MEKKELİ MÜŞRİKLER DE ALLAH A İNANIYORLARDI.
6
En’am Suresi 41. Ayet:
Aksine yalnız O'na (Allah'a) yalvarırsınız. O da (kaldırılması için) kendisine
yalvardığınız (belayı) dilerse kaldırır ve siz ortak koştuğunuz şeyleri
unutursunuz.
16
Nahl Suresi 35. Ayet:
Ortak koşanlar şöyle demişlerdi: "Allah dileseydi biz de babalarımız da
O'nun peşi sıra başka şeylere tapmazdık. O'nun peşi sıra (O'na rağmen) hiçbir
şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Elçilere
apaçık tebliğden başka ne düşer ki!
23
Muminun 84-90. Ayar:
De ki: "Biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime
aittir?"
"Allah'a aittir." diyeceklerdir. De ki: "Öyle ise (gerçeği)
hatırlamaz mısınız?"
De ki: "Yedi kat göklerin Rabbi, yüce arşın Rabbi kimdir?"
"Allah'a aittir." diyecekler. De ki: "(O'na karşı) takvâlı
(duyarlı) olmaz mısınız?"
De ki: "Biliyorsanız (söyleyin), her şeyin egemenliği kendisinin elinde
olan, her şeyi koruyup kollayan fakat kendisi korunmaya (ihtiyacı olmaya)n
(güç) kime aittir?"
"Allah'a aittir." diyeceklerdir. De ki: "Öyle ise nasıl da
büyüleniyorsunuz?"
Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik; şüphesiz ki onlar yalancıdır.
29
Ankebut Suresi 61-66. Ayet:
Onlara "Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı emri altında tutan
kimdir?" diye sorsan, elbette "Allah." derler. (Allah'a
kulluktan) nasıl da döndürülüyorlar!
Allah kullarından rızkı dilediğine açarak (bol) da verir, ona kısarak (dar) da
verir. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir.
Onlara "Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeri canlandıran
kimdir?" diye sorsan, mutlaka "Allah" derler. De ki: "Hamd
(övgü) Allah içindir; esasında onların çoğu akıl etmezler."
Bu dünya hayatı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Şüphesiz ki ahiret
yurdu(na gelince), işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı!
Gemiye
bindikleri zaman, dini yalnız O'na özgü kılarak Allah'a yalvarırlar. Fakat
onları karaya kurtarınca (çıkarınca), bir de bakarsın ki kendilerine
verdiklerimize karşılık nankörlük etmeleri için (Allah'a) ortak koşmaktadırlar.
(Bir süre daha) yararlansınlar (bakalım)! İleride (gerçeği) bilecekler!
40
Mümin 12. Ayet:
(Onlara şöyle denecektir:) "Tek Allah'a çağrıldığı(nız) zaman inkâr
ederdiniz. O'na ortak koşulunca (buna) inanırdınız. Hüküm yüce (ve) büyük olan
Allah'a aittir."
Mekkelileri
müşrik yapan unsur, yukarıdaki ayetlerden de anladığımız gibi Allah’a
inanmalarının yanı sıra ilah edinmeleridir. Onlardan beklentileri Allah’a
yaklaştırmalarıdır. Günümüz Müslümanları da ne yazık ki ölmüşlerden yardım,
şefaat beklentisindeler. Her gün defalarca “Yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız
senden yardım dileriz.” (1:5) demelerine rağmen. Tabii okuduğunun anlamını bilmiyor
ki “İyyake na'budu ve iyyake nestain.” Deyip geçiyor. “Sonsuz rahmet ve merhamet sahibi Yüce Allah”
(26:9) Şah damarımızdan bize daha yakınken. (50:16) kimseden beklentiye
girmeyelim. Din gününde o sizi kurtaracağına inandığınız şeyhiniz, gavsınız önce
kendisini kurtarsın.
17 İsra
Suresi 97. Ayet:
Allah'ın hidayet ettiği kişi doğru yola ulaş(tırıl)mıştır. Saptırdığı
(sapkınlığını onayladığı) kişi içinse O'ndan başka (O'na rağmen) dostlar
(yardımcılar) bulamazsın. Kıyamet gününde onları kör, dilsiz ve sağır olarak yüzüstü
bir araya toplayacağız. Onların barınağı, ateşi her yavaşladıkça alevini
artıracağımız cehennemdir.
Bizi
kurtaracak tek şey Amel defterimizde götürdüğümüz azıktır. Kimseden kimseye
faydanın olmadığı din günü için hazırlığımızı ona göre yapalım ki problem
yaşamayalım.
Doğrularım
Allah’ın, yanlışlarım bana aittir. Aydın ORHON