Kutsal Kitaplar ve İnsanın Helal-Haram Anlayışı
Kur'an, insanlığa doğru yolu göstermek ve daha önceki kutsal kitapların değişime uğramış hükümlerini düzeltmek amacıyla indirilmiştir. Bu bağlamda, geçmişteki toplumların kendilerine helal olan şeyleri haram kılmaları, dini ve ahlaki bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu makalede, Kur'an'dan önceki toplumların bu tutumları ve bunun sonuçları üzerinde durulacaktır.
Kur'an, helal ve haram kavramlarını net bir şekilde belirlerken, insanların bu kavramları kendi arzularına göre değiştirmelerinin tehlikelerine dikkat çeker. En'am Suresi 119. ayet: "Allah, yemek zorunda kaldıklarınız dışında size neleri haram kıldığını tek tek açıklamışken, üzerine adının anıldığı hayvanları yememenizin sebebi nedir? Gerçekten birçokları nefislerinin arzularına uyarak bilmeden (halkı) saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir." Bu ifade, insanların nefislerinin arzularına uyarak bilmeden halkı saptırdıklarını belirtir. Bu durum, insanların kendi istekleri doğrultusunda dini hükümleri çarpıtmalarının bir sonucudur.
Yunus Suresi 59. ayet: "De ki: 'Allah'ın sizin için indirdiği sizin bir kısmını haram ve helal kıldığınız rızıktan, haber var mı? Söyler misiniz? Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı ediyorsunuz?'" Bu ayet, insanların Allah’ın izni olmadan helal ve haram belirlemelerinin yanlış olduğunu vurgular. Allah’a karşı yalan uydurmak, dini bir sorumluluk ve ahlaki bir yükümlülük olarak kabul edilmez. Bu bağlamda, insanların kendi arzularına göre helal ve haram belirlemeleri, dinin özüne aykırıdır.
Nahl Suresi 115-116. ayetler: "Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Bu ayetler, Allah’ın belirlediği haramların dışında, insanların kendi kendilerine haramlar koymalarının yanlışlığını ortaya koyar. Ayrıca, Nahl Suresi 118. ayet: "Daha önce sana anlattıklarımızı yahudi olanlara da haram kılmıştık. Biz (bununla) onlara zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı." ifadesi, geçmişteki toplumların kendi kendilerine haramlar koyarak kendilerine zulmettiklerini gösterir. Bu durum, dinin özünden sapmanın ve kişisel arzuların dini hükümler üzerinde etkili olmasının bir sonucudur.
En'am Suresi 146. ayet: "Yahudilere tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık. Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki içyağlarını (yine) onlara haram kıldık. İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz." Bu ayet, geçmişteki toplumların kendi arzularına göre haramlar koymalarının bir sonucunu ve bunun Allah tarafından bir ceza olarak değerlendirildiğini ortaya koyar.
Al-i İmran Suresi 50. ayet: "Benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim." Bu ayet, Kuran’ın, önceki kitaplarda yer alan bazı hükümleri düzeltme ve helal kılma amacını taşımaktadır. Al-i İmran Suresi 93. ayet: "Tevrat indirilmeden önce, İsrail'in (Yakub'un) kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helâl idi." Bu durum, insanların zamanla kendi arzularına göre helal ve haram belirlemelerinin tarihsel bir örneğidir.
Kuran, insanlara doğru yolu göstermek ve daha önceki kitapların hükümlerini düzeltmek amacıyla indirilmiştir. Geçmişteki toplumların kendilerine helal olan şeyleri haram kılmaları, dini bir sapma ve ahlaki bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, insanların kendi arzularına göre dini hükümleri değiştirmelerinin tehlikelerini gözler önüne serer. Kuran, bu yanlışlıkları düzeltmek ve insanları doğru yola yönlendirmek için bir rehber olarak önemini korumaktadır. Müminler, Allah’ın belirlediği helal ve haramları kabul etmeli ve bu konuda dikkatli olmalıdır.
Doğrularım Allah'ın yanlışlarım benimdir. Aydın Orhon
aydinorhon.com