İslam’da Kurban Ne Demektir?
Kurban, Allah’a yakın olmak amacıyla yapılan
bilinçli bir teslimiyet ve infaktır. Kur’an’a göre kurban, yalnızca bir hayvan kesimi
değil; Allah’a adanmış bir davranış, bir fedakârlık ve bir değer sunumudur.
Asıl olan, yapılan işin ardındaki bilinçtir: Allah’a yaklaşmak. Yani kurban,
Allah’a olan sevginin ve bağlılığın somut bir göstergesidir.
Kur’an’da
Kurbanın Anlamı
Kurbanın özü, Allah’a yaklaşmak için değer
verdiğimiz şeylerden vazgeçmektir. Kur’an’da bu bağlamda ilk örnek, Nebi
Âdem’in iki oğlunun kıssasıdır:
“Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe
uygun olarak anlat: Hani birer kurban sunmuşlardı da birininki kabul edilmiş,
diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen,) ‘Seni mutlaka
öldüreceğim’ demişti. (Diğeri de,) ‘Allah, yalnızca muttakilerden kabul eder’
demişti.”
(Maide 5:27)
Bu ayetten anlaşıldığı üzere Allah, ancak
takva ile yapılan sunuları kabul eder. Buradaki takva, Allah’a içtenlikle
yönelme, infak edilenin değerli olması ve kişinin niyetindeki samimiyettir.
Kabil’in problemi, Allah’a en kıymetsizi sunmasıydı. Bu, aslında Allah’a
verdiği değerin de göstergesidir.
Her Güzel
Davranış Bir Kurbandır
Kurban sadece belli günlerde hayvan kesmekten
ibaret değildir. Kur’an’da müminin her güzel davranışı, infakı, yardımı birer
kurban niteliğindedir. Nitekim Bakara 264. ayette şöyle buyrulur:
“Ey iman edenler! Sadakalarınızı, insanlara
gösteriş için malını harcayan ve Allah’a ve ahiret gününe inanmayan kimse gibi
başa kakarak ve eziyet ederek boşa çıkarmayın...”
(Bakara 2:264)
Gösterişsiz, içten, samimi her infak bir
kurbandır. Allah katında değerli olan; yapılan işin
ardındaki niyet, bilinç ve Allah’a yaklaşma gayesidir.
Hac ve Kurban:
Simgesel Değer ve Bilinç
Hac ibadetinde de kurban önemli bir yer tutar.
Ama burada da asıl vurgu edilen şey kurbanın eti ve kanı değil, Allah’a
ulaşan takvadır:
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır;
fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır.”
(Hac 22:37)
Bu ayet, kurbanın fiziksel yönüne değil, onun
ardındaki takva ve teslimiyet bilincine dikkat çeker. Bir başka ayette
ise kurban edilen hayvanların faydalarına dikkat çekilir:
“Biz o büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın
(dini) nişanelerinden kıldık; sizin için onlarda hayır vardır. Onlar
(kurbanlıklar) saf saf dizili dururlarken üzerlerine Allah’ın adını anın...”
(Hac 22:36)
Bu da gösteriyor ki kurban hem bireysel hem
toplumsal yönü olan bir ibadettir. Paylaşmak, infak etmek ve bu sayede Allah’a
yakınlaşmak…
Kurban,
Allah’a Verdiğiniz Değerin İfadesidir
İnsanın Allah’a yakınlaşma arzusu, kendince en
kıymetli olanı Allah yolunda harcamasını gerektirir. Yani bir insan Allah’a ne
kadar değer veriyorsa, Allah’a yaklaşmak için o kadar değerli bir şeyi sunar.
Kur’an’da şöyle buyurulur:
“Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar
iyiliğe erişemezsiniz. Her ne infak ederseniz Allah onu bilir.”
(Ali İmran 3:92)
Bu ayet, kurbanın aslında bir “ölçü”
olduğunu ortaya koyar: Sen Allah’a ne kadar değer biçiyorsun? İşte,
sunduğun şey bu değerin ifadesidir.
Kurban Ruhsuz
Bir Ritüel Değildir
Kur’an, yapılan ibadetlerin içinin boşaltılmasına
karşı uyarılarda bulunur. Eğer infak, dua veya kurban bir bilinç ve bağlılık
olmadan yapılırsa, Allah katında değersizdir. Hayvan keserek Allah’a yaklaşmak
isteyen, ama sosyal adaleti yok sayan bir zihniyet Kur’an’a terstir. Bu, Enam
162–163 ayetlerinde şöyle açıklanır:
“De ki: Benim namazım, kurbanım, hayatım ve
ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu
ve ben Müslümanların ilkiyim.”
(Enam 6:162-163)
Kurban,
Vicdanlı Bir İman Eylemidir
Kurban aynı zamanda bir vicdan muhasebesidir.
Allah’a yakın olmak için bedel ödemeyenler, insanlıktan da uzaklaşabilir. Tıpkı
Kabil gibi... Bu yüzden kurban, Allah’a olduğu kadar insanlara da yönelik bir
yaklaşımdır: Kardeşini öldürmeyen, bilakis ona hayat olan bir iman.
Sonuç: Kurban,
Bilinçli Yakınlaşmadır
İslam’da kurban, sadece hayvan kesimi değil; bir
değer sunumu, Allah’a yaklaşma gayreti, içten bir bağlılık ve takva
göstergesidir. Kur’an’ın mesajı açıktır: Allah’a yaklaşmak, sevdiğimiz
şeylerden O’nun rızası için vazgeçmeyi gerektirir. Herkes kendi iç
dünyasında şu soruyu sormalıdır: “Ben Allah’a yakın olmak için neyi feda
ediyorum?”
Doğrularım Allah’ın yanlışlarım benimdir.
Aydın Orhon