ALLAH NASİP
EDERSE İLAVE AYETLERLE GÜNCELLEMELER DEVAM EDECEK. AYETLER ALFABETİK SIRAYA
GÖRE DİZAYN EDİLMİŞTİR. İNŞALLAH
KUR'AN'I KERİM'İ HAYATIMIZA TAŞIYANLARDAN OLURUZ. |
|||||
Özet Meal |
Sr. |
S.Ad. |
Ayt |
Çeviri |
Meal |
Şah
damarımızdan daha yakındır Allah |
50 |
Kaf |
16 |
Diyanet |
Andolsun, insanı
biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona
şah damarından daha yakınız. |
Şahitler |
24 |
Nur |
24 |
Ali Bulaç |
O gün,
kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlikte
bulunacaklardır. |
Şahitler |
41 |
Fussilet |
20 |
Diyanet |
Nihayet
cehenneme vardıklarında, kulakları, gözleri ve derileri, yapmış oldukları
işler hakkında, kendileri aleyhine şahitlik ederler. |
Şefaat |
4 |
Meryem |
87 |
Diyanet |
Rahmân'ın katında
söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır. |
Şefaat |
74 |
Müddessir |
48 |
Diyanet |
Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda
vermez. |
Şefaat |
2 |
Bakara |
48 |
Diyanet |
Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse
bir başkası adına bir şey ödeyemez. Hiçbir kimseden herhangi bir şefaat kabul
olunmaz, fidye alınmaz. Onlara yardım
da edilmez. |
Şefaat |
20 |
Taha |
82 |
Diyanet |
"Şüphe
yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen, sonra da doğru yol
üzere devam eden kimse için son derece affediciyim." |
Şefaat |
11 |
Hud |
46 |
Diyanet |
Allah,
"Ey Nûh! O, asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir
iştir. O hâlde, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben, sana
cahillerden olmamanı öğütlerim" dedi. |
Şefaat |
|
Neml |
57 |
Diyanet |
Allah,
"Ey Nûh! O, asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir
iştir. O hâlde, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben, sana
cahillerden olmamanı öğütlerim" dedi. |
Şefaat |
32 |
Secde |
4 |
Diyanet |
Allah,
gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan
sonra da Arş'a kurulandır. Sizin için O'ndan başka hiçbir dost, hiçbir
şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? |
Şefaat |
21 |
Enbiya |
28 |
Diyanet |
|
Şefaat |
10 |
Yunus |
18 |
Diyanet |
|
Şefaat |
3 |
Al-i İmran |
128 |
Diyanet |
Bu işte
senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları
affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder |
Şefaat |
26 |
Şuara |
90, 91, 92,
93 |
Diyanet |
|
Şefaat |
53 |
Necm |
26 |
Muhammed
Esed |
|
Şefaat |
2 |
Bakara |
254, 255 |
Diyanet |
|
Şefaat |
44 |
Duhan |
41 |
Diyanet |
O gün
dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez. |
Şefaat |
20 |
Taha |
109 |
Diyanet |
O gün,
Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati
fayda vermez. |
Şefaat |
9 |
Tevbe |
80 |
Diyanet |
|
Şefaat |
7 |
Araf |
53 |
Diyanet |
|
Şefaat |
43 |
Zuhruf |
86 |
Diyanet |
|
Şefaat |
10 |
Yunus |
3 |
Diyanet |
|
Şefaat |
40 |
Mü'min |
18 |
Diyanet |
|
Şefaat |
40 |
Mümin |
18 |
Diyanet |
Yaklaşmakta
olan gün konusunda onları uyar. O gün yürekler gam ve tasa ile dolu, (sanki)
gırtlaklara dayanmıştır. Zalimlerin ne sıcak bir dostu, ne de sözü dinlenir
bir şefaatçisi vardır. |
Şefaat |
39 |
Zümer |
44 |
Diyanet |
Yoksa Allah'tan
başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Hiçbir şeye güçleri yetmese ve
düşünemiyor olsalar da mı?" |
Şefaat |
2 |
Bakara |
255 |
Diyanet |
Allah,
kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur. O'nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir
uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur. İzni olmaksızın O'nun
katında şefaatte bulunacak kimdir? O,
kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını)
bilir. Onlar O'nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey
kavrayamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O,
göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek
O'na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür. |
Şefaat |
26 |
Şuara |
94, 100 |
Diyanet |
|
Şefaat |
36 |
Yasin |
23 |
Diyanet |
"O'nu bırakıp
da başka ilâhlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese,
onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar." |
Şefaat |
34 |
Sebe |
22-23 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) De ki: "Allah'ı bırakıp da ilâh olduklarını iddia
ettiklerinizi çağırın. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip
değillerdir. Onların yerde ve gökte hiçbir ortaklıkları yoktur. Allah'ın
onlardan bir yardımcısı da yoktur. |
Şefaat |
82 |
İnfitar |
19 |
Muhammed
Esed |
|
Şefaat |
6 |
En'am |
51 |
Diyanet |
|
Şefaat |
2 |
Bakara |
123 |
Diyanet |
|
Şefaat |
20 |
Ta-ha |
109 |
Diyanet |
|
Şefaat |
2 |
Bakara |
48 |
Diyanet |
|
Şefaat; Nebi Muhammed yetmiş kere bağışlama dilese
de kesinlikle bağışlanmaz |
9 |
Tevbe |
80 |
Diyanet |
Onlar için ister bağışlanma dile, ister
dileme (fark etmez.) Onlar için yetmiş kez bağışlanma dilesen de, Allah onları
asla affetmeyecektir. Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmiş olmaları
sebebiyledir. Allah, fasık topluluğu doğru yola iletmez. |
Şefaat
Fidye verse de kabul edilmez, |
6 |
En'am |
70 |
Diyanet |
Dinlerini
oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları
bırak. Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur'an
ile öğüt ver. Yoksa ona Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne de bir
şefaatçi. (Kurtuluşu için) her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez.
İşte onlar kazandıkları yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. Küfre
saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem
dolu bir azap vardır. |
Şefaat;
ortak koştuklarınız nerede |
6 |
En'am |
94 |
Diyanet |
|
Şeriat,
Allah'ın yasası; Hayat tarzı yaşam biçimidir. |
42 |
Şura |
21 |
Diyanet |
Yoksa, Allah'ın
izin vermediği bir dini kendilerine tutulacak yol kılan ortakları mı var? Eğer (cezaların
ertelenmesine dair) kesin hükmü
olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz, zâlimler için
elem dolu bir azap vardır. |
Şeriat,
Allah'ın yasası; Hayat tarzı yaşam biçimidir. |
45 |
Casiye |
17, 18 |
Ali Bulaç |
Ve onlara
bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten
sonra, yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa
düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü
aralarında hüküm verecektir. |
Şeyhe kul
olmadan Allah'a kul olunmaz derler. |
3 |
Al-i İmran |
79 |
Muhammed
Esed |
Allah'ın
vahiy, sağlam muhakeme ve peygamberlik bağışladığı hiç kimsenin bundan sonra
halkına, "Allah'ın yanısıra bana da kulluk edin!" demesi
düşünülemez; aksine, (onlara şöyle öğüt verir): "ilahi kelamın bilgisini
yayarak ve kendiniz (onu) derinlemesine inceleyerek Allah adamları
olun!" |
Şeyhler
gökteki yıldızlar mıdır? |
9 |
Tevbe |
31 |
Ali Bulaç |
Onlar,
Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve
Meryem oğlu Mesih'i de.. Oysa onlar, tek olan bir ilah'a ibadet etmekten başka
bir şeyle emrolunmadılar. O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk
koştukları şeylerden yücedir. |
Şeyhler
veliler ictihatına uyulmalı mı? |
7 |
Araf |
3 |
Muhammed
Esed |
Rabbinizin katından
size indirilene uyun; Ondan başka önderlerin ardından gitmeyin. Ne kadar az
tutuyorsunuz aklınızda bunu. |
Şeyhler
veliler üstün varlıklar mı? |
41 |
Fussilet |
6 |
Muhammed
Esed |
|
Şeytan a
karşı nebileri Allah ayetleriyle koruma altına almıştır |
22 |
Hac |
52 |
Diyanet |
Senden önce
hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, bir şey temenni ettiği zaman, şeytan
onun bu temennisine dair vesvese vermiş olmasın. Ama Allah, şeytanın
vesvesesini giderir. Sonra Allah, âyetlerini sağlamlaştırır. Allah, hakkıyla
bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Şeytan bizi
denemek içindir |
22 |
Hac |
53 |
Diyanet |
Allah,
şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katı
olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o
zalimler, derin bir ayrılık içindedirler. |
Şeytan
dostları hidayete erdiğini sanırlar |
3 |
Al-i İmran |
175 |
Diyanet |
O
şeytan sizi ancak kendi dostlarından
korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü'min iseniz, benden korkun. |
Şeytan
dostları hidayete erdiğini sanırlar |
6 |
En'am |
112 |
Diyanet |
İşte böylece biz her nebilere insan ve cin
şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar
fısıldarlar. Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları
iftiralarıyla baş başa bırak. |
Şeytan
dostları hidayete erdiğini sanırlar |
114 |
Nas |
1,, 6 |
Diyanet |
De ki:
"Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi
vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik'ine,
insanların İlâh'ına sığınırım." |
Şeytan ın
zorlayıcı gücü yoktur. |
14 |
İbrahim |
22 |
Diyanet |
İş
bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz Allah, size gerçek olanı söz
verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak
bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O
hâlde beni kınamayın, |
Şeytan
iddia ediyor |
7 |
Araf |
17 |
Diyanet |
"Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden,
arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu
şükreden (kimse)ler bulamayacaksın." |
Şeytan
insan üzerine şeytanı kabuk bağlatıyor. Her birliktelikte bu kabuk kırılmaz
konuma geliyor |
43 |
Zuhruf |
36-38 |
Diyanet |
Kim,
Rahmân'ın Zikri'ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız.
Artık o, onun ayrılmaz dostudur. Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan
saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar. Sonunda bize
geldiğinde, arkadaşına, "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası
kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!" der. |
Şeytan
insanı zorlamaz; sadece öneride bulunur. |
14 |
İbrahim |
22 |
Diyanet |
İş bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz
Allah, size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı
çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi
çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O hâlde beni kınamayın, |
Şeytan önce
inkarı sağlar, sonra uzaklaşır. |
59 |
Haşr |
16 |
Diyanet |
Münafıkların
durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, "İnkâr
et" der; insan inkâr edince de, "Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü
ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" der. |
Şeytan
sonunda da şeytanlığını yapar. |
14 |
İbrahim |
22 |
Diyanet |
İş
bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz Allah, size gerçek olanı söz
verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak
bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O
hâlde beni kınamayın, |
Şeytan; Şeytanın zorlayıcı gücü yoktur. |
16 |
Nahl |
98 - 100 |
Diyanet |
|
Şeytan; Şeytanlaşmış insanlar |
2 |
Bakara |
14 |
Diyanet |
İman
edenlerle karşılaştıkları zaman, "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla
(münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, "Şüphesiz, biz sizinle
beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz" derler. |
Şeytan; |
7 |
Araf |
200-201 |
Diyanet |
Eğer
şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah'a sığın. Şüphesiz O,
hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Şüphe yok ki Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan
bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah'ı hatırlarlar da)
sonra hemen gözlerini açarlar. |
Şeytan; |
16 |
Nahl |
98 |
Muhammed
Esed |
İmdi, Kuran okuyacağın zaman, hemen o
kovulmuş şeytana karşı Allah'a sığın. |
Şeytana
uyma |
34 |
Sebe |
20 |
Diyanet |
Şeytan, onlar hakkındaki zannını doğru
çıkardı. İnananlardan bir grup dışında hepsi ona uydular. |
Şeytanın
saptıramadıkları |
15 |
Hicr |
39, 40 |
Diyanet |
İblis, "Rabbim! Beni azdırmana
karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde
ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım" dedi. |
Şeytanın
vesvese verişi |
7 |
Araf |
20 |
Diyanet |
Derken
şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için
kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak,
melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye
yasakladı." |
Şeytanla
baş başa kalan münafık |
2 |
Bakara |
14 |
Diyanet |
İman edenlerle karşılaştıkları zaman,
"İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız
kaldıkları zaman, "Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla
alay ediyoruz" derler. |
Şifa
göğüslere |
9 |
Tevbe |
14 |
Muhammed
Esed |
Savaşın onlarla!
Allah sizin elinizle cezalandıracak onları; hor ve hakir kılacak; sizi de
onlara karşı yardımıyla destekleyecek; ve inananların içlerini ferahlatıp |
Şifa
gönüllere |
41 |
Fussilet |
44 |
Diyanet |
Eğer biz
onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri
genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber
öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve
şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara
kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da
anlamıyorlar)." |
Şifa
kalplere |
10 |
Yunus |
57 |
Diyanet |
Ey
insanlar! İşte Rabbinizden size bir öğüt, kalplerde olabilecek her türlü
(darlık ve hastalık) için bir şifa ve (O'na) inanan herkes için hidayet ve
rahmet gelmiş bulunuyor. |
Şifa
rahmet Müminlere |
17 |
İsra |
82 |
Diyanet |
Biz
Kur'an'dan, mü'minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz.
Zalimlerin ise Kur'an, ancak zararını artırır. |
Şifa,
Kur'an'ın şifa oluşu kalpleredir. |
41 |
Fussilet |
44 |
Muhammed
Esed |
Eğer bu (ilahi kelamın) Arapça dışında bir
dilde (indirilmiş) bir hitabe olmasını dileseydik, onlar, (şimdi onu
reddedenler,) bu defa, "Neden onun mesajları anlaşılır bir şekilde ifade
edilmemiş? Hayret! Arapça dışında bir dil(de indirilmiş bir mesaj bu) ve
(tebliğ eden de) bir Arap (elçi)?" diyeceklerdi. De ki: "Bu (ilahi
kelam,) iman edenler için bir rehber ve bir şifa kaynağıdır; ona
inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir sağırlık var ve bundan dolayı
(Kuran) onlara kapalı, anlaşılmaz gelir. Onlar çok uzaklardan seslenilen
(insanlar gibi)ler." |
Şifa; Kur'an'ın şifa oluşu
kalpleredir. |
17 |
İsra |
82 |
Muhammed
Esed |
Biz, işte
böyle böyle, Kuran'dan müminler için (ruhen) sağaltıcı, rahmet bahşedici olan
ve zalimlerin de yalnızca yıkımını artıran şeyler indiriyoruz: |
Şifa; Kur'an'ın şifa oluşu
kalpleredir. |
10 |
Yunus |
57 |
muhammed
Esed |
Ey
insanlar! İşte Rabbinizden size bir öğüt, kalplerde olabilecek her türlü
(darlık ve hastalık) için bir şifa ve (O'na) inanan herkes için hidayet ve
rahmet gelmiş bulunuyor. |
Şifa; Kur'an'ın şifa oluşu
kalpleredir. |
9 |
Tevbe |
14 |
Süleyman
Ateş |
|
Şirk |
6 |
En'am |
14 |
Diyanet |
De ki: "Göklerin ve yerin yaratıcısı olan,
beslediği hâlde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah'tan başkasını mı dost
edineceğim." De ki: "Bana, (Allah'a) teslim olanların ilki olmam
emredildi ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma (denildi)." |
Şirk Allah şirke gireni
bağışlamaz. |
4 |
Nisa |
48 |
Diyanet |
Şüphesiz
Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan
(günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a şirk koşan kimse,
şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur. |
Şirk Allah'a iftiradır. |
61 |
Saf |
7 |
Diyanet |
Kim, İslâm'a
davet olunduğu hâlde, Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? Allah,
zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. |
Şirk Kendi nefis ve arzusuna kulluk
etmektir. |
10 |
Yusuf |
66 |
Diyanet |
Bilesiniz
ki göklerde kim var, yerde kim varsa, hep Allah'ındır. Allah'tan başkasına
tapanlar (gerçekte) Allah'a koştukları ortaklara tâbi olmuyorlar. Şüphesiz
onlar ancak zanna uyuyorlar ve sadece yalan söylüyorlar. |
Şirk Allah'ın azabından kurtaracak
yoktur |
13 |
Rad |
34 |
Diyanet |
Onlara
dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır ve onları
Allah'ın azabından koruyacak kimse de yoktur. |
Şirk Allah'tan başkasına yalvarılmaz |
13 |
Rad |
4 |
Diyanet |
Gerçek dua
ancak O'nadır. O'ndan başka yalvardıkları ise onların isteklerine ancak, ağzına
ulaşmayacağı hâlde, ulaşsın diye avuçlarını suya uzatan kimsenin isteğine
suyun cevap verdiği kadar cevap verirler. Kâfirlerin duası daima boşa çıkar. |
Şirk |
10 |
Yunus |
18 |
Diyanet |
Allah'ı bırakıp, kendilerine ne zarar, ne de
fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve "İşte bunlar Allah katında bizim
şefaatçılarımızdır" diyorlar. De ki: "Siz, Allah'a göklerde ve
yerde O'nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz!? O, onların ortak koştukları
şeylerden uzaktır, yücedir." |
Şirk |
39 |
Zümer |
43, 44 |
Diyanet |
Yoksa
Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Hiçbir şeye güçleri
yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?"
De ki: "Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin
hükümranlığı O'nundur. Sonra yalnız O'na döndürüleceksiniz." |
Şirk |
16 |
Nahl |
73, 74 |
Diyanet |
Allah'ı
bırakıp da, kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık sağlayamayan ve buna
gücü de yetmeyen şeylere tapıyorlar. Artık Allah'a (şanına uymayan)
benzetmeler yapmaya kalkmayın. Çünkü Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
Şirk |
60 |
Mümtehine |
4 |
Diyanet |
İbrahim'de ve
onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar
kavimlerine, "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız.
Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim
aramızda sürekli bir düşm |
Şirk |
19 |
Meryem |
81, 82 |
Diyanet |
Onlar,
ilâhlar için (hizmete) hazır asker oldukları hâlde, ilâhlar onlara yardım
edemezler. |
Şirk |
34 |
Sebe |
40 |
Diyanet |
Allah'ın,
onları hep birden toplayacağı, sonra da meleklere, "Bunlar mı size
ibadet ediyorlardı?" diyeceği günü bir hatırla! |
29 |
Ankebut |
25 |
Diyanet |
İbrahim, onlara dedi ki: "Sırf aranızda
dünya hayatına mahsus bir sevgi (ve çıkar) uğruna Allah'ı bırakıp birtakım
putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip
tanımayacak; kiminiz kiminize lânet edecektir. Barınağınız cehennem
olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır." |
|
29 |
Ankebut |
41 |
Diyanet |
Allah'tan başkalarını dost edinenlerin durumu,
kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise
şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi! |
|
Şirk |
53 |
Necm |
19, 21 |
Diyanet |
Lât ve Uzza'ya ve diğer üçüncüsü Menat'a ne
dersiniz? Erkek size de, dişi O'na mı? |
Şirk |
71 |
Nuh |
23 |
Diyanet |
Şöyle
dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd'i, Süvâ'ı, Yeğûs'u,
Ye'ûk'u ve Nesr'i hiç bırakmayın. |
Şirk Allah
a hiçbir şeyi ortak koşmayın |
7 |
Araf |
33 |
Diyanet |
De ki: "Rabbim ancak, açık ve gizli
çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği
herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz
şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." |
Şirk Allah
a hiçbir şeyi ortak koşmayın |
12 |
Yusuf |
38 |
Diyanet |
"Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub'un
dinine uydum. Bizim, Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmamız (söz konusu)
olamaz. Bu, bize ve insanlara Allah'ın bir lütfudur, fakat insanların çoğu
şükretmezler." |
Şirk Allah
dışında istekte bulunulanlar |
39 |
Zümer |
38 |
Diyanet |
Andolsun,
eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette,
"Allah", derler. De ki: "Peki söyleyin bakalım? Allah'ı
bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar
dokundurmak isterse, onlar Allah'ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi?
Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O'nun rahmetini engelleyebilirler
mi?" De ki: "Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O'na tevekkül
ederler." |
Şirk Allah’a eş koşan
kimse, Allah’a en büyük iftirayı atmış, zulümlerin en büyüğünü işlemiştir. |
31 |
Lokman |
13 |
Diyanet |
Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle
demişti: "Yavrum! Allah'a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük
bir zulümdür." |
Şirk
Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayın |
6 |
En'am |
151 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) De ki: "Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri
okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın.
Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz
rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da
gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir
hak karşılığı olmadıkça, Allah'ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı
öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti
ki aklınızı kullanasınız." |
Şirk
Allah'ta başkasına itaattir |
33 |
Ahzap |
67 |
Diyanet |
Yine şöyle
diyecekler: "Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik
de bizi yoldan saptırdılar." |
Şirk
Allahtan başka ilah edinenler |
23 |
Müminun |
117 |
Diyanet |
Kim, hakkında hiçbir delili olmadığı hâlde
Allah ile birlikte başka bir ilâha taparsa, onun hesabı ancak Rabbi
katındadır. Şüphesiz kâfirler asla kurtuluşa eremezler. |
Şirk
Allahtan başka ilah edinenler |
26 |
Şuara |
213 |
Diyanet |
Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilâha
yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun! |
Şirk
Allah'tan başka ilah edinenler |
22 |
Hac |
71, 72 |
Diyanet |
|
Şirk
Bazıları şirke girmeden iman etmezler |
13 |
Rad |
36 |
Diyanet |
Kendilerine
kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilen Kur'an ile sevinirler. Fakat (senin
aleyhinde olan) gruplardan onun bir kısmını inkâr edenler de vardır. De ki:
"Ben ancak Allah'a kulluk etmek ve O'na ortak koşmamakla emrolundum. Ben
yalnız O'na çağırıyorum ve dönüşüm de yalnız O'nadır." |
Şirk
bilmediğin konularda şirke bulaşmışlarla münazaraya girme |
31 |
Lokman |
15 |
Diyanet |
"Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi
olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat
etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra
dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber
vereceğim." |
ŞİRK dost
edinmeyin |
9 |
Tevbe |
23 |
Diyanet |
Ey iman
edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, De ki: "Eğer babalarınız,
oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar,
kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size
Allah'tan, elçilerinden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık
Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola
erdirmez." |
ŞİRK dost
edinmeyin |
9 |
Tevbe |
24 |
Diyanet |
De ki:
"Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz,
kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve
beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, resullerinden ve O'nun yolunda
cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin!
Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez." |
ŞİRK dost
edinmeyin |
58 |
Mücadele |
22 |
Diyanet |
Allah'a ve
ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri
yahut kendi soy sopları olsalar bile, Allah'a ve peygamberine düşman olan kimselere
sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve
onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar
akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan
razı olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın
tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah'ın tarafında olanlar kurtuluşa
erenlerin ta kendileridir. |
Şirk e af
yok |
4 |
Nisa |
48 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını
asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için
bağışlar. Allah'a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira
etmiş olur. |
Şirk e af
yok |
4 |
İsra |
116 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah,
kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği
kimseler için bağışlar. Allah'a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa
düşmüştür. |
Şirk e
girenler, ortaklar ediniyorlar |
16 |
Nahl |
73 |
Diyanet |
|
Şirk e
girenler, Allah dilemeseydi biz yapmazdık derler. |
16 |
Nahl |
35 |
Diyanet |
|
Şirk e
girenler; Allah diledi. Biz de atalarımıza uyduk derler |
7 |
Araf |
28 |
Diyanet |
Çirkin bir
iş işledikleri vakit, "Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da
bize bunu emretti" derler. De ki: "Şüphesiz, Allah çirkin işleri emretmez.
Siz bilmediğiniz şeyleri Allah'ın üzerine mi atıyorsunuz?" |
Şirk e
girenler; Allah'a karşı bilmediklerini, biliyormuş gibi söylerler |
7 |
Araf |
33 |
Diyanet |
De ki:
"Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı,
hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmanızı
ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." |
Şirk e
girenler; Allah'ın yasaklarına uyarlar |
47 |
Muhammed |
28 |
Diyanet |
Bu, Allah'ı
gazaplandıran şeylere uydukları ve O'nun hoşnut olduğu şeyleri beğenmedikleri
içindir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır. |
Şirk e
girenler; Çoğunluktur . Yüzünü hanif olarak dine çevir. |
12 |
Yusuf |
103- 106 |
Diyanet |
Sen ne
kadar şiddetle arzu etsen de insanların çoğu inanacak değillerdir. De ki: "Ey insanlar, eğer benim
dinimden herhangi bir şüphede iseniz, bilin ki ben, Allah'ı bırakıp da sizin
taptıklarınıza tapmam, fakat sizin canınızı alacak olan Allah'a kulluk ederim.
Bana mü'minlerden olmam emrolundu." |
Şirk e
girenler; Vahy den yüz çevirirler |
47 |
Muhammed |
9 |
Diyanet |
Bu,
Allah'ın indirdiğini beğenmemeleri, bu sebeple de Allah'ın onların amellerini
boşa çıkarmasındandır. |
Şirk e
girenler; Yoldaşlarını lanet ler. Allah'a şikayet ederler |
7 |
Araf |
38 |
Diyanet |
Allah,
şöyle der: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları ile
birlikte ateşe girin." Her topluluk (arkasından gidip sapıklığa düştüğü)
yoldaşına lânet eder. Nihayet hepsi orada toplandığı zaman peşlerinden
gidenler, kendilerine öncülük edenler için, "Ey Rabbimiz! Şunlar bizi
saptırdılar. Onlara bir kat daha ateş azabı ver" derler. Allah, der ki:
"Her biriniz için bir kat daha fazla azap vardır. Fakat
bilmiyorsunuz." |
Şirk e
koştukları kişilerin itiraf şekli |
14 |
İbrahim |
21 |
Diyanet |
İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak
ve güçsüzler büyüklük taslayanlara diyecek ki: "Şüphesiz bizler size
uymuştuk; şimdi siz az bir şey olsun, Allah'ın azabından bizi koruyabilecek
misiniz?" Onlar da, "Eğer Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz
de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi sızlansak da, sabretsek de bizim için
birdir. Artık bizim için hiçbir kurtuluş yoktur" derler. |
Şirk haram
uydurmak şirk suçudur. |
6 |
En'am |
150 |
Diyanet |
De ki:
"Haydi, Allah şunu haram kıldı" diye tanıklık yapacak şahitlerinizi
getirin. Onlar şahitlik etseler de sen onlarla beraber şahitlik etme.
Âyetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların arzularına uyma. Onlar
Rablerine, başka şeyleri denk tutuyorlar. |
Şirk
Hritiyanlar İsa'yı ortak koşarlardı. Onlara cennet haram kılınmıştır |
5 |
Maide |
72 |
Diyanet |
Andolsun,
"Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle kâfir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: "Ey
İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a
kulluk edin. Kim Allah'a ortak koşarsa, artık, Allah ona cenneti muhakkak
haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı
yoktur." |
Şirk iki
ilah edinmeyin |
16 |
Nahl |
51 |
Diyanet |
Allah,
şöyle dedi: "İki ilâh edinmeyin. O, ancak tek ilâhtır. O hâlde, yalnız
benden korkun." |
Şirk in
hiçbir delili yoktur |
3 |
Al-i İmran |
151 |
Diyanet |
Hakkında
hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuklarından dolayı; inkâr
edenlerin kalplerine korku salacağız. Barınakları da cehennemdir. Zalimlerin
kalacakları yer ne kötüdür. |
Şirk kendi
nefsini arzusunu ilah edinenler |
25 |
Furkan |
43 |
Diyanet |
Kendi
nefsinin arzusunu kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın? |
Şirk kendi
nefsini arzusunu ilah edinenler |
45 |
Casiye |
23 |
Diyanet |
Nefsinin
arzusunu ilâh edinen, Allah'ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı ve kulağını
ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu
Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak
mısınız? |
Şirk
Kitapları olduğu halde ayrılığa düştüler |
98 |
Beyyine |
4 |
Diyanet |
|
Şirk koşan
Allah'ı terk eder |
17 |
İsra |
22 |
Diyanet |
Allah ile
birlikte başka bir tanrı edinme, yoksa kınanmış ve yalnızlığa itilmiş olarak
kalırsın. |
Şirk koşanı
Allah terk eder |
17 |
İsra |
22 |
Diyanet |
|
Şirk
koşanın ameli boşa gider |
39 |
Zümer |
65 |
Diyanet |
Andolsun,
sana ve senden önceki nebilere şöyle vahyedildi: "Eğer Allah'a ortak
koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan
olursun." |
Şirk
koşanın ameli boşa gider |
6 |
En'am |
88 |
Muhammed
Esed |
Bu, Allahın
rehberliğidir: O, bununla kullarından kimi dilerse onu doğru yola ulaştırır.
Onlar, Allahtan başka şeylere ilahlık yakıştırmış olsalardı, o ana kadar
yaptıkları bütün (iyi) şeyler gerçekten boşa gitmiş olurdu: |
Şirk
koşanlar bağışlanmaz. |
4 |
Nisa |
115, 116 |
Diyanet |
Kim,
kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar,
mü'minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve
cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir. Şüphesiz Allah, kendisine
ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler
için bağışlar. Allah'a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür. |
Şirk
koşanlar bunun farkında değiller |
6 |
En'am |
22-23 |
Diyanet |
Onları
tümüyle (mahşere) toplayıp da Allah'a ortak koşanlara, "Nerede, ilâh
olduklarını iddia ettiğiniz ortaklarınız?" diyeceğimiz günü hatırla.
Sonunda onların manevraları, "Rabbimiz Allah'a andolsun ki biz (O'na)
ortak koşanlar değildik" demelerinden başka bir şey olmayacaktır. |
Şirk
koşanlara; Hani ortak koştuklarınız, şefaatçileriniz denilecek. |
6 |
En'am |
94 |
Diyanet |
Andolsun,
sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geldiniz. Size verdiğimiz
dünyalık nimetleri de arkanızda bıraktınız. Hani hakkınızda Allah'ın
ortakları olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz?
Artık aranızdaki bağlar tamamen kopmuş ve (Allah'ın ortağı olduklarını) iddia
ettikleriniz, sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır. |
Şirk
koşanların ilahları inkar eder. |
50 |
Kaf |
26-27 |
Diyanet |
Allah ile
beraber, başka bir ilâh edinen o kimseyi atın şiddetli azabın içine! Arkadaşı
(olan şeytan) der ki: "Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi
derin bir sapıklık içinde idi." |
Şirk Koşma.
İndirilene uy. |
6 |
En'am |
106 |
Diyanet |
Ey
Muhammed! Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. O'ndan başka hiçbir ilâh
yoktur. Allah'a ortak koşanlardan yüz çevir. |
Şirk koşmak
Allah'a inanmadan mümkün değil |
10 |
Yusuf |
31 |
Diyanet |
De ki:
"Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi
üzerinde kim mutlak hâkimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor?
İşleri kim yürütüyor?" "Allah" diyecekler. De ki: "O
hâlde, Allah'a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?" |
Şirk Nebi
kimsenin arzularına uymaz |
6 |
En'am |
56 |
Diyanet |
De ki:
"Sizin, Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeylere ibadet etmem bana
kesinlikle yasaklandı. Ben sizin arzularınıza uymam. (Uyarsam) o takdirde
sapmış olurum, hidayete erenlerden olmam." |
Şirk nedeniyle tüm
ameller boşa gitmiş olur. |
39 |
Zümer |
65 |
Diyanet |
Andolsun, sana
ve senden önceki peygamberlere şöyle vahyedildi: "Eğer Allah'a ortak
koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan
olursun." |
Şirk O'ndan
başka evliya edinmek |
42 |
Şura |
6 |
Diyanet |
Allah'tan
başka dostlar edinenlere gelince, Allah onları daima gözetlemektedir. Sen
onlara vekil değilsin. |
Şirk O'ndan
başka evliya edinmek |
42 |
Şura |
9 |
Diyanet |
Yoksa onlar
Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Hâlbuki gerçek dost Allah'tır. O,
ölüleri diriltir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
Şirk ortak koşmak |
31 |
Lokman |
13 |
Diyanet |
Hani
Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Yavrum! Allah'a ortak koşma!
Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür." |
Şirk ortak
koşmak |
22 |
Hac |
31 |
Diyanet |
Allah'a yönelen, O'na ortak koşmayan
kimseler (olun). Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini
kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir. |
Şirk ortak
koşmak |
30 |
Rum |
30 |
Diyanet |
Öyleyse sen
yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına
çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir
değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların
çoğu bilmezler. |
Şirk ortak
koşmak |
6 |
En'am |
79 |
Diyanet |
Ben, hakka
yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben,
Allah'a ortak koşanlardan değilim. |
Şirk ortak
koşmak |
2 |
Bakara |
135 |
Diyanet |
(Yahudiler)
"Yahudi olun" ve (Hıristiyanlar da) "Hıristiyan olun ki doğru
yolu bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, hakka yönelen İbrahim'in
dinine uyarız. O, Allah'a ortak koşanlardan değildi." |
Şirk ortak
koşmak |
2 |
Bakara |
111 |
Diyanet |
Bir de;
"Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası Cennet'e girmeyecek" dediler.
Bu, onların kuruntuları! De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz
(iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin." |
Şirk
sıkıntıya büşüldüğünde Allah'a yalvaran sonra tekrar ortak koşanlar |
39 |
Zümer |
8 |
Diyanet |
İnsana bir
zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından
ona bir nimet verdiği zaman daha önce O'na yalvardığını unutur ve Allah'ın
yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: "Küfrünle az bir süre
yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin." |
Şirk
sıkıntıya büşüldüğünde Allah'a yalvaran sonra tekrar ortak koşanlar |
16 |
Nahl |
53, 54 |
Diyanet |
Size ulaşan
her nimet Allah'tandır. Sonra size bir sıkıntı ve zarar dokunduğu zaman
yalnız O'na yalvarır yakarırsınız.Sonra sizden o sıkıntıyı giderince, bir de
bakarsınız, içinizden bir kısmı Rablerine ortak koşar. |
Şirk Şeytan |
14 |
İbrahim |
21 |
Diyanet |
İnsanların
hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve güçsüzler büyüklük taslayanlara diyecek
ki: "Şüphesiz bizler size uymuştuk; şimdi siz az bir şey olsun, Allah'ın
azabından bizi koruyabilecek misiniz?" Onlar da, "Eğer Allah bizi
doğru yola eriştirseydi, biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi sızlansak
da, sabretsek de bizim için birdir. Artık bizim için hiçbir kurtuluş
yoktur" derler. |
Şirk
tutkuları ilah edinenler |
25 |
Furkan |
3 |
Diyanet |
(İnkâr edenler),
Allah'ı bırakıp hiçbir şey yaratmayan ve zaten kendileri yaratılmış olan,
üstelik kendilerine fayda ve zararları dokunmayan, öldürmeye, yaşatmaya ve
ölüleri diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen ilâhlar edindiler. |
Şirk |
39 |
Zümer |
3 |
Diyanet |
İyi bilin
ki, halis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp da başka dostlar edinenler,
"Biz onlara sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet
ediyoruz" diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda
aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru
yola iletmez. |
Şirk |
2 |
Bakara |
165 |
Diyanet |
İnsanlar arasında
Allah'ı bırakıp da O'na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah'ı severcesine
severler. Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir.
Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah'ın olduğunu ve
Allah'ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi! |
Şirk |
|
Bakara |
166 |
Diyanet |
Kendilerine
uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar,
aralarındaki bütün bağlar kopacaktır. |
Şirk |
|
Bakara |
167 |
|
Uyanlar
şöyle derler: "Keşke dünyaya bir dönüşümüz olsaydı da onların şimdi
bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık." Böylece
Allah, onlara işledikleri fiilleri pişmanlık kaynağı olarak gösterir. Onlar
ateşten çıkacak da değillerdir. |
Şirk |
29 |
Ankebut |
25 |
Diyanet |
İbrahim,
onlara dedi ki: "Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi (ve çıkar)
uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde
kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak; kiminiz kiminize lânet edecektir.
Barınağınız cehennem ol |
Şirk |
7 |
Araf |
37 |
Diyanet |
Kendi asılsız uydurmalarını Allaha
yakıştıran ya da Allahın ayetlerini yalanlamaya kalkışan kimselerden daha
zalim kim olabilir? Onlara (hayatta) nasip olarak her ne ki yazılmışsa
kendilerini bulacaktır; ta ki, canlarını almak için elçilerimiz gelip (de)
onlara: "Hani, nerde Allahtan başka çağırıp durduğunuz varlıklar?"
deyinceye kadar. Ve (günahkarlar): "Bizi yüzüstü bıraktılar!" diye
karşılık verecekler; ve (böylece), hakkı inkar eden kimseler oldukları
konusunda kendi aleyhlerine tanıklık etmiş olacaklar. |
Şirk |
10 |
Yunus |
106 |
Ali Bulaç |
Allah'tan
başka, sana yararı da, zararı da olmayan(ilahlar)a tapma. Eğer sen (bunun
aksini) yapacak olursan, bu durumda gerçekten zulmedenlerden olursun (diye
emrolundum.) |
Şirk |
36 |
Yasin |
74, 75 |
Diyanet |
Belki kendilerine yardım edilir diye Allah'ı
bırakıp da ilâhlar edindiler. |
Şirk |
16 |
Nahl |
51 |
Diyanet |
Allah,
şöyle dedi: "İki ilâh edinmeyin. O, ancak tek ilâhtır. O hâlde, yalnız
benden korkun." |
Şirk |
9 |
Tevbe |
31 |
Diyanet |
(Yahudiler)
Allah'ı bırakıp, hahamlarını; (hıristiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu
Mesih'i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadet etmekle
emrolunmuşlardır. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak
koştukları her şeyden uzaktır. |
Şirk |
18 |
Kehf |
26 |
Diyanet |
De ki:
"Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek
O'na aittir. O, ne güzel görür; O, ne güzel işitir! Onların, O'ndan başka
hiçbir dostu da yoktur. O, hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez." |
Şirk,
aldatıcılar kesin sizi aldatmasın. |
35 |
Fatır |
5 |
Diyanet |
Ey insanlar!
Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın
çok aldatıcı (şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın. |
Şirk, Allah
dışı kimseye yalvarma |
72 |
Cin |
18 |
Diyanet |
Şüphesiz
mescitler, Allah'ındır. O hâlde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk
etmeyin. |
Şirk, Allah
ın varlığına inanmak yetmez |
13 |
Rad |
16 |
Diyanet |
De ki:
"Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" "Allah'tır" de. De ki:
"O'nu bırakıp da kendilerine (bile) bir faydası ve zararı olmayan
dostlar (mabutlar) mı edindiniz?" De ki: "Kör ile gören bir olur
mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah'a, O'nun yarattığı
gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah'ın yaratması onlara
göre birbirine mi benzedi?" De ki: "Her şeyin yaratıcısı Allah'tır.
O, birdir, mutlak hâkimiyet sahibidir." |
Şirk, Allah
İsa'yı sorguluyor. |
5 |
Maide |
116 |
Diyanet |
Allah,
kıyamet günü şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara,
Allah'ı bırakarak beni ve anamı iki ilâh edinin, dedin?" İsa da şöyle
diyecek: "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir
şeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım,
elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende
olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin." |
Şirk, Allah
soracak nerede ortak koştuklarınız. |
28 |
Kasas |
62-63 |
Diyanet |
Allah'ın
onlara seslenerek, "Hani benim, var olduğunu iddia ettiğiniz
ortaklarım?" diyeceği günü hatırla! Haklarında azap hükmü
gerçekleşenler, "Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır.
Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana
döndük. Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı" diyeceklerdir. |
Şirk, Allah
soracak nerede ortak koştuklarınız. |
37 |
Saffat |
22-24 |
Diyanet |
Allah,
meleklere şöyle emreder: "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah'ı bırakıp da
tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları
tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir." |
Şirk, Allah
tan başkasına kulluk yapma |
21 |
Enbiya |
98 |
Diyanet |
Hiç
şüphesiz siz ve Allah'tan başka kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz. Siz
oraya varacaksınız. |
Şirk, Allah
tan başkasına kulluk yapma |
11 |
Hud |
25-26 |
Diyanet |
Andolsun,
biz Nûh'u kavmine resul olarak gönderdik. Onlara şöyle dedi: "Ben sizin
için apaçık bir uyarıcıyım."
"Allah'tan başkasına ibadet ve kulluk etmeyin. Doğrusu ben sizin
adınıza elem dolu bir günün azabından korkuyorum." |
Şirk, Allah
tan başkasına kulluk yapma |
46 |
Ahkaf |
21 |
Diyanet |
Kendisinden
önce ve sonra uyarıcıların gelip geçmiş olan Âd kavminin kardeşini (Hûd'u)
hatırla. Hani Ahkâf'taki kavmini, "Ancak Allah'a ibadet edin, çünkü ben
sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum" diye uyarmıştı. |
Şirk, Allah
tan başkasına yakarmayın |
16 |
Nahl |
20- 21 |
Ali Bulaç |
Allah'tan
başka yakardıkları hiç bir şeyi yaratamazlar, üstelik onlar yaratılıp
durmaktadırlar. Ölüdürler, diri değildirler; ne zaman dirileceklerinin
şuuruna varamazlar |
Şirk, Allah
tan başkasına yakarmayın |
22 |
Hac |
12 |
Hasib
Asutay |
O, Allah'ı
bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin
sapıklığın ta kendisidir. |
Şirk, Allah
tan başkasına yakarmayın |
22 |
Hac |
13 |
Hasib
Asutay |
(Ya da)
zararı yararından daha yakın olana yalvarır. O (yalvardığı) ne kötü bir
yardımcı ve ne kötü bir yoldaştır! |
Şirk, Allah
tan başkasına yakarmayın |
22 |
Hac |
15 |
Ali Bulaç |
Kim,
Allah'ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa,
göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun
öfkesini giderebilecek mi? |
Şirk,
Allah'a karşı kimse koruyamaz. |
72 |
Cin |
22 |
Diyanet |
De ki:
"Gerçekten beni Allah'a karşı hiç kimse asla koruyamaz ve yine asla
O'ndan başka sığınacak kimse de bulamam." |
Şirk,
Allah'a karşı kimse koruyamaz. |
45 |
Gasiye |
10 |
Diyanet |
Arkalarında
da cehennem vardır. Dünyada kazandıkları ve Allah'tan başka edindikleri
dostlar onlara hiçbir fayda vermez.
Onlar için elbette büyük bir azap vardır. |
Şirk,
Allah'tan başka ilah edinmedir. |
28 |
Kasas |
88 |
Diyanet |
Sen Allah ile beraber başka bir ilâha ibadet
etme. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O'nun zatından başka her şey yok
olacaktır. Hüküm yalnızca O'nundur ve kesinlikle O'na döndürüleceksiniz. |
Şirk, Allah'tan
başka veli edinme |
6 |
En'am |
4 |
Diyanet |
Onlara
Rablerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirmesinler. |
Şirk,
Allah'tan başka veli edinme |
3 |
Al-i İmran |
64 |
Diyanet |
De ki:
"Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız
Allah'a ibadet edelim. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da
kimimiz kimimizi ilâh edinmesin." Eğer onlar yine yüz çevirirlerse,
deyin ki: "Şahit olun, biz müslümanlarız." |
Şirk,
Allah'tan başka veli edinme |
7 |
Araf |
194 |
Diyanet |
Allah'ı
bırakıp tapındıklarınızın hepsi sizin gibi (yaratılmış) kullardır. Eğer doğru
söyleyenler iseniz, haydi hemen onları çağırın da size cevap versinler
(duanıza icabet etsinler). |
Şirk,
Allah'tan başka veli edinme |
7 |
Araf |
197 |
Diyanet |
Allah'tan
başka taptıklarınızın ise size yardım etmeğe güçleri yetmez. Onlar
kendilerine de yardım edemezler. |
Şirk,
Allah'tan başkalarına ibadettir. |
39 |
Zümer |
14, 15 |
Diyanet |
De ki:
"Ben dinimi Allah'a has kılarak sadece O'na ibadet ediyorum." "Siz de
Allah'tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!" De ki: "Şüphesiz
hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana
sokanlardır. İyi bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir." |
Şirk,
Allahtan başkalarına yakarılmaz |
40 |
Mümin |
66 |
Diyanet |
De ki:
"Rabbimden bana apaçık deliller gelince, Allah'ı bırakıp da
taptıklarınıza tapmam bana yasaklandı ve bana, âlemlerin Rabbine teslim olmam
emredildi." |
Şirk,
Allah'tan başkasından korkmak. |
16 |
Nahl |
52 |
Diyanet |
Göklerdeki her
şey, yerdeki her şey O'nundur. İtaat de daima O'na olmalıdır. Öyle iken siz
Allah'tan başkasından mı korkuyorsunuz? |
Şirk, bel
bağladığınız kimseleri çağırın |
17 |
İsra |
56 |
Diyanet |
De ki:
"Onu bırakıp da ilâh diye ileri sürdüklerinizi çağırın. Onlar, başınızdaki
sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler." |
Şirk, bir
sıkıntıya düştüğünüzde ortaklarınız yok olur |
17 |
İsra |
67 |
Diyanet |
Denizde
size bir sıkıntı dokunduğunda bütün taptıklarınız (sizi yüzüstü bırakıp)
kaybolur, yalnız Allah kalır. Fakat sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz
çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür. |
Şirk,
evliya edinmeyin. |
39 |
Zümer |
3 |
Diyanet |
Haberin olsun;
halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler
edinenler (şöyle derler:) "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla
yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında
hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah,
yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez. |
Şirk,
hakkında delil indirmediği halde ortak koşmak |
6 |
En'am |
81 |
Diyanet |
"Allah'ın,
size, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmaktan
korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden ne diye korkayım?
Öyle ise iki taraftan hangisi güvende olmaya daha lâyıktır? Eğer biliyorsanız
söyleyin." |
Şirk,
imanına şirk bulaştırmayanlar |
6 |
En'am |
82 |
Diyanet |
İman edip
de imanlarına zulmü (şirki) bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların
hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır. |
Şirk,
kafirler veli edinirler |
18 |
Kehf |
102 |
Diyanet |
İnkâr
edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz
cehennemi kâfirlere konak olarak hazırladık. |
Şirk, keşke
Allah dışı dost edinmeseydim diyecekler |
25 |
Furkan |
27-30 |
Diyanet |
O gün,
zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: "Ah keşke, elçiyle
birlikte bir yol edinmiş olsaydım,"
"Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim!" "Andolsun,
Kur'an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytan insanı
yardımcısız bırakıverir."
Resul, "Ey Rabbim! Kavmim şu Kur'an'ı terk edilmiş bir şey hâline
getirdi" dedi. |
Şirk,
müşriklerin putlara tanrılık yakıştırmasını Kur'an nasıl ele alıyor? |
12 |
Yusuf |
40 |
Diyanet |
"Siz
Allah'ı bırakıp; sadece sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlere
(düzmece ilâhlara) tapıyorsunuz. Allah, onlar hakkında hiçbir delil
indirmemiştir. Hüküm ancak Allah'a aittir. O, kendisinden başka hiçbir şeye
tapmamanızı emretmiştir. İşte en doğru din budur. Fakat insanların çoğu
bilmezler." |
Şirk,
onların çoğu ortak koşar |
30 |
Rum |
42 |
Diyanet |
De ki:
"Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna
bakın." Onların çoğu Allah'a ortak koşan kimselerdi. |
Şirk, ortak
koşmak zulümdür. |
31 |
Lokman |
13 |
Diyanet |
Hani
Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Yavrum! Allah'a ortak koşma!
Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür." |
Şirk, ortak
koştukların fayda sağlamaz |
30 |
Rum |
12,, 13 |
Diyanet |
Kıyametin
kopacağı günde, suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
Onların, Allah'a koştukları ortaklardan kendileri için şefaatçılar da
olmayacaktır. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkâr ederler. |
Şirk,
ortaklar birbirini aldatırlar |
35 |
Fatır |
40 |
Diyanet |
De ki:
"Allah'ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana,
onlar yerden ne yaratmışlardır?" Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları
mı var? Yoksa kendilerine bir kitap verdik de, o kitaptan, açık bir delile mi
sahip bulunuyorlar? Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey
vaad etmezler. |
Şirk,
ölülere işittiremezsin. |
27 |
Neml |
80 |
Diyanet |
Şüphesiz sen ölülere duyuramazsın.
Arkalarına dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. |
Şirk,
Rabbime kimseyi ortak koşmam. |
18 |
Kehf |
38 |
Diyanet |
Fakat O
Allah benim Rabbimdir. Ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam. |
Şirk,
Rabbime kimseyi ortak koşmam. |
18 |
Kehf |
110 |
Diyanet |
De ki:
"Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh'ınız
ancak bir tek ilâhtır" diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa
yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın." |
Şirk,
Rabbime kimseyi ortak koşmam. |
30 |
Rum |
40 |
Diyanet |
Allah, sizi
yaratan, sonra size rızık veren, sonra sizi öldürecek ve daha sonra da
diriltecek olandır. Allah'a koştuğunuz ortaklardan, bunlardan herhangi bir
şeyi yapabilen var mı? O, onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir. |
Şirk,
Rabbime kimseyi ortak koşmam. |
72 |
Cin |
1,, 2 |
Diyanet |
(Ey
Muhammed!) De ki: "Bana cinlerden bir topluluğun (Kur'an'ı) dinleyip
şöyle dedikleri vahyedildi:
"Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik
de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız." |
Şirk,
Rabbime kimseyi ortak koşmam. |
72 |
Cin |
20 |
Diyanet |
De ki:
"Şüphesiz ben ancak Rabbime ibadet ederim ve O'na hiç kimseyi ortak
koşmam." |
Şirk,
sıkışınca Allah, rahatlayınca ortak |
29 |
Ankebut |
65 |
Diyanet |
Gemiye
bindikleri zaman dini Allah'a has kılarak O'na dua ederler. Onları kurtarıp
karaya çıkardığı zaman ise bir de bakarsın ki, Allah'a ortak koşuyorlar. |
Şirk,
tevbesiz affedilmez |
4 |
Nisa |
48 |
Diyanet |
Şüphesiz
Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan
(günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a şirk koşan kimse,
şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur. |
Şirk,
tevbesiz affedilmez |
4 |
Nisa |
116 |
Diyanet |
Şüphesiz
Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları,
dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir
sapıklığa düşmüştür. |
Şirk, Yüce
Allah özgürce yaşamımızı sağlaması bir lutuftur |
12 |
Yusuf |
38 |
Diyanet |
Atalarım
İbrahim, İshak ve Yakub'un dinine uydum. Bizim, Allah'a herhangi bir şeyi
ortak koşmamız (söz konusu) olamaz. Bu, bize ve insanlara Allah'ın bir
lütfudur, fakat insanların çoğu şükretmezler. |
Şirk,
zulmedenlere meyl etmeyin |
11 |
Hud |
113 |
Diyanet |
Zulmedenlere
meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız
yoktur. Sonra size yardım da edilmez. |
Şirk:
Allah'a yakın olmak için aracı seçerler |
17 |
İsra |
57 |
Muhammed
Esed |
Aslında,
onların bu yalvarıp yakardıkları (ve böylece azizleştirdikleri,
tanrılaştırdıkları şahsiyetlerin) kendileri -içlerinden O'na en yakın
olanları (bile)- Rablerinin yakınlığını kazanmaya çalışırlar(dı); hem de,
O'nun rahmetini umup azabından korkarak: çünkü onun azabı gerçekten
sakınılması gereken bir şeydir! |
Şirk: Başka
dostlar edinenler, Allah'a bizi daha iyi yaklaştırsın diye ibadet
ediyoruz" diyorlar. |
40 |
Zümer |
3 |
Diyanet |
İyi bilin
ki, halis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp da başka dostlar edinenler,
"Biz onlara sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet
ediyoruz" diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda
aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru
yola iletmez. |
Şirke
bağışlama yok |
4 |
Nisa |
48 |
Diyanet |
Şüphesiz
Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan
(günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a şirk koşan kimse,
şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur. |
Şirke
bağışlama yok |
4 |
Nisa |
116 |
Diyanet |
Şüphesiz
Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları,
dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir
sapıklığa düşmüştür. |
Şirkte
bağışlanma yok |
4 |
Nisa |
48 |
Diyanet |
Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını
asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar.
Allah'a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş
olur. |
Şirkte
bağışlanma yok |
39 |
Zümer |
65 |
Diyanet |
Andolsun,
sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: "Eğer Allah'a ortak koşarsan
elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun." |
Şükretmek |
16 |
Nahl |
12 |
Diyanet |
O, geceyi,
gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri
ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir
millet için ibretler vardır. |
Şükretmek |
16 |
Nahl |
14 |
Diyanet |
O, taze et
yemeniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize
verendir. Gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün. (Bütün bunlar)
O'nun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz içindir. |
Şükretmek
menfaatimizedir. |
14 |
İbrahim |
7 |
Diyanet |
Hani
Rabbiniz şöyle duyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size
nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok
şiddetlidir." |
Şükür ve
hamd nimetinizi artırır. Şükretmemek nankörlük, sabır direniştir. |
14 |
İbrahim |
7 |
Diyanet |
Hani
Rabbiniz şöyle duyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size
nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok
şiddetlidir." |
Şükür,
Allah şükretmemizi istiyor. |
2 |
Bakara |
185 |
Diyanet |
(O sayılı
günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı
birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde
indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu
oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca
başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da
sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz
ve şükretmeniz içindir. |