaat edin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki, elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.

Resule itaat edin

9

Tevbe

63

Diyanet

Allah'a ve Resûlüne karşı gelen kimseye, içinde ebedî kalacağı cehennem ateşinin olduğunu bilmediler mi? İşte bu, büyük bir rezilliktir

Resule itaat şartı vardır.

3

Al-i İmran

31

Diyanet

De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."

Resullar biribirinden ayrılmaz

4

Nisa

150

Ali Bulaç


Allah'ı ve elçilerini (tanımayıp) inkâr eden, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyen, "Bazısına inanırız, bazısını tanımayız" diyen ve bu ikisi arasında bir yol tutturmak isteyenler.

Resuller de sorguya çekilecek

7

Araf

6

Diyanet

 Kendilerine resuller gönderilenlere mutlaka soracağız.  resullere de elbette soracağız.

Resuller müjdeleyici uyarıcıdırlar

18

Kehf

56

Diyanet

 
Biz, resülleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadele ederler. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.

Resulleri öncekiler de yalanlamışlardı

10

Yunus

39

Diyanet

Hayır öyle değil. Onlar, ilmini kavrayamadıkları ve kendilerine yorumu gelmemiş olan bir şeyi yalanladılar. Kendilerinden öncekiler de (resulleri ve onlara indirilen kitapları) böyle yalanlamışlardı. Bak, o zalimlerin sonu nasıl oldu.

Resullerin bir bölümü Kur'an'da haber verilmedi

40

Mümin

78

Diyanet

Andolsun, senden önce de resuller gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmadan bir mûcize getiremez. Allah'ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman bunu batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.

Resullerin bir bölümü Kur'an'da haber verilmedi. Bir kısmı kafirlerce öldürüldü

2

Bakara

87

Diyanet

Andolsun, senden önce de elçilerler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir resul, Allah'ın izni olmadan bir mûcize getiremez. Allah'ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman bunu batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.

Resulün gönderilme sebebi

28

Kasas

47

Diyanet

Kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir musibet gelip de, "Ey Rabbimiz! Bize bir Resul gönderseydin de âyetlerine uysaydık ve mü'minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı, seni elçi olarak göndermezdik.

Resulün Görevi

5

Maide

49

Diyanet

Aralarında, Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur'an'ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.

Resulün Görevi

5

Maide

92

Diyanet

 Öyleyse Allah'a itaat edin, Resule itaat edin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki, elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.

Resulün Görevi

46

Ahkaf

9

Diyanet

De ki: “Ben türedi bir resul değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”

Resulün Görevi

2

Bakara

213

Diyanet

İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak resuller gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah, dilediğini doğru yola iletir.

Resulün Görevi

4

Nisa

105

Diyanet

(Ey resul!) Biz sana Kitab’ı (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah’ın sana öğrettikleri ile hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma.

Resulün Görevi

5

Maide

48

Diyanet

(Ey resul!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.

Resulün Görevi

6

En'am

113

Diyanet

Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar).

Resulün Görevi

5

Maide

49

Diyanet

Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.

Resulün Görevi

21

Enbiya

45

Diyanet

De ki: "Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum." Ama sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmezler.

Resulün Hakemliği

4

Nisa

59

Diyanet

Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. resul’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.

Resulün hükmüne uy; Sakala, sarığa, cübbeye değil.

4

Nisa

65

Diyanet

Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.

Resül, Kur'an'la uyar

6

En'am

51

Diyanet

Kendileri için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rab'lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla (Kur'an ile) uyar.

Resüller elçiler de sorguya çekilecek

7

Araf

6

Diyanet


Kendilerine elçi gönderilenlere mutlaka soracağız.  Elçilere de elbette soracağız.

Resüller elçiler de sorguya çekilecek

5

Maide

116-117

Diyanet

Allah, kıyamet günü şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara, Allah'ı bırakarak beni ve anamı iki ilâh edinin, dedin?" İsa da şöyle diyecek: "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım, elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin." "Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyi söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin (dedim.) Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit (ve örnek) idim. Ama beni içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen, her şeye hakkıyla şahitsin."

Resüllerin görevi tebliğdir.

5

Maide

99

Diyanet

 
Resüllerin üzerine düşen ancak tebliğdir. Allah, sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir.

Resüllerin görevi tebliğdir.

5

Maide

67

Diyanet

Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O'nun verdiği resullük görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.

Ruh hidayet rehberi Kur'an olarak kullanılmıştır.

42

Şura

52

Diyanet

Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şüphesiz sen, dosdoğru olan bir yola yöneltip iletiyorsun.

Ruh insanlara yüklenen iki farklı eğilim için kullanılmıştır.

32

Secde

9

Diyanet

Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

Ruh nedir? Ruh Allah'ın rububiyetiyle ilgilidir.

17

İsra

85

Diyanet

Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: "Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir."

Ruh resul anlamında kullanılmıştır

4

Nisa

171

Diyanet

Ey Kitab ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah'ın resulleri, Meryem'e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve resullerine iman edin, "(Allah) üçtür" demeyin.  Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah, ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.

Ruh un asıl kaynağı Allah'tır

17

İsra

85

Diyanet

Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: "Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir."

Ruh, elçidir.

4

Nisa

171

Diyanet

Ey Kitab ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah'ın resulü, Meryem'e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve peygamberlerine iman edin, "(Allah) üçtür" demeyin.  Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah, ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.

Ruh, vahiydir. Kur'an dır.

42

Şura

52

Celal Yıldırım

Ve böylece kendi emrimizden sana (kalblere canlılık veren) bir ruh (kitap) vahyettik. Oysa sen, kitap nedir, imân nedir, bilmezdin. Ama biz onu kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletmek için bir nûr kıldık ve sen gerçekten dosdoğru yolu gösterirsin !

Ruhen temizlik

79

Naziat

17-19

Diyanet

Haydi Firavun'a git! Çünkü o azmıştır. "Ona de ki: İster misin (küfür ve isyanından) temizlenesin? Seni Rabbine ileteyim de O'na karşı derinden saygı duyup korkasın!"

Ruhen temizlik

91

Şems

7, 10

Diyanet

Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır.

Rusulleri diğerinden ayırt etme

2

Bakara

285

Diyanet

Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü'minler de (iman ettiler). Her biri; Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: "Onun resullerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz." Şöyle de dediler: "İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır."

Rusulleri diğerinden ayırt etme

3

Al-i İmran

84

Diyanet

 De ki: "Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ'ya, İsa'ya ve resullere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz O'na teslim olanlarız."

Rükü, secde edin. (Mekki)

22

Hac

26

Diyanet

Hani biz İbrahim'e, Kâbe'nin yerini, "Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle" diye belirlemiştik.

Rükü, secde edin. (Mekki)

22

Hac

77

Diyanet

Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.

Rüşvet

2

Bakara

174 188

Diyanet

Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.

Rüşvet

7

Araf

169

Arif Fikri Yavuz

Nihayet arkalarından bozuk bir toplum bunların yerine geçti ki, kitaba (Tevrat'a) vâris oldular: şu alçak dünya malını rüşvet olarak irtikâp ederler de, bir de: "Bize mağfiret olunacak." derler. Karşı taraftan da kendilerine öyle bir mal gelse, onu da alırlar. Acaba Allah'a karşı, hakdan başka bir şey söylemiyeceklerine dair kendilerinden, o kitabın hükmü üzere, kuvvetli söz alınmadı mıydı? Ve o kitabın (Tevrat'ın) içindekini ders edinip okumadılar mı? Halbuki âhiret yurdu, Allah'dan korkanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmıyacak mısınız?

Rüşvet

5

Maide

42

Diyanet

Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan, sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan, aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever.

Rüşvet

2

Bakara

188

Diyanet


Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.

Uyarıcı gitmeyen hiçbir kavim yoktur

26

Şuara

208

Diyanet

Biz, hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helâk etmedik.

Uyarıcıyı babaları dinlememiş, evlatlarına tekrar gönderilmiş

36

Yasin

6

Diyanet

ataları uyarılmamış ve bu nedenle kendileri (doğru ile eğrinin ne olduğundan) habersiz kalmış bulunan insanları uyarasın diye (sana indirilmiş olanın) (sayesinde).

Uyarılmayan bir toplum yoktur.

36

Yasin

5, 6

Diyanet

Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

Uydurulmuş dininizden Kur'an'da ki dininize dönün.

3

Al-i İmran

19

Diyanet

Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür.

Uyku bir nevi ölümdür

39

Zümer

42

Diyanet

Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.

Üç kişiyseniz dördüncü, dört kişiyseniz beşinci Allah'tır.

58

Mücadele

7

Diyanet

Göklerdeki ve yerdeki her şeyi Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişi gizlice konuşmaz ki, dördüncüleri O olmasın. Beş kişi gizlice konuşmaz ki altıncıları O olmasın. Bundan daha az, yahut daha çok da olsalar, nerede olurlarsa olsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını Kıyamet günü haber verecektir. Allah, her şeyi hakkıyla bilir.

Ümmet

6

En'am

38

Ali Bulaç

Yeryüzünde hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz Kitap'ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.

Ümmet

16

Nahl

120

Süleyman Ateş

İbrâhim Allâh'ı birleyerek O'na itâ'at eden bir ümmet (her iyiliği kendinde toplayan bir önder) idi, ortak koşanlardan değildi.

Ümmetiniz tek ümmetti.

21

Enbiya

92

Diyanet

Şüphesiz bu (İslâm), tek ümmet (din) olarak sizin ümmetiniz (dininiz)dir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin.

Ümmetiniz tek ümmetti.

23

Müminun

52

Ali Bulaç

İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin Rabbinizim; öyleyse benden korkup sakının.

Ümmetiniz tek ümmetti.

2

Bakara

213

Diyanet



İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak nebiler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah, dilediğini doğru yola iletir.

Ümmi, ilahi kitaplarla ilgisi olmayan demektir.

2

Bakara

78

Diyanet

Bunların bir de ümmî  takımı vardır; Kitab'ı (Tevrat'ı) bilmezler. Onların bütün bildikleri bir sürü kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunurlar.

Ümmi, ilahi kitaplarla ilgisi olmayan demektir.

42

Şura

52, 53

Muhammed Esed

İşte sana da (ey Muhammed,) kendi buyruğumuz altında hayat veren bir mesaj vahyettik. (Bu mesaj sana gelmeden önce,) sen vahiy nedir, iman (nedir) bilmezdin ama (şimdi) bu (mesajı) bir ışık yaptık ki onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola ulaştıralım; şüphesiz sen de (insanları onunla) doğru yola ulaştıracaksın. göklerde ve yerdeki her şeyin maliki olan Allah'a götüren yola. Gerçek şu ki, her şeyin başı ve sonu Allah'tadır.

Ümmi, ilahi kitaplarla ilgisi olmayan demektir.

62

Cuma

2

Diyanet

O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.

Ümmi, ilahi kitaplarla ilgisi olmayan demektir.

3

Al-i İmran

20

Diyanet

Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim ettim." Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere  de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah, kullarını hakkıyla görendir.

Ümmi, ilahi kitaplarla ilgisi olmayan demektir.

29

Ankebut

47, 48

Diyanet

İşte böylece biz sana kitabı indirdik. Kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Şunlar (Kitap ehlinden çağdaşın olanlar)dan da ona inananlar vardır. Bizim âyetlerimizi ancak kâfirler inkâr ederler. Sen şu Kur'an'dan önce hiçbir kitap okumuyor ve onu sağ elinle yazmıyordun. (Okuyup yazsaydın) o takdirde batıl peşinde koşanlar, şüpheye düşerlerdi.

Ümmi, ilahi kitaplarla ilgisi olmayan demektir.

7

Araf

157, 158

Diyanet

Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Resûle, o ümmî  resule uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır.  Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Ey Muhammed!) De ki: "Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın hepinize gönderdiği resulüyüm. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah'a ve O'nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız."

 


  Gayri Metluv Vahiy ve Nebi-Resul İtaati: Kur’an Temelli Doğru Anlayış   Gel, bugün Kur’an merkezli bir meseleye birlikte bakalım: Resu...