Hidayet Nedir, Kimler Hidayettedir?

 Hidayet Nedir, Kimler Hidayettedir?

Kardeşim, insana verilen en büyük nimetlerden biri hidayettir. Çünkü hidayet, insanın yolunu aydınlatan ilahi ışık gibidir. Onsuz kalan, karanlıkta yolunu kaybeder, neye yönelmesi gerektiğini bilemez. Hidayet olmadan insan, neye inanacağını, neyi yapıp yapmayacağını, hangi yolu izlemesi gerektiğini bilemez. O yüzden hidayet, hayatın merkezinde duran bir mesele.

Allah, kullarına yol gösterici olarak kitaplar indirmiş, elçiler göndermiştir. Ancak son ve tek geçerli kitap Kur’an’dır. Allah bu konuda çok net bir hüküm veriyor: “Şüphesiz bu Kur’an en doğru yola iletir.” (İsra 9). Demek ki hidayetin tek kaynağı Kur’an’dır. İnsanlar farklı görüşler, mezhepler, yorumlar ortaya koymuş olabilir ama Allah’ın gösterdiği yol Kur’an’dan geçer.

Hidayetin Anlamı ve Önemi
Hidayet, Arapça’da yol göstermek, rehberlik etmek anlamına gelir. Kur’an’da ise insanı karanlıklardan aydınlığa çıkaran ilahi rehberlik manasında kullanılır. Allah şöyle buyurur: “De ki: ‘Gerçekten size Rabb’inizden apaçık bir delil gelmiştir. O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve hidayete erdirir.’” (En’am 97). Yani hidayet, insanı batıldan hakka, cehaletten ilme, şirkten tevhide taşıyan bir lütuftur.

Bir başka ayette Allah şöyle buyurur: “Biz insana iki yolu göstermedik mi?” (Beled 10). İşte o iki yol, hidayet ve sapıklıktır. İnsan hangi yolu seçeceğine kendisi karar verir. Allah ise seçimini doğru yapanlara yardım eder.

Hidayetin İlk Adımı: İstemek ve Yönelmek
Hidayet, zorla verilecek bir şey değildir. İnsanın önce istemesi gerekir. Kalbi kapalı olana, inatla gerçeği reddedene hidayet nasip olmaz. Allah bu hakikati şöyle açıklar: “Allah, kendisine yöneleni hidayete erdirir.” (Şura 13). Yani ilk adım insana aittir: yönelmek. İnsan samimiyetle “Rabbim bana doğruyu göster” derse, Allah ona yol açar.

Ama tersi de var. Kibirlenen, nefsini putlaştıran, ayetlere karşı kör olan kimseye hidayet verilmez. “Allah, zalim topluluğu hidayete erdirmez.” (Bakara 258). “Allah, yalancı ve nankör olanı hidayete erdirmez.” (Zümer 3). Demek ki hidayetin önündeki en büyük engel, insanın kendi tavrıdır.

Hidayetin Yol Haritası: Kur’an
Hidayet yolunun rehberi yalnızca Allah’ın kitabıdır. Kur’an, insanları dosdoğru yola çağıran tek kılavuzdur. Allah buyurur: “Şüphesiz bu Kur’an, en doğru yola iletir ve salih ameller işleyen müminlere büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.” (İsra 9). Başka hiçbir beşer, hiçbir topluluk, hiçbir gelenek insana hidayet veremez. Çünkü Allah açıkça “Doğru yolu göstermek yalnızca Allah’a aittir.” (Nahl 9) buyurur.

O halde bir insanın hidayette olup olmadığını anlamanın ölçüsü, onun Kur’an’a ne kadar bağlı olduğudur. Eğer hayatını Kur’an’a göre yaşıyor, kararlarını onunla veriyor, dinini ondan öğreniyorsa hidayettedir. Ama Kur’an yerine insan sözlerini dinin kaynağı yapıyorsa, o yoldan sapmıştır.

Hidayetin Sürekliliği
Hidayet bir defa elde edilip bırakılacak bir şey değildir. Tıpkı yürüdüğün yol gibi, sürekli devam etmen gerekir. Bir gün hidayette olan, ertesi gün gaflete düşüp yolun dışına çıkabilir. İşte bu yüzden Kur’an bize her gün, her namazda şu duayı yaptırır: “Bizi dosdoğru yola ilet.” (Fatiha 6). Bu dua, hidayetin sürekliliği için yapılır. Yani Rabbimizden daima yol üstünde kalmayı dileriz.

Hidayetin Meyveleri
Hidayete eren insanın hayatında bazı izler olur. Öncelikle kalbinde huzur vardır. Çünkü Allah ona güvence vermiştir: “Allah, hidayete erenlerin imanlarını artırır.” (Meryem 76). Böyle insan adaletli olur, emanete riayet eder, şirke bulaşmaz. Hidayet, insanın sadece ahiretini değil, dünya hayatını da güzelleştirir.

Hidayeti Kaybetmek
Hidayet verilen kimse onu kaybedebilir mi? Evet. Eğer kişi Allah’ın ayetlerini bırakır, başka yollara saparsa, hidayeti terk etmiş olur. Allah bu konuda uyarıyor: “Kim benim zikrimden yüz çevirirse, ona sıkıntılı bir hayat vardır.” (Taha 124). Hidayeti terk eden, huzurunu da kaybeder.

Kimler Hidayettedir?
Kur’an bu sorunun cevabını açıkça veriyor:

  • Allah’a şirk koşmayanlar (En’am 82)
  • Kur’an’a sarılanlar (Nisa 175)
  • Takva sahipleri (Bakara 2)
  • Müminler (Casiye 20)
  • Nebiler gibi vahye bağlı olanlar (En’am 89-90)

Demek ki hidayet, belli bir grubun tekeline verilmiş değil. Her kim Kur’an’a inanır, ona sarılır ve şirkten sakınırsa hidayettedir.

Kimler Hidayete Erdirilmez?
Kur’an, bu noktada da net. Allah şunlara hidayet vermez:

  • Zalimler (Kasas 50)
  • Yalancılar (Mümin 28)
  • Fasıklık yapanlar (Saff 5)
  • Ayetlere karşı kör olanlar (Kehf 57)
  • Bir inanıp bir inkâr edenler (Nisa 137)

Bu da bize gösteriyor ki hidayet sadece istemekle değil, aynı zamanda tavırla ilgilidir. Yanlışta ısrar eden, gerçeği örtmeye çalışan, kendi yolunu Allah’ın yolundan üstün gören kimseye hidayet verilmez.


Kardeşim, hidayet bir nimettir, ama aynı zamanda bir imtihandır. Hidayete ermek yetmez, o yolda kalmak da gerekir. Bunun için Kur’an’a sarılmak şarttır. Hidayeti korumanın en güzel yolu ise dua etmektir. “Rabbimiz, kalplerimizi doğru yolda sabit kıl.” (Âl-i İmran 8). “Rabbimiz, bize dosdoğru yolunu göster.” (Fatiha 6).

Sonuç olarak, hidayet Allah’ın bir lütfudur. Kur’an’a yönelen, ayetlere güvenen, şirkten uzak duran ve kalbini Allah’a açan herkes hidayettedir. Onun dışındaki yollar ise sadece sapıklık ve karanlıktır. Gerçek huzur ve kurtuluş, ancak Allah’ın gösterdiği hidayet yolundadır.

Kardeşim, hidayet konusu Kur’an’da defalarca ele alınan ve hayatın merkezine yerleştirilmiş bir kavramdır. Hidayet, aslında Allah’ın insanı doğruya yöneltmesi, yol göstermesi ve karanlıklardan aydınlığa çıkarmasıdır. Kur’an, hidayeti hem bir yol hem de bir nimet olarak tanımlar. Zira Allah’ın gönderdiği kitap olmadan kimse kendi aklıyla hakikati tam anlamıyla bulamaz. Bu nedenle Kur’an, “Hidayet rehberidir” (Bakara 2) diyerek başlar ve bu yolun sadece Allah’ın kitabıyla açık olduğunu vurgular.

Hidayetin içinde olmak demek, Allah’ın indirdiği kitabı tek ölçü almak, ona teslim olmak ve başka kaynaklara sapmadan yalnız ona tabi olmaktır. Allah, “İşte bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyun. Başka yollara uymayın, yoksa sizi O’nun yolundan ayırır” (En’âm 153) diyerek hidayetin çerçevesini çok net çizer. Demek ki bir insan, Kur’an’ın gösterdiği dosdoğru yolda ilerliyorsa hidayettedir. Bunun dışında başka yol aramak, mezheplerin, rivayetlerin veya insan yapımı kuralların peşine düşmek ise hidayetten çıkmak anlamına gelir.

Hidayette olanların en belirgin özelliği, Allah’a ortak koşmamak, yalnızca O’na kulluk etmek ve kitabı hayatlarına rehber edinmektir. Çünkü hidayet, kalbin Allah’a teslimiyetiyle birleştiğinde insanı hem bu dünyada hem ahirette güvene kavuşturur. Allah, “Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini hidayete erdirir” (Teğâbün 11) buyurur. Buradan anlıyoruz ki hidayet sadece bir bilgi meselesi değil, aynı zamanda bir kalp bağlılığıdır.

Öte yandan, hidayetin dışına çıkanlar Kur’an’da “dalalet” olarak ifade edilir. Dalalet, sapkınlık ve yolunu kaybetmektir. Hidayetin dışına çıkanlar Allah’ın ayetlerinden yüz çevirir, dünya çıkarlarını önceler ve Allah’tan başkasına yönelirler. Kur’an bu kişileri şöyle anlatır: “Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır” (Bakara 175). Yani hidayeti terk eden kişi aslında kendi nefsini ve ahiretini kaybediyor.

Sonuç olarak hidayet, Allah’ın kitabına sımsıkı sarılanların üzerinde olduğu yol; hidayetin dışına çıkmak ise kendi aklını, geleneğini ya da başka insanları Allah’ın önüne koymaktır. Gerçek kurtuluş ancak hidayeti korumakla mümkündür. Çünkü Allah’ın açık sözü şudur: “Allah, iman edenleri dünya hayatında da ahirette de sağlam sözle sabit kılar. Allah zalimleri saptırır. Allah dilediğini yapar” (İbrahim 27).

Kardeşim, şimdi sana sorayım: Bu ayetleri düşündüğünde, sence hidayette kalmak için sadece iman yeter mi, yoksa imanla birlikte sürekli Kur’an’a dönmek ve onunla yol almak da şart mı?

Sözümdeki doğrular Allah’ın, yanlışlar ise benimdir.
aydinorhon.com

 

 

 

  Kader: İnsan İradesiyle Yazılan Yolculuk Kardeşim, kader konusu insanlık tarihi boyunca en çok tartışılan meselelerden biri olmuştur. Çü...